25-01-2008, 13:26 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
Soğukta hiç cazip görünmüyor |
25-01-2008, 13:43 | #32 | |||||||||||||||||||||||
|
Aman dostum kışlık kabanlar ve yanımızdaki dostumuz bunun için |
27-01-2008, 20:51 | #33 |
|
UĞUR MUMCU"YU ÖZLÜYORUM...
ANISINA SAYGI İLE : Sesleniş... Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık. Vurulduk ey halkım, unutma bizi... Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katlarımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Fidan gibi genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin acımasız ellerine terk edildik. Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi... Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acınmaksızın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu. Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce kolumuzu, omuz başından keserek yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık önlerine. Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz. Öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük. Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük. Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Bağımsızlık, Mustafa Kemal' den armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular. Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi... Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; komünist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız bayrağımızı daha da dik tutabilmekti bütün çabamız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler. Vurulduk ey halkım, unutma bizi... Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile alamamıştık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere. Asıldık ey halkım, unutma bizi... Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük. Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına, Batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler. Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi... Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi... Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi. Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi... Uğur Mumcu - Cumhuriyet 25.8.1975 |
16-02-2008, 22:39 | #34 |
|
"Bahar" özledim. Çiçekleri yemyeşil kırları özledim. Karın altında uyuyan toprağı görmeyi özledim.
|
16-02-2008, 23:59 | #35 |
|
Oğlumu özledim...
|
17-02-2008, 13:25 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
O da, sizi..... |
17-02-2008, 14:33 | #37 |
|
Bir saat sonra yanımda olacak
|
20-02-2008, 05:33 | #38 |
|
Kışın güneşi
Yazın karı özlüyorum... Biraz edebi oldu fakat küçüklüğümden beri takıntılı olduğum nokta...Kışın havalar bir ısınsa diyerek yaza özlem duyuyorum ..Aynı şey yazın sıcaktan bunaldığımda kışa kara özlem duyuyorum.... |
20-02-2008, 22:45 | #39 |
|
İLK AŞKIMI , HEYECANIMI , UMUTLARIMI ,HAYALLERİMİ ÖZLEDİM..Şiir yazabildiğim , huzurla uyuduğum , sohbet edebildiğim gençliğimi özledim..Yaşlanmaya alışamadım halaa
|
20-02-2008, 23:37 | #40 |
|
"Huzur"u özledim.
|
23-02-2008, 01:43 | #41 |
|
Burnumun eski halini özledim
|
25-02-2008, 18:59 | #42 |
|
Kimsenin derdini dinlemediğim 5 yaşımdaki tasasız bir günümü özledim...
|
25-02-2008, 20:52 | #43 |
|
Sokak lambasının ışığında gece yarısına kadar arkadaşlarımla "yakantop" oynamayı özledim. O topların yaktığı yerlerin acısını arar oldum.
|
01-03-2008, 17:38 | #44 |
|
:)
Eski hayalperestliğimi özledim...artık çok daha gerçekçiyim...
|
01-03-2008, 23:52 | #45 | |||||||||||||||||||||||
|
Estetik mi yaptırdınız? |
01-03-2008, 23:57 | #46 | |||||||||||||||||||||||
|
Gece yarısına dek oyun oynamayı ben de özledim. Bugün coğrafi olarak, özellikle ziyaret etmeyi seçmeyeceğim , ilkokul 2 den ortaokul 2.sınıfa dek yaşadığım Tekirdağ'ın Hayrabolu ilçesini, okula giderken peşimden kovalayan komşunun kaz sürüsünden beni korumak için karnı burnunda kar üstünde ardımdan yollara düşen annemi, yağmurun kokusunu içimize çeke çeke apartman önlerinde oynadığımız sek sek günlerini, limon çiçeği yaprağının suyla karıştığında köpürdüğünü keşfettiğimiz komşu bahçeyi, daha pek çok şeyi, özledim. |
02-03-2008, 01:19 | #47 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet |
02-03-2008, 01:33 | #48 |
|
Hiçbir şey için düşünmek - uğraşmak - yorulmak zorunda kalmadığım zamanları özlüyorum...
|
04-03-2008, 15:28 | #49 | |||||||||||||||||||||||
|
O geçti artık |
04-03-2008, 17:04 | #50 |
|
En çok boş vakitlerimi özledim..O kadar yoğunum ki...
Hani şimdi biri bana 'boş vakitlerinde neler yaparsın?' diye anketvari bir soru sorsa verecek cevabım yok Ne yaparsam yapayım saate bakmak ve dakikaları dikkatlice kullanmak zorunda olmadığım,zaman mefumundan bi haber olduğum boş ve güzel günlerimi özledim ben... |
04-03-2008, 18:40 | #51 | |||||||||||||||||||||||
|
Hımm, demek ki insan yaşlanınca sohbet edemiyor. İlginç... Bende, insan yaşlanınca aynı zamanda çene etrafındaki kasların da gevşediğini sanıyordum. Demek ki öyle değilmiş. |
04-03-2008, 21:27 | #52 | |||||||||||||||||||||||
|
Yaşamın bir şeyleri özlemek için, çok kısa olduğunu, Kederlenmek için neden bulmanın kolay, kederlenmemeninse hüner olduğunu Mutluluk kadar mutsuzluğun da bulaşıcı olduğunu öğrendim. Her yeni günde bunları hatırlamanın, daha da önemli olduğunu hatırımda tuttuğum müddetçe, hiç bir şeyi özlemez oldum |
07-03-2008, 21:19 | #53 |
|
Çocukluk yıllarımı özledim.
|
14-03-2008, 20:08 | #54 |
|
mutlu olmayı özledim
|
14-03-2008, 21:58 | #55 |
|
Şiir yazma uğraşının vermiş olduğu zevki yeni yeni tadarken, istediğim kelimeyi bulamıyorum diye çırpışlarımı Özledim...
|
22-03-2008, 14:05 | #56 |
|
:)
Çırpınışlar hep oluyor..Yine şiir yazma denemeleriniz olabilir hele de yağmurlu havalarda
|
23-03-2008, 13:05 | #57 |
|
Dostlarımı, gerçek dostluğu özledim.
|
29-03-2008, 22:21 | #58 |
|
Geleceğimi özledim. Gelsin artık!..
|
31-03-2008, 12:33 | #59 |
|
lisedeki yatakhane anılarım... işte o günleri çok özledim.
|
31-03-2008, 12:40 | #60 |
|
Çok zayıftım, pantalonum belimden düşüyordu, kollarım incecikti, oturduğumda kemiklerim rahatsız ediyordu, o günümü özledim. Yakında olacak ama sözüm var, iddiaya girdim.İddia konusu "çılgınca alışveriş yapmak" kaybeden taraf diğerinin masraflarını karşılayacak...
Tek derdimin bu olduğuna ben de inanamadım |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 5 (0 Site Üyesi ve 5 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Bir erkek neyi bekler?... | cLaW | Site Lokali | 60 | 11-10-2010 12:30 |
Anayasa Neyi İfade Eder | baykara1 | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 02-03-2002 11:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |