Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

bir kadın neden feminist olur? size göre feministlik nedir?

Konuyu Kilitleyin
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-07-2009, 21:22   #31
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda Demirel
işkolikliğin başkalarına zarar verdiği de görülmemiştir.

(Zarar olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışmaya açık olmakla birlikte) İşkoliklerin etrafında bulunan ve bu işkoliklerden ilgi beklemesine rağmen bu konuda pek doyum sağlayamayan partnerleri, aileleri, dostları, arkadaşları v.s. dışında

Saygılarımla...
Old 07-07-2009, 22:29   #32
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
İşkolikliğin feministlikle ilgisi olduğunu sanmıyorum. İşkolikliğin nedenleri başka başkadır; bazen dünyevi hırs, bazen susturamadığınız sorularınızı yanıtsız bırakmayı sağlayacak bir zaman ve akıl bandajı, bazen salt bir resmi geçit, bazen de yaşamdan kaçmanın ve dahi saklanmanın, makullüğü herkesçe teslim edilebilecek zahiri gerekçesi...

Feministliği bilmem ama işkolikliğin başkalarına zarar verdiği de görülmemiştir.

Çok anlamlı ve yakın geldi bana işkolikliğin gerekçeleri. Yaşamdan, yaşamın ağırlığından, üzüntüsünden kaçmak için daha çok çalışmak içgüdüsel bir tepki haline geldi bende.
Old 08-07-2009, 00:02   #33
Gemici

 
Varsayılan

01.07.2009 tarihli basından:
'24 ilde 64 bin erkek üzerinde yapılan araştırmaya göre her 3 erkekten ikisi sertleşme sorunu yaşıyor'.

Süddeutsche Zeitung'un bugünkü baskısında İstanbul muhabiri Kai Strittmater'in konu ile ilgili bir haberi var. Başlık: 'Nationaler Notstand'; Notstand sözlüklerde 'hukuki zorunluluk hali' olarak tanımlanıyor. Başlığın Türkçesi, 'Ulusal zorunluluk hali' olur o zaman. Neden ulusal zorunluluk? Türk erkeği kendisini seks gücü bakımından en güçlü erkek olarak görür. Kendisini bu kadar güçlü hisseden bir grup, üçte ikisinin sorunlu olduğunu öğrenince şok geçirmez mi?

Bir de Sayın Dr. Fuat ŞENOĞLU'nun şu tespitine bakalım:

Alıntı: 2. anlayış ise genellikle yetersiz fiziksel özellikleri nedeniyle erkeklerden yeterli ilgiyi görmemiş ve bu yöndeki umutlarını da yitirmiş olan kadınların savundukları, bilimsel ve hukuksal alt yapısı olmayan, toplumbilimine de uymayan radikal ve marjinal görüş ve düşüncelerdir

Sayın Şenoğlu feministliğin gerekçesi olarak erkeklerin bazı kadınlara, bu kadınlar erkeklerin aradıkları ve değer verdikleri fiziksel özelliklere sahip olmadıkları için, yeterli ilgiyi göstermiş olmamalarını ve bu kadınların umutsuzluk içinde feminizme sarıldıklarını gösteriyor.

Araştırmanın sonucu: Üç erekekten ikisi cinsel bakımdan yetersiz.
Sayın Şenoğlu'nun tespiti: Erkek fiziksel bakımdan yeterli olmayan kadına ilgi göstermez.

Soru: İlgi göstermemenin asıl sebebi hangisi acaba?
Erkeğin cinsel yetersizliği mi, yoksa kadının fiziksel yetersizliği mi?
İkinci soru: Türkiyedeki kadınların üçte ikisi feminist mi?

Aklıma Almanların 'Mehr Schein als Sein' deyimleri geldi; isterseniz 'olduğundan fazla olmaya çalışmak', isterseniz 'Kayserilinin eşek boyaması' olarak anlıyabilirsiniz deyimin Türkçesini.

Nedir kadınları feminist olmaya iten bu 'Türk Erkeği' gerçekte; İnandığı veya kendisini inandırdığı (yoksa sırf başkalarını mı inandırmaya çalışıyor?) ölçüde güçlü kuvvetli birisi mi, yoksa araştrımanın belirttiği türden zayıf birisi mi?

Saygılarımla
Old 08-07-2009, 09:24   #34
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Feminizm, erkeklerin iktidarsızlıklarından ziyade ataerkil sistem ve iktidar sorunu ile ilgilenir.

Saygılar.
Old 08-07-2009, 09:37   #35
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
Feminizm, erkeklerin iktidarsızlıklarından ziyade ataerkil sistem ve iktidar sorunu ile ilgilenir.

Saygılar.

Feminizm iktidardan yana mıdır?
Old 08-07-2009, 09:44   #36
üye27169

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Feminizm iktidardan yana mıdır?

Feminizm "kadınların iktidar olma arzusudur diyebiliriz "

Ve evet iktidardan yanadır
Old 08-07-2009, 09:45   #37
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Feminizm iktidardan yana mıdır?

İktidarın adaletten yana olması, hepimizin beklentisi ve savaşımıdır.
Old 08-07-2009, 09:46   #38
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Işıl YILDIZ
Feminizm "kadınların iktidar olma arzusudur diyebiliriz "

Ve evet iktidardan yanadır

Erkekler de iktidardan yanadır. O halde sorun kalmadı. Hepimiz feministiz! diyebiliriz. Ne güzel ne güzel
Old 08-07-2009, 09:56   #39
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Erkekler de iktidardan yanadır. O halde sorun kalmadı. Hepimiz feministiz! diyebiliriz. Ne güzel ne güzel

Ya, biz bunu neden düşünemedik
Old 08-07-2009, 09:57   #40
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av-ufuk
İktidarın adaletten yana olması, hepimizin beklentisi ve savaşımıdır.

Old 08-07-2009, 09:59   #41
Atahun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Erkekler de iktidardan yanadır. O halde sorun kalmadı. Hepimiz feministiz! diyebiliriz. Ne güzel ne güzel

Fazla iktidar, istikrarsızlığa yol açar diye düşünüyorum.
Old 08-07-2009, 10:28   #42
Av.M.Telli

 
Varsayılan

Bu sefer de feminist mi olduk?

Hrant Dink öldü; hepimiz Ermeni olduk...
Muhsin Yazıcıoğlu öldü; hepimiz sağcı olduk...
Türkan Saylan öldü; hepimiz solcu olduk...

Allah Bülent Ersoy'a uzun ömürler versin

Not: Duygu Asena öleli çok olmadı mı hem?
Old 08-07-2009, 10:43   #43
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.M.Telli
Bu sefer de feminist mi olduk?

Hrant Dink öldü; hepimiz Ermeni olduk...
Muhsin Yazıcıoğlu öldü; hepimiz sağcı olduk...
Türkan Saylan öldü; hepimiz solcu olduk...

Allah Bülent Ersoy'a uzun ömürler versin

Not: Duygu Asena öleli çok olmadı mı hem?

Bu sefer olmadık. Bizlik sizlik bir durum da yok zaten. Feminizm bir bakış açısıdır, tartışılmasından doğal bir durum da yok.
Old 08-07-2009, 10:46   #44
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
Bu sefer olmadık. Bizlik sizlik bir durum da yok zaten. Feminizm bir bakış açısıdır, tartışılmasından doğal bir durum da yok.

Ayrıca emsal gösterilenler hep ölmüş kişiler. öldükten sonra sahip çıkılmış Oysa feminizm capcanlı yaşıyor. Feminizm yaşarken o'na sahip çıkmak, farklı olmalıdır diye düşünüyorum...
Old 08-07-2009, 10:50   #45
Av.M.Telli

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Erkekler de iktidardan yanadır. O halde sorun kalmadı. Hepimiz feministiz! diyebiliriz. Ne güzel ne güzel

Bu çok hoşuma gitti, Bülent Ersoy latifem de bu sözünüzü okuyunca aklıma geldi

@Özge Yücel. Tabi ki tartışalım, üstelik tartışmaya çok müsait bir konu
Old 08-07-2009, 10:54   #46
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.M.Telli
Bu çok hoşuma gitti, Bülent Ersoy latifem de bu sözünüzü okuyunca aklıma geldi


Allah gecinden versin, asıl o ölünce mi kimin ne olduğu anlaşılacak diyorsunuz?
Old 08-07-2009, 10:58   #47
Av.M.Telli

 
Varsayılan

@Av.Mehmet Saim Dikici: "Her nefis ölümü tadacaktır" Er ya da geç, kaçınılmaz son
Bir şey demek istemiyorum Bekleyelim görelim
Old 08-07-2009, 11:35   #48
Atahun

 
Varsayılan

Feminizim, iktidar, istikrar vs. derken, konu neden mezarlığa geldi ki?

Valla ben bir şey yapmadım. Topu topu iki mesajım var. Biri pastayla ilgili, diğeri istikrarla...

Şaka bir yana; Ezilen kadınların hak ve onur savaşını yürekten kutluyorum ve destekliyorum. Adı o kadar da önemli değil. (sertifikamı isterim. )
Old 08-07-2009, 21:00   #49
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Parça parça bildiğim şeyler var bu konuda, tam bilenlerin beni doğru yönlendireceğini tahmin ediyorum.

1960 dan sonra kadın haklarının, erkek haklarıyla denk hale gelmesi için çalışılan ve yayılan bir düşünce tarzı olarak biliyorum.

Hiç ilgimi çekmedi dersem yerinde olur.

Bana göre KADIN:

1- Kişisel hak ve özgürlüklerinin bilincinde, insan haklarına saygılı, ekonomik ve sosyal açıdan kimseye bağımlı olmayan ,kendini eşitlik adı altında üstün göremeyen bu durumu negatif yönde kullanmayandır.

2-Cesur, eğitimli, başarılı, bağımsız , şefkatli ve sevecendir.

3-Aile, iş ve sosyal hayatta kendi görev ve sorumluluklarını yerine getiren, ve kendinden daha kötü durumda olan hemcinslerine yardımcı olan, bilgisini paylaşandır.

4-Erkek düşmanı değildir.

5-Çalışkandır.

6-Fiziksel görünümünü saklamayan ve günün giyim tarzına göre giyinen, yeri geldiğinde, eteğini elbisesini, topuklularını da kendine yakıştırandır.

7-Dimdik duran, korkmayan, planlı yaşayan, kendini dağıtmadan, önce kendine sonra başkasına saygılıdır.

8-Tanrı nın yarattığı içgüdüsel görevlerden kaçınmayan ve bunu en iyi şekilde yapmaya özen gösterendir.(Annelik gibi.)

9-Sırf haklarımı koruyorum tarzıyla, gereksiz saçmalamayandır.

10-Mantıklıdır, zekasını doğru kullanandır.

11-Erkeği ezici bir güç olarak kabul etmeyendir.

12-Kendinin farkındadır.



Ben bir KADINIM, feminist miyim bilmiyorum..

Sizce?

Evet Sayın Nur Deniz, siz bir kadınsınız ve bu bahsettiğiniz tanımlamalar insanca şeyler olmakla birlikte aynı zamanda erkek bakış açısının da kadında aradığı ve takdir ettiği şeylerdir aslında.

Tanımlamada geçen özgüvenli,akıllı, çalışkan, başarılı , eğitimli , kendi değerinin farkında, aynı zamanda erkek egemenliğini kabul etmemekle birlikte kadınsı özelliklerini de muhafaza eden kadın tiplemesi zaten toplumda kabul gören kadın tanımlamasıdır bence. yalnız oradaki güçlü "asi" kadın tiplemesi erkeğin başlangıçta hoşuna gitse de dozunda gerektir zira erkek egemen toplumlarda biliriz ki kadının itaatkarı makbuldür...

Sorun nerede o zaman? Neden kadınlar dünyada şu an haklarının mücadelesini veriyor olabilirler? Niçin hala kız çocuklarının okuma yazma oranları erkeklerden daha düşük ya da bu gelenekçi yapı niçin kadını iş ortamından ayırmak için bahaneler üretiyor? Niçin kadınların çalışması için gerekli olan çocuk bakım, doğum izni vs gibi sosyal hakları bir bir ellerinden alınıyor? Ndene hala eşit işe eşit ücret söz konusu olduğu halde istihdam yapısı içinde kadınlar hala erkeklerden aynı iş karşılığında yaklaşık %20 -30 gibi bir rakam daha az kazanıyorlar? Neden KAHDEM gibi destek mekanizmalarına kadınlar erkeklerden daha fazla başvuruyorlar ya da bunun erkekler için bir versiyonu yok? Neden kadın sığınma evleri var da erkek sığınma evleri yok? Sığınmaya ihtiyaçları yok demek ki..

Demek ki bir sorun var ve biz bunu farklı bir bakış açısı ile ele almak durumundayız. Buna istersek feminizm diyelim istersek cinsiyetçilik.. istersek buna kadın hakkı değil insan hakları temelinde ele alalım diyerek erkeklerin egemen olduğu bir dünyada erkeklerin koyduğu kurallar çerçevesinde eritelim.. nasıl ki çocuk hakları kendine has özellikler taşıyan bir alan ise kadın hakları da böyledir ve bunun insan hakları başlığı altında ele alınması konuya gösterilecek duyarlılığı azaltıcı etki yaratacaktır diye düşünüyorum..

işkolizme gelince. işkolizm ile adanmışlığı nasıl ayırdedeceğiz? bir insan kendini adarsa bir şeye gönülden bağlı olduğu için çalışmaya başlar ve bunun sonucu işkolizme kadar varabilir..ki nitekim bunun çok örnekleri de vardır. işkolizmde tam tersine bir kaçış ve haz aldığı şeye yönelim vardır. belki bu noktadan yakalanabilir ancak doğal sonuçları benzer gibi..

galiba nerden baktığımıza bağlı olabilir. çalışmalarınız nedeniyle sizi öven insanlara göre siz mesleğine ve çalışmalarına kendini adamış birisinizdir fakat bu çalışmalarınız nedeniyle ihmal edilmiş hisseden ailenize göre siz bir işkoliksinizdir.. gibi.. sanırım..

sesli düşündüm sadece..
Old 08-07-2009, 21:01   #50
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Tabii ki düzeltirim Sayın ISIL YILMAZ,




yazısından alıntı ile;
(40 nolu mesaj)

Direniş ve İktidar nasıl AYNI mantık potasına girebildi anlamadım???

Saygılarımla...

(Esasa ilişkin olmayan usul hatamdan dolayı kusura bakmayın Sayın Yılmaz)



Sn.Hades,

İktidarın olduğu yerde direniş illa ki olur.

Hatanız gerçekten önemli değil gibi görünebilir ama usul, esastan önce gelir.

Saygılar.
Old 08-07-2009, 22:05   #51
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi
MADDE 1: Tüm insanlar özgür, değer ve hak bakımından eşit olarak doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler. Birbirlerine karşı kardeşlik düşünceleriyle davranmalıdırlar.

MADDE 2: Herkes; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka inançlarına bakılmaksızın eşit haklara sahiptir. İnsanlar ulusal ve toplumsal kökenleri, zenginlikleri, doğuş farklılıkları ya da herhangi başka bir ayrım gozetılmeksizin bu bildirgede belirtilen tüm haklardan ve özgürlüklerden yararlanabilirler.

MADDE 3: Yaşamak, özgürlük ve kışı güvenliği herkesin hakkıdır.

MADDE 4: Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz; kölelik ve köle ticareti her türlü biçimiyle yasaktır.

MADDE 5: Hiç kimseye işkence yapılamaz; kıyıcı, insanlık dışı, onur kırıcı ceza ve davranışlar uygulanamaz.

MADDE 6: Herkes nerede olursa olsun, yasal haklarının tanınması hakkına sahiptir.

MADDE 7: Herkes yasalar karsısında eşittir ve ayrımsız olarak yasaların koruyuculuğundan eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. Herkesin, bu bildirgeyle belirtilen haklarına ters düşen ayırt edici davranışlar için yapılacak kıstırtmalara karşı eşit korunma hakkı vardır.

MADDE 8: Herkesin, kendisine anayasa ya da yasalalarla tanınan temel haklarının yok edilmesi ya da zedelenmesi girişimine karsı ulusal mahkemelere başvuru hakkı vardır.

MADDE 9: Hiç kimse keyfi olarak tutuklanamaz, alı konamaz ya da sürülemez.

MADDE 10: Herkes, haklarının, görevlerinin ya da kendisine cezai sorumluluk yükleyecek herhangi bir suçlamanın belirlenmesinde tam bir eşitlikle, davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından adilane ve acık olarak gorulmesi hakkına sahiptir.

MADDE 11:
a) Bir suç işlemekten sanık herkes, savunması ıçın kendısıne gerekli tüm koşulların sağlandığı açık bir yargılanma sonucunda yasalarca suçlu olduğu saptanmadıkça suçsuz sayılır.
b) Hiç kimse, işlendikleri sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan eylemlerden ya da ihmallerden dolayı mahkum edilemez. Bunun için, suçun işlendiği sırada uygulanan cezadan daha şiddetli bir ceza verilemez.

MADDE 12: Hiç kimsenin özel yaşamına, aılesıne konut dokunulmazlığına ya da yazışma özgürlüğüne keyfi olarak karışılamaz; kimsenin onur ve ününe karşı kötü davranışlarda bulunulamaz. Herkesin bu karışma ve kötü davranışlara karşı yasalarla korunma hakkı vardır.

MADDE 13:
a)
Herkesin, herhangi bir devletin toprakları uzerınde serbestçe yolculuk yapma ve yasama hakkı vardır.
b) Herkes, kendi ülkesi içinde olmak üzere, herhangi bir ülkeden ayrılmak ve ülkesine yine dönmek hakkına sahiptir.


MADDE 14:
a) Herkesin, baskı ve kıyıcılık karsısında başka ülkelere sığınma ve bu ülkeler tarafından sığınık olarak kabul edilmesi hakkı vardır.
b) Bu hak, adi bir suçun işlenmesi ya da Birleşmiş Milletler’in ilke ve amaçlarına ters düşen etkinliklere dayanan kovuşturmalar durumunda ileri sürülemez.

MADDE 15:
a) Herkesin bir vatandaşlığa hakkı vardır.
b) Hiç kimse keyfi olarak vatandaşlığından ya da vatandaşlığını değiştirmek hakkından yoksun bırakılamaz.

MADDE 16:
a) Evlilik cağına varan her erkek ve kadın, ırk, vatandaşlık ya da din bakımlarından hiçbir sınırlamaya bağlı olmaksızın evlenmek ve aile kurmak hakkına sahiptir. Evlilik bakımından, kadın ve erkek evliliğin sürdürülmesinde, bozulmasında eşit haklara sahiptir.
b) Evlenme bagıtı ancak evlenecek kişilerin özgür ve tam isteğiyle yapılır.
c) Aile, toplumun doğal ve temel öğesidir; toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahiptir.

MADDE 17:
a) Herkes tek basına ya da başkalarıyla birlikte mal ve mülk edinme hakkına sahiptir.
b) Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılamaz.

MADDE 18: Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir. Buna göre, herkes din ya da inanç değiştirmekte özgürdür. Ayrıca dinini ya da inancını tek başına ya da toplulukla birlikte açık olarak ya da özel olarak öğretim, uygulama, ibadet ve ayinlerle açıklama özgürlüğüne sahiptir.

MADDE 19: Herkesin düsünme ve anlatma özgürlüğü vardır. Buna göre, hiç kimse düşüncelerinden dolayı rahatsız edilemez. Ayrıca ülke sınırları söz konusu olmaksızın bilgi ve düşünceleri her türlü araçla aramak, sağlamak ve yaymak hakkına sahiptir.

MADDE 20:
a) Herkes barışçıl yollarla toplantı yapmak, dernek kurmak ve derneğe katılmak hakkına ve özgürlüğüne sahiptir.
b) Hiç kimse bir derneğe üye olmaya zorlanamaz.

MADDE 21:
a) Herkes, doğrudan doğruya ya da serbestçe seçilmiş temsilciler aracılığıyla, ülkesinin devlet işleri yönetimine katılma hakkına sahiptir.
b) Herkesin, ülkesindeki devlet hizmetinden eşitlikle yararlanma hakkı vardır.
c) Hükümet yetkisinin temeli halkın iradesidir; halk bu iradesini gizli ya da açık bir şekilde özgürce oy vermelerinin sağlandığı devreli ve dürüst seçimlerle belirtir.

MADDE 22: Herkesin, toplumun bir üyesi olması nedeniyle sosyal güvenliğe hakkı vardır. İnsanların onur ve kişiliklerinin özgürce gelişmesi için zorunlu olan ekonomik, toplumsal ve kültürel hakların, ulusal cabalar ve uluslararası isbirligi yoluyla her devletin örgütleri ve kaynaklarıyla orantılı olarak gerçeklestırmesine hakları vardır.

MADDE 23:
a) Herkes, çalışma, işini özgürce seçme, adil ve uygun çalışma şartlarının sağlanması ve işsizlikten korunma haklarına sahiptir.
b) Herkesin, hiçbir ayrım gözetilmeksizin, eşit çalışma karşılığında eşit ücret almaya hakkı vardır.
c) Çalışan herkesin, kendisine ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yaşam sağlayan ve gerekirse her türlü toplumsal koruma araçlarıyla da tamamlanan adil ve uygun bir ücrete hakkı vardır.
d) Herkesin, çıkarlarını korumak için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

MADDE 24: Herkesin dinlenmeye, eğlenmeye, özellikle çalışma suresinin uygun biçimde sınırlanmasına ve belirli devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

MADDE 25:
a) Herkesin gerek kendisine gerekse ailesi için, beslenme, giyim, barınma, sağlık ve öteki sosyal hizmetler de içinde olmak üzere; sağlığını ve güvencini sağlayacak, uygun bir yaşam düzeyine hakkı vardır. İşsizlik, hastalık, dulluk, yaşlılık ya da geçim olanaklarından kendi isteği ve iradesi dışında yoksun kalma gibi durumlarda sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
b) Analık ve çocukluk, özel koruma ve yardım görme hakkına sahiptir. Bütün çocuklar, evlilik içinde ya da dışında doğsunlar aynı sosyal korunmadan yararlanırlar.

MADDE 26:
a) Herkes eğitim görme hakkına sahiptir. Eğitim parasızdır; hiç değilse ilk ve temel eğitim aşamalarında böyle olmalıdır. İlk öğrenim ve eğitim zorunludur. Teknik ve mesleki öğretimden herkes yararlanabilmelidir. Yüksek öğretim, diğerlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
b) Eğitimin amacı, insan kişiliğinin tam ve özgürce gelişmesi, insan hak ve özgürlüklerine saygının güçlenmesi olmalıdır. Bütün milletler, ırk ve din grupları arasındaki anlayış, hoşgörü ve dostluğu özendirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışın sürdürülmesi yolundaki çalışmalarını geliştirmelidir.

MADDE 27:
a) Herkes, toplumdaki kültürel çalışmalara serbestçe katılmak, güzel sanatlarla ilgilenmek, bilimsel ilerlemenin getirdiği yararlara ortak olmak ve bundan yararlanma hakkına sahiptir.
b) Herkesin, sahibi bulunduğu her türlü bilim, edebiyat ya da sanat yapıtlarından doğan moral ve maddi çıkarların korunması hakkı vardır.

MADDE 28: Herkesin, bu bildirgede öngörülen hak ve özgürlüklerin tam uygulanmasını sağlayacak bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.

MADDE 29:
a) Herkesin kişiliğinin tam ve özgür gelişmesi, içinde yaşadığı topluma karşı görevlerini yerine getirmesiyle olanaklıdır.
b) Herkes, haklarını kullanmak ve ozgurluklerinden yararlanmak konusunda; ancak yasalarla sırf başkalarının hak ve özgürlüklerinin tanınmasını ve bunlara saygı gösterilmesini sağlamak amacıyla ve toplumun ahlak, düzen ve genel gönencinin gereklerini karşılamak için belirlenmiş kurallara bağlıdır.
c) Bu hak ve özgürlükler hiçbir şekilde Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine ters düşecek biçimde kullanılamaz.

MADDE 30: Bu bildirgenin hiçbir yargısı, içinde yayınlanan hak ve özgürlüklerin bir devlet, sınıf ya da kişi tarafından yok edilmesini güden bir çalışmaya girişmeye ya da eylemli olarak bunu islemeye herhangi bir hak getirir nitelikte yorumlanamaz
.

Sayın Academic,

Alıntı:
Yazan Academic
istersek buna kadın hakkı değil insan hakları temelinde ele alalım diyerek erkeklerin egemen olduğu bir dünyada erkeklerin koyduğu kurallar çerçevesinde eritelim

İnsan Haklarında kadınların hak olarak istemediği birşey mi var?

Saygılarımla...
Old 08-07-2009, 22:13   #52
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Kadın hakları ile savunulan, kadının insan haklarıdır. Kadının kendi bedeni üzerinde tek başına söz sahibi olması, cinsiyeti nedeniyle veya medeni durumu nedeniyle ayrımcılığa uğramaması, izin verilmediği halde göz yumulan şiddetin her türlüsüne karşı savaşım verilmesi amaçlanır. Bunların zaten insan hakları kuramına göre olması gerekir ama nedense yüzyıllardır ikiyüzlülük içinde gerçekleşmemektedir. Öyleyse ataerkil iktidara karşı farklı bir bakış açısıyla kadının insan haklarının savunulması, kadının çeşitli konularda toplumsal cinsiyeti kadın olduğu için yaşadığı sorunlarda bu bakış açısıyla çözüm getirilmesi gerekmiştir.
Old 08-07-2009, 22:36   #53
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Özge Yücel,

Yazdıklarınıza ve belirttiğiniz fikirlerinize "kesinlikle" saygı duyuyorum.

Alıntı:
Yazan Özge Yücel
ataerkil iktidara karşı farklı bir bakış açısıyla kadının insan haklarının savunulması
gerektikten sonra;

"anaerkil iktidara karşı farklı bir bakış açısıyla erkeğin insan haklarının savunulması" gerekecek; daha sonra tekrar kadının insan hakları savunulacak... ve bu, bir kısırdöngü haline gelecektir.

Lakin şayet iktidarda "İNSAN" varsa ve bu layıkıyla korunup buna değer verilir ve saygı duyulursa "eminim" herkes mutlu ve "hak sahibi" olacaktır (diye düşünüyorum)

Saygılarımla...
Old 08-07-2009, 22:44   #54
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Toplumsal olgular düz mantıkla çözülemez. Yani ataerkil iktidara feminist bakış geliştirildiğinde anaerkil bir iktidar ortaya çıkmaz. İstenilen anaerkil veya ataerkil iktidar değil her yerde her konuda eşitlik ve dayatmacılığın son bulmasıdır. Kadının insan haklarının kadın hakları olarak savunulması kadının üstünlüğü anlayışını dikte etmez, feminizm kadın-erkek eşitliğini savunur. İnsan kavramı yetseydi her gün kadına yönelen şiddet nedeniyle çaresiz kalmazdık. İsterseniz KAHDEM'i sürekli olarak okuyarak bu konudaki eşitsizliği çarpıcı biçimde görebilirsiniz.
Old 08-07-2009, 22:53   #55
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Özge Yücel,

Öncelikle öneriniz için teşekkür ederim. Her birey gibi yaşanmışlıklardan ve özellikle mesleğimden dolayı "insan" ların ne şekilde, nasıl ve kimlerin kimler tarafından haksızlıklara maruz kaldığına bizzat yaşamımla canlı şahidim. Bu sebeple doğan, "insan" bazında değerlendirme yapılması gerektiği kanaatim değişmeyecek.

Kadınların ve/veya erkeklerin inanç ve düşünceleriyle "Eşitlik" noktasına gelindiğine karar verecek mekanizmaların da "düz mantık" dışında sistemize edilmiş olmasını umut ederim.

Her halükarda bir insan düşünüyorsa "buna katılmasam da" öncelikle ve özellikle "düşünülmüşlüğü" saygı duymam için yeterli; bu sebeple fikirlerinize saygı duyduğumu tekrar belirtmek isterim.

Saygılarımla...
Old 08-07-2009, 23:58   #56
Academic

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Sayın Academic,



İnsan Haklarında kadınların hak olarak istemediği birşey mi var?

Saygılarımla...

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde elbette insan olarak kadınların haklarını da içerir..Aynı zamanda çocukların da.. Yani adı üzerinde insan hakları.. Uluslararası düzlemde bağlayıcı prensip kararları ortaya koyan bildirgeler yerine daha bağlayıcı ve yaptırımları da içeren sözleşme sisteminin getirilmesi, bildirgenin hala ihlallere uğramasından kaynaklanmış olmasın sakın sayın Hades?

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de kadınların diğer insanlarla eşit olduğuna dair hükümler getirmiştir ancak bunlar da yetmemiş olacak ki kadınların haklarının yer aldığı pek çok uluslararası metin düzenlenmiş ve Türkiye de bu metinlere imza koymuş bir ülkedir..

Şimdi şunu düşünelim.. siz insan hakları bidirgesinin zaten kadın haklarını garanti altına aldığını ve bundan ötürü kadın hakkının savunulmasının mantıksızlığını öne sürüyorsunuz sanırım.. bütün bunlar yeterli olmuş olsa idi bu koşullarda bugün bu konuyu tatışmamızı gerektirecek bir durum ortada olmayacaktı zira sorun yoksa neyi tartışacağız ki?

ancak öyle olmamalı ki, kadınların insan yerine bile konulmadığı ortamlarda özel olarak kadın haklarından dem vurulmak zorunda kalınıyor zannedersem.. türkiye'de töre cinayetleri, fırsat eşitsizlikleri, afrika ülkelerinde kadın sünneti, bazı batı ülkelerinde kürtaj yasağı, bazı ortadoğu ülkelerinde recm, hindistan ın geri kalmış bölgelerinde eşin cenazesinde yakılarak öldürülmek, ...işin garibi bunlar bu yüzyılda hala kadın sorunları olarak görülen konulardır. siyasal ekonomik sosyal haklar, iş yaşamı sorunları, eğitim hakkının engellenmesi diyoruz da kadının en temel yaşam hakkı bile sorgulanıyor hala..durum bu..

feminizm (radikal olanından bahsetmiyorum) mantık olarak kadın ve erkeğin eşit olduğunu ve kadının cinsiyetinden ötürü ayrımcılığa maruz kalmaması için bir birey olarak tanınmasını ve kötü muameleye maruz kalmamasını, toplumsal , ekonomik , siyasal ve kişi haklarının tümüne doğal olarak sahip olması gerektiğini, dolayısıyla bu engellerin kaldırılması gerektiğini ileri süren bir fikir hareketi olarak doğmuştur. kadınlara yönelik ayrımcılıkların hala sürdüğü bir dünyada kadın haklarının mücadelesinin yapılması doğaldır. sadece ülkemizde değil tüm dünyada kadın her zaman ikincil olarak görülmüş ve hala görülmektedir. iş dünyasındaki cam tavan sendromu da kadının yöneticilikle yükselmesinin önündeki psikolojik engellerin sergilenmesinden ibarettir. ancak bunda kadının ne kadar payının olduğunun da düşünülmesi gerekmektedir. kadına en büyük engelin erkek bakış açısı kadar bu bakış açısını besleyen bilinçsiz kadın olduğunu da ayrıca düşündüğümü belirtmek isterim.

ne diyorduk?

hayır insan hakları evrensel bildirgesi yetmedi, yetmeyecek? yetmiyor? etik ikilemlerin en çok yaşandığı konulardan biri de kadındır.. bugün kadın kendi bedeni üzerinde bile iktidara sahip değilken (örneğin kürtaj konusu) kadın üzerinden siyaset yürütülürken, bu konu ikilem olarak epey bir süre daha kalacağa benzer..

Saygılar bizden..

sesli düşündüm..
Old 09-07-2009, 09:35   #57
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Ataerkillik iktidarsa ve siz buna direniş içinde iseniz aynı zamanda iktidar olan ataerkillikten yana olmanız mümkün değildir (dedim).

Ben bunu ne zaman dedim, onu hiç anlayamadım. Bana ait olmayan bir fikri ısrarla bana aitmiş gibi anlamanızın nedeni, Saim Bey ile aramdaki "ironik" mesajlaşma olmamalı.

Saygılar.
Old 09-07-2009, 15:42   #58
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Academic,

Yazdığım herşey hiçbir açıklama eklememe gerek olmayacak kadar net.

Bunun haricinde hayatımda uygulamaya çalıştığım birşeyi de paylaşmak isterim: karşınızdaki kişiyle farklı görüşlere haiz olduğunuz kanaati edinmiş iseniz o kişiyi dinlerken ve/veya onun yazdıklarını okurken subjektifliğinizden sıyrılıp, objektif olarak dinlemez ve/veya okumazsanız asla ne dediğini anlamanızın mümkün olamayacağı gibi vardığınız sonuçta halen aynadaki aksinize bakmaktasınızdır.

Saygılarımla...
Old 09-07-2009, 16:08   #59
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ISIL YILMAZ
Feminizm, erkeklerin iktidarsızlıklarından ziyade ataerkil sistem ve iktidar sorunu ile ilgilenir.

Saygılar.

Herkes yanlış anlaşıldığından dem vuruyor. Yanlış anlaşıldığı düşüncesinde olup ta yanlış anlaşıldığından şikayet etmeyen bir ben kaldım herhalde. Şikayetim: Ben erkek iktidar veya erkek iktidarsızlk feminizme yol açar türünden herhangi bir düşünce belirtmedim.

Bana, 'insan neden hasta olur' türünden bir soruyu hatırlatan
'bir kadın neden feminist olur?' sorusu halen ters düşüyor. Bu sebepten yeiden hatırlatmakta fayda var bence: Feminizm hastalık değildir!

Saygılarımla
Old 09-07-2009, 20:09   #60
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.M.Telli
Hrant Dink öldü; hepimiz Ermeni olduk...
Muhsin Yazıcıoğlu öldü; hepimiz sağcı olduk...
Türkan Saylan öldü; hepimiz solcu olduk...

Allah Bülent Ersoy'a uzun ömürler versin
Alıntı:
Yazan Av.M.Telli
Bu çok hoşuma gitti, Bülent Ersoy latifem de bu sözünüzü okuyunca aklıma geldi
İlk alıntındakinin sizin latifeniz olduğundan emin misiniz?
Konuyu Kilitleyin


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
"İmar Kirliliğine Neden Olma Suçunda Kamu Zararı Nedir? Av.Mustafa BAYAZIT Meslektaşların Soruları 7 30-03-2010 23:58
gayrimenkul haczinde hak talebi tarih sırasına göre mi olur yoksa orana göre mi olur avukat_selcuk_bey Meslektaşların Soruları 4 27-05-2007 17:09
tck ya göre 18 yaşını doldurmak nedir göçebe Meslektaşların Soruları 14 26-05-2007 14:05
Takdiri indirimler (TCK) neden ve neye göre yapılır? ekinhan Hukuk Sohbetleri 1 03-04-2007 16:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12364101 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.