|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-05-2007, 13:26 | #61 |
|
avukat, vekalet ücretine hükmedildiği zaman ihtar çekmeden müvekkili adına "icra dairesine" başvurup, vekalet ücretinin vekalet ücretini talep edebilir ve icra dairesi bunu kabul etmek zorundadır. en sağlıklı ve uygulanan yol kanatimce budur.kanundaki boşluklar ve yargıtay kararları arasındaki çelişkiler de buna engel değildir.bu doğrultuda yasal değişikliklerin yapılması ve durumun açıklığa kavuşması gerekir.
|
30-05-2007, 17:08 | #62 |
|
Vekalet ücretinin tahsili
Mahkemece lehimize hükmedilen vekalet ücretini tahsil etmek için ilemlı takip yaptığım zaman icra vekalet ücreti de alıyorum. Şimdiye kadar defalarca yaptım, hiç bir itirazla da karşılaşmadım. Çünkü ilamla hükmedilen vekalet ücreti, icra takibine konu edildiğinde asıl alacak olarak değerlendiriliyor. Yani vekalet ücreti alacağı, bu takipte asıl alacak sıfatını kazanıyor.
|
30-05-2007, 19:12 | #63 |
|
Vekalet ücreti de asil lehine hükmedildiği için asil adına takibe konu edilmektedir. Bu nedenle asıl alacak mahiyetinde değerlendirilerek ona da vekalet ücreti yürütülmektedir.Bir ara ücret-i vekalet vekil lehine hütmedilmekte idi.Bu takdirde aynı vekil tarafından takibe konu edildiğinde icra vekalet ücreti alınamıyordu ama artık alınmasında sakınca yoktur. Saygılar....
|
20-10-2007, 23:08 | #64 |
|
Vekalet ücreti
Sayın meslektaşlarım, mahkeme ilamında hükmedilen vekalet ücreti avukat tarafından direk olarak kendi adınamı yoksa müvekkili adına mı icraya verilmelidir?( Av.Kanunu 164 hükmedilen vekalet ücreti avukata aittir.)Arıca vekalet ücretine ilişkin icra emri, karşı tarafa tebliğ edilirken asile mi yoksa ilamda karşı tarafın vekili olarak adı geçen avukatamı tebliğat gönderilmelidir? Saygılar.
|
21-10-2007, 01:32 | #65 |
|
Asille birlikte vekile de göndermek gerekir.
|
22-10-2007, 21:32 | #66 |
|
Alacaklı:......((müvekkil))
Vekili:Av............... Borclu:.........(karsı taraf/ muvekkıl) Vekili:Av.................. borcun konusu:....Mahkemesinin....Esas...Karar numaralı ilamına dayalı vekalet ücreti İlamda karsı tarafın vekili varsa illaki karsı tarafın vekiline göndermeniz gerekir/zorunludur... ayrıca asile de gönderebilirsiniz...kanunda aksine hüküm yok...zira asile göndermeniz MBB davası için önem teşkil edecektir.... ıyı calısmalar... |
21-01-2008, 20:23 | #67 |
|
vekalet ücretine vekalet ücreti olur mu?
Mahkeme kararındaki vekalet ücreti icra takibine konulunca, yalnızca vekalet ücreti için yapılan takipte vekile tekrar vekalet ücreti verilmeli midir?
|
21-01-2008, 22:18 | #68 |
|
Pir i fani ya sizce?
|
21-01-2008, 23:05 | #69 |
|
değerli meslektaşlar bir önceki sayfada verilen 1942 tarihli İBK konuyu açıkça çözümleyen ve açıklayan bir karardır. Sanırım bu uygulama geçtiğimiz yıl benimde başımdan geçtiği için biliyorum icra müdürü bir arkadaşın özellikle sormam üzerine bahsettiği üzere antalya da yapılan bir seminerde müfettişler tarafından özellikle bir yargıtay kararı mesnet gösterilerek ilam vekalet ücretine icra vekalet ücreti uygulamayın telkinleri ile ortaya çıkmıştır. Yani müfettişler hukuku biz avukatlardan!!! İBK kararını veren Hakimlerden daha iyi bilmektedir. saygılarımla
|
28-01-2008, 22:49 | #70 |
|
Süleyman bey buraya bir yanıt yazdığımı sanıyorum ama gösterilmemiş sanırım.Özetle vekalet ücretine vekalet ücreti olmaz demiştim.
|
30-01-2008, 16:25 | #71 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın pir-i fani, 67 No.lu mesajınızı bağımsız bir forum konusu yapmıştınız. Ben de daha önce tartışıldığı için bu foruma taşıdım. Bunun dışında bu forumda silinmiş dahi olsa mesajınız bulunmamaktadır. Alıntısını yaptığım mesajınızı yazarken, bu forumda bulunan önceki mesajları okuduğunuzu sanmıyorum. Okusaydınız, vekalet ücretine vekalet ücreti istenebileceğini görürdünüz. Buna rağmen düşüncenizde ısrarlı iseniz, yasal dayanak göstermenizi rica edeceğim. Saygılarımla |
08-02-2008, 10:13 | #72 |
|
62- Lehine Vekâlet Ücretine Hükmolunan Vekil Tarafından Bizzat Alacağın Takibe Konulmasında Vekâlet Ücretine Vekâlet Ücreti Takdir Edilemeyeceği
… esas sayılı dosyalarda görüleceği üzere, lehine vekâlet ücretine hükmolunan vekil tarafından bu alacağın takibe konulmasında vaki talep üzerine vekâlet ücretine vekâlet ücreti takdiri ve ödemesi yapıldığı görülmüştür. * 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164/son maddesi uyarınca hükmolunan vekâlet ücretinin vekile ait olduğu, uygulamanın da bu yönde bulunduğu, vekâlet ücretinin ise ancak vekil marifetiyle yapılan takiplerde söz konusu olabileceği cihetle, avukatın şahsî alacağı olan bu ücrete ayrıca vekâlet ücreti takdir edilmemesi, TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞINDAN. İcra müdürlerinin taktirleri değil.Havucun suyunun suyu olmaz deniliyor. |
10-02-2008, 15:46 | #73 |
|
T.C. YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Esas: 1942/34 Karar: 1944/21 Karar Tarihi: 31.05.1944 ÖZET: İlamda vekil için ücret tayin ve hükmedilmiş olsa dahi vekil marifetiyle takip edilen ilamın icrasından dolayı da ayrıca ücret takdir edilmesi lazım gelir. (2004 S.K. m. 138) . . . İmdi gerek mahkemelerde ve gerekse icrada avukatla takip olunup da yazılı mukavele bulunmayan işlerde vekil ile müvekkil arasında takarrür etmiş ücretle hasma tahmili lazım gelen vekalet ücretlerini bu kanun tayin etmiş olduğuna ve bu kanun mucibince hazırlanarak Adliye Vekaletince tasdik edilen ve 15/9/941 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesiyle İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümlerin onuncu maddesinde mahkemede (davanın müdafaasını) deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhine takip icrasını deruhte eden avukatla evvelce mahkemede davayı intaç etmiş olan avukata icra takibi için de ayrıca nisbi bir ücret verileceği tasrih kılınmış ve icra takiplerinde maktu vekalet ücretine tabi olan işlerin nelerden ibaret olduğu ve alınacak ücretlerin miktarları da maktu ücret tarifesinin altıncı bendinde hasr ve tadat edilmiş bulunmasına göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız icra ve takiplerinde diğer tarafa vekalet ücreti tahmil edilmesi zaruri bulunmaktadır. Bu itibarla ilamda vekil için ücret tayin ve hükmedilmiş olsa dahi vekil marifetiyle takip edilen ilamın icrasından dolayı da ayrıca ücret takdir edilmesi lazım geleceğine dair İcra ve İflas Dairesinin ikinci içtihadının doğru olduğuna 31.05.944 tarihinde ittifakla karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
10-02-2008, 21:56 | #74 |
|
Vekalet Ücretinin Vekalet Ücreti Olur mu?
Arkadaşlar;
Yargıtay olaya bakış açısını açık bir biçimde koydu. Karşı taraf aleyhine hükmedilen avukatlık ücreti yargılama gideridir ve bu taraf lehine hükmedilmelidir. dedi. Gerekçesi de kısaca tartışmada belirtildiği şekilde yargılama giderinin taraf lehine hükmedilmesi gerektiği, taraf olmayan kişi lehine bir alacağa hükmedilmemesi gerektiği idi. Yargıtay 164. Md. yi de müvekkil ile vekil arasında bir ilişki olarak kabul etti. Bu durumda haczedilmezlik, takas edilmezlik vb. bu ücretin güvenceye alınmasına yönelik önlemlerdir. Benzer hükümler çeşitli yasalarda emek karşılığı için alınması gereken ücretlerde de söze konudur. En yaygın olarak işçi alacaklarında görülür. Yapı ipoteği bu güvenceye alma dürtüsü açısından farklı bir örnek olarak gösterilebilir. Bir dava düşünelim. Dava açıldı ve hiç bir duruşma yapılmadan davadan feragat edildi. Mahkeme yargılama giderlerini davacı üzerinde bıraktı, siz davalı vekili olarak dilekçe yazdınız ama masrafınız yok. Bu anlamda davalı lehine sadece kendisini vekille temsil ettirdiği için avukatlık ücretine hükmedildi. İlamda bir hüküm var. ne diyor? ... avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine. Yani ilam gereğince o para müvekkilinize aittir. Avukatlık yasası gereğince de bu bedeli tahsil eden müvekkilinizin size ödemesi gerekir. Yoksa avukatlık yasası hükümlerine dayanarak dava açıp bu bedeli isteme hakkınız vardır. Gelelim işin öte yanına; Müvekkiliniz lehine hükmedilmiş bir alacağı kendi adınıza nasıl icra takibine konu yapabilirsiniz? Bu bir şikayet ve takibin iptali nedenidir. İlamı denetleyip yorumlayacak merciler bellidir. İlamın hüküm fıkrası hiç bir yorum katılmaksızın aynen ifa edilir. Hiç kimsenin de yorum yolu ile ilamın hüküm fıkrasında söylenenlerden başka bir şekilde davranma hakkı yoktur. Bu konuda yasa yeni yayınlandığında daireler arasında da farklı uygulamalar yapıldı ancak sonuçta yukarıda açıkladığım şekilde olay çözümlendi ve kararlar tutarlılık kazandı. Onun için avukatlık ücretine avukatlık ücreti yükletilmeyeceğine ilişkin davranış da, ilamda yazılı avukatlık ücretini kendi adına başka bir avukat tutarak takip konusu yapmak da yasaya aykırıdır. Tersine davranışın özellikle meslektaşlarımız açısından disiplin suçu oluşturabileceğini düşünüyorum. Saygılar. |
10-02-2008, 23:57 | #75 |
|
Bu konu çok tartışıldı. Burda vekalet ücretine vekalet ücreti alınacak diyenler Esas: 1942/34
Karar: 1944/21 sayılı içtihadı birleştirme Genel Kurul Kararını dayanak göstermektedirler. Ancak, bu karar verildiği zaman Avukatlık Kanunun 164/son maddesi meriyette yoktu. Yanı önceleri mahkelerinin taktir ettiği vekalet ücreti müvekkile aitti. Son uygulamalar hüküm taraflar arasında kurulur gerekçesine dayanılarak ilamda vekalet ücreti müvekkkil adına taktir ediliyor ama Avukatlık Kanununun mezkur maddesi de bu ücretin vekile alit olduğunu belirtiyor. Hal böyle olunca ilamda taktir edilen vekalate ücretini avukat tahsil ettiği zaman müvekkiline vermiyor kendi alacağına kavuşumuş oluyor. Şekil şarti olarak da sadece müvekkilinin vekaletnamesine ihtiyaç duyuyor. Bence de vekalet ücretine vekalat ücreti olmaz diye düşünüyorum. Velev ki akşini düşünelim şik bulmuyorum.Avukatlar adaletin bir parçası olduğu malumdur.Salt para kazanmayı düşünmemek lazim. Bizler vekalet ücretine vekalat ücretini vatandaşa anlatamiyoruz. Bir de olaya bu durumdaki vatandaş gözü ile bakmak gerekir diye düşünüyorum, |
28-02-2008, 14:42 | #76 |
|
şikayet var ise.......
Davacı borçlu vekili Mahkememize verdiği 15.05.2007 günlü dava dilekçesinde özetle;
...............dosyasında davalı alacaklı tarafından Kadıköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamında hüküm altına alınan vekalet ücretine ilişkin olarak takip yapıldığını takip talebinde vekalet ücretine vekalet ücreti talep edildiğini Avukatlık kanunun 164/son maddesi uyarınca vekalet ücretine vekalet ücreti talep edilmesinin yasal olmadığını beyanla icra vekalet ücretinin kaldırılmasını istemiştir................... takibin ilam gereği hüküm altına alınan vekalet ücreti tahsiline yönelik olduğu vekalet ücretine vekalet ücreti talep edilemeyeceği saptanmış olmakla bu durumun icra emri ve takibin iptalini gerektirmediğinden İcra müdürlüğünce vekalet ücretine vekalet ücreti alınmamasına icra emrinin sonuç kısmından vekalet ücreti ibaresinin çıkarılarak düzeltilmesine ilişkin aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur... HÜKÜM: ......müdürlüğünün .....dosyasında icra emrinin sonuç kısmında talep edilen vekalet ücreti ibaresinin çıkarılarak icra müdürlüğünce takip nedeni ile vekalet ücreti alınmamasına....kesin olarak dosya üzerinden..... iyi çalışmalar.... |
28-02-2008, 16:39 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukatlık Kanunu'nun 164.maddesi vekil ile müvekkil arasındaki ilişkiyi düzenlemekte. Avukatlık ücretinin kimin alacağını üçüncü kişiler ve icra daireleri ve mahkemeler bilemez: Şirket avukatları, kamu avukatları vekalet ücreti almazlar. Serbest çalışan avukat da müvekkille arasındaki sözleşme gereği isterse karşı taraf için takdir edilen vekalet ücreti almayabilir (veya peşin almıştır). Avukatlık Kanunu'nun 164.maddesini avukatı vekalet ücreti almaya zorlayan bir hüküm olarak düşünmemeli. Bu durumda icra dairelerinin "vekalet ücretine vekalet ücreti olmaz" biçiminde bir vecizeye değer vermeleri anlamsız kalır. Yukarıdaki açıklamalara bir de örnek vermek istiyorum: Avukat ile müvekkili arasındaki sözleşme gereği, dava konusu alacağın yüzde yirmisi tutarındaki bir vekalet ücreti avukata ait olacak olsa avukat asıl alacağı icra yoluyla tahsil ederken sadece yüzde 80 üzerinden mi vekalet ücreti alabilecek? Saygılarımla |
24-04-2008, 09:23 | #78 |
|
Vekalet ücreti
T.C.
YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU E. 1942/34 K. 1944/21 T. 31.5.1944 • İLAMLI İCRA ( Vekalet Ücreti-İlamda Vekalet Ücretinin Takdir Edilmiş Olması Halinde ) • VEKALET ÜCRETİ ( İlamlı İcrada ) • İLAMDA VEKALET ÜCRETİ TAKDİR EDİLMİŞ OLMASI ( İlamlı İcra-İcra Dairesince de Vekalet Ücreti Takdir Edilip Edilmeyeceği ) 3499 s. Avukatlık Kanunu m. 130, 131 ( Bu yasa, 1969 g. ve 1136 s. Avukatlık Kanunu m. 192 ile yürürlükten kaldırıldı. ) 15.9.1941 g. Avukatlık Ücret Tarifesinin İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümler m. 10 7.2.1945 g. ve E. 1944/19 - K. 1945/4 s. Y. İçt. Bir. K. 14.4.1954 g. ve E. 1953/4 - K. 1954/14 s. Y. İçt. Bir. K. ÖZET : İlamda vekil için ücret belirtilmiş ve hükmedilmiş olsa dahi, vekil eliyle kovuşturulan ilamın uygulanmasından dolayı da ayrıca ücret değerlendirilmesi gerekir. DAVA VE KARAR : İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün ilamsız takiplere münhasır olduğu ve ilamların icrası talebinde ayrıca icra muameleleri için vekalet ücreti istenmiş olsa bile ilamsız takibe mahsus olan mezkur fıkra hükmünün tatbik edilerek icra memurluğunca ayrıca bir vekalet ücreti takdir olunamayacağı ve ilamların icrasında yalnız mahkemece takdir edilen vekalet ücretinin tahsili lazım geleceği takarrür etmiş içtihat cümlesinden iken ahiren mümasil bir hadise hakkında yapılan tetkikat sırasında, ilamların icrasında mahkemece takdir edilen vekalet ücretinden başka icra muameleleri için de zikredilen fıkraya müsteniden icra memuru tarafından ayrıca vekalet ücreti takdir edilebileceğine dair yeni bir ekseriyet hasıl olmuş olduğundan bu suretle meydana gelen içtihat ihtilafının halli Temyiz İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8/9/942 tarihli ve 556 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni ihtilafın mevzuunu teşkil eden 1/7/935 tarih ve 3163/3051 sayılı ilam ile zikri geçen yazı suretleri teksir olunarak Umumi Heyet azasına tevzi edilmişti. Müzakere için tayin olunan 31/5/944 tarihine rastlayan çarşamba günü saat 9.30 da toplanan Umumi Heyet Birinci Reis Halil Özyörük'ün başkanlığı altında müzakereye başlayarak ihtilafın esasını teşkil eden noktalar, hulasaten Birinci Reis tarafından izah edildikten sonra söz alan : Şemsettin Temizer: Bu tevhidi içtihat münasebetiyle tetkik yaparken İcra ve İflas Dairesinin 934 tarihinde bir ilamına tesadüf ettim. Bu ilama göre vekalet ücreti tayinine dair tetkik merciince ittihaz olunan kararın temyiz kabiliyeti olmadığını Yüksek Daire içtihat etmiş olduğu anlaşılıyor. Şimdiki tevhidi içtihadın mevzuu ise, temyiz edilen bu kabil kararların temyiz kabiliyeti kabul ediliyor. Ancak ilamlı icralarda vekile ücret lazım gelip gelmediğinde ihtilaf edilmiş bulunuyor. Şu halde evvelce temyiz kabiliyeti yoktur, sonra da temyiz kabiliyeti vardır, diye yekdiğerine mübayin olan içtihattan dolayı tevhidi içtihat müessesesine müracaat edilmiş midir? Çünkü Yüksek Daire içtihatlar ve kararlar arasındaki ihtilafa çok ehemmiyet veriyor ve asabiyet gösteriyor, tevhid içtihat için müracaat ediyor. Şu halde bu kabil vekalet ücretine dair kararların temyiz kabiliyeti yoksa, bu ihtilaf da halledilmemiş ise şimdiki ihtilafın halline sıra gelmemiş bulunuyor. Abdullah Aytemiz: Eski bir kararımızda böyle demişiz. Fakat şimdiye kadar bütün kararlarımız temyiz kabiliyetini kabul etmektedir. Filhakika hangi madde altında sarahat varsa onlar temyiz edilebilir. Maadanın temyiz kabiliyetini kabul etmemek lazım değil ise de daire son tadilde bunun bir maddede toplanmış olması hasebiyle, ilamın sureti icrasına dair kararlar temyiz edilebileceğine göre biz de bunu kabul ettik. Şemsettin Temizer: Vekil ile müvekkil arasındaki şartlar -kanunun sarahati müstesna- üçüncü şahıslara yani davada haksız çıkacak tarafa müessir değildir. Alacaklının davasını takip için bir kaç avukat tutması onları azledip yerlerine başkalarını ikame etmesinin ve her vekile dilediği gibi ücret vermesinin hasma tahmil edilecek ve masarifi muhakeme cümlesinden sayılacak olan ücreti tesir ve şümulü yoktur. Böyle hareket eden alacaklı kendi fiilinin hukuki neticelerine katlanır, hasmı bundan müteessir olmaz. Mantık bunu icap ettirdiği gibi nasafet ve adalet de bundadır. Kanunun hükmü de böyledir. Binaenaleyh Sayın Abdullah Aytemiz'in alacaklının müteaddit vekillerine vekalet ücreti vermesinin borçluya tahmil edilecek vekalet ücretinde nazara alınması adalet ve mantık iktizası olduğu hakkındaki fikir ve mütalaalarına iştirak kabil değildir. İlk İcra ve İflas Kanununda borçluya tahmil edilecek vekalet ücreti hakkında bir sarahat yoktu. 932 senesi tadilinde Bu ücret kanuna geçmiştir. Bunun ne için kanuna konmuş olduğunun sebeplerini tetkike vakit bulamadım ve bilemiyorum. Ancak müzakereye başlarken Başreisimizin izah buyurdukları veçhile ilamlı icralarda vekalet ücreti lazım gelmiyeceği hakkındaki İcra ve İflas Dairesi müstakar içtihadının istinat ettiği istidlaller yerinde değildir. Çünkü İcra ve İflas Kanununda ( takip ) kelimesi hem ilamlı icralarda kullanılmakta ve hem ilamsız icralarda kullanılmaktadır. Binaenaleyh mücerret ( icra ) ve ( takip ) kelimeleri bu ihtilafı halle kafi gelmez. Bununla beraber 935 senesinde teessüs eden birinci içtihat, yani ilamlı icralarda alacaklı vekili için hasma vekalet ücreti tahmil edilmez, tarzındaki içtihat o tarihteki hukuki mevzuata uygun gelmektedir. Çünkü, H.U.M.K. nun altmış ikinci maddesi sarahatına göre avukat bir davanın vekaletini mutlak olarak kabul edince o davayı son safhasına kadar mahkemelerde takibe ve icrada da hükmü infaz ettirmeğe ve masarifi muhakemeyi de tahsil için mesai sarfını kabul ve taahhüt etmiş olur. Böyle olunca hükmü müvekkili lehine almış olan avukata hasma müvekkili lehine kanunen lazım gelen vekalet ücretini de hüküm altına aldırmış ise bir koyundan iki post çıkmaz meşhur meseli mucibinde icradaki mesaisinden dolayı da ayrıca icra hakimine müvekkil lehine ücreti vekalet takdir ettiremez. 138. madde sırf ilamsız icralar için vaz olunmuştur. Çünkü bunlarda hasım aleyhine daha evvel bir dava açılmamış ve ilk takip icrada başlamıştır. Bu takip için vekil tutan şahıs lehine icra dairesi vekalet ücreti hükmeder. Bu maruzatım Avukatlık Kanununun ve bu kanuna tevfikan yapılan avukatlık ücret tarifesinin ve izahnamesinin neşrine kadar olan müddet zarfındaki İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesinin tatbikatı şekline aittir. Son vaziyeti hukukiyeye göre yani Avukatlık Kanunu ve ücret tarifesi ve izahnamesi bakımından meselenin tahliline gelince, Yeni Avukatlık Kanununun dava ve takip için avukat ücretleri hakkında altıncı babın ikinci faslında yeni hükümler vaz eylemiş bulunmaktadır. Bu kanunun 130 uncu maddesinde kaza mercilerindeki muameleler diğer işlerden alınacak ücretin asgari haddini gösteren tarifenin nası yapılacağı tayin kılındıktan sonra 131. maddesinde de ücret mukavelesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin tatbik olunacağı ve mahkum aleyhine de tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamayacağı tasrih kılınmıştır. Bu kanun mucibince hazırlanıp Adliye Vekaletinin tasdikine iktiran eden ve 15/9/941 tarihinden itibaren muteber bulunan mezkür tarife izahnamesinin onuncu maddesinde ise ( Mahkemelerde davanın müdafaasını deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhinde takip icrasını deruhte eden avukat mahkumunbihin yüzde üçü nisbetinde ücret alır. Evvelce mahkemede müdafaayı deruhte ve davayı intaç etmiş ise ayrıca bu tarifede yazılı ücretin beşte birinden onda birine kadar ücret tayin olunabilir. ) diye yazılı bulunmaktadır. Bu sarahatlar bundan böyle icrada avukatla yapılacak takiplerde hasma ne miktar üzerinden vekalet ücretinin tahmil edilmesi lazım geldiğini şüpheye mahal bırakmayacak şekilde tespit eylemiş ve binaenaleyh İcra ve İflas Kanununun 138 inci maddesindeki ücret miktarı hakkındaki sarahati da tadil eylemekte bulunmuştur. Şu halde icra dairesinde borçlu aleyhinde müvekkili namına takipte bulunan avukat eğer takip ilama müstenit olup da kendisi de o hükmün istihsalinde mahkemede bulunmuş ise tarifede yazılı ücretten daha az bir nisbette hükmü istihsal etmemiş ise yüzde 3 miktarında bir ücret borçluya tahmil edilecektir. Son kanuni vaziyete ve sarahata göre avukatla takip olunan ilamlı icralarda da hasma ücreti vekalet tahmil edilmesi icap etmektedir. Şefkati Özkutlu: Mahkemece takdir edilen ücreti vekalet içinde icradaki ücret de dahil mi, değil mi, mesele buradadır. Maahaza icra muamelesi başka, mahkemedeki safha başkadır. İkinci safhada ücreti vekalet lazımdır. Necati Ünlügil: Usulün altmış ikinci maddesinde bir ihtilafımız yoktur. Mesele kırk birinci maddenin hudut ve şümulünü tayinden ibarettir. Aziz Yeğer: Bugünkü kararımızda mahkeme masraflariyle icradaki safhayı ayırmış olacağız. Gerek eski vaziyette ve gerek son tadil vaziyetinde ücreti vekalet içinde icradaki mesai de dahildir dersek hakim meçhul bir safahata ait ve mevhum kısmı da nazara almak zaruretinde kalacaktır. Bu takdirde hakim için ölçü yoktur. Ölçüsüz bir takdiri hakime nasıl emrederiz ve bu vaziyette tayin edilen bir ücreti borçluya nasıl tahmil ederiz? Abdullah Aytemiz : İcraya mevzu ilamda ücreti vekalete de hükmolunmuş ise bunun icrasından dolayı alacaklı vekiline ayrıca ücreti vekalet takdiri lazım gelip gelmiyeceği yani ilamsız takiplerde ücreti vekalet takdir edileceği hakkındaki 138 inci madde hükmünün ilamlı takiplere de şamil olup olmayacağı hususundaki ihtilafın halli matluptur. Dairemizin ötedenberi devamlı içtihadı, icraya konulan ilam ücreti vekaleti de mutazammın ise böyle bir ilamın icrası halinde mahkumunleh vekiline ayrıca ücreti vekalet takdiri lazım gelmiyeceği merkezinde idi. Azalığım zamanından beri muhalif bulunduğum bu içtihadın aksine ahiren bir temayül hasıl olduğundan tekevvün eden bu ihtilafın tevhidi içtihat suretiyle halline kadar gelen işleri bıraktık. Bu ikinci içtihadın doğruluğunu maddi ve kanuni sebeplere istinaden iddia ve isbat edeceğim. Mahkemece takdir olunan ücret vekilin kazai sahadaki mesai ve hizmeti mukabilidir. Her ilam cebri icra tariki ile icra olunmaz. Bazan müvekkil mahkumunleh bizzat takip eder. Binaenaleyh mahkemece ücreti vekalet takdir edilirken vekilin icradaki takip ve hizmetinin nazara alınmış olmasına ihtimal ve imkan verilemez. Bahusus mahkeme işlerinde vekil olan kimse icradaki işlere de memur edilecek olursa hiç şüphesizdir ki, müvekkilinden iki kat vekalet ücreti isteyecektir. Esasen vekil ile müvekkil arasında takarrür eden vekalet ücretine tarife mucibince hakimlerin mahkumunlehlere ait olmak üzere takdir eyledikleri miktar asla tekabül etmemektedir. Bir de icra safhasında vekalet ücretinden mahrum edilecek olurlarsa müvekkiller büsbütün mutazarrır olurlar. Daha doğrusu haklı çıktıkları halde cezayı nakdi kabilinden vekalet ücretiyle de mahkum edilmiş olacaklardır. Kanuni delile gelince, İcra ve İflas Kanununun kırk birinci maddesi bu ihtilafı halle kafidir. Maddeyi aynen okuyorum: ( Ka nunun ikinci babında yazılı hükümlere mugayir olmıyan diğer hükümleri ilamlı takiplerde de cari olur. ) Bu kanunun ikinci babı ilamlı, üçüncü babı da ilamsız takiplere tahsis edilmiş olup ilamlı takiplere müteallik hükümler meyanında icrai muamelattan dolayı vekalet ücreti takdir olunamayacağı hakkında hiçbir kayıt ve işaret olmadığına ve bu babta yazılı hükümlere mübayin bulunmıyan kanunun diğer hükümlerinin ilamlı takiplerde de tatbik olunacağı mezkur kırk birinci madde hükmü iktizasından bulunmasına göre dava vekili veya avukat marifetiyle yapılan takiplerde vekalet ücreti takdir edileceği hakkındaki 138 inci madde hükmünün ilamlı takiplerde de cari olacağı neticesine varılmak zaruridir. Avukatlık ücret tarifesi de ikinci içtihadın isabetini müeyyettir. Fevzi Bozer: Hukuk Usulü Kanununun altmış ikinci maddesi vekil ile müvekkil aralarındaki münasebeti tayin eder. Bu madenin icra takiplerinde alınacak ücrete şümulü yoktur. Son fıkrası ise vekilin mezuniyetini takyit edecek kayıtların diğer tarafça muteber olmadığını göstermektedir ki hadiseye şümulü yoktur. İlamlı takiplerde ücreti vekalet lazımdır. Cevat Gücün : İcra ve İflas Kanununun 932 senesindeki tadilinde ücreti vekaletin konmasına bir lüzum hasıl oldu. Bunu esbabı mucibe söylüyor. İlamlı takiplerde esasen vardı. İkinci içtihat doğrudur. İbrahim Ertem : Avukatlık Kanununda bir fasıl vardır. 130 uncu madde mucibince Adliye Vekaletince yapılan tarifeye icra safhasını hukukçu arkadaşlardan rica ederim. Birinci Reis: Tarifede bir tek avukat tarafından takip edilen işlerde icrada şöyle mahkemede böyle diye bir şey yoktur. Temyizde şu hüküm alınıncaya kadar şöyle diye sarahat vardır. Y.K. Arslansan: İcra ve İflas Kanununun kırk birinci maddesi sarahatına ve ahiren Avukatlık Kanununun 131 inci maddesine tevfikan tanzim kılınan avukatlık ücret tarifesinin tatbik tarzına dair umumi hükümlerinin onuncu bendi mucibince de vekil marifetiyle takip olunan ilamların icrasından dolayı da icrada mesbuk hizmetlerine mukabil ayrıca avukatlık ücreti olunmak iktiza eder. Birinci Reis: Her ücret mukabilinde bir hizmet ve her hizmet mukabilinde bir ücret vardır. 602 inci madde mebde ve müntehayı göstermek itibariyle şayanı ihticaçtır. Hizmet, para tahsil edilinceye kadar devam edeceğine göre bu safhaya kadar masruf hizmeti mukabilidir. Avukat davayı aldığı zaman bu hali bilir. Ancak avukat icra safhasında işe girmiş ise hiç şüphe yoktur ki, mesbuk mesaisine göre bir ücret alması lazımdır. 138 inci madde paranın paylaştırılmasına taalluk ettiğine göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız takiplere şamildir. Fakat bir avukat davayı bidayetinden itibaren takip etmiş ise buna şümulü olmamak lazımdır. Şemsettin Temizer: Tarifenin onuncu maddesi mukavele yapılmıyan hallerdedir, demeleriyle neticede: İcra ve İflas Dairesi Reisliğinin 8/9/942 tarihli tezkeresiyle ona merbut 1/7/935 tarihli ilam suretine nazaran, İcra ve İflas Dairesinin ötedenberi içtihadı ilamların icrasında yalnız ilamda yazılı vekalet ücreti tahsil olunup yoksa ilamın icrası için ayrıca icra memurluğunca vekalet ücreti takdir olunamayacağı ve İcra ve İflas Kanunun 138 inci maddesinin üçüncü fıkrası hükmünün yalnız ilamsız takipler hakkında tatbik olunacağı merkezinde iken ahiren ilamların icrasında dahi mahkemece takdir edilen vekalet ücretinden başka avukatın icradaki mesaisinden dolayı icra memuru tarafından ayrıca vekalet ücreti takdir edilebileceğine dair yeni bir ekseriyet husule geldiği ve bu itibarla eski ve müstakar içtihadın hilafına yeni bir içtihat hasıl olduğu anlaşılmıştır. Eski içtihadın 942 senesine kadar devam edip 942 senesi içinde bunun hilafına olan içtihadın takarrür eylediği bu daire reisliğinin 8/9/942 tarihli yazısından istidlal olunmaktadır. Şu halde Avukatlık Kanunu ile bu kanuna tevfikan tanzim ve tasdik olunan Avukatlık Ücret Tarifesi ve izahnamesinin meriyet mevkiine konmasından sonra bu tebdili içtihat vaki olmuş demektir. Bu itibarla ihtilafın son kanuni vaziyet ve hükümlerle halli lüzumu hasıl olmaktadır. Avukatlık Kanununun altıncı babının dava ve takip ücretleri ünvanlı ikinci faslında vekil ile müvekkil arasındaki vekalet ücretleriyle diğer tarafa tahmil olunacak ücretlerden bahsedilmektedir. Bu fasılda münderiç olan 130 uncu maddede ise kaza mercilerin deki muamelelerle diğer işlerden alınacak vekalet ücretinin asgari haddini gösteren tarifenin nasıl yapılacağı tayin kılındıktan sonra 131 inci maddesinde de ücret mukavelenamesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin tatbik olunacağı ve mahkumunaleyhe de tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamayacağı tasrih kılınmıştır. İmdi gerek mahkemelerde ve gerekse icrada avukatla takip olunup da yazılı mukavele bulunmayan işlerde vekil ile müvekkil arasında takarrür etmiş ücretle hasma tahmili lazım gelen vekalet ücretlerini bu kanun tayin etmiş olduğuna ve bu kanun mucibince hazırlanarak Adliye Vekaletince tasdik edilen ve 15/9/941 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesiyle İzah ve Tatbik Tarzına Dair Umumi Hükümlerin onuncu maddesinde mahkemede ( davanın müdafaasını ) deruhte etmeksizin icra takip yollariyle borçlu aleyhine takip icrasını deruhte eden avukatla evvelce mahkemede davayı intaç etmiş olan avukata icra takibi için de ayrıca nisbi bir ücret verileceği tasrih kılınmış ve icra takiplerinde maktu vekalet ücretine tabi olan işlerin nelerden ibaret olduğu ve alınacak ücretlerin miktarları da maktu ücret tarifesinin altıncı bendinde hasr ve tadat edilmiş bulunmasına göre gerek ilamlı ve gerek ilamsız icra ve takiplerinde diğer tarafa vekalet ücreti tahmil edilmesi zaruri bulunmaktadır. Bu itibarla ilamda vekil için ücret tayin ve hükmedilmiş olsa dahi vekil marifetiyle takip edilen ilamın icrasından dolayı da ayrıca ücret takdir edilmesi lazım geleceğine dair İcra ve İflas Dairesinin ikinci içtihadının doğru olduğuna 31/5/944 tarihinde ittifakla karar verildi. |
21-03-2009, 21:03 | #79 |
|
T.C.
YARGITAY İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU E. 1942/34 K. 1944/21 T. 31.5.1944 Gözlerim yanlış mı görüyor yılları çok geçmişte olduklarından olabilirler mi? |
23-03-2009, 03:24 | #80 | |||||||||||||||||||||||
|
Buyurunuz doğruyu gösteren emsalleri sununuz. |
08-04-2009, 23:03 | #81 |
|
Değerli meslektaş arkadaşlarım
Konuyu takip etmek ve bir yargıya varmak gerçekten zor bir hale gelmiş. Değişen kanunlar, vekalet ücreti talebinin ilamlı takiple vekilce mi, müvekkilce mi yapılacağı; asıla ya da vekile ya da müvekkile mi yöneltileceği konuları; yargıtay kararları, Anayasa Mahkemesi kararı ile; avukatların içinde bulunduğu ücret-iş-portföy kaygıları birbirine karışmış ve anladığım kadarıyla bu tartışmaların yaşanmasına neden olmuş. Mesleğine daha başlamamış biri olarak merak ediyorum ve anlayamıyorum. Vekalet ücreti nasıl ve kimden alınacak? Başka bir soru: Vekalet ücretine müvekkil adına ilamlı takip yaptığımızda, müvekkilin bir borcundan dolayı buna haciz konursa (konulabilir mi?), konulan hacze karşı birşey yapılabilir mi? Aslında sorunun cevabı bana ve kararlara göre "evet" fakat, o zaman da mesleğe yeni başlayanlar, yeni yeni gelen müvekkillerinden hemen para mı isteyecek? Hemen anlaşma mı yapacak? Ya da ne yapacak? Tecrübelerine arz ediyorum? |
09-04-2009, 12:17 | #82 | |||||||||||||||||||||||
|
Av.K. 164/Sona göre, karşı vekalet ücreti avukata aittir. Takas ve mahsup edilemez, iş sahibinin borcu nedeniyle haczedilemez. Bu konu THS'de çok forumda tartışıldı. Benim başımdan geçen bir tecrübeye göre, kısmi kabul-kısmi red kararı sonucunda ilamlı takip yapan meslektaşımız bize ait karşı vekalet ücretini mahsup ederek takip yapmıştı. Biz de şikayet edip, iptal ettirmiştik. Bahsettiğiniz kararları aktarmanız mümkün mü? |
09-04-2009, 16:12 | #83 |
|
Benim de bu konuda şöyle bir bakış açım var:
Gerekçeli kararlarda "davalı/davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş bulunduğundan vs. ....vekalet ücretinin davalı/davacıdan alınarak davalı/davacıya verilmesine...." şeklinde yazar. Yani ben bugüne kadar "davacı vekiline" verilmesine şeklinde hiçbir hükümle karşılaşmadım. Bu durumda bu alacak usulen vekilin değil, müvekkilin alacağı oluyor. Böylece avukatın zaten vekalet ücretini kendi adına takibe koyma şansı ortadan kalkar. Alacağı müvekkili adına takibe koyacağı için de icra vekalet ücretine hak kazanması gereklidir. Kaldı ki, icra takibine koymaksızın ödeme yapılması ile icra yoluyla ödeme yaptırılması arasında mutlaka bir fark olmalı bana göre. |
09-04-2009, 16:34 | #84 | |||||||||||||||||||||||
|
Konu 2006 yılında açılmış. Ve daha bir çok yerde paralel mahiyette konular var, haklısınız. Ben de işin içinden çıkıp bir sonuca varamayan kişilerdendim. Aslında kanun açık ama farklı ve güzel düşünceler ortaya çıkınca, bir sorgulama başlıyor. Ama artık değil, cevabınız için teşekkürler. |
11-09-2009, 22:08 | #85 |
|
T.C.
YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2008/22474 K. 2009/2647 T. 16.2.2009 DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinde daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : HUMK'un 423-6. maddesinde; "avukatlık ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır." Aynı Yasanın 424. maddesinde; "yargılama gideri olarak hükmolunan avukatlık ücretinin ancak ( Yargılamanın tarafları ) arasında geçerli olacağı belirtilmiştir." Ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Yasası'nın 164/son maddesinde; "dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir." hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm vekil ile müvekkil arasında çıkacak ve iç ilişkiden kaynaklanan uyuşmazlıkları düzenlemek amacıyla öngörülmüştür. ( HGK'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-213 E.-2004/215 K. Sayılı kararı ) Somut olayda, alacaklı vekili vasıtasıyla lehine ilamda hükmedilen 39.500.-TL. vekalet ücreti alacağının tahsili için takip yapılmış ve icra vekalet ücreti de talep edilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2. ve 11. maddelerine göre; avukat vasıtasıyla takip edilen icra işlemlerinde tarifeye göre, vekil lehine icra vekalet ücreti ödenir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler nazara alınarak, icra vekalet ücreti talebinde bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 336 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
03-10-2009, 16:49 | #86 |
|
Öncelikle mahkeme vekalet ücretini davalı veya davacı adına vermek zorundadır. Avukat tarafından vekalet ücretinin doğrudan kendi adına tahsil işlemine konulamayacağı kanaatindeyim çünkü karar onun adına verilmemiştir. Ayrıca sistemin dışında avukatın alacaklı karşı tarafın borçlu olduğu bir durum ortaya çıkmaktadır ve bu hususun mantıklı olmadığı kanaatindeyim. Yargıtay olaya Avukatlık Kanunu 164/son un 'her ne kadar avukata ait olsa da avukata verileceği yönünde hüküm içermemektedir' şeklinde ele almaktadır. vekalet ücretine ayrıca vekalet ücreti işlemesi konusunda aksine bir düzenleme bulunmamakla birlikte icra işlemi başlı başına bir işlem olup, borçlu buna mahal vermeksizin borcunu tevdi ederek tekrar vekalet ücreti ödemekten kurtulabileceğini düşünüyorum.
|
20-01-2010, 16:54 | #87 |
|
Kesin olarak şunu söyleyebilirim. mahkeme kararında geçen müvekkil alacaklı gösterilerek ayrıca icra vekalet ücreti alınır. bu şekilde çok sayıda takibim var ve hepsinden de icra vekalet ücreti ayrıca alınır.
|
21-01-2010, 12:09 | #88 |
|
davalarda avukat taraf olmadığı,vekalet ücreti de yargılama giderlerinden sayıldığı için,davayı kazanan kendisini vekille temsil ettirmişşe vekalet ücreti tarafa veriliyor,usul kanunu hükümlerine göre.Ancak avukatlık kanunu açık,vekalet ücreti adı altında takdir edilen ücret avukata aittir.Avukatlık ücretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda takip edilen davalarda asgari ücret tarifesi üzerinden taraf lehine ancak avukatın olması gerekli vekalet ücretleri ile,vekil edenle avukat arasındaki sözleşmeye dayalı ücreti talep ediyoruz.Bu da vekilin vekalet ücretini ilama rağen ödenmemişse,icra takibine başvurmakla(başa bir vekilin başvurma zorunluluğu yok,kaldı ki,alacaklı kısmında yine bizzat taraf olarak değil vekil olarak bulunuyoruz) bu sefer de icra vekalet ücretine hak kazanılır.BU BİZİM HAKKIMIZDIR.Arkadaşlar lütfen hak ettiğimiz ücretlerimize sahip çıkalım.Üstad bir meslekdaşımın sözüyle kapatacağım:"en iyi avukat kendi ücretini son kuruşuna kadar alabilendir!KOLAY GELSİN
|
01-03-2010, 15:22 | #89 |
|
Vekalet ücretinin tahsilini talep eden Avukat'a vekalet ücreti ödenmesi zorunludur.
Konu ile ilgili Sitede doleştım ancak net bir karar bulamadım. Bu nedenle aşağıdaki kararı sunuyorum. Kararda özetle vekalet ücretinin vekalet ücretine hak kazanılacağı teyit edilmiştir.
T.C. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi Esas: 2008/22474 Karar: 2009/2647 Karar Tarihi: 16.02.2009 ÖZET: Avukat vasıtasıyla takip edilen icra işlemlerinde tarifeye göre, vekil lehine icra vekalet ücreti ödenir. Mahkemece, icra vekalet ücreti talebinde bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Somut olayda, alacaklı vekili vasıtasıyla lehine ilamda hükmedilen 39.500.-TL. vekalet ücreti alacağının tahsili için takip yapılmış ve icra vekalet ücreti de talep edilmiştir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2. ve 11. maddelerine göre; avukat vasıtasıyla takip edilen icra işlemlerinde tarifeye göre, vekil lehine icra vekalet ücreti ödenir. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler nazara alınarak, icra vekalet ücreti talebinde bir usulsüzlük bulunmadığından şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 336 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
01-03-2010, 17:02 | #90 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkür butonu yoluyla teşekkür ettim ama sonradan yukarıya doğru bir göz attım. 85 No.lu mesajla Sayın Av.Onur Tunga aynı kararı aktarmış zaten. Bu nedenle bana bir teşekkür borçlusunuz. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Azledilen Vekalet İlişkisinde Vekalet Ücreti Alacağı | Av. Tuncer Öztürk | Meslektaşların Soruları | 17 | 02-10-2015 16:18 |
Mahkeme Vekalet Ücretinin Tahsili | UMUT | Meslektaşların Soruları | 2 | 10-04-2015 09:57 |
Vekalet Ücreti - icra vekalet ücretini asilin tahsil etmesi | cemoka23 | Meslektaşların Soruları | 14 | 19-05-2007 08:34 |
Vekalet ücretinin hakedilme zamanı. | Emin GÜNEŞ | Meslektaşların Soruları | 4 | 24-12-2006 13:46 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |