Resmi Evrakta Sahtecilikte İğfal Kabiliyeti

Sevgili meslektaşlarım,
Müvekkilim köy muhtarı hakkında Tck 204/1-3 Resmi Belgede Sahtecilik suçundan Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. İddianame de müştekinin, kardeşi olan şüphelinin fotoğrafını yapıştırmak suretiyle kendisine ait kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanı çıkardığı, yapılan incelemede nüfus cüzdanı kimlik bilgilerinin müşteki kimlik bilgilerini içerdiği ancak fotoğrafın şüpheliye ait olduğu ve bu sahte belgeye dayanılarak nüfus cüzdanı çıkartıldığı yazmaktadır.
Ayrıca nüfus cüzdanı talep belgesinin suç tarihinde müvekkil köy muhtarı tarafından imzalanarak ve mühürlenerek düzenlendiği ve imza ile mühür izinin belgede ki fotoğraf üzerinde ki imza ve mühürün devamına uyum sağladığı ekspertiz raporuyla sabit olmuştur denilerek müvekkilim hakkında dava açıldı.
Ancak müvekkilim imzanın ve mühürün kendisine ait olduğunu söylemekte ancak diğer şüpheliye böyle bir evrakta vermediğini dile getirmektedir. Şu an için diğer şüpheliye ulaşamadık. Böyle bir davada müvekkilim sanık muhtarın için üzerine atılı suçu işlemediğine dair nasıl bir yol izlemeliyim? Benzer bir durumla karşılaşan meslektaşlarımın yardımlarını bekliyorum.
Teşekkürler.

Merhaba.
Müvekkiliniz imzanın benzediğini, ama böyle bir imza atmadığını, imzayı da kabul etmediğini söyleseydi keşke. Ekspertiz raporu, mühür ve imzayı da kabul edince, söylenecek fazla bir şey bırakmıyor. Mühür yaptırılabilir bir mühür müdür, buna bakmak ve diger şüpheliye de ulaşmak gerekiyor.
Kolay gelsin.

Alıntı: Yazan iksir Sevgili meslektaşlarım, Müvekkilim köy muhtarı hakkında Tck 204/1-3 Resmi Belgede Sahtecilik suçundan Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. İddianame de müştekinin, kardeşi olan şüphelinin fotoğrafını yapıştırmak suretiyle kendisine ait kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanı çıkardığı, yapılan incelemede nüfus cüzdanı kimlik bilgilerinin müşteki kimlik bilgilerini içerdiği ancak fotoğrafın şüpheliye ait olduğu ve bu sahte belgeye dayanılarak nüfus cüzdanı çıkartıldığı yazmaktadır. Ayrıca nüfus cüzdanı talep belgesinin suç tarihinde müvekkil köy muhtarı tarafından imzalanarak ve mühürlenerek düzenlendiği ve imza ile mühür izinin belgede ki fotoğraf üzerinde ki imza ve mühürün devamına uyum sağladığı ekspertiz raporuyla sabit olmuştur denilerek müvekkilim hakkında dava açıldı. Ancak müvekkilim imzanın ve mühürün kendisine ait olduğunu söylemekte ancak diğer şüpheliye böyle bir evrakta vermediğini dile getirmektedir. Şu an için diğer şüpheliye ulaşamadık. Böyle bir davada müvekkilim sanık muhtarın için üzerine atılı suçu işlemediğine dair nasıl bir yol izlemeliyim? Benzer bir durumla karşılaşan meslektaşlarımın yardımlarını bekliyorum. Teşekkürler.

Muvekkilinizin ikrari soz konusu.

Bilirkisi raporuda aleyhinize,

Benzer dosyada muvekkilim ceza almisti,

Sanık tarafından ibraz edilen ve kendi fotoğrafını taşıyan,ancak başkasına ait kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanına itibar etmeyen polisler sahteliği farkedip sanığı yakalamış bulunduklarına göre,nüfus cüzdanının iğfal kabiliyeti bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Bu itibarla polisleri aldatamayan ve aldatıcılık niteliği bulanmayan nüfus cüzdanı ile sahtecilik suçu oluşmamıştır. Direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. CGK 21.11.1994 6-275/294
---------------------------------------------------------------
Suça konu pasaportla hava limanında yurt dışına çıkış yapmak istenirken pasaport kontrolünde vizenin sahte olduğu anlaşılmış olması karşısında aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp gösterilmeden yazılı kararın verilmesi.
6 CD 11.6.2002 6483/8025

Alıntı: Yazan Av. Hatun Olguner Sanık tarafından ibraz edilen ve kendi fotoğrafını taşıyan,ancak başkasına ait kimlik bilgilerini içeren nüfus cüzdanına itibar etmeyen polisler sahteliği farkedip sanığı yakalamış bulunduklarına göre,nüfus cüzdanının iğfal kabiliyeti bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Bu itibarla polisleri aldatamayan ve aldatıcılık niteliği bulanmayan nüfus cüzdanı ile sahtecilik suçu oluşmamıştır. Direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir. CGK 21.11.1994 6-275/294 --------------------------------------------------------------- Suça konu pasaportla hava limanında yurt dışına çıkış yapmak istenirken pasaport kontrolünde vizenin sahte olduğu anlaşılmış olması karşısında aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp gösterilmeden yazılı kararın verilmesi. 6 CD 11.6.2002 6483/8025

-------------------------------------

İçtihat tarihlerinden sonra birçok dosyamızda aynı şartlar olmasına rağmen ceza verilmiş ve bu cezalar Yargıtay tarafından onanmıştır.

Bülent Bey ;

Acaba bu içtihatlar ve benzeri içtihatlar eşliğinde savunma yapılmış ve yargıtay kararları dosyalara sunulmuş muydu ?
Ve acaba daha yeni tarihli benzer içtihatlar var mıdır ?

Bülent Bey ;

Bir de ceza ile sonuçlanan kararları ve yargıtayın onama kararlarını paylaşır mısınız ?

Sayın Av Bülent Akçadağ;

Hatun hanımın sorduğu sorulara cevabınızı ben de merak ediyorum.
Gerçekten benzer dosyalarınız varsa nasıl savunma yaptığınızı ve aldığınız sonuçları neden paylaşmadınız?

İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesindeki bir davada (resmi evrakta sahtecilik) ehliyet ve nüfus cüzdanında sahtecilik nedeniyle nüvekkilim yargılanmış, polisler ehliyetin sahteliğini ilk bakışta anladıklarına dair tanıklık yapmışlar ama nüfus cüzdanındaki sahteliğin ilk bakışta anlaşılıp anlaşılmadığına dair anlatımları olmamıştır. Kriminal raporda ise her iki belgnin aldatıcılık vasfının bulunduğu rapor edilmiştir. İddianamede zincirleme suç nedeniyle cezanın artırılması talep edilmiş,mahkemece ehliyetin sahteliğinin ilk bakışta anlaşıldığı dolayısıyla sahtecilik suçunun oluşmadığı gerekçesiyle savunmamız doğrultusunda zincirleme suçun oluşmadığı kabul edilmiş ve yalnızca nüfus cüzdanındaki sahtecilik nedeniyle alt sınırdan ceza verilmiştir. Biz her iki belge bakımından aldatıcılık yeteneği bulunmadığından her iki belge yönünden beraat verilmesi gerekir diyerek istinafa başvurduk...

Alıntı: Yazan Av. Hatun Olguner İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesindeki bir davada (resmi evrakta sahtecilik) ehliyet ve nüfus cüzdanında sahtecilik nedeniyle nüvekkilim yargılanmış, polisler ehliyetin sahteliğini ilk bakışta anladıklarına dair tanıklık yapmışlar ama nüfus cüzdanındaki sahteliğin ilk bakışta anlaşılıp anlaşılmadığına dair anlatımları olmamıştır. Kriminal raporda ise her iki belgnin aldatıcılık vasfının bulunduğu rapor edilmiştir. İddianamede zincirleme suç nedeniyle cezanın artırılması talep edilmiş,mahkemece ehliyetin sahteliğinin ilk bakışta anlaşıldığı dolayısıyla sahtecilik suçunun oluşmadığı gerekçesiyle savunmamız doğrultusunda zincirleme suçun oluşmadığı kabul edilmiş ve yalnızca nüfus cüzdanındaki sahtecilik nedeniyle alt sınırdan ceza verilmiştir. Biz her iki belge bakımından aldatıcılık yeteneği bulunmadığından her iki belge yönünden beraat verilmesi gerekir diyerek istinafa başvurduk...

Merhabalar üstadim, sizi rahatsız ettiğim için kusura bakmayın lütfen Türk Hukuk Sitesinde yer alan mesajlarınızı ve ne kadar bilgili olduğunuzu gördükten sonra size bir konuda danışmak istedim.

Bir meslektaşımız diğer meslektaşımıza cezaevinde müvekkil ile görüşmesi için yetki belgesi düzenlemiş. Ama ıslak imza yok.Cezaevi ıslak imza isteyince görev alan vereni aramış.o da imzasının fotoğrafını atıp benzer atıver demis.
Netice de cezaevi yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmuş müvekkil ile görüşememis .Netice itibariyle belgeyi inceleyeler imza benzese deevrakı kullandirmamıs.
Sizin paylaştığınız pasaport kararına benziyor sanki.Pasaport kontrolde kullanmadiysa sahtecilik suçu islenemez gibi
Tevkil veren imza benimdi dese yeterli olur mu?

İstanbul 19. Asliye Ceza Mhk karari Bamda onanarak kesinlesmis ve muvekkilim cezaevinden 1 gunde tahliye olmustur.Bam karari 10 gunde onamisti.

Yargitay 11. CD 2024/8754 karar

Sanigin kimlik kontrolu yapan polise sahte ehliyet gösterdiği anlasilmis,ehliyetin kriminal incelemesi sonucu duzenlenen raporda sahteciligin igfal kabiliyetinin bulundugu belirtilmis ve mahkemece sanik hakkinda 1 yil 8 ay cezaya hukmedilmistir. Sanik mudafiinin temyiz isteginin reddi ile hukmun onanmasina...