06-02-2008, 19:01 | #301 |
|
hukukçulardan böyle güzel şiirler okumak ne heyecan verici
|
15-02-2008, 10:08 | #302 |
|
SOLGUN BİR GÜL DOKUNUNCA
Çoklarından düşüyor da bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca Ya büyük şehirlerin birinde Geziniyor kalabalık duraklarda Ya yurdun uzak bir yerinde Kahve, otel köşesinde Nereye gitse bu akşam vakti Ellerini ceplerine sokuyor Sigaralar, kağıtlar Arasından kayıyor usulca Eğilip alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca Ya da yalnız bir kızın Sildiği dudak boyasında Eşiğinde yine yorgun gecenin Başını yastıklara koyunca Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor En çok güz ayları ve yağmur yağınca Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda Uzanıp alıyorum, kimse olmuyor Solgun bir gül oluyor dokununca Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda Akşamlara gerili ağlarla takılıyor Yaralı hayvanlar gibi soluyor Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor Yollar, ya da anılar boyunca Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam Solgun bir gül oluyor dokununca Behçet Necatigil |
21-02-2008, 17:09 | #303 |
|
Başlıksız!
Ayrılalım dediğinde tükeniyordum geçen her dakika
Ne sen bunun farkındaydın ne de konuşurken oturduğun o bank Ne yuvamız dediğimiz o ev farkındaydı Ne de tramvaydan inip eve yürüdüğümüz o sokak Bu olayı sebebini bilmediğim ayrılık girişimleri izledi Sen her defasında pişman oluyordun Bitkin ve ağlamaklı bana dönüyordun Beni çok sevdiğini söylüyordun Ve maalesef! Ben de seni seviyordum Bugün sensizliğin bilmem kaçıncı günündeyim Yalnızım yine, sakin, üç beş eşya olan odamda Bir tek anılarım var, anılarımız Bende gün geçtikçe tazelenen Seninse karanlığa gömmeye çalıştığın o anılarımız Benim her aklıma geldiğinde gözlerimin dolduğu Seninse gülüp geçtiğin o anılarımız… Yapılanlar söylenmez derler, iyilik yap denize at misali Varsın kalsın içimde Ama ya senin yaptıkların! Ya senin söylediklerin! Her biri kalbimde ayrı bıçak yarası Kanımı içime akıtan Görülmedi senden alası Peki, onları da attım içime, ama Dokunuyor sevgilinin sevgiliyi böyle kolay unutması! 19.02.2008, 11:35 Kemal YILDIRIM |
21-02-2008, 17:21 | #304 |
|
Hangi Ayrılık!
Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz? Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın? Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren. Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline? Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde? Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı? Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı? Hangi cama kafa atsam? Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam? Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam? Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam. Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam. Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür? Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür? Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine? Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene? Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın? Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın? Hiç sanmam! ... Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! . Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz. Hangi mübarek dua, Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye? Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye? Olur mu be! . olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı? Aşk dediğin mendil mi? Buruşturup bir kenara atılır mı? VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı? Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden? Hangi pense kopardı bizi birbirimizden? Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini? Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini? Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı? Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı? Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti? Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti? Dağ gibi adamı eze eze! ..... Hangi anası tipli parlak çömeze, Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze? Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı? Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı? Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı? Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı? Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni? Ve! .. Hangi su bağışlatır? Hangi musalla temizler seni? Bu Nasıl Ayrılık? ... Yusuf Hayaloğlu |
02-03-2008, 00:11 | #305 |
|
Sevmek
Masal Ve müstehzi bir tebessüm Ve inandırıcılığı zayıf Hoş bir yalan Kelebek ömrü bir bahar Ki ardı hazan Demek olmuşsa eğer Ve başarı İnkarda sebatsa Ve sen de sebatkarsan eğer Başka zulme gerek yok İki şiş, bir çile yün Ömrü tamamlamaya yeter 01.03.2008 |
02-03-2008, 01:14 | #306 |
|
AŞKINLA VARSIN
İtidal mi hınzırlık mı bu sakin duruş? Çözümü olmayan bir ikilemdir bu Aşk, yüreği yanmış bir ürkek kuş Çöl öldürmez aşk öldürür mecnunu İlgisiz söz, aşkın neresinde durur Saf yürekten arı duru aşklar umulur Gün olur, hatıran teselli vermez olur Koşturmaya ne gerek var bu yorgunu Aynayı kırsan da geri gelmez yıllar Aynayı kırmadan yaşanacaklar var Yoksa ortada acıklı rüzgar uğuldar Ve ağıt olur, güzel bir türkünün sonu Sensiz de gök mavi mavi gülümser Sensiz de dağlarda saf rüzgarlar eser Sensiz de düşlere yıldızlar düşer Unutma hiç, aşkınla varolduğunu Durdu GÜNEŞ |
03-03-2008, 10:22 | #307 | |||||||||||||||||||
|
Hatta tanımlamaya da yeter. Çok güzel, şiirleriniz . |
13-03-2008, 00:07 | #308 |
|
DENİZ
Denizi görememekten Yakınıyorsan eğer Gökyüzüne bak İşte bak! Bir yıldız çakımında gökyüzü Ve bir yıldız çakımında deniz Aklının elverdiğince engin Yüreğinin elverdiğince temiz Göğünden koparılıp, Avcuna sığdırılmış Zenginliği bohçasına sığışmış Yalnız senin menzilince aydınlık Ve yalnız senin itikadınca geniş Mavi bir güldür deniz 13.03.2008 |
19-03-2008, 19:02 | #309 |
|
"Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak,
Yarın, bakarsınız söner, bugün çatırdayan ocak Bugün ki mideler kavi, bugün ki çorbalar sıcak Atıştırın, tıkıştırın kapış kapış çanak çanak ....." Tevfik Fikret |
28-03-2008, 00:06 | #310 | |||||||||||||||||||
|
hor baktık mı karıncaya/baktık kırdık mı kanadını serçenin/kırdık vurduk mu karacanın yavrulusunu/vurduk ya nasıl kıyarız insana/kıydık, kıyacağız, kıyarız insan mıyız ki biz |
07-04-2008, 15:16 | #311 |
|
İşte bu satırlar,
Giden gideli Alıp götürür beni. Ya o çok güzeldi, Ya da ben deli. Söylemeye korkuyorum aslında Evet güzel mi güzeldi Ve ben deliyim Yeter ki çağırsın Ki, ben gideyim |
19-04-2008, 13:44 | #312 |
|
Eşek,kral ve ben
Sabaha sağ çıkmayacağız Eşek açlıktan Kral iç sıkıntısından Bense aşk ateşinden Aylardan Mayıs. Can Yücel'in Her Boydan adlı şiir kitabından |
25-04-2008, 01:36 | #313 | |||||||||||||||||||||||
|
Hep benim acemi şiirlerimi yazmamalı.
|
25-04-2008, 02:03 | #314 |
|
"Mecburuz...
Katlanacağız dikenine... Çünkü güledir sevdamız... " Savaş YUVA |
25-04-2008, 02:05 | #315 |
|
TOPLU KATLİAM
Ölen sen değilsin... Ben değilim... Hikayemiz değil... Aşk Tanrısıdır, Ölümü katledip; Aşkımızı ölümsüzleştiren! Savaş YUVA |
25-04-2008, 02:07 | #316 |
|
SİLBAŞTAN
Sana yanlış öğretmişler; Doğru bildiğin her şeyi... Ama üzülme bebeğim! Sana silbaştan öğreteceğim: Sarı Latin harfleriyle; okuma yazmayı Şapkalı Roma rakamlarıyla; yıldızları saymayı... Mavi deniz kalemiyle; mutluluk resmini çizmeyi... Kiraz burunlu palyaçoyla; saklambaç,körebe oynamayı... Ve sevgiyle dillenen; tüm değerleri... Savaş YUVA |
25-04-2008, 02:11 | #317 |
|
Gündüz Gece Bilançosu
"Gündüz tam bir komedi, baştanbaşa gülmece... Gece çökünce her yer; bir kördüğüm,bilmece..." Savaş YUVA |
25-04-2008, 02:12 | #318 |
|
Son Tarihim
Mekanım, bedenimi yutmuş kadar kazılı.... Mezarımın taşında son tarihim yazılı.... Savaş YUVA |
26-04-2008, 00:43 | #319 |
|
Yüzünü eskittim
Baka baka Ellerin yeni kaldı Dokunamadım ACK |
26-04-2008, 09:28 | #320 |
|
"...aslolan hayattır bir akvaryumu yazmak, akvaryumda yaşamaktan kolaydır bu yüzden her dize biraz eksik her şiir biraz yalandır..." - Yılmaz Odabaşı - |
27-04-2008, 23:03 | #321 |
|
YILLARI ARADIM SAYFALARIMDA,
YALNIZ ANILAR VAR MISRALARIMDA, KALEMİMİ ATTIM SON İMZAMI DA; ARTIK HAYATIMI YAZMAYACAĞIM!... Savaş YUVA |
27-04-2008, 23:44 | #322 |
|
Anneliğe Dair Ne Varsa
ANNENİN SÜTÜ Sinesinde taşıyor, cennetin meyvesini... Bebeği, kucağında emiyor memesini... ANNENİN SAÇI Dokunuyor saçları, bebeğinin yüzüne... Yıldızlar konmuş sanki, saçının her teline... ANNENİN YÜZÜ Yazma örter başına, değer hilal kaşına... Yüzü, nur gibi parlar; şevki, yansır alnına... ANNENİN GÖZLERİ Bebeğinin üstünden gözlerini ayırmaz... Güneş, doğana kadar; gözleri, uyku tutmaz... ANNENİN BOĞAZI Yavrusu, aç sussuzken; anne, ölse acından... Bir lokma dahi olsun, geçemez boğazından... ANNENİN DİLİ Tatlı tatlı konuşur, bal damlanır dilinden... Ana dili, yılanı çıkartır deliğinden... ANNENİN SÖZÜ Gönlü hoş olsun diye, sözü emir bilinir... Annenin hatrı için çiğ tavuk bile yenir! ... ANNENİN SESİ En güzel ninnileri, söyler yanık sesiyle... Çalgısız mikrofonsuz, kendine has şekliyle... ANNENİN KUCAĞI Kaza,bela,endişe...Ne dersen var dünyada... İnsan, güvende olur annenin kucağında... ANNENİN KALBİ En küçük sızntıyı hisseder anne kalbi... Parmağımız kanasa, yetişir Hızır gibi... ANNENİN KOLLARI Anahtarsız açılan annenin kollarıdır... Yeryüzünde bulunan cenettin kapısıdır... ANNENİN ELLERİ Allah'ın huzurunda, elini açan anne... Hiç boş çevrilmez eli, kavuşur dileğine... ANNENİN PARMAKLARI Hangi işe el atsa, o işte usta olur... Onun on parmağında, on marifet bulunur... ANNENİN DİZLERİ Dizinde bebeğini, sırt üstü yatırıyor... Güzel uyusun diye, beşik gibi sallıyor... ANNENİN AYAKLARI Peygamber Efendimiz, müjde buyurmaktadır: 'Cennet, annelerin ayakları altırndadır.' ANNENİN ELBİSESİ Çocuğu sürüklenir, annesinin peşinden... Minnicık elleriyle, tutunmuş eteğinden... ANNENİN DOĞURMASI Allah'ım bu ne çığlık, kiyamet mi koptu ne? Dokuz aylık bebeği, doğuruyor bir anne! ... ANNENİN SABRI Başına ne gelirse, ondan bir hayır arar... En vahim durumların sonunu hayra yorar... ANNENİN ÇİLESİ Hayatın binbir türlü cefasına katlanır... Buna da şükür deyip isyanlardan sakınır... ANNENİN ŞEFKATİ Gül, tarife ne hacet; namını herkes biliri... Şefkat denilince de; ilk akla anne gelir... ANNENİN SEVGİSİ Bir çocuğu beşikte, bir diğeri eşikte... Sevgisi kardeş payı, ayrım yok kardeşlikte... ANNENİN ÇÖZÜMCÜLÜĞÜ Tüm sorunlar üst üste, yığılsa bir dağ gibi... Sırayla çözüverir, yağdan kıl çeker gibi... ANNENİN CÖMERTLİĞİ Hacet kapısı gibi, kimseyi boş çevirmez... İstenen hiçbir şeye, hayatta 'hayır' demez... ANNENİN KANAATKARLIĞI Üstündeki hırkası, ona bir ömür yeter... Çiğnediği lokmadan, bir yerse bin şükreder... ANNENİN MİSAFİRPERVERLİĞİ Misafir geldiğinde, hürmette kusur etmez... İkramda bulunurken kuş sütü eksik etmez... ANNENİN SOFRASI Herkes kaşık yapar da; sapını ortalamaz... Annenin sofrasını, hiçbir aşçı kuramaz... ANNENİN GÜLERYÜZLÜLÜĞÜ En kederli anında bile tebessüm eder... Güleryüzlü haliyle, herkesi mutlu eder... ANNENİN NEZAKETİ İncelikle davranır, karıncayı incitmez... İlahi Terbiye'den hayatta ödün vermez... ANNENİN MASUMİYETİ Çocuk gibi sevinir, canlandırır her yeri... Bebekler kadar masum, onu amel defteri... ANNENİN DİNLEMESİ Her türlü derdimizi, can kulağıyla dinler... Bıkmadan usanmadan, sonuna kadar bekler... ANNENİN YAKINLARI Bütün yakınlarının hal ve hatrını sorar... Ziyaretlerine gidip sıhhatlerine bakar... ANNENİN CESARETİ Dört tarafı sarılıp düşse düşman içine... Hiç gözünü kırpmadan yürür ordu üstüne... ANNENİN VEFASI En kötü anımızda, yanımızda hep o var... Dünyayı alt üst etsen, yoktur ana gibi yar... ANNENİN YOKLUĞU Göz görmeyince gönül, katlanır her hicrana... Gönül, bir tek katlanmaz; annenin yokluğuna... ANNENİN OKULU İlim, beşikten başlar; mezara kadar yolu... Annenin doğurduğu yerdir Ana Okulu! ... ANNENİN DEĞERİ Meskeni kuruludur, başımızın üstünde... En büyük hazinedir, her daim gönlümüzde... ANNENİN HAKKI Üstümüzdeki hakkı, ne kadardır bilinmez... Hakkını ödemeye, bizim ömrümüz yetmez... ANNENİN GÜNÜ Duvardaki takvimin üçyüz altmışbeş günü... Yetmez anneler için olsa Anneler Günü... HAVVA ANA Adem'in eğesinden vücuda geldi Havva... İnsanlık nesli için Adem'le kurdu yuva... MERYEM ANA İnsanlık tarihinde, hayatıyla numune... Meryem Ana, hayada eşi bulunmaz anne... VALİDEMİZ AMİNE İki Cihan Güneşi, doğuran yüce anne... Ayın ondördü gibi, Validemiz Amine... ZÜBEYDE HANIM Onun vesilesiyle bir kurtarıcı doğdu... Anadolu tamamen işgallerden kurtuldu... HALİDE ONBAŞI (EDİP ADIVAR) Başlayınca dört yanda Anadolu işgali... Sultanahmete gelip, halka verir haberi.... HATUN NENE Sırtında yavrusu var, kucağında cephane... Zaferin bayrağını taşıyor Hatun Nene! ... ŞERİFE BACI Kazağının içinde, top mermisi taşır... Üşüyen yavrusunun üzerine kapanır... NEZAHAT ONBAŞI Onbaşı rütbesiyle on iki yaşındadır... Babasıyla beraber, düşman karşısındadır... TAYYAR RAHMİYE Askerleri korurken muharebe içinde... Şehit oluveriyor, ateşin çemberinde... TARSUSLU KARA FATMA(ADİLE ONBAŞI) Cephede kahramanca savaşan bir askerdir... Tarsuus'un kurtuluşu, onun gayretiyledir... AYŞE EMİR Küpelerini bozup kendine tüfek alır, Çanakale içinde, amansızca savaşır... SULTAN HANIM Toros'un dağlarında çarpışan müfrezeye... Sultan Ana, onları besler inek sütüyle... HALİME ÇAVUŞ(KOCABIYIK) Er kılığına girip cephanede çarpışır... Cephanedeki erler,onu bir erkek sanır... SATI ÇIRPAN Kurtuluş Savaşı'nda mermi taşır elleri... Millet mektepleri'nde, tutar kalem defteri... ŞEHİT ANASI Canından can alınır, can dayanır mı buna? 'Vatan sağ olsun' diye, dayanır Toprak Ana! ... SÜT ANNESİ Onun her davranışı, sonsuz hürmete değer... Sadece bir bebeğe, sütünü verse yeter... KİMSESİZ ANNE Yeri yurdu belirsiz, umutsuz ve çaresiz... arayan soranı yok, uçan kuştan habersiz... BİRİCİK ANAM Her sana baktığımda, onları görüyorum... Ana,tüm anaları, hürmetle anıyorum... Savaş Yuva |
29-04-2008, 10:00 | #323 |
|
benim günlerden beklediğim kadar
günlerde benden birşeyler bekler fakat heyhat benim günlere verdiklerimi onlar bana asla veremeyecekler NAZIM HİKMET |
30-04-2008, 15:37 | #324 |
|
Bir ben bir o
Dünyanın sonu bu. S.K. |
30-04-2008, 22:07 | #325 |
|
...
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana. Ataol Behramoğlu |
03-05-2008, 22:58 | #326 |
|
Birisi
Bir şey var aramızda Senin bakışından belli Benim yanan yüzümden Dalıveriyoruz arada bir ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki Gülüşerek başlıyoruz söze Bir şey var aramızda Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek Fakat ne kadar saklasak nafile Bir şey var aramızda Senin gözlerinde ışıldıyor Benim dilimin ucunda.. der Nahit Ulvi Akgün.. Aşkın a hali.. |
11-05-2008, 23:54 | #327 |
|
İzmir'i görmemiş, İzmir'i solumamış bir aşk şairi arıyorum. Bulamadım.
İzmir'siz şairin aşk'a dair şiirinde bir şey eksik. İyi biliyorum, eksik. Ama o eksik nedir? Arıyor, araştırıyor, bulamıyorum. Onu da bulamadım. İzmir'siz aşk şairi olunmuyor? Olunmuyor biliyorum ama, niye olunmuyor onu bilmiyorum. Ben İzmirli değilim de ondan mı acaba? İzmirliler yardım lütfen! Üstâdım, önce siz. |
12-05-2008, 02:23 | #328 |
|
İyilik neye yarar,
Öldürülürse iyiler çarçabuk, ya da iyilik görenler?... ... Özgürlük neye yarar, yaşarsa bir arada özgürlerle tutsaklar?... ... Akılsız olmak madem ekmek sağlar herkese, akıl neye yarar?... *** İyi insan olacağınıza, öyle bir yere götürün ki dünyayı, iyilik beklenmesin... ... Özgür insan olacağınıza, öyle bir yere götürün ki dünyayı, kavuşsun özgürlüğe herkes, özgürlük sevgisi geçersiz olsun... ... Akıllı insan olacağınıza, öyle bir yere götürün ki dünyayı, akılsızlık zararlı olsun... (...Bertolt Brecht) |
11-06-2008, 12:40 | #329 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Çözdüm!
Tuna Kiremitçi'nin bugünkü yazısını okuyunca çözüldü.
(Vatan Gazetesi, 11 Haziran 2008, sayfa 22.sayfa) |
11-06-2008, 21:52 | #330 |
|
Eee ne zaman İzmir'e taşınıyoruz...
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Klasik Şiir Keyfi (Halk, Tasavvuf, Divan Şiiri) :)) | Gemici | Site Lokali | 122 | 21-03-2014 00:13 |
Tatil Keyfi :))) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Gezi, Tatil ve Eğlence | 128 | 26-01-2013 21:06 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |