12-01-2009, 21:49 | #391 |
|
içimde açılan hep açılan
Kalbinde bir gül goncasıyla doğmuş olan
Ve hep Sen kokan. Havasında sen olan; kullanmaz ; hatırlamak ve unutmak kelimelerini Nasıl anlatılır geçti bunca zaman Sadece açıldı ,yürekte gülün goncası Belki yüzümüzdür biraz solan süren ise gül kokusu buğulu pembe bir zaman. (Parantezler içindeyiz ;sen ve ben.) |
22-01-2009, 17:42 | #392 |
|
...
Ruhlardaki sevgi Kadehteki şarap gibidir Ne su görünür onda Ne nefesler gizlenir. Halil CİBRAN |
28-01-2009, 20:09 | #393 |
|
S a Ç a k
Uzun bir saçak altında, Tarihsiz bir zamandayım Damla damla düşüyor gökyüzü Bir elime, bir yüzüme ve derken; sözlerime... Üşüyorum. Talihsiz bir zamandayım. (28.01.2009) |
01-02-2009, 23:53 | #394 |
|
Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.
Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye; Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye,bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye,insanları ezip geçmeye,günlük menfaatleri için onurunu terk etmeye , bir kısım insanlara kızıp tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat... |
09-02-2009, 22:41 | #395 |
|
ADIM YUDUM!
Bir adım atmak gerek, yudum yudum içmek Ta uzakta görünen Işığa, ılıman rüzgara, yaprağa, gül rengi ahenge varmak için... Sevdalanmak gerek! Saim |
09-02-2009, 23:27 | #396 |
|
HEY JOE
Adını unuttuğum gece parklarında kaç kez aldattım seni Ben ihanetle öğrendim sadakati Kaç kez ucundan döndüm parlak keskin metalin Artık kimse öldüremez beni Murathan Mungan |
10-02-2009, 00:55 | #397 |
|
Ödünç Hançer'den
ödünç hançer öldürmez beni
ya başka bir silah seç kendine ya bırak başkasının ellerine ölüm aşkın işidir M.M. |
10-02-2009, 01:01 | #398 |
|
Ve en güzel şiirlerinden: Öteki Mithosu
olgunlaşmakla göze aldığınız birşeydir bu,
ya da düpedüz yaşanmakla, umudun bazı çeşitlerinden boşanmakla, gelecek için bunca zaman taşıdığınız birçok yükü atmakla adına ne derseniz deyin, göze aldığınız birşeydir bu yani başlar bir gün sizin için bir gün geç kalmış yüksek sesli soruların dönemi sürçmeye başlar dil sandığınız tekerlemeler gündeme gelir yeniden değişik çağlardan ödünç alınmış bilmeceler gizini çözersiniz kendiniz için kurduğunuz bütün serüvenin yaşlanmayan ve gerçekleşmeyen portrenizin tozu alınmamış her şey yalnızca geçmişi yineler M.M. |
10-02-2009, 02:39 | #399 |
|
yaz inceliyor, güz
bizse hiç büyümeyen rus bebekleri bir düşte karşılaşmıştık, bir düşte kaybolduk hadi birimiz uyandırsın artık ötekini birbirinin karanlığına kapatılmış birbirinin içinde tipiye tutulan her kozaya ayrı biçilen uzun kışlardan hadi birimiz uyandırsın artık ötekini ilkgençliğin yazıları bitti. Şimdi bırakılmış çiftlikler yağmurlarla boşalmış leylek yuvaları elimizde sorular, gün yeniden dağıtıyor kalanlar için yazılanları yaz sonu yaz sonu yaz sonu Biliyorum yine haziran yine temmuz yine ağustos M.Mungan |
14-02-2009, 16:22 | #400 |
|
Bir kırlangıç bir su birikintisi bir parça gök.
Bir şiirden düşmüş olmalı bunlar. Böyle diyordu yoldan geçen biri. İ.Berk |
16-02-2009, 01:52 | #401 |
|
Biz ne zaman içsek,
Köfte geç gelir Ve oturur muhabbetin terkisine Çıplak bir efkar sözcüğü Biz ne zaman içsek, Sabah akar meycinin cebine Günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan Biz ne zaman içsek, İç değilizdir aslında. Dışımızda bronz bir akşam sözcüğü, Çırıl bir efkar sözcüğü Delikanlı kıvamında sevda değilse de Tabansız sevişmelerdeki el değmemiş pişmanlık Biz ne zaman içsek, iç değilizdir aslında. Bu alkol ikindisi şiirle Şimdi burda açılsaydın Adımın baş harfi gibi Belki ağustos kokardı ağustos Sen, Fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara Senine boyuna sevilmiş sen Yalanı sevdasından büyük sen Bir bil-sen. Biz ne zaman içsek seni düşünüyoruz Genzimizde göl gözyaşları Biz ne zaman içsek, İç değilizdir aslında. Dışımızda bronz bir İzmir akşamı... Yılmaz Erdoğan |
16-02-2009, 23:37 | #402 |
|
YAŞ GÖZÜ -Nasıl ağlamalı?-
Damla düşmeli gözlerinden, Buz tutmalı havada, Bir ok gibi batmalı Yüreğine insanın... Belki adam gibi kaba, İnsan gibi yufka olmalı... (Ben) |
16-02-2009, 23:57 | #403 |
|
BOŞ
yağmur gözlerindi bereket de sen ağlarken göremedin ayna boştu |
17-02-2009, 13:37 | #404 |
|
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği Zaman çarpılmış atın son hayali Ev miras değil mirasın hayaleti Ey gönlümün doğurduğu Büyüttüğü emzirdiği Kuş tüyünden Ve kuş südünden Geceler ve gündüzlerde İnsanlığa anıt gibi yükselttiği Sevgili En sevgili Ey sevgili Sezai Karakoç'tan.... |
17-02-2009, 13:44 | #405 |
|
KAR ŞİİRİ
Karın yağdığını görünce Kar tutan toprağı anlayacaksın Toprakta bir karış karı görünce Kar içinde yanan karı anlayacaksın Allah kar gibi gökten yağınca Karlar sıcak sıcak saçlarına değince Başını önüne eğince Benim bu şiirimi anlayacaksın Bu adam o adam gelip gider Senin ellerinde rüyam gelip gider Her affın içinde bir intikam gelip gider Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın Ben bu şiiri yazdım aşkın çeşidi Öyle kar yağdı ki elim üşüdü Ruhum seni düşününce ışıdı Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın S.Karakoç.... |
17-02-2009, 16:04 | #406 |
|
Kapris
Şimdi niye “biz” dedin sen Henüz “sen ve ben”iz daha Kimse bize “siz” demedi Bize “biz” deme bir daha |
17-02-2009, 22:37 | #407 |
|
Zati’den Bir Beyit:
Eyitti ol perî bir gün düşüne girüren bir şeb Sevincimden nice yıllar geçipdür görmedim uyhu Açıklama: O peri (gibi güzel sevgili) bir gün bana, “Bir gece rüyana gireceğim” dedi. Nice yıllar geçti ki (bu iyi habere) sevincimden bir türlü gözüme uyku girmiyor. Zavallı şair Zati, sevgiliyle bir türlü vuslat bulamamış. Ancak günlerden birinde, talih yüzüne gülmüş ve nasıl olduysa, sevgili ona iltifat gösterip “Haydi, gönlün olsun artık, bir gece rüyana gireceğim” deyivermiş. Demez olaymış, bu sefer de bu sevinç ile aşığın uykuları kaçar olmuş. Belki uyuyabilse, rüyasında sevgiliyle vuslat da mümkün olacak. Ama heyhat! Böyle bir sevinç haberinden sonra uyku ne kelime! Kaderin de böylesi düşman başına… Kaynak: İskender Pala, Müstesna Güzeller |
19-02-2009, 12:58 | #408 |
|
önce ruhum sarardı; son yaz rüzgarlarından
saçlarım ağardı sonra, kurtarıp başımı gömdüğüm yastıkaltından uzak iklim düşlerine sürüdüm potporik acılarla tütsüledim tenimi beni cinnet beni panik beni şiddet kuşatıyor sevgilim .......... ......... yıldırımlar kamçılıyor boynumu yırtık kahkahalarla tepiliyor ölümüm beni ateş beni azap beni kahır doyuruyor sevgilim başım, dibek taşlarında tokaçlanıyor bir inip bir kalkan balyozların altında aklım keyfe keder kurulu bir mancınıkta ve katarlar geçiyor uzaklardan görebildiğim götürdüğü ne varsa benden başka klaksonlar, siren sesleri sonra izlediğim levhalardan vardığım yere baktım ne var ki ölmüşüm oracıkta... Mehmet Sait Yakut Not: Yazar, geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir... Onun anısına... |
19-02-2009, 15:16 | #409 |
|
Ben avukatım.
Kaba gücün yerine merhameti, adaleti, hakkaniyeti koydum. İnsanoğluna diğerlerinin hakkına, mülkiyetine, hürriyetine, saygıyı; vicdan, ifade ve toplanma özgürlüğünü ben öğrettim. Haklı davaların sözcüsü; Yoksulun, mazlumun, dul ve yetimin savunucusuyum. Çarşıda, pazarda onuru sürdürürüm. Halkın sevmediği, popüler olmayan davaların şampiyonuyum ben. On Emre giden yolu ben hazırladım Yunanistan’da kölelerin, Roma’da esirlerin özgürlüğü için savaştım. Stamp Ack’la mücadele ettim İnsan Hak ve Özgürlükleri Bildirgesi’ni ben yazdım. Köleleri ben savundum. Kölelik karşıtıyım. Kölelikten kurtuluş bildirgesini yayınlayan bendim. Her ülkede, her iklimde haini cezalandırır, masumu korur, düşeni kaldırır, adaletsizliğe ve vahşete karşı çıkarım. Tüm savaşlarda özgürlük için savaşan bendim. Aynı şekilde, halkın yaygarasına ve çoğunluğun despotluğuna karşı duran benim. Adaletin gerçekleşmesini engelleyen önyargı olmasın diye, zenginleri de savunur, yoksulun tüm hak ve imtiyazları teslim edilsin diye davasında ısrar ederim. Irk, renk, sınıf, cinsiyet ya da din ayrımı yapmaksızın insanlığın eşitliği için çalışırım. Hilebazlık, dalavere ve sahtekarlıktan nefret ederim. Adaletten ödün vermekten ya da menfaati zıt iki işverene hizmet etmekten yasaklıyım. Geçmişin muhafazakarı, bugünün liberali, geleceğin radikaliyim. Adalet ve hakkaniyet gerçekleştirmek için uzlaşmaya inanırım; fakat aynı nedenle şekilcilik ve kırtasiyeciliğin Gordium düğümünü kesip, atarım. Tüm buhranlarda insanlığın lideriyim. Dünyanın günah keçisiyim. İnsanlığın haklarını avucumun içinde tutarım da, kendi haklarımı sağlamayı bir türlü beceremem. Ben öncüyüm (ama) geçmişten vazgeçecek ve bugünü (varolanı) yıkmak isteyecek son kişiyim. Ben, adil hükümdar, dürüst yargılayıcıyım Mahkûm etmeden önce dinler, herkes için en iyiyi araştırırım. BEN AVUKATIM LOIS LANDE, WASHINGTON DC (Çev: Av. Fahrettin KAYHAN Ankara Barosu) |
25-02-2009, 21:11 | #410 |
|
Divan-ı Lügat-it Türk'ten Yaz ile Kış atışması :
KIŞ: Kış yaygaru savlayur Er at menin yavrayur İğler yeme savrayur Et yin takı bekrişür KIŞ: Kış yaza karşı söyler: Er, at benimle sertleşir, Hastalıklar iyileşir, Et ve beden pekleşir. YAZ: Tumlıg kelip kapsadı Kutlug yayıg tepsedi Karlap ajun yapsadı Et yin üşüp emrişür YAZ: Soğuk gelip kapladı, Kutlu yazı kıskandı, Kar dünyayı kapattı, Vücut üşüyüp titreşir. KIŞ: Sende kopar çadanlar Kudgu singek yılanlar Düg ming kayu tümenler Kudruk tikip yügrüşür KIŞ: Sende çıkar çiyanlar, Sivri sinek, yılanlar, Binlerce, on binlerce Kuyruk dikip koşuşur. YAZ: Senden kaçar sundılaç Mende tmar kargılaç Tatlıg öter sanduvaç Erkek tisi uçruşur YAZ: Çayır kuşu senden kaçar, Kırlangıçlar bende durur, Bülbül tatlı tatlı öter, Erkek dişi çiftleşir. KIŞ: Öl kar kamug kışm iner Aşlık tarıg anın öner Yavlak yağı mende tınar Sen kelipen tepreşür KIŞ: Yağmur kar kışın yağar, Yiyecek ekin onunla biter, Kötü düşman durgun durur, Sen gelince depreşir. YAZ: Balçık balık yoğrulur Çıgay yavuz yıgrılur Erngekleri ogrulur Odguç bile evrişür YAZ: Balçık çamur karışır, Yoksul düşkün büzüşür, Parmakları titreşir, Kıvılcımla güreşir. |
25-02-2009, 21:34 | #411 |
|
..........
şarabın gazabından kork çünkü fena kırmızıdır kan tutar / tutan ölür sokaklar kuşatılmış karakollar taranır yağmurda bir militan ölür ... evvel zaman içinde kalbur saman ölür kubbelerde uğuldar bâkî çeşmelerden akar sinan an gelir -lâ ilâhe illallah- kanunî süleyman ölür görünmez bir mezarlıktır zaman şairler dolaşır saf saf tenhalarında şiir söyleyerek kim duysa / korkudan ölür -tahrip gücü yüksek- saatli bir bombadır patlar an gelir Attila İlhan ölür A.İlhan... |
25-02-2009, 21:41 | #412 |
|
Hiç kimse yok kimsesiz
Herkesin var bir kimsesi Ben bugün kimsesiz kaldım Ey kimsesizler kimsesi Kimse aradığım yollarda Kimsesizlik kimsem oldu Dinsin artık hicranın cana Kimse aradığım yollar Kimsesiz kimselerle doldu F.Sultan Mehmet (Avni) |
27-02-2009, 14:47 | #413 |
|
Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin.. Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart Çek kızarmış ekmek kokusunu içine Bak güzelim kahvaltının keyfine.. Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, Ohhh şöyle bir hafifle Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al.. Sonra, şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı, hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı? Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi? Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor.. Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak, yüzünde güller açtıracak.. Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun.. Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun.. Saklama tabakları, bardakları misafire Sizden ala misafir mi var bu dünyada Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil, Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi , eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının.. Gece evinde, dostların olsun Sohbet mezen, kahkahan içkin olsun.. Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun? Ama en önce ve illa ki sağlık olsun! Can Yücel |
05-03-2009, 09:05 | #414 |
|
ARKADAŞIM BADEM AĞACI
Sen ağaçların aptalı Ben insanların Seni kandırır havalar Beni sevdalar Bir ılıman hava esmeye görsün Düşünmeden gelecek karakış.. Acarsın çiçeklerini .. Bense hayra yorarım gördüğüm düşü... Bir güler yüz bir tatlı söz.. Açarım yüreğimi hemen Yemişe durmadan çarpar seni karayel Beni karasevda Hem de bilerek kandırıldığımızı ... Aziz Nesin |
05-03-2009, 09:56 | #415 |
|
Evreni Sevmek Ki...
(Güzel tellalıyım ben; alan var mı? neşem bu) Aç mısın kardeşim, gel olanı bölüşelim, Ama şiirlerimle seni doyuramam ki; Ta, yıldızlara değin uzansa bile elim, Daha ötelerine, daha...buyuramam ki ... İnsanı insan diye sevmişim, hep severim; Ve onu tanrılara karşı bile överim. Ben bütün bir evreni sevmişim; alın terim Var evrende; öz, üvey diye ayıramam ki. ... Hep Tanrı mı gerek, ey tapınağı dünyanın, Özgürlükler üstünde?... Bir yüce aramanın Yıldızsal kulesinden sesleniyorum: kalkın! Duyuramam ki ama beni, duyuramam ki... ... Ahmet Muhip DRANAS |
05-03-2009, 16:08 | #416 |
|
Toprağa cemre düştü, toprak ısındı.
Nasırlı ayaklar buluştu toprakla. Bir çiğdem çıkardı başını topraktan, Uyandı böylece kış uykusundan. Baktı güneşe, güneş bulutlardan öte. .......... Bir cemre düştü yüreğime. Çiğ damlalarına kırağı yağar da Buz tutar gibi olur ya hani. Duygularım buzdağı olmuştu sanki. Eridi, kayboldu koca buzdağı. Bu cemre bir afet, ateşten de öte. Naime Özeren |
05-03-2009, 16:14 | #417 |
|
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar? Gerçi hiç saati olmadı ama En azından birine sorar. Cebimde bir lira desen yok, Madara olduk meyhaneye! Ah eşşek kafam benim, Nasıl da güvendim bu hergeleye! Gelse, balığa çıkacaktık, Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık. Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp Enteresan hayâllere dalacaktık. ..... Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa, Ne acayip şeyler yapacaktık... Totoyu bulunca dükkân açacak, Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık. Talih yüzümüze gülecekti be! .. Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık. Hafta sonu iki yavru kapıp Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık! Ah ulan Rıza... bu mahallenin, Nesini beğenmedin de öte yere taşındın? Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki, Benim en kıral arkadaşımdın! .. Ah ulan Rıza... ben şimdi, Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim? Senden ayrılacağımı sanma, Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim! .. Yusuf Hayaloğlu Bekleyemedi o da gitti sonunda... |
06-03-2009, 22:45 | #418 |
|
Hazan
Zaman ipi eğridir Gençlik sıcak yemekmiş Kim demişse doğrudur “Yaşamak eskimek”miş 06.03.2009 |
06-03-2009, 23:39 | #419 | |||||||||||||||||||||||
|
(Eskimeden Zenginleşilmiyor) Gençlik Hoyrat kalem Hoyrat dil Umarsız ve muamma Kalem eskidikçe Damıtılmış Ben'ler sunuyor Zamanla Zamana |
07-03-2009, 00:04 | #420 | |||||||||||||||||||
|
Polemik Eski, fukaranın rengi Nasıl zengin olur eski Zengindir yeninin dengi Neyin dengi olur eski. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 4 (0 Site Üyesi ve 4 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |