03-03-2007, 22:54 | #1 |
|
tekerleme
Bir varmış bir yokmuş.
Allahın deli deli kulları pek çokmuş Çok demesi pek günahmış… Azdan çoktan Hoppala hoptan Sana bir mintan yaptırayım çerden çöpten İlikleri karpuz kabuğundan düğmeleri turptan Evvel zamanda iken kalbur zamanda iken Az iken uz iken anam evde kız iken Deve tersi koz iken kara tavuk kömürcü saksağan berber iken Az ekmekçi köpek dülger iken Deve bez satan horoz tellal iken tavuk saatçi eşşek tuzcu. Koyun hakim keçi müezzin iken . Tilki simsar kedi çuhadar iken anam eşikte iken babam beşikte iken Anam ağlar anamı sallardım babam ağlar babamı sallardım Derken babam düştü beşikten . ben hopladım eşikten anam kaptı maşayı Babam kaptı meşeyi. Dolandırdılar bana dört bir köşeyi anam kaptı yarmayı Çıktm tavan arasına bir kırık sandık buldum. Açtım baktım içinde bir kırık altın. Almayacaktım ama aldım. Sarıdır diye Ordan gittim İstanbul’a bir kase yoğurt aldım. Durudur diye. Dokuz yüz doksan testi su kattım koyudur diye Sultan Ahmet Minarelerini belime soktum. Borudur diye Tophane güllelerini cebime soktum. Darıdır diye Nacağı aldım Kapalıçarşıy’a daldım korudur diye Akdenize girdim. Kıyıdır diye. Ortasına bastım kuyudur diye. Selimiye Camiinin duvarına dayandım. Yalıdır diye Ahırdağı’na bir tekme vurdum. “Geri dur” diye Üçlük beşlik serdiler beğenmedim. İridir diye Beni aldılar tımarhaneye götürdüler. Delidir diye İki adam geldi şahitlik etti Veli oğlu Veli’dir diye^ Tımarhaneyi dürdüm katladım sırtladım. Halıdır diye Beş on sopa vurdular. Yeridir diye Beni padişaha bildirdiler. Delidir diye Padişahtan ferman çıktı.” Bırakın onu eski huyudur!”diye. Fermanı aldım cadde boyu gidiyordum. Bir boz eşşek gördüm peşine takıldım Eşşek bana bir tekme vurdu. “ geri dur “ diye. Koştum eve vardım “ baban doğdu “ dediler. Kucağıma bir yumurta verdiler. Yumurta elimden düştü içinden kocaman bir horoz çıktı. Kovalamaya başladım. Taş attım değmedi. Ceviz attım… cevizden kocaman bir ağaç bitti Üstündeki cevizleri düşüreyim diye bir taş attım değmedi. Toprak attım ağacın başı tarla oldu. Kimi dedi:”buğday ek”. Kimi dedi “karpuz ek “. Karpuz ektim öyle karpuz verdi ki tarla develer taşıyamadı. Karşıma bir adam çıktı: “karpuzundan versene “ dedi. Bir karpuz verdim. Bir ordu yedi yarısı arttı… ben de bir karpuz keseyim dedim. Keserken çakım içine kaçıverdi. Elimi soktum alamadım. Gözümü soktum göremedim. Kendim girdim yedi sene aradım bulamadım. Yedi sene gezdim dolaştım sonunda karpuzun kapısına ulaştım. Vay anam vay evin köyün yıkılası karpuz. Bir yanı sazlık. Bir yanı tozluk dumanlık. Bir yanında demirciler demir döver ahenk ile. Bir yanında boyacılar boya boyar bin bir çeşit renk ile. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |