Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Hukuk Mahkemesinden yazışma için "masraf" isteyen Bankalara "dur" diyen karar

Yanıt
Konu Notu: 3 oy, 5,00 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-09-2009, 17:15   #1
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Hukuk Mahkemesinden yazışma için "masraf" isteyen Bankalara "dur" diyen karar

Sevgili meslektaşlar,

Bazı bankalar, bilirsiniz, taşıdıkları çeşitli sıfatları (örneğin) "Türkiye'nin en büyük bankası", "güven kurumu" vs. gibi sıfatları yeterli görmezler ki "bizlere bu sıfatların yanında bir de 'Deli Dumrul' deyin" ısrarı ile bir uygulamadır ki sürdürürler...

Nedir bu uygulama?

Mahkeme örneğin miras davası için sorar banka genel müdürlüğüne:
-Ey banka! Araştır bakalım, şu bizim murisin sizin şubelerinizde hesabı parası parası pulu var mı?

Bazı "saf" bankalar kuzu kuzu yapar araştırmasını (araştırma dediysem, abartmayın...alt tarafı bir ekrandan isim TC no veya baba adı vs. girer ve sonucu birkaç saniye içinde görüp çıktısını alır) ve mahkemeye kuzu kuzu cevabını verir.

Amma bazı "uyanık" bankalar vardır ki, şöyle en bilgiç tavrı ile

Alıntı:

"angarya yasağı efendi!
Anayasa var!
Hem sen biliyor musun; bu sorunun yanıtını bulmak için bin küsur şubem ile yazışma yapmam lazım. Ekran mı? Yok ekram mekran! Ben ekrandan anlamam, yazışma yaparım.

Eeee... bin küsur x 5 TL'den... eee siz şöyle bir iki bin lira felan gönderin, ben size (bir kaç ay içinde) cevap vereyim.

E işinize gelirse! Angarya yasağı var kardeşim!"


der.

Dikkatli gözlere not:

Bu uyanık bankalar, bu tavrı, her nedense sadece hukuk mahkemelerine sergileyebiliyorlarmış. CMK'nın 332. miymiş neymiş bir maddesinden ötürü ceza mahkemelerine ve savcılıklara bu şekilde yanıt vermeyi pek göze alamıyorlarmış. (Söylenti bu ya...)


Derken, adalet.org sitesinden tanıdığımız bir yargıç; Saim KÖROĞLU çıkmış ve demiş ki:

TC
GÜMÜŞHACIKÖY
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
İdari Yaptırım Kararı
ESAS NO : 2009/15 D.İş
KARAR NO : 2009/21

HAKİM : SAİM KÖROĞLU 41843
KATİP :

KABAHATLİLER : 1-D. A
2- T K
3- E U
4-Türkiye İş Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü İş Kuleleri 34330 Levent/İstanbul
VEKİLLERİ : Av. ....
KABAHAT TARİHİ : 05/05/2009
KARAR TARİHİ : 21/07/2009

Karar başlığında adı geçen kabahatliler hakkında kabahat eylemleriyle ilgili olarak yapılan inceleme tamamlanmakla TÜRK MİLLETİ adına karar veren mahkememizce aşağıdaki karar veridi:

KABAHAT OLUŞTURAN EYLEM: Mahkememizin 2009/28 Esas sayılı 02.04.2009 tarihli yazısıyla, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzük'ün 4. maddesine göre çocuk mallarının korunması amacıyla alınacak önlem olup olmadığının tespiti bakımından ilgili şahsın banka hesabı olup olmadığı ilçede şubeleri bulunan diğer banka şubelerinden olduğu gibi İş Bankabı şubesinden de sorulmuş, İş Bankası Genel Müdürlüğünün 11.5.2009 tarihli cevap yazısında Anayasanın 18. maddesi, HUMK'un 414 ve 415. maddeleri, İİK.'nın 59. maddesi ve TTK'nın 22. maddesine göre toplam 210,00 TL ücretin ödenmesi halinde cevap verileceği belirtilmiştir.
Bunun üzerine yine aynı bankanın Gümüşhacıköy şube müdürlüğüne 15.4.2009 tarihli tekit müzekkeresi yazılmış ve istenen bu ücretin yasal olmadığı ve ücret istenilmesine dayanak olarak gösterilen maddelerin de konuyla ilgili bulunmadıkları bildirilmiş, cevap verilmemesi halinde suç duyurusu yapılacağı ihtar edilmiştir. Buna rağmen İş Bankası Gümüşhacıköy Şubesinden ve genel müdürlükten duruşma tarihi olan 5.5.2009 tarihinden evvel bir cevap verilmediği için bu duruşmada suç duyurusunda bulunma kararı verilmiş, suç duyurusu üzerine Cumhuriyet savcılığının 2009/329 sr. sayılı dosyası üzerinden eylemin 5326 sayılı kanunun 36. maddesi kapsamında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Böylece bu eylemin Kabahatler Kanununun 32. maddesinde düzenlenen yaptırımı gerektirdiği kanaatine varılmıştır.

SAVUNMA: Kabahatlilere ve banka tüzel kişiliğine savunma imkanı tanınmış, bu amaçla duruşma açılmış, hepsinin ortak vekili Av. İ B.. bankanın ve banka görevlilerinin bu uygulamasının yerinde olduğunu duruşmalara katılarak ifade etmiş, ayrıca kabahatliler T... ve E... 23.6.2009 tarihli yazılı savunmalarını sunmuşlardır.

MAHKEMEMİZİN İSTEĞİNİN YASAL DAYANAĞI: Mahkememizce Türk Medeni Kanununun 352. ve 360. maddeleri ile Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına Dair Tüzük'ün 4. maddesine göre çocuk mallarının korunması amacıyla alınacak önlem olup olmadığının tespiti bakımından araştırma yapılmak istenilmiştir. Bu dava, resen araştırma ilkesine tabi davalardandır. TMK’nın 352 ve 360. maddesi ile 4787 sayılı kanunun 6. ve zikredilen tüzüğün 4. maddelerinde mahkememizin resen araştırma yapması gerektiğine ilişkin hükümler mevcuttur. Dolayısıyla mahkememizin resen her türlü araştırmayı yapması ve gerekli belgeleri ilgili yerlerden isteme görev ve yetkisi vardır.
Taraflarca hazırlama ilkesine göre yürütülen davalarda dahi HUMK’un 334. maddesinde “Üçüncü şahsın yedinde bulunan vesikanın ibrazını talep eden kimsenin delaili sübütiyesini beyan ettiği sırada işbu vesikalar münderecatını tayin ve tasrih etmesi lazımdır. Talebi kabul olunursa hakim üçüncü şahsa istenilen vesikayı ibraz etmesini emreder.” denilmek suretiyle hakimin gerektiğinde üçüncü kişilerdeki belgelerin gönderilmesini isteyebileceğine hükmedilmişken resen araştırma ilkesine tabi davalarda mahkemenin bu yetkisinin fazlasıyla olacağı açıktır.
Öte yandan öğreti ve yargısal kararlara göre usül hukukunda kıyas yolu açık olduğundan, CMK’nın 332. maddesi kıyasen uygulandığında mahkememizin istediği bilginin verilmesinin zorunlu olduğu sonucuna varılmaktadır.
Dolayısıyla mahkemenin hukuka uygun bir isteğinin hukuk devletinde ticari faaliyet gösteren ve önemli bir kurum olan muhatap banka tarafından yerine getirilmesi mecburiyeti, aksi davarınışın da yaptırımı gerektirdiği kabul edilmelidir.

ÜCRET İSTENİLİP İSTENİLEMEYECEĞİ: Adı geçen bankadan sorulan husus basit bir sorgulamayla ve basit bir cevapla halledilebilecekken Anayasa’nın 18. maddesine göre ücret ödenmeden bu bilginin verilmesinin angarya sayılacağı İş Bankası tarafından kabul edilmektedir. Oysa Anayasanın 18.maddesi angarya yasağını düzenlemektedir. Angarya, zorla ve ücret verilmeden yapılan iş demektir.(TDK Türkçe Sözlük, Ankara, 1998, 9.Baskı, 109. sayfa) Bir hukuk devletinde, hukukun sağladığı güven ortamında faaliyet gösteren bankanın bağımsız yargı organı olan mahkemenin sorduğu hususa cevap vermesinin angarya olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi bu yöndeki algılamanın hukuka sagyı eksikliğinden doğduğu değerlendirilmektedir.
Diğer bankalar aynı yazıya cevap vermiş olup, benzer bir talepte bulunmamışlardır. Ücret ödenmesi için, gerekçe olarak gösterilen maddelerin konuyla ilgili olmadığı ve bankanın talebinin yasal dayanağının olmadığı görülmüştür. Örneğin ücret istemine dayanak olarak gösterilen HUMK.'un 414 ve 415. maddeleri bilirkişi ve tanık masrafıyla ilgili olup, konuyla ilgilisizdir. Yine İİK.'nın 59. maddesi İcra Dairelerinde takip masraflarıyla ilgilidir. TTK.'nın 22. maddesi ise tacirin yaptığı iş karşılığında ücret istemiyle ilgili olup, mahkememizin sorduğu husus ticari bir faaliyet olmayıp, bankaca yapılacak işlem, de isme veya vatandaşlık numarasına göre yapılacak basit bir sorgulamadan ibarettir. Kaldı ki bu banka kendisinin talep sahibi ve davacı olduğu dosyalarda istenen bilgiler için böyle bir ücreti istememktedir. Dolayısıyla adı geçen bankanın keyfi davranıdığı, sonucuna varılmıştır.
Esasen ücret ödenip ödenmeyeceği mahkememizin ve yargılamanın dışında bir olaydır. Banka ücret istiyorsa mahkemenin emrini yerine getirdikten sonra Adalet Bakanlığı’ndan yaptığı iş için ücret talep edebilir. Adalet Bakanlığı ise bu istemin yerinde olmadığını düşünüyorsa yargı yoluna gidebilir, uygun buluyorsa ödemeyi yapar. Buna rağmen adı geçen banka işin başında ücret ödenmesini şart koşarak mahkeme müzekkeresine cevap vermemekten kaçınmıştır.

MAHKEMEMİZİN MÜZEKKERESİNE CEVAP VERMEMENİN YAPTIRIMI: Mahkememizin bilgi istediği banka özel hukuk tüzel kişisidir. Bu durumda kamu görevlisi olma şartını arayan TCK'nın 257. Maddesinin uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır. Zaten, yapılan suç duyurusu üzerine Cumhuriyet savcılığı TCK'nın 257. maddesinden kamu davası açılamayacağını belirterek görevsizlik kararıyla dosyayı mahkememize göndermiştir.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre mahkeme müzekkeresine cevap verilmemesi 765 sayılı Kanunun 526. maddesine aykırılık kabul edilmektedir. Örneğin Yargıtay 2.CD’nin 1980/6934 E, 1980/8046 K sayılı kararında “Hukuk mahkemesinde bakılan bir davada yerinde bulunan vesikayı ibraz etmesi zımnında HUMK.nun 326/3 ve 334/2. Maddelerine istinaden mahkemece verilen buyruğu yerine getirmediği anlaşılan sanığın TCK.nun 526/1. Maddesiyle cezalandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazının reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA”, Yargıtay 4. CD’nun 2000/4198 E, 2000/5045 K sayılı kararında “Ancak; Özel bir banka şubesinde görevli olan sanıkların Ceza Kanunu Uygulamasında memur sayılmayacakları ve bu sebeple eylemlerinin TCY.nın 526.maddesine uyduğu gözetilmeden, yalnız memur sayılanlar tarafından işlenebilen görevi savsama suçlarından cezalandırılmalarına karar verilmesi,” 4.CD’nin 2000/1568 E, 2000/2556 K sayılı kararında “Ancak; bir özel hukuk tüzel kişi olan A.. T.A.Ş.nin Gazipaşa Şubesi Müdürlüğünde görevli şef yardımcısı sanığın, ceza uygulamasında memur sayılmadığı ve bu sebeple mahkemece yazılanlara cevap vermemesinden ibaret eyleminin TCY.nın 526. maddesine giren suçu oluşturduğu gözetilmeden, TCY.nın 230/1.madde ve fıkrasıyla hükümlülüğüne karar verilmesi”, aynı dairenin 1998/4317 E, 1998/5480 K sayılı kararında “ Ancak; 15/2/1995 ve 8/6/1995 tarihli yazıların İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesince bankaya gönderilip gönderilmediği ve bu yazıların banka yetkililerince alınıp alınmadığı araştırılarak sonucuna göre, TCY.nın 526. maddesi açısından sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik soruşturma ve yetersiz gerekçeyle karar verilmesi” şeklindeki içtihatları bunu göstermektedir.
765 sayılı yasanın 526. maddesinin günümüzdeki karşılığı 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesidir. Zaten maddenin 3. fıkrasından da bu husus açıkça anlaşılmaktadır. Kabahatler kanununun 7. maddesindeki “Kabahat, icraî veya ihmali davranışla işlenebilir. İhmali davranışla işlenmiş kabahatin varlığı için kişi açısından belli bir icraî davranışta bulunma hususunda hukukî yükümlülüğün varlığı gereklidir.” şeklindeki hüküm gereği bu kabahat ihmalen de işlenebilmektedir. Bu durumda adı geçen bankanın mahkememizin müzekkeresine cevap vermemesinin yaptırımının Kabahatler Kanununun 32. maddesinde düzenlendiği açıklığa kavuşmaktadır. Bu maddeye göre 765 sayılı yasanın 526. maddesinden farklı olarak yaptırım kararını bilgiyi isteyen makam olarak mahkememiz verecektir.

YAPTIRIM KARARI VERME YETKİSİ, MİKTARININ TESPİTİ, TÜZEL KİŞİYE CEZA VERİLİP VERİLEMEYECEĞİ: 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 32. maddesine göre yaptırım kararı verme yetkisi ilgili emri çıkaran makama aittir. Müzekkereyi yazan makam mahkememizdir. Kabahatler Kanununun 24. maddesinde açıkça mahkemelerin de idari yaptırım kararı verebileceğine hükmedilmiştir.
Yine aynı kanunun 7. maddesinde kabahatin ihmali davranışla da işlenebileceği, 8. maddesinde ise tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği hükmüne yer verilmiştir.
Temel ceza belirlenirken 5326 sayılı kanunun 17/7 maddesince kanunun yürürlük tarihinden itibaren geçen her yıl için YDO kadar artırım yapılması gerektiğinden 100,00 Tl olan temel cezaya aradan 2005 yılından sonraki her yıl için YDO kadar artırım yapılmış, 5083 sayılı kanunun 2/son maddesince 1,00 TL’ nin artıkları hesaba katılmayacağından 2009 yılındaki kabahat için Kabahatler Kanununun 32. maddesindeki eylemin karşılığının 140,00 TL idari para cezası olduğu sonucuna varılmıştır.

KANUN YOLU: HUMK’da hukuk mahkemelerinin kararlarına karşı itiraz yolu düzenlenmemiştir. Kabahatler Kanununun 27. maddesinde (idarenin verdiği) idari para cezalarına ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımına karşı “başvuru yolu” adıyla Sulh Ceza Mahkemesine başvurulabileceği, aynı kanunun 29. maddesinde ise 2000,00 TL’ yi geçen cezalar için başvuru üzerine Sulh Ceza Mahkemesinin verdiği karara karşı yargı çevresindeki Ağır Ceza Mahkemesine “itiraz” yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir. Zikredilen kanunun 5560 sayılı kanun ile değişik 27/5. maddesindeki “İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir.” hükmünden mahkeme kararıyla verilen idari para cezasına karşı yaptırımı veren mahkemenin yargı çevresindeki Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebileceği sonucu çıkmaktadır. Zira Kabahatler Kanununun 27. maddesinde “başvuru yolu”, 29. maddesinde ise “itiraz yolu” düzenlenmiş, başvuru yolunu düzenleyen madedede mahkeme kararına karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir denilmiş, itiraz yolu ise 29. maddede düzenlenmiştir. Buna göre tebliğden itibaren 7 gün içinde mahkememize yapılacak başvuruyla Amasya Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olacaktır.

SONUÇ: Tüm bu açıklamalara göre, mahkememizin resen araştırma esasına göre yürüttüğü bir davada İş Bankası şubesinden istediği bir bilgiye İş Bankası Genel Müdürlüğünün, tüm şubelerde sorgulama yapılması isteniyorsa kişi başına 210,00 TL, sadece Gümüşhacıköy şubesinden sorgulama yapılması isteniliyorsa 105,00 TL ücret yatırılması halinde cevap verileceği, aksi halde, cevap verilmeyeceğinin bildirildiği, yukarıda maddeler halinde açıklandığı gibi, mahkememizce bu ücret isteminin yasal olmadığı ve keyfi olduğu, kaldı ki ücret isteme hakkı olsa bile bunun mahkememize karşı bir ön şart olarak ileri sürülemeyip, istenilen hususun ifasından sonra 2992 sayılı yasa hükümlerince Adalet Bakanlığı’na müracaat edilebileceği, bankanın bu uygulamasının yerinde olmadığı yolunda uyarı yapıldığı ve son olarak yine cevap verilmemesi halinde Kabahatler Kanununun 32. maddesinin uygulanacağı yolunda ihtar yapıldığı halde yine istenilen bilginin verilmediği sabittir. Bu uygulamayı banka politikası olarak İş Bankası Genel Müdürlüğünün yürüttüğü anlaşıldığınıdan ayrıntısıyla gerekçelendirildiği üzere tüzel kişiye ve kabahatlilere ceza vermek gerekmiştir.
Bu cevabı banka genel müdürlüğünün vermesi gerektiği, bu yüzden banka görevlilerine ceza verilemeyeceği düşünülebilirse de Gümüşhacıköy şube müdürü olan kabahatli D H’ın, mahkememiz bu şubeye hitaben müzekkere yazdığı halde ve 15.4.2009 tarihli müzekkereyle ayrıntılı ve ihtarlı olarak cevap istendiği halde duruşmadan evvel olumlu veya olumsuz bir cevap vermemiş olması karşısında; diğer kabahatliler T.. ve E..’in ise yine ihtarlı yazıya rağmen duruşmadan evvel olumlu veya olumsuz bir cevap vermemiş olmaları ve suç duyurusu yapılan 05.05.2009 tarihli celseden (yani suç duyurusundan) sonra 11.5.2009 tarihli yazıyla cevap vermiş olmaları ve 23.6.2009 tarihli yazılı savunmalarında da bankalarının bu uygulamalarını destekleyen savunmalara yer vererek kabahat eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiklerini göstermeleri karşısında banka görevlisi olan bu şahıslara da idari yaptırım uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
KARAR : Açıklanan gerekçelerle;
1- Kabahatliler Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi ile TK, E U ve D H’ın 5326 sayılı kanunun 32. maddesince 140,00’ar TL İDARİ PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMALARINA,
Kararın kesinleşmesi halinde AATÜHK’na göre tahsili ve 5326 sayılı kanun 17/5.maddesince sonucundan bilgi verilmesi için bir örneğinin Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilmesine,
İdari para cezasının kanun yoluna baş vurulmadan ödenmesi halinde 5326 sayılı kanunun 17/6. maddesince cezanın 3/4’ nün tahsiline, (bu durum kanun yoluna baş vurmayı etkilemez. )
Kabahatliler vekilinin yüzüne karşı 5326 SK’nın 29. maddesince tefhimden itibaren 7 gün içinde mahkememize verilecek veya gönderilecek dilekçeyle Amasya Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olarak karar verildi. 21/07/2009



Bence çok iyi demiş... Deli Dumrullar'a birilerinin dur demesi gerekiyordu.

Uyanık bankalardan olan "kabahatli", tabii ki itiraz etmiş; Ama Amasya Ağır Ceza Mahkemesi klişe gerekçe kullanmaktansa gerçekten gerekçe yazarak itirazı reddetmiş.

(Red kararı elime ulaştığında onu da paylaşacağım)

Yargıç Saim KÖROĞLU'na ve Amasya Ağır Ceza Mahkemesi heyetine AÇIK TEŞEKKÜRLERİMİZLE...
Old 24-09-2009, 19:22   #2
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Hakim'i cesaretli ve kararlı davranışı nedeniyle yürekten kutluyorum.

Esasen kanaatimce HUMK'da da benzer bir hüküm vardır ve mahkemenin kararının doğruluğunu teyit etmektedir . HUMK.333'ün atfı ile 326/2-3-4 fıkralar, ile 334, 335 ve 336. maddeler gereğince bir davanın tarafları ile ilgili vesikaları elinde bulunduran kişi veya kuruluşlardan mahkeme bunları ibraz etmesini emredebilir. Emre uyulmadığı takdirde, banka hakkında sebepsiz tanıklıktan çekinme temelinde şahitlere ilişkin hükümler uygulanıp, HUMK.253. madde çerçevesinde dava giderlerine de mahkum edilebilirdi... diye düşünüyorum. Bu giderler bankanın cevap vermemesinin neden olduğu, (ya da cevap vermesi için istediği) gider tutarı olan (bankanın istediği) masraf kadar tayin edilip, bu para da bankadan tahsil edilebilir düşüncesindeyim.

Alıntı:
Madde 326 - Kanunu Medeni ve Ticaret Kanunu mucibince bir kimse, yedinde bulunan vesikayı ibraza mecbur olduğu gibi aşağıda yazılan vesikaları da ibraz ile mükelleftir:

1 - Mahkemeye verilen evrakta istinat olunan senetler,

2 - Bir tarafın diğer taraftan davaya müteaallik aldığı mektup ve telgraflar,

3 - İki taraf için müşterek olan muamele ve menfaatlere mütaallik tanzim olunan vesikalar.

4 - İki tarafın müstakillen veya müştereken malik olduğu vesikalar,





Alıntı:
Madde 333 - 326 ncı maddenin 2, 3, 4 üncü fıkralarında beyan olunan vesikalar üçüncü şahıs yedinde ise onlar tarafından ibraz olunmasına karar verilir.

Madde 334 - Üçüncü şahsın yedinde bulunan vesikanın ibrazını talep eden kimsenin delaili sübütiyesini beyan ettiği sırada işbu vesikalar münderecatını tayin ve tasrih etmesi lazımdır.

Talebi kabul olunursa hakim üçüncü şahsa istenilen vesikayı ibraz etmesini emreder.

Madde 335 - Her şahıs yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp olunabilir.

Madde 336 - Kanunen şahadetten imtinaa hakkı yoksa üçüncü şahıs, hakimin kararına itaate mecburdur. İtaat etmezse şahitler hakkındaki ahkam tatbik olunabilir.

Alıntı:
Madde 253- (Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./15.mad)

Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen giderler kaldırılır.
Old 18-10-2009, 23:52   #3
Av.Hülya Büyükoğlu

 
Varsayılan

Kararı okuyunca hukuka olan güvenim bir kat daha arttı. Böyle hakimlere ihtiyacımız var gerçekten.
Hakan bey, paylaşımınız için size de teşekkürler.
Old 29-03-2010, 00:38   #4
nazanoz

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım buna benzer bir olay 3 gün önce başıma geldi. İcra Müdürlüğünden aldığım, banka şubesine hitaben yazılan ve şube müşterisinin sadece adres ve telefon bilgilerinin celbine ilişkin elden takipli müzekkere ile bankaya gittim. 3 saat bekletildikten sonra müzekkerede alacaklı olarak yazılan şahsın, yetkili son hamil olup olmadığının belli olmaması gerekçesiyle müzekkereye red yanıtı verdiler. Daha sonra dilekçe vermek istedim. Kabul edilmeyince polis çağırıp bu hususa ilişkin tutanak tuttum. Şimdi bankayı şikayet yoluna gitmek istiyorum. İzleyeceğim hukuki yol nasıl olmalı? Zira Kabahatler Kanunu 32. maddesi mucibince işlem yapılması mümkün gözükmüyor. Bankaların bu keyfi davranışlarına, adres telefon bilgisi isterken bile saatlerce bekletilmemize nasıl mani olacağız?
Old 29-03-2010, 11:09   #5
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nazanoz
...
Zira Kabahatler Kanunu 32. maddesi mucibince işlem yapılması mümkün gözükmüyor.

Neden?
Bence tam da 32. madde gereğince işlem yapılması mümkün gözüküyor.

İcra müdürlüğünden, 32. maddeye göre işlem yapmasını talep edin bence.

Selam ve saygılar...
Old 29-03-2010, 11:54   #6
nazanoz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Neden?
Bence tam da 32. madde gereğince işlem yapılması mümkün gözüküyor.

İcra müdürlüğünden, 32. maddeye göre işlem yapmasını talep edin bence.

Selam ve saygılar...

Sayın meslektaşım bağışlayın ama icra müdürlüğünün Kabahatler Kanunu 32. maddesi mucibince idari para cezasına hükmetme yetkisi olduğuna ilişkin bir uygulama ile karşılaşmadım. Dahası Avukatlık Yasası madde 2'ye aykırı davranışın açık bir müeyyidesi olmaması gerçekten endişe verici.Ama kesinlikle bu işin peşini bırakmayacağım.Neticeden de sizleri bilgilendireceğim.
Old 29-03-2010, 13:59   #7
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nazanoz
Sayın meslektaşım bağışlayın ama icra müdürlüğünün Kabahatler Kanunu 32. maddesi mucibince idari para cezasına hükmetme yetkisi olduğuna ilişkin bir uygulama ile karşılaşmadım.

Sayın "nazanoz"

Kabahatler Kanunu'nun:

Alıntı:

Emre aykırı davranış

MADDE 32.- (1) Yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir.
(2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir.
(3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır.

şeklindeki düzenlemesi bizi, bu olayda idari para cezasını icra müdürlüğünce kesileceği sonucuna ulaştırır.

32. madde hükmünün 2. fıkra hükmü de irdelemeye değerdir; zira bu hüküm ilgili yasada (İİK) açık hüküm şartını aramaktadır.

İcra müdürlüğünün her makam ile doğrudan yazışma yapabilme yetkisi (m.359) ve borçlunun mevcudu hakkında (-ki, "mevcut" kavramının dar yorumlanmaması gerektiğine dair yargısal kararlar vardır) bilgi verme yükümlülüğü (m.367) birlikte değerlendirildiğinde icra müdürlüğünce istenen belgelerin verişlmemesi halinde m.32'de düzenlenen suçun oluştuğu sonucuna varılmalıdır.

Selam ve saygılarımla...
Old 29-03-2010, 14:51   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Sayın "nazanoz"

Kabahatler Kanunu'nun:



Şeklindeki düzenlemesi bizi, bu olayda idari para cezasını icra müdürlüğünce kesileceği sonucuna ulaştırır.

32. madde hükmünün 2. fıkra hükmü de irdelemeye değerdir; zira bu hüküm ilgili yasada (İİK) açık hüküm şartını aramaktadır.

İcra müdürlüğünün her makam ile doğrudan yazışma yapabilme yetkisi (m.359) ve borçlunun mevcudu hakkında (-ki, "mevcut" kavramının dar yorumlanmaması gerektiğine dair yargısal kararlar vardır) bilgi verme yükümlülüğü (m.367) birlikte değerlendirildiğinde icra müdürlüğünce istenen belgelerin verişlmemesi halinde m.32'de düzenlenen suçun oluştuğu sonucuna varılmalıdır.

Selam ve saygılarımla...

Sayın Eren,

Acaba Kabahatler Kanununun 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca icra müdürlüğünün "en üst amiri..." sıfatıyla İcra Müdürlüğünün bağlı olduğu İcra hakimliği mi anlaşılmalıdır?

Ne dersiniz?

Saygılarımla.

Alıntı:

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları

İdari yaptırım kararı verme yetkisi
MADDE 22.- (1) Kabahat dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye ilgili kanunda açıkça gösterilen idari kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir.
(2) Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir.
(3) İdari kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde işlenen kabahatler dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye yetkilidir.
(4) 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun yer bakımından yetki kuralları kabahatler açısından da geçerlidir.
Old 29-03-2010, 15:02   #9
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

1- Kabahatler Kanunu’nun 32.maddesinin ikinci bendine dikkatinizi çekerim:
Alıntı:

Emre aykırı davranış
MADDE 32.- (1) Yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir.
(2) Bu madde, ancak ilgili kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir.
(3) 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesine diğer kanunlarda yapılan yollamalar, bu maddeye yapılmış sayılır.
İlgili Kanun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’dur. İlgili maddeler aşağıda sunulmuştur. Bu maddelerde üçüncü kişinin elindeki evrakları vermemesi halinde emre aykırılık nedeniyle cezalandırılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır:
Alıntı:

HUMK
MADDE 333 - 326 ncı maddenin 2, 3, 4 üncü fıkralarında beyan olunan vesikalar üçüncü şahıs yedinde ise onlar tarafından ibraz olunmasına karar verilir.
MADDE 334 - Üçüncü şahsın yedinde bulunan vesikanın ibrazını talep eden kimsenin delâili sübütiyesini beyan ettiği sırada işbu vesikalar münderecatını tâyin ve tasrih etmesi lâzımdır.
Talebi kabul olunursa hâkim üçüncü şahsa istenilen vesikayı ibraz etmesini emreder.
MADDE 335 - Her şahıs yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp olunabilir.
MADDE 336 - Kanunen şahadetten imtinaa hakkı yoksa üçüncü şahıs, hâkimin kararına itaate mecburdur. İtaat etmezse şahitler hakkındaki ahkâm tatbik olunabilir.
(
Bu maddelerden 336.maddenin uygulanabilmesi için 335.maddeye göre “yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp” olunmalıdır. Celp olunmasına rağmen gelmezse 336.maddeye göre karar verilir.) 336.maddenin atıf yaptığı 271.maddede de ceza verilmesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır:
Alıntı:

MADDE 271 - (Değişik: 5728 - 23.1.2008 / m.16) Tanık, kanuni bir sebep göstermeden veya göstermiş olduğu sebep mahkemece kabul edilmemesine rağmen tanıklık yapmaktan çekinir, kendisine sorulan sorulara cevap vermekten kaçınır ya da yemin etmemekte direnirse, bu yüzden doğan giderler takdir edilerek, hakkında kamu alacaklarının tahsili usulüne göre ödettirilmesine karar verilir. Ayrıca, tanıklığının veya yemininin gerçekleştirilmesi için, dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her halde onbeş günü geçmemek üzere disiplin hapsine karar verilebilir. Kişi, tanıklığa ve yemine ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhal serbest bırakılır

271.maddede gelmeyen tanığa dahi ceza verilememektedir.

Yukarıda sunulan ilgili Kanun olan HUMK’da ceza ile ilgili hüküm bulunmadığından, Kabahatler Kanunu’nun 32.maddesine göre ceza verilmesi, yine 32.maddesinin ikinci bendi nedeniyle, mümkün değildir.

Her ne kadar TCK 526.maddeye yapılan atıflar Kabahatler Kanunu 32.maddeye yapılmış sayılır ise de, ceza verilmesi için öncelikle atıf yapan bir ilgili kanun gerekmektedir.

Özetle, bu başlık altındaki mahkeme kararının ve bu karara yönelik itirazı reddeden ağır ceza mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu kanısındayım.

2- Hukuka uygun olan uygulama ise şudur: Hukuk davalarında gereken masraf taraflarca verilmelidir. Mahkemenin re'sen araştıracağı hususlarda gereken masraf suçüstü ödeneğinden verilir ve daha sonra haksız çıkan tarafa yükletilir.

Hukuk yargılamasında bilirkişi ücreti, keşif ücretleri, taksi ücreti, posta ücreti ödeniyorsa bankanın istediği masraf da ödenmelidir.

Saygılarımla
Old 29-03-2010, 15:17   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
1- Kabahatler Kanunu’nun 32.maddesinin ikinci bendine dikkatinizi çekerim:
İlgili Kanun Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’dur. İlgili maddeler aşağıda sunulmuştur. Bu maddelerde üçüncü kişinin elindeki evrakları vermemesi halinde emre aykırılık nedeniyle cezalandırılacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır:
(Bu maddelerden 336.maddenin uygulanabilmesi için 335.maddeye göre “yedinde bulunan evrakı ibraz veya nerede bulunduğunu beyan etmek üzere şahit sıfatiyle mahkemeye celp” olunmalıdır. Celp olunmasına rağmen gelmezse 336.maddeye göre karar verilir.) 336.maddenin atıf yaptığı 271.maddede de ceza verilmesine ilişkin hüküm bulunmamaktadır:
[font=Verdana]</SPAN>
271.maddeye tanığa dahi ceza verilememektedir.

Yukarıda sunulan ilgili Kanun olan HUMK’da ceza ile ilgili hüküm bulunmadığından, Kabahatler Kanunu’nun 32.maddesine göre ceza verilmesi, yine 32.maddesinin ikinci bendi nedeniyle, mümkün değildir.

Her ne kadar TCK 526.maddeye yapılan atıflar Kabahatler Kanunu 32.maddeye yapılmış sayılır ise de, ceza verilmesi için öncelikle atıf yapan bir ilgili kanun gerekmektedir.

Özetle, bu başlık altındaki mahkeme kararının ve bu karara yönelik itirazı reddeden ağır ceza mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu kanısındayım.

2- Hukuka uygun olan uygulama ise şudur: Hukuk davalarında gereken masraf taraflarca verilmelidir. Mahkemenin re'sen araştıracağı hususlarda gereken masraf suçüstü ödeneğinden verilir ve daha sonra haksız çıkan tarafa yükletilir.

Hukuk yargılamasında bilirkişi ücreti, keşif ücretleri, taksi ücreti, posta ücreti ödeniyorsa bankanın istediği masraf da ödenmelidir.

Saygılarımla






Armağan Bey,

Ben, HUMK.333. maddenin 326. maddeye yaptığı atıf temelinde 3. kişi uhdesinde bulunan belge ve bilgilerin mahkemece ibrazının istenebileceği kanaatindeyim.

336. madde HUMK:326. maddede düzenlenen durumdan biraz daha farklı bir durum sanki. İbrazına karar verildiği halde gelmezse hakim mahkemeye davet edebilir ve yine imtina edilirse kanaatimce 336. maddeyi tatbik edebilir.

Saygılarımla
Old 29-03-2010, 18:08   #11
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Hukuk yargılamasında bilirkişi ücreti, keşif ücretleri, taksi ücreti, posta ücreti ödeniyorsa bankanın istediği masraf da ödenmelidir.

Saygılarımla


Sayın Konyalı,

Peki ya bankanın istediği masraf hukuka uygun değilse?

Ya bankanın "masraf gerekli" dediği işlemde gerçekte masraf gerekmiyorsa?

Tartışılan konunun özünde bence bu yatıyor.

Old 29-03-2010, 18:22   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN

Peki ya bankanın istediği masraf hukuka uygun değilse?

Ya bankanın "masraf gerekli" dediği işlemde gerçekte masraf gerekmiyorsa?

Tartışılan konunun özünde bence bu yatıyor.

Hukuka uygun olmayan masraf isteyenlere Kabahatler Kanunu'nun 32.maddesi uygulanır mı?

Tartışılan kararın özünde bu yatıyor.
Old 29-03-2010, 21:34   #13
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Eren,

Acaba Kabahatler Kanununun 22. maddesinin 2. fıkrası uyarınca icra müdürlüğünün "en üst amiri..." sıfatıyla İcra Müdürlüğünün bağlı olduğu İcra hakimliği mi anlaşılmalıdır?

Ne dersiniz?

Saygılarımla.

Sayın meslektaşım Dikici,

Bu yoruma katılmıyorum. İcra hakimi her ne kadar icra müdürlüğünün disiplin amiri ise de, idari manada amiri değildir. İcra müdürlüğü ve icra hakimliği iki ayrı birim olduğuna göre...

Burada kastedilen bence şudur: örneğin, hukuka uygun adli emir icra müdür yardumcısı tarafından verilmiş olsun ve 3. şahıs bu emre uymamış olsun. m.32 hükmünü uygulayıp idari para cezası kararı verecek olan icra müdürüdür; müdür yardımcısı değil.

Ne dersiniz?
Old 30-03-2010, 08:16   #14
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
örneğin, hukuka uygun adli emre uymamış olsun. m.32 hükmünü uygulayıp idari para cezası kararı verecek olan icra müdürüdür. Ne dersiniz?
Kabahatler Kanunu'nun 32.maddesi, memurların sözlerini dinlemeyenlere karşı uygulayabileceği bir "emir müeyyidesi" değildir. 32.maddede sözü edilen emir yetkili makamlarca konulan düzenleyici kurallardır. Emirler yayınlanarak kamu oyuna duyurulmuş olmalıdır. Tek tek bireyler hakkında verilen kararlar 32.madde kapsamında emir sayılmaz.

32.maddeyi doğru uygulamazsak tehlikelidir: Sözünü dinletemeyen her memur idari para cezası keser.

Gerçi 140bin lira ceza can yakıcı değildir ama adaletsizlik yürek yakar.
Old 13-04-2010, 21:45   #16
agah

 
Varsayılan

Cmk 332. maddesinin kamu görevlilerine yönelik olduğunu düşünüyorum.Zira atıf yapılan Tck 257. maddede görevi kötüye kullanan kamu görevlilerinden bahsetmektedir.O zaman soruşturma veya kovuşturma sırasında istenen bilgileri vermeyen özel şahıslar hakkında nasıl bir yaptırım uygulanabilir?
Old 14-04-2010, 08:30   #17
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan agah
O zaman soruşturma veya kovuşturma sırasında istenen bilgileri vermeyen özel şahıslar hakkında nasıl bir yaptırım uygulanabilir?
Ceza hukuku açısından:

İstenen belge ise ve getirilmezse:
a) Disiplin hapsi uygulanır.(CMK 124) veya
b) Gidilir(CMK 83), zorla alınır.(CMK 117) El koyulur.(CMK 123)

İstenen bilgi ise: Tanık zorla getirilir; yeminle dinlenir. (CMK 44) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında disiplin hapsi uygulanır. (CMK 60)

Hukuk usulü açısından:
İstenen belge ise ve getirilmezse: Tanıklar hakkındaki hükümler uygulanır.(HUMK 335 ve 336)
İstenen bilgi ise: Tanık zorla getirilir; yeminle dinlenir.(HUMK 253) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında disiplin hapsi uygulanır. (HUMK 271)

Özetle, yalancı tanıklık TCK'da suç olarak cezalandırılmış ama tanıklıktan çekinme cezalandırılmamış; sadece CMK'da ve HUMK'da disiplin hapsiyle düzenlenmiştir.

Saygılarımla
Old 14-04-2010, 08:42   #18
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın agah

Yukarıdaki mesajımı değerlendirirken HUMK 312. maddesini de gözönünde bulundurunuz:
HUMK
MADDE 312 - Resmî memurun veya üçüncü şahsın senedi teslim veya ibraz edebilmeleri için zaruri masrafları ile senedin sureti harcı tahkikat icrasını talep eden kimse tarafından verilir.
Old 17-06-2010, 19:51   #19
avukat 77

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım aradan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen benzer bir konuda sorularım olduğundan buraya yazmaı uygun buldum.Yeni aldığım ancak 1999 yılında açılmış bir dava var.Eski kooperatif yöneticileri aleyhine açılan tazminat davasında yöneticilerin 1995yılında açtırdığı Halk Bankası Bayrampaşa şb.deki iki hesabın kayıtları isteniyor.Dava açıldıktan sonra b.kişi incelemesi için kayıtlar gönderilmiyor gönderilen bazı kayıtlar ise dava konusu olmayan kayıtlar.en son da banka 7.9.2007 tarihli cevabi yazısında 1995 yılı kayıtlarının zamanaşımına uğradığını ve imha edildiğini belirtip evrakları yine sunmuyor..Bu 2007 yılına kadar davacı vekili sürekli banka kayıtları için elden müzekkere takip yetkisi alıyor, göndermediğinden hakkında suç duyurusunda bulunulsun diyor bu talebi bir kaç defa zapta geçiyor ancak mahkemece dikkate alınmıyor.Verilen raporlarda da bu kayıtlar dosyaya sunulup incelenemediğinden davacının iddia ettiği zararın hesaplanamadığı belirtiliyor.Şimdi yetkisizlikle geldiği mahkemede aynı şeyler söyleniyor ancak mahkemece yine dikkate alınmadan dosya son kez rapor alınması için b.kişiye tevdi ediliyor.

Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilecek görünüyor.Banka şubesi görevlileri hakkında suç duyursunda bulunulsa sonuç elde edilebilir mi?şikayet süresi geçmiş midir? Neler yapılabilir?
Old 24-02-2011, 22:33   #20
tiryakim

 
Varsayılan

Böyle hakimlere İhtiyacımız Var ...

Yargıç Saim KÖROĞLU'na TEŞEKKÜR EDERİZ...
Old 25-04-2012, 14:42   #21
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Az gitmiş uz gitmişiz bir de bakmışız ki bu uyanık bankalar halen aynı yerde!

Yıl olmuş 2012 ama bankalar halen ders almamış! Kabahat üstüne kabahat...

Alacaklı vekili talep açar der ki:
"Şu bankanın genel müdürlüğüne bir yazı yazalım, bakalım borçlumuzun, hangi şubelerinde hesabı varmış" diye.

Bankaya yazı gönderilir ve fakat uyanık banka der ki:
"Angarya yasağı, hede ve de hede hödö. Hem şubelerimle yazışma yapmam lazım! (Yalan Dünya dizisi, Orçun'un mimiği eşliğinde...) Eee 300-TL + BSMV gönder bakarız!"


Hadi ya?

Savcılık sorunca öyle mi diyorsun? Ceza mahkemesi sorunca öyle mi diyorsun?

Savcılık ve ceza mahkemelerine gelince sevimli bir kedicik, hukuk mahkemelerine ve icra müdürlüklerine gelince aslan öyle mi?

Alacaklı vekili bir talep daha açar:
"Bu kendini bilmez banka, haddini ve dahi Kabahatler Kanunu'nun 32. madde hükmünü aşmıştır. Tiz idari para cezası kesile!"

İcra müdürlüğü, şişi ve kebabı birbirinden ayırmayıp her ikisini birden düşünür ve, "hele bir uyarılı tekit yazısı gönderelim, yine yanıt vermezlerse bakarız" der.

Alacaklı vekili, icra müdürlüğünün kararına uyup tekit yazısını göndertir ama, kararı da şikayet etmeyi ihmal etmez. Der ki şikayetinde, "Kabahatler K. m.32 hükmüne göre idari suç oluşmuştur. Cezanın kesilmesi gererkirdi"

Bu arada bizim aslan, sevimli bir kedi yavrusuna dönüşür ve artık tekit yazısının etkisinden midir, "illa da para cezası isterim" diyen alacaklı vekilinin şikayetinden midir bilinmez, icra müdürlüğüne istenen yanıtı veriverir!

Demek ki neymiş, çalışınca oluyormuş. Akıllanmışa benzemiyor ama bakacağız, sırf merakımdan bu uyanık bankaya bir başka dosyamdan daha yazı gönderteceğim.

Bakalım, ders almışlar mı yoksa afacanlığa devam mı?

Hınzır seni!

Old 25-04-2012, 14:51   #22
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
...Demek ki neymiş, çalışınca oluyormuş. Akıllanmışa benzemiyor ama bakacağız, sırf merakımdan bu uyanık bankaya bir başka dosyamdan daha yazı gönderteceğim.

Bakalım, ders almışlar mı yoksa afacanlığa devam mı?

Hınzır seni!

Etkili sonuç alacak şekilde ısrarlı girişiminizden dolayı tebrik ederim.

Bir de şu 89/1 ile ilgili teklif yasalaşsa ne güzel olacak..
Old 25-04-2012, 15:34   #23
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Etkili sonuç alacak şekilde ısrarlı girişiminizden dolayı tebrik ederim.

Bir de şu 89/1 ile ilgili teklif yasalaşsa ne güzel olacak..

Üstadım o 89 işi biraz zor. Niye zor? Birincisi, teklif muhalefetten... İkincisi, TBB lobisine rağmen bu tasarı * geçer mi... zor.

İmkansız değil ama zor.

Çünkü teklif hasbelkader geçer de 89/7 hükmü değişirse bankaların uğrayacağı maddi kayıp, gerçekten de hatırı sayılır bir meblağ olacak.

Haa bazı kendini bilmezler çıkıp da, "bize ne bankaların maddi kaybından, biz 6183 sayılı Yasa (m.79) ile İİK (m.89) arasındaki eşitsizliğe bakarız, hukuk devleti bunu gerektirir. Kamu alacaklarına tanınan imkan nasıl olur da vatandaşın alacağına uygulanmaz" diyebilirler.

İsim verip onları arkadaşları içinde rencide etmek istemiyorum, onlar kendini biliyor...

Velhasıl, göreceğiz... Parlamento bizi mi temsil ediyor TBB'ni mi? (Bu adamlar da kendilerine başka bir kısaltma bulamadılar. Bizim Barolar Birliği ile karışıyor. neyse)




(*) Tasarı: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/2/2-0491.pdf
Old 27-07-2012, 10:52   #24
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan EREN
Üstadım o 89 işi biraz zor. Niye zor? Birincisi, teklif muhalefetten... İkincisi, TBB lobisine rağmen bu tasarı * geçer mi... zor.

İmkansız değil ama zor.

Çünkü teklif hasbelkader geçer de 89/7 hükmü değişirse bankaların uğrayacağı maddi kayıp, gerçekten de hatırı sayılır bir meblağ olacak.

Haa bazı kendini bilmezler çıkıp da, "bize ne bankaların maddi kaybından, biz 6183 sayılı Yasa (m.79) ile İİK (m.89) arasındaki eşitsizliğe bakarız, hukuk devleti bunu gerektirir. Kamu alacaklarına tanınan imkan nasıl olur da vatandaşın alacağına uygulanmaz" diyebilirler.

İsim verip onları arkadaşları içinde rencide etmek istemiyorum, onlar kendini biliyor...

Velhasıl, göreceğiz... Parlamento bizi mi temsil ediyor TBB'ni mi? (Bu adamlar da kendilerine başka bir kısaltma bulamadılar. Bizim Barolar Birliği ile karışıyor. neyse)




(*) Tasarı: http://www2.tbmm.gov.tr/d24/2/2-0491.pdf


"İmkansız değil ama zor" demişiz.

Parlomento zoru başardı ve bu teklif 3. yargı paketi olarak bilinen 6352 sayılı Yasa ile kabul edildi.

Gerçekçi ol imkansızı iste!
Old 28-09-2012, 15:22   #25
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren

...

Demek ki neymiş, çalışınca oluyormuş. Akıllanmışa benzemiyor ama bakacağız, sırf merakımdan bu uyanık bankaya bir başka dosyamdan daha yazı gönderteceğim.

Bakalım, ders almışlar mı yoksa afacanlığa devam mı?

Hınzır seni!



Bir dava açtım. Tüm bankalara yazı yazıldı. "İşte şu kişinin herhangi bir şubenizde hesabı vs. var mı? Varsa detayı" şeklinde.

Bu yukarıda bahsi geçen afacan banka ne yapmış biliyor musunuz?

30 banka içinde ilk yanıtı o vermiş...

"Baktık ettik, bizde hiç hesabı yok" demiş en şirin haliyle...

Köftehor; hani tüm şubelerinle yazışma yapmak zorundaydın? Hani Anayasa TTK TBK İİK falan alakasız maddelerden bahsedip saçmalıyordun?

Hani 300-TL masraf + BSMV istiyordun?

Köftehor seni...

Bak bunu saymıyorum... Gözüm üstünde... Benzer yazışmalarda ilk senin cevabını arayacağım.

Tamam sırıtma... Hadi kaybol. Daha Ocak ayına hazırlık yapacaksınız, genel müdürlüğünüze 89-1'ler göndereceğiz; tüm şubeler adına. Git çalış biraz. Yeni personel al. 89'u anlat onlara. Bir daha da mahkemelere, icra müdürlüklerine ukalalık yapmasınlar. Hadi bakiyim...
Old 28-09-2012, 22:14   #26
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren

...

Alacaklı vekili, icra müdürlüğünün kararına uyup tekit yazısını göndertir ama, kararı da şikayet etmeyi ihmal etmez. Der ki şikayetinde, "Kabahatler K. m.32 hükmüne göre idari suç oluşmuştur. Cezanın kesilmesi gererkirdi"


sevgili dostlar,

89'un heyecanından olsa gerek şikayetimizin sonucunu yazmayı unutmusuz.

Hani icra müdürlüğüne talep açıp "kendini bilmez bankaya 32. Maddeye göre idari para cezası kesin" demiştik te icra müdürlüğü reddetmişti. İste o kararı şikayet ettik.

Mahkeme savunma hakkına saygı gösterip, hem banka personeline hem de banka tüzel kişiliğine şikayet dilekçemizi tebliğ etti.

Bu kabahati tayfa da yanit verdi, "olur mu canım icra müdürlüğü nasıl idari para cezası verirmiş" diye.

Biz de buna yanit verdik, "olur olur hem de çok güzel olur" dedik.

Mahkemede bizle aynı kanıda oldugundan "şikayetin kabulüne ve hem personele hem de banka tüzel kişiliği aleyhine İCRA MUDURLUGUNCE idari para cezası verilmesi gerektiğine" hükmetti.

Kabahati tayfa durur mu... Kararı temyiz etti. Yargıtay, temyiz sınırından bahisle istemi reddetti.

Kabahati tayfa bu arada 3 ayrı sulh ceza mahkemesine idari para cezasına karsı itiraz etti.

Bu itirazlar da sonuclaninca paylaşacağım.

Ha bir de benim için şey demislerdi "Bankamız aleyhindeki beyanlarından ötürü maddi ve manevi tazminat talep hakkımız saklıdır" demislerdi.

Saklama dedim! Allah askına saklama da o konuda da yargı önünde hesaplasalim dedim. Hala bekliyorum. )))
Old 29-09-2012, 07:23   #27
emrahcevik

 
Varsayılan

çabanız takdiri hak ediyor. dilekçenizle birlikte yerel ve yüksek mahkeme kararlarını da paylaşabilir misiniz?

emin olun kan emici bankaları ancak bu yolla dize getirebiliriz.
Old 29-09-2012, 10:58   #28
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan Zevkle...

Alıntı:
Yazan emrahcevik
çabanız takdiri hak ediyor. dilekçenizle birlikte yerel ve yüksek mahkeme kararlarını da paylaşabilir misiniz?

emin olun kan emici bankaları ancak bu yolla dize getirebiliriz.

Sayın meslektaşım,

Yargıtay kararında bir özellik yok; temyiz sınırının altında kaldığından bahisle ret.

Ama yerel mahkeme kararı gerçekten de paylaşılmayı hak ediyor.

Buyrunuz:





T.C.
İSTANBUL
11. İCRA HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/417 Esas
KARAR NO : 2012/610
İCRA NO : 14-2011/23049
HAKİM : BEYHAN GÜLER 34978
KATİP : NERİMAN YAZICI 95998
DAVACI : ****
VEKİLİ : Av. HAKAN EREN
BORÇLU : ***
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS/(LAR) : T....BANKASI A.Ş.
VEKİLİ : AV. YAŞAR ŞAHİN
DAVA : Şikayet
DAVA TARİHİ : 15/03/2012
KARAR TARİHİ : 07/05/2012
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2012
Davacı vekilinin talebi üzerine celp edilen icra dosyası ve dilekçe tetkik edildi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesi ile takip borçlusu hakkında başlatılan icra takibinde borçlunun kullandığı telefona ait bilgilerin Turkcell iletişim hizmetlerinden sorulduğunu, verilen yanıtta borçlunun telefon hattına ait ödemelerin otomotik ödeme talimatı ile T. *** bankasından yapıldığının bildirildiğini, ancak kabahatler kanunun 32. Madde hükmünün ihlal edildiğini, buna rağmen kabahatler kanunun 32. Madde hükmüne göre işlem yapılmasını talep ettiklerini ancak taleplerinin reddedildiğini, icra müdürlüğü tarafından yazının yeniden yazılmasına karar verildiğini alacaklı vekilinin müdürlük kararının kaldırılmasını talep ve dava ettiği,
Üçüncü şahıs *** Bankası A.ş vekili davaya karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, banka çalışanları hakkında kabahatler kanunun 32. Maddesi göre idari para cezası ile cezalandırılması taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini savunduğu,

İcra dosyasının incelenmesinde alacaklının borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe geçtiği, alacaklı vekilinin 29/12/2011 tarihinde dosya borçlusunu otomatik ödeme talimatı vermiş olduğu, iş bankasının hangi şubelerinde hesabınını bulunduğunun sorulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce talebin kabulüne karar verildiği, iş bankası genel müdürlüğü tarafndan 18/01/2012 havale tarihli yazı cevabında HUMK 414, 415 İİK 59 ve TTK 22 maddeleri gereği maliyet bedelinin yatırılması gerektiği, bundan sonra talep edilen bilgilerin temin edilerek müdürlüğe gönderileceğinin bildirildiği, bilahare 08/03/2012 tarihinde alacaklı vekilinin banka tarafından verilen yazı cevabı ile kabahatler kanunun 32.maddesinin ihlal edildiğini, gerekli işlemin yeniden yapılmasını ve yazıda imzası bulunan kişilerin kabahatler kanunu 32 madde hükmü gereği idari para cezası ile cezalandırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce yazının yeniden yazılmasına karar verildiği, ancak kabahatler yasasının 32 maddesinin uygulanması yoluna gidilmediği, alacaklı vekilinin de anılan müdürlük kararını kaldırdılması için mahkememize başvurduğu,

5322 sayılı kabahetler kanunun 32. Maddesinde "yetkili makamlar tarafından adli işlemler nedeni ile yada kamu güvenliği,kamu düzeni ve genel sağlığın korunması amacı ile hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişiye 100 Türk lirası idari para cezası verilir. Bu cezaya emri veren makam tarafından karar verilir." Hükmüne yer verildiği, somut olayda ilgili bankanın genel müdürlüğünce yasal bir dayanak bulunmaksızın emrin yerine getirilebilmesi için bir bedel ödenmesini talep ettiği ve söz konusu adli kurum olan icra müdürlüğünün emrini yerine getirmediği, bu suretle ihmali dahi olsa kabahatler kanunun 32.maddesinin ihlal edildiği ve emri veren merci tarafından 32.maddenin uygulanması gerektiği, dolayısıyla alacaklının bu yöndeki isteminin reddini içeren müdürlük kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı alacaklının kabahatler yasasının 32. Maddesinin uygulanmasına yönelik talebinin reddini içeren müdürlük kararının KALDIRILMASINA,
2-Peşin harcın mahsubu ile başkaca bir harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 85,00 TL gider avansından 14,00 TL sinin karar tebliğinde kullanılmasına, gider avansından geriye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davanın niteliği gereği vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde yargıtay yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 07/05/2012

Katip 95998 Hakim 34978
Old 29-09-2012, 11:08   #29
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Yerel mahkeme kararına konu şikayet dilekçemizi de eklersek faydalı olur düşüncesindeyim.

Selam ve saygılarımla...






İSTANBUL 11. İCRA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞINA


ŞİKAYET EDEN :

VEKİLLERİ : Avukat Emin Ersel EREN - Avukat Hakan EREN

İCRA NO : İstanbul

KONUSU : İcra müdürlüğünün 08.03.2012 tarihli işlemini şikayet

AÇIKLAMALAR :

Takip borçlusu ** hakkında yürütülen icra takibinde, borçlunun kullandığı telefona ait bilgiler Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’den sorulmuştur. Verilen yanıtta, borçlunun telefon hattına ait ödemelerin otomatik ödeme talimatı ile T. ** Bankası’ndan yapıldığı bildirilmiştir. Turkcell, bankaların şube bilgilerini kendi bünyesinde kaydetmemektedir.

Borçlunun, T. ** Bankası’nın hangi şubelerinde hesabının bulunduğunun öğrenilmesi amacı ile bu bankaya 29.12.2011 tarihinde icra müdürlüğünce yazı yazılmıştır.

Banka, icra müdürlüğünün bu yazısına verdiği 04.01.2012 tarihli yanıtta, istenen bilginin sağlıklı olarak temini için şubeler nezdinde ayrı ayrı araştırma ve yazışma yapılması gerektiğinden bahisle konu ile ilgisi olmayan bir takım yasa maddelerini sözde gerekçe göstererek araştırmanın ancak 315-TL ödeme yapılması halinde yapılacağını bildirmiştir.

Biz, bu yanıtın hukuka, bankacılık uygulamalarına ve gerçeğe neden aykırı olduğunu 08.03.2012 tarihli talebimizde etraflıca izah etmeye çalıştık. Banka Genel Müdürlüğünün, “şubelerimle yazışma yapmam gerek” demesi gerçek dışı bir beyandır. Genel müdürlük ekranlarında istenen kişinin sadece TC kimlik numarasının girilmesi ile o kişinin hangi şubede hesabı olduğu, bakiyesi vs. tüm bilgilere anında ulaşılabilmektedir.

** BANKASININ ŞUBE SAYISI 1.192’DİR: “Şubelerimle yazışma yapmam gerek” diyen T.** Bankası’nın bugünkü şube sayısı 1.192’dir.[1]*** Bankası’na şu soruyu sormak istiyoruz: Siz gerçekten bu bilgi için 1.192 şubeniz ile yazışma yapacak mısınız? Bu soruya verilecek yanıt “evet” ise talep edilen 315-TL’nin bu işlem için yeterli olmayacağını ve müvekkilimizin, talep halinde daha da fazla bir ücreti ödemeye hazır olduğunu ifade etmek isteriz. Ancak çok iyi biliyoruz ki, böyle bir araştırma için genel müdürlüğün hiçbir şube ile herhangi bir yazışma yapmasına gerek yoktur.

6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİLİ HAKKINDAKİ YASA UYGULAMALARI: 2004 sayılı İcra ve İflas Yasası’nın ikiz kardeşi olarak adlandırabileceğimiz 6183 sayılı Yasa’da, 2006 yılında yapılan değişiklikler ile İİK m.89’un paralel hükmü olan 79. maddede çok önemli ve esaslı değişiklik gerçekleştirilmiştir. Madde 79 hükmü:



MADDE 79 –

(2) Tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirileri; amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edileceği gibi Maliye Bakanlığınca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ edilebilir. Haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne aittir.

düzenlemesini içermektedir.

Görüldüğü üzere 6 yıldır, kamu alacakları için idare, bankaların şubeleri ile yazışma yapmamakta, sadece bankaların genel müdürlüğüne haciz ihbarnamesi göndermektedir. Banka genel müdürlükleri de araştırmalarını tüm şubeleri kapsar şekilde yapıp ona göre yanıt vermektedirler.

Esasen bu değişiklik ile 2004 sayılı Yasa ile 6183 sayılı Yasa arasındaki kardeşlik ve ikizlik, 2004 sayılı Yasa aleyhine olacak şekilde bozulmuştur. Bu tespite sadece bir cümle ile değindikten sonra T. ** Bankası’na bir soru daha sormak istiyoruz: 6183 sayılı Yasa kapsamında genel müdürlüğe gelen haciz ihbarnameleri için de tüm şubelerinizle yazışma yapıyor musunuz?

Bu durum bile tek başına, 3. şahıs bankanın icra müdürlüğüne açıkça gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun ve baştan savma amacı taşıdığının bir göstergesidir.



T. ** BANKASI A.Ş. BU KONUDA “SABIKALI” BİR BANKADIR: T. ** Bankası A.Ş., icra müdürlükleri ve hukuk mahkemelerine benzer şekilde gerçeğe aykırı beyanları mütemadiyen ileri sürmektedir. Yeri gelmişken belirtelim ki bu banka, hukuk mahkemeleri ve icra müdürlüklerine karşı verdiği bu gibi baştan savma yanıtları CMK m.332 hükmünden dolayı Cumhuriyet savcılıklarına ya da ceza mahkemelerine karşı verememektedir. Ancak, İİK ya da HMK’da, CMK’da olduğu gibi açık ve etkili bir yaptırım olmadığından hukuk mahkemeleri ya da icra müdürlüklerine bu gibi yanıtları vermekten çekinmemektedir.

T. *** Bankası A.Ş. benzer bir yanıtı Gümüşköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne de vermiş; bu mahkeme, içeriğine internetten ulaşılabilecek ve mükemmel bir şekilde gerekçelendirilmiş kararı ile banka hakkında Kabahatler Kanunu’na göre idari yaptırım kararı uygulamıştır. Karara yapılan itiraz, en yakın ağır ceza mahkemesince reddedilmiştir.[2]

Bu husus şunu göstermektedir ki, T.** Bankası A.Ş.’nin yaklaşımı şudur: “Ben idari para cezasını öderim, ama yine de mahkemenin dediğini değil kendi bildiğimi yaparım”. Biz hukukçulara düşen görev, hangi kurum ya da makam olursa olsun, hukuka karşı saygısızca ve ciddiyetsiz bir üslupla yanıt veren herkese hukuka ve yasalara saygılı olmayı öğretmektir.

Açıklanan nedenler, T. ** Bankası A.Ş.’nin Kabahatler Kanunu’nun 32. madde hükmünü ihlal ettiği apaçık ortadadır. Buna rağmen, Kabahatler Kanunu’nun 32. madde hükmüne göre işlem yapılması talebimiz icra müdürlüğünce zımnen reddedilmiş, yasal bir zorunluluk olmamasına rağmen İİK m.367 uyarılı ve yeniden bir yazı yazılmasına karar verilmiştir. Oysa ki, T. ** Bankası A.Ş., Kabahatler Kanunu’nun 32. madde hükmünü vermiş olduğu 04.01.2012 tarihli yanıt ile zaten ihlal etmiştir. Banka ile yeni bir yazışma yapılması kararı yersiz ve faydasızdır. Talebimizin kabulü gerekirken reddedilmiş olması hukuka aykırıdır.


SONUÇ ve İSTEM : İncelemenin yapılarak, 08.03.2012 tarihli kararın kaldırılması ve aynı tarihli talebimize istinaden bahsi geçen yazıda imzası bulunan (1) A.C.’nin (2) H.A’nın ve (3) T. ** Bankası A.Ş.’nin Kabahatler Kanunu’nun 32. madde hükmü gereğince icra müdürlüğünce idari para cezası ile cezalandırılması yönünde işlem yapılmasına karar verilmesi saygılarımızla talep olunur.

Şikayetçi vekili
Avukat Hakan EREN

[FONT='Times New Roman','serif'][1][/font] www.tbb.org.tr (Türkiye Bankalar Birliği’nin resmi web sitesi)



[FONT='Times New Roman','serif'][2][/font] http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=42538 (Hukuk Mahkemesinden yazışma için masraf isteyen bankalara “dur” diyen karar)
Old 29-09-2012, 14:21   #30
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avukat Hakan Eren
yerel mahkeme kararı gerçekten de paylaşılmayı hak ediyor.
Alkışladığınız hukuka aykırı kararın gerekçesinde Kabahatler Kanunu'nun 32.maddesinin sadece birinci fıkrası yer alıyor. Halbuki aynı maddenin ikinci fıkrası da var:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=3436

Maddenin ikinci fıkrası ile gerekçesi okunmadan ''leblebi'' denmemeli. 32.maddeye göre ceza verilebilmesi için ayrıca ''ilgili kanun hükmü'' gerekir.

Bu karar sevindirici değildir. Tehlikelidir. İdareye sınırları belli olmayan cezalandırma yetkisi bahşetmektedir. Halbuki kanun koyucunun bile böyle bir yetkisi yoktur.

Saygılarımla
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Adalet isteyen adliye çalışanları için... kahin270 Konumuz : Hukukçular 8 30-12-2009 00:10
Manisa İdare Mahkemesinden bir karar alımı hk. miss_lawyer Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 4 01-04-2009 08:27
İst Küçükçekmece 1.Sulh HUkuk Mahkemesinden fotokopiye ihtiyacım var. Kavaz Şehirlerarası Nöbetçi Avukat 2 08-12-2007 12:28
Üşüyorum diyen kadınlar için av_aykut Site Lokali 40 03-11-2007 16:24


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12943101 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.