06-07-2009, 21:22 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
(Zarar olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışmaya açık olmakla birlikte) İşkoliklerin etrafında bulunan ve bu işkoliklerden ilgi beklemesine rağmen bu konuda pek doyum sağlayamayan partnerleri, aileleri, dostları, arkadaşları v.s. dışında Saygılarımla... |
07-07-2009, 22:29 | #32 | |||||||||||||||||||||||
|
Çok anlamlı ve yakın geldi bana işkolikliğin gerekçeleri. Yaşamdan, yaşamın ağırlığından, üzüntüsünden kaçmak için daha çok çalışmak içgüdüsel bir tepki haline geldi bende. |
08-07-2009, 00:02 | #33 |
|
01.07.2009 tarihli basından:
'24 ilde 64 bin erkek üzerinde yapılan araştırmaya göre her 3 erkekten ikisi sertleşme sorunu yaşıyor'. Süddeutsche Zeitung'un bugünkü baskısında İstanbul muhabiri Kai Strittmater'in konu ile ilgili bir haberi var. Başlık: 'Nationaler Notstand'; Notstand sözlüklerde 'hukuki zorunluluk hali' olarak tanımlanıyor. Başlığın Türkçesi, 'Ulusal zorunluluk hali' olur o zaman. Neden ulusal zorunluluk? Türk erkeği kendisini seks gücü bakımından en güçlü erkek olarak görür. Kendisini bu kadar güçlü hisseden bir grup, üçte ikisinin sorunlu olduğunu öğrenince şok geçirmez mi? Bir de Sayın Dr. Fuat ŞENOĞLU'nun şu tespitine bakalım: Alıntı: 2. anlayış ise genellikle yetersiz fiziksel özellikleri nedeniyle erkeklerden yeterli ilgiyi görmemiş ve bu yöndeki umutlarını da yitirmiş olan kadınların savundukları, bilimsel ve hukuksal alt yapısı olmayan, toplumbilimine de uymayan radikal ve marjinal görüş ve düşüncelerdir Sayın Şenoğlu feministliğin gerekçesi olarak erkeklerin bazı kadınlara, bu kadınlar erkeklerin aradıkları ve değer verdikleri fiziksel özelliklere sahip olmadıkları için, yeterli ilgiyi göstermiş olmamalarını ve bu kadınların umutsuzluk içinde feminizme sarıldıklarını gösteriyor. Araştırmanın sonucu: Üç erekekten ikisi cinsel bakımdan yetersiz. Sayın Şenoğlu'nun tespiti: Erkek fiziksel bakımdan yeterli olmayan kadına ilgi göstermez. Soru: İlgi göstermemenin asıl sebebi hangisi acaba? Erkeğin cinsel yetersizliği mi, yoksa kadının fiziksel yetersizliği mi? İkinci soru: Türkiyedeki kadınların üçte ikisi feminist mi? Aklıma Almanların 'Mehr Schein als Sein' deyimleri geldi; isterseniz 'olduğundan fazla olmaya çalışmak', isterseniz 'Kayserilinin eşek boyaması' olarak anlıyabilirsiniz deyimin Türkçesini. Nedir kadınları feminist olmaya iten bu 'Türk Erkeği' gerçekte; İnandığı veya kendisini inandırdığı (yoksa sırf başkalarını mı inandırmaya çalışıyor?) ölçüde güçlü kuvvetli birisi mi, yoksa araştrımanın belirttiği türden zayıf birisi mi? Saygılarımla |
08-07-2009, 09:24 | #34 |
|
Feminizm, erkeklerin iktidarsızlıklarından ziyade ataerkil sistem ve iktidar sorunu ile ilgilenir.
Saygılar. |
08-07-2009, 09:37 | #35 | |||||||||||||||||||||||
|
Feminizm iktidardan yana mıdır? |
08-07-2009, 09:44 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
Feminizm "kadınların iktidar olma arzusudur diyebiliriz " Ve evet iktidardan yanadır |
08-07-2009, 09:45 | #37 | |||||||||||||||||||||||
|
İktidarın adaletten yana olması, hepimizin beklentisi ve savaşımıdır. |
08-07-2009, 09:46 | #38 | |||||||||||||||||||||||
|
Erkekler de iktidardan yanadır. O halde sorun kalmadı. Hepimiz feministiz! diyebiliriz. Ne güzel ne güzel |
08-07-2009, 09:56 | #39 | |||||||||||||||||||||||
|
Ya, biz bunu neden düşünemedik |
08-07-2009, 09:57 | #40 | |||||||||||||||||||||||
|
|
08-07-2009, 09:59 | #41 | |||||||||||||||||||||||
|
Fazla iktidar, istikrarsızlığa yol açar diye düşünüyorum. |
08-07-2009, 10:28 | #42 |
|
Bu sefer de feminist mi olduk?
Hrant Dink öldü; hepimiz Ermeni olduk... Muhsin Yazıcıoğlu öldü; hepimiz sağcı olduk... Türkan Saylan öldü; hepimiz solcu olduk... Allah Bülent Ersoy'a uzun ömürler versin Not: Duygu Asena öleli çok olmadı mı hem? |
08-07-2009, 10:43 | #43 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu sefer olmadık. Bizlik sizlik bir durum da yok zaten. Feminizm bir bakış açısıdır, tartışılmasından doğal bir durum da yok. |
08-07-2009, 10:46 | #44 | |||||||||||||||||||||||
|
Ayrıca emsal gösterilenler hep ölmüş kişiler. öldükten sonra sahip çıkılmış Oysa feminizm capcanlı yaşıyor. Feminizm yaşarken o'na sahip çıkmak, farklı olmalıdır diye düşünüyorum... |
08-07-2009, 10:50 | #45 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu çok hoşuma gitti, Bülent Ersoy latifem de bu sözünüzü okuyunca aklıma geldi @Özge Yücel. Tabi ki tartışalım, üstelik tartışmaya çok müsait bir konu |
08-07-2009, 10:54 | #46 | |||||||||||||||||||||||
|
Allah gecinden versin, asıl o ölünce mi kimin ne olduğu anlaşılacak diyorsunuz? |
08-07-2009, 10:58 | #47 |
|
@Av.Mehmet Saim Dikici: "Her nefis ölümü tadacaktır" Er ya da geç, kaçınılmaz son
Bir şey demek istemiyorum Bekleyelim görelim |
08-07-2009, 11:35 | #48 |
|
Feminizim, iktidar, istikrar vs. derken, konu neden mezarlığa geldi ki?
Valla ben bir şey yapmadım. Topu topu iki mesajım var. Biri pastayla ilgili, diğeri istikrarla... Şaka bir yana; Ezilen kadınların hak ve onur savaşını yürekten kutluyorum ve destekliyorum. Adı o kadar da önemli değil. (sertifikamı isterim. ) |
08-07-2009, 21:00 | #49 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet Sayın Nur Deniz, siz bir kadınsınız ve bu bahsettiğiniz tanımlamalar insanca şeyler olmakla birlikte aynı zamanda erkek bakış açısının da kadında aradığı ve takdir ettiği şeylerdir aslında. Tanımlamada geçen özgüvenli,akıllı, çalışkan, başarılı , eğitimli , kendi değerinin farkında, aynı zamanda erkek egemenliğini kabul etmemekle birlikte kadınsı özelliklerini de muhafaza eden kadın tiplemesi zaten toplumda kabul gören kadın tanımlamasıdır bence. yalnız oradaki güçlü "asi" kadın tiplemesi erkeğin başlangıçta hoşuna gitse de dozunda gerektir zira erkek egemen toplumlarda biliriz ki kadının itaatkarı makbuldür... Sorun nerede o zaman? Neden kadınlar dünyada şu an haklarının mücadelesini veriyor olabilirler? Niçin hala kız çocuklarının okuma yazma oranları erkeklerden daha düşük ya da bu gelenekçi yapı niçin kadını iş ortamından ayırmak için bahaneler üretiyor? Niçin kadınların çalışması için gerekli olan çocuk bakım, doğum izni vs gibi sosyal hakları bir bir ellerinden alınıyor? Ndene hala eşit işe eşit ücret söz konusu olduğu halde istihdam yapısı içinde kadınlar hala erkeklerden aynı iş karşılığında yaklaşık %20 -30 gibi bir rakam daha az kazanıyorlar? Neden KAHDEM gibi destek mekanizmalarına kadınlar erkeklerden daha fazla başvuruyorlar ya da bunun erkekler için bir versiyonu yok? Neden kadın sığınma evleri var da erkek sığınma evleri yok? Sığınmaya ihtiyaçları yok demek ki.. Demek ki bir sorun var ve biz bunu farklı bir bakış açısı ile ele almak durumundayız. Buna istersek feminizm diyelim istersek cinsiyetçilik.. istersek buna kadın hakkı değil insan hakları temelinde ele alalım diyerek erkeklerin egemen olduğu bir dünyada erkeklerin koyduğu kurallar çerçevesinde eritelim.. nasıl ki çocuk hakları kendine has özellikler taşıyan bir alan ise kadın hakları da böyledir ve bunun insan hakları başlığı altında ele alınması konuya gösterilecek duyarlılığı azaltıcı etki yaratacaktır diye düşünüyorum.. işkolizme gelince. işkolizm ile adanmışlığı nasıl ayırdedeceğiz? bir insan kendini adarsa bir şeye gönülden bağlı olduğu için çalışmaya başlar ve bunun sonucu işkolizme kadar varabilir..ki nitekim bunun çok örnekleri de vardır. işkolizmde tam tersine bir kaçış ve haz aldığı şeye yönelim vardır. belki bu noktadan yakalanabilir ancak doğal sonuçları benzer gibi.. galiba nerden baktığımıza bağlı olabilir. çalışmalarınız nedeniyle sizi öven insanlara göre siz mesleğine ve çalışmalarına kendini adamış birisinizdir fakat bu çalışmalarınız nedeniyle ihmal edilmiş hisseden ailenize göre siz bir işkoliksinizdir.. gibi.. sanırım.. sesli düşündüm sadece.. |
08-07-2009, 21:01 | #50 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn.Hades, İktidarın olduğu yerde direniş illa ki olur. Hatanız gerçekten önemli değil gibi görünebilir ama usul, esastan önce gelir. Saygılar. |
08-07-2009, 22:05 | #51 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Academic,
İnsan Haklarında kadınların hak olarak istemediği birşey mi var? Saygılarımla... |
08-07-2009, 22:13 | #52 |
|
Kadın hakları ile savunulan, kadının insan haklarıdır. Kadının kendi bedeni üzerinde tek başına söz sahibi olması, cinsiyeti nedeniyle veya medeni durumu nedeniyle ayrımcılığa uğramaması, izin verilmediği halde göz yumulan şiddetin her türlüsüne karşı savaşım verilmesi amaçlanır. Bunların zaten insan hakları kuramına göre olması gerekir ama nedense yüzyıllardır ikiyüzlülük içinde gerçekleşmemektedir. Öyleyse ataerkil iktidara karşı farklı bir bakış açısıyla kadının insan haklarının savunulması, kadının çeşitli konularda toplumsal cinsiyeti kadın olduğu için yaşadığı sorunlarda bu bakış açısıyla çözüm getirilmesi gerekmiştir.
|
08-07-2009, 22:36 | #53 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Özge Yücel,
Yazdıklarınıza ve belirttiğiniz fikirlerinize "kesinlikle" saygı duyuyorum.
"anaerkil iktidara karşı farklı bir bakış açısıyla erkeğin insan haklarının savunulması" gerekecek; daha sonra tekrar kadının insan hakları savunulacak... ve bu, bir kısırdöngü haline gelecektir. Lakin şayet iktidarda "İNSAN" varsa ve bu layıkıyla korunup buna değer verilir ve saygı duyulursa "eminim" herkes mutlu ve "hak sahibi" olacaktır (diye düşünüyorum) Saygılarımla... |
08-07-2009, 22:44 | #54 |
|
Toplumsal olgular düz mantıkla çözülemez. Yani ataerkil iktidara feminist bakış geliştirildiğinde anaerkil bir iktidar ortaya çıkmaz. İstenilen anaerkil veya ataerkil iktidar değil her yerde her konuda eşitlik ve dayatmacılığın son bulmasıdır. Kadının insan haklarının kadın hakları olarak savunulması kadının üstünlüğü anlayışını dikte etmez, feminizm kadın-erkek eşitliğini savunur. İnsan kavramı yetseydi her gün kadına yönelen şiddet nedeniyle çaresiz kalmazdık. İsterseniz KAHDEM'i sürekli olarak okuyarak bu konudaki eşitsizliği çarpıcı biçimde görebilirsiniz.
|
08-07-2009, 22:53 | #55 |
|
Sayın Özge Yücel,
Öncelikle öneriniz için teşekkür ederim. Her birey gibi yaşanmışlıklardan ve özellikle mesleğimden dolayı "insan" ların ne şekilde, nasıl ve kimlerin kimler tarafından haksızlıklara maruz kaldığına bizzat yaşamımla canlı şahidim. Bu sebeple doğan, "insan" bazında değerlendirme yapılması gerektiği kanaatim değişmeyecek. Kadınların ve/veya erkeklerin inanç ve düşünceleriyle "Eşitlik" noktasına gelindiğine karar verecek mekanizmaların da "düz mantık" dışında sistemize edilmiş olmasını umut ederim. Her halükarda bir insan düşünüyorsa "buna katılmasam da" öncelikle ve özellikle "düşünülmüşlüğü" saygı duymam için yeterli; bu sebeple fikirlerinize saygı duyduğumu tekrar belirtmek isterim. Saygılarımla... |
08-07-2009, 23:58 | #56 | |||||||||||||||||||||||
|
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde elbette insan olarak kadınların haklarını da içerir..Aynı zamanda çocukların da.. Yani adı üzerinde insan hakları.. Uluslararası düzlemde bağlayıcı prensip kararları ortaya koyan bildirgeler yerine daha bağlayıcı ve yaptırımları da içeren sözleşme sisteminin getirilmesi, bildirgenin hala ihlallere uğramasından kaynaklanmış olmasın sakın sayın Hades? Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de kadınların diğer insanlarla eşit olduğuna dair hükümler getirmiştir ancak bunlar da yetmemiş olacak ki kadınların haklarının yer aldığı pek çok uluslararası metin düzenlenmiş ve Türkiye de bu metinlere imza koymuş bir ülkedir.. Şimdi şunu düşünelim.. siz insan hakları bidirgesinin zaten kadın haklarını garanti altına aldığını ve bundan ötürü kadın hakkının savunulmasının mantıksızlığını öne sürüyorsunuz sanırım.. bütün bunlar yeterli olmuş olsa idi bu koşullarda bugün bu konuyu tatışmamızı gerektirecek bir durum ortada olmayacaktı zira sorun yoksa neyi tartışacağız ki? ancak öyle olmamalı ki, kadınların insan yerine bile konulmadığı ortamlarda özel olarak kadın haklarından dem vurulmak zorunda kalınıyor zannedersem.. türkiye'de töre cinayetleri, fırsat eşitsizlikleri, afrika ülkelerinde kadın sünneti, bazı batı ülkelerinde kürtaj yasağı, bazı ortadoğu ülkelerinde recm, hindistan ın geri kalmış bölgelerinde eşin cenazesinde yakılarak öldürülmek, ...işin garibi bunlar bu yüzyılda hala kadın sorunları olarak görülen konulardır. siyasal ekonomik sosyal haklar, iş yaşamı sorunları, eğitim hakkının engellenmesi diyoruz da kadının en temel yaşam hakkı bile sorgulanıyor hala..durum bu.. feminizm (radikal olanından bahsetmiyorum) mantık olarak kadın ve erkeğin eşit olduğunu ve kadının cinsiyetinden ötürü ayrımcılığa maruz kalmaması için bir birey olarak tanınmasını ve kötü muameleye maruz kalmamasını, toplumsal , ekonomik , siyasal ve kişi haklarının tümüne doğal olarak sahip olması gerektiğini, dolayısıyla bu engellerin kaldırılması gerektiğini ileri süren bir fikir hareketi olarak doğmuştur. kadınlara yönelik ayrımcılıkların hala sürdüğü bir dünyada kadın haklarının mücadelesinin yapılması doğaldır. sadece ülkemizde değil tüm dünyada kadın her zaman ikincil olarak görülmüş ve hala görülmektedir. iş dünyasındaki cam tavan sendromu da kadının yöneticilikle yükselmesinin önündeki psikolojik engellerin sergilenmesinden ibarettir. ancak bunda kadının ne kadar payının olduğunun da düşünülmesi gerekmektedir. kadına en büyük engelin erkek bakış açısı kadar bu bakış açısını besleyen bilinçsiz kadın olduğunu da ayrıca düşündüğümü belirtmek isterim. ne diyorduk? hayır insan hakları evrensel bildirgesi yetmedi, yetmeyecek? yetmiyor? etik ikilemlerin en çok yaşandığı konulardan biri de kadındır.. bugün kadın kendi bedeni üzerinde bile iktidara sahip değilken (örneğin kürtaj konusu) kadın üzerinden siyaset yürütülürken, bu konu ikilem olarak epey bir süre daha kalacağa benzer.. Saygılar bizden.. sesli düşündüm.. |
09-07-2009, 09:35 | #57 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben bunu ne zaman dedim, onu hiç anlayamadım. Bana ait olmayan bir fikri ısrarla bana aitmiş gibi anlamanızın nedeni, Saim Bey ile aramdaki "ironik" mesajlaşma olmamalı. Saygılar. |
09-07-2009, 15:42 | #58 |
|
Sayın Academic,
Yazdığım herşey hiçbir açıklama eklememe gerek olmayacak kadar net. Bunun haricinde hayatımda uygulamaya çalıştığım birşeyi de paylaşmak isterim: karşınızdaki kişiyle farklı görüşlere haiz olduğunuz kanaati edinmiş iseniz o kişiyi dinlerken ve/veya onun yazdıklarını okurken subjektifliğinizden sıyrılıp, objektif olarak dinlemez ve/veya okumazsanız asla ne dediğini anlamanızın mümkün olamayacağı gibi vardığınız sonuçta halen aynadaki aksinize bakmaktasınızdır. Saygılarımla... |
09-07-2009, 16:08 | #59 | |||||||||||||||||||||||
|
Herkes yanlış anlaşıldığından dem vuruyor. Yanlış anlaşıldığı düşüncesinde olup ta yanlış anlaşıldığından şikayet etmeyen bir ben kaldım herhalde. Şikayetim: Ben erkek iktidar veya erkek iktidarsızlk feminizme yol açar türünden herhangi bir düşünce belirtmedim. Bana, 'insan neden hasta olur' türünden bir soruyu hatırlatan 'bir kadın neden feminist olur?' sorusu halen ters düşüyor. Bu sebepten yeiden hatırlatmakta fayda var bence: Feminizm hastalık değildir! Saygılarımla |
09-07-2009, 20:09 | #60 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
"İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Kamu Zararı Nedir? | Av.Mustafa BAYAZIT | Meslektaşların Soruları | 7 | 30-03-2010 23:58 |
gayrimenkul haczinde hak talebi tarih sırasına göre mi olur yoksa orana göre mi olur | avukat_selcuk_bey | Meslektaşların Soruları | 4 | 27-05-2007 17:09 |
tck ya göre 18 yaşını doldurmak nedir | göçebe | Meslektaşların Soruları | 14 | 26-05-2007 14:05 |
Takdiri indirimler (TCK) neden ve neye göre yapılır? | ekinhan | Hukuk Sohbetleri | 1 | 03-04-2007 16:20 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |