10-05-2011, 13:41 | #1 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Çek İptali - Çekler Hakkında Bilinmesi Gerekenler - Sorunların Çözümü – Tartışmalar
Çek İptali - Çekler Hakkında Bilinmesi Gerekenler - Sorunların Çözümü – Tartışmalar
Sırf bir arkadaşımın 2 yıl öncesinde kaybetmiş olduğu 3 tane boş çek yaprağına binaen bankanın çek hesabındaki bir miktar paraya bloke koyması ve blokeyi kaldırması için mahkemeden iptal kararı istemesi üzerine çeşitli kaynaklardan araştırma yaptım. Bu husustaki araştırmalarımın temelini de Türk Hukuk Sitesi oluşturdu. Böyle bir kaynağın oluşumunda emeği geçen gerek yetkili ve üye arkadaşlara-meslektaşlara bu şahsım adına ve siteden faydalananlar adına teşekkürü borç bilirim. Söz konusu araştırmalarımda konuya ilişkin 2000 li yıllardan günümüze kadar pek çok konu başlığı açıldığını ve bu başlıkların rastgele okunduğunda değerlendirme konusunda kafalarda ki soru işaretlerini gideremediğini hatta bazen daha fazla soru işaretine sebep olduğunu gördüm. Bu durum üzerine haddim olmayaraktan değerli üstadlarımın fikir, görüş ve önerilerini güncel bir başlıkta birleştirmenin faydalı olacağını düşündüm. Aşağıda yer alan sorular ve cevaplar benim bu sitede araştırma yaparken karşılaştığım sorular ve cevaplarının derlemesi-uyarlaması-sadeleştirmesi-özetlenmesinden ibaret olup şahsi olarak katkımın sadece tek potada birleştirmek olduğu kanaatindeyim. Bu hususta kimsenin emeğini gasp niyetim olmadığını belirtirim. Taradığım 100’e yakın konu başlığı içerisinde taktir edersiniz ki neredeyse her cevabın farklı kişilerin ürünü olması gibi bir durum söz konusu olmasından dolayı; kişilerden alıntı yapmadım. Bu hususun anonim kalmasını anlayışla karşılayacağınızı düşünüyor ve umuyorum. Araştırmalarım esnasında bazı sorulara cevapların kanuni dayanaklarıyla açık olduğunu ve fakat bazılarının hala belirsiz olduğunu gördüm. Belirsiz olanlarında yine bu başlık altında tartışılıp değerlendirilmesinin de Türk Hukukuna büyük katkı sağlayan sitenin ve bu site kullanıcısı bizlerin bir kazanımı olacağı kanaatindeyim. Takdir edersiniz ki çek iptali ve türevlerine ilişkin sorular, sorunlar her gün karşılaşılabilecek türden değildir. Kişisel olarak yukarıda belirttiğim gibi sadece ihtiyaç duyulan nadir zamanlarda kişisel bağlamda gündeme gelmektedir. “İcatlar ihtiyaçtan doğar” anlayışıyla nadiren de olsa bu konuda bilgi edinmeye ihtiyaç doğan kişilerin etkin ve hızlı bir şekilde faydalanabilmesi için Bu başlığa yaptığınız yapacağınız her katkı için şimdiden teşekkür ederim. Türk Hukuk Sitesi’nde Gündeme Gelmiş Sorunlar Ve Cevapları Soru 1-) Keşide ettiğim çek lehdarın elindeyken çalınmış iptal ettirebilir miyim? *Keşideci çek iptalini isteyemez bunu sadece lehtar ve ya yasal hamil talep edebilir.
Soru 2-)İptal davasında yetkili mahkeme neresidir? *Banka hesabının (Muhatap bankanın) bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Buradaki yetki kamu düzenine ilişkin olup kesindir. Birden fazla çek için iptal davası açmak istendiğinde mahkemeler farklı kararlar verebilmektedir. Örneğin 10 çekten 2 sinde yetkili olan mahkeme diğer 8 çek için yetkisiz ise bile yetkisizlik kararı vermemektedir. Bu konuda şansınızı deneyebilirsiniz.
Soru 3-)Çek iptali davası açacağım davalı olarak kimi göstermeliyim? *Çek iptali davası hasımsız olarak açılır. Zaten hasım gösterebiliyorsanız istirdat ya da menfi tespit davası açmanız gerekir. Çek iptal davasının mantığı çekin kimde olduğunun bilinmiyor oluşudur. İlan aşamasında biri çeki mahkemeye ibraz ederse size istirdat davası açmanız için süre verilir. Süresi içinde açmazsanız mahkeme çeki ibraz edene geri verir. Soru 4-) İptal edilmiş çek neticesinde alacak nasıl hangi yolla talep edilir? *İlamsız icra yoluna başvurulacak itiraz olursa iptal kararı gösterilecek. Dikkat edilmesi gereken bir husus keşidecinin temerrüde düşürülmesi gerektiğidir. Dolayısıyla takibe geçmeden önce kararın sureti ekli bir ihtarname gönderilmesi sizin takibinizin iptaline engel olacaktır. Alacak davası da açabilirsiniz. İptal davasıyla, çekin yasal hamili olduğunuzu kanıtlamış oluyorsunuz. Soru 5-) Keşideciler farklı olsa bile tek bir dava açılabilir mi? *Evet açılabilir. Burada davayı açan lehdar veya hamil olacağı için bu mümkündür Sadece yetki hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir. Soru 6-) Çek iptali davası açtım mahkeme nasıl bir yol izleyecek? *Kanun çek iptali davası açma hakkını sadece lehdar veya yasal hamile verdiği için her önüne gelen her aklına gelen çeki iptal ettirmesin diye hakimin davacının hak sahibi olup olmadığı hususunda kanaat getirmesi gerekmektedir. Dolayısıyla ödemeden men kararı veyahut iptal kararı öncesinde nasıl elinden çıktığının yanı sıra davacıdan iptalini istediği çeklerin nasıl eline geçtiğini buna ilişkin alış verisi ticari ilişkiyi ispatlamasını isteyebilir. Soru 7-) İptal davası açtım fakat ödemeden men kararı için ne yapmalıyım? *İptal davası için müracaat ettiğinizde dilekçenizde ödemeden men talebinde bulunmayı unutmamalısınız. Mahkemenin verdiği ödemeden men kararı tedbir niteliğinde olup bu kararı resen vermez. Uygulamada görüldüğü kadarıyla çoğunlukla bu tabi reddetmektedir fakat siz yine de müvekkile karşı olan sorumluluğa binaen talep edin. Mahkeme bunun bir teminat karşılığı (%15) olmasına hükmedebilir. Soru 8-) Keşideciyim tedavüle sunduğum hamile çek verdiğim kişi tarafından kaybedilmiş çek iptali kararı için dava açmasını istedim uğraşamam diyor. Ben bu çeke ilişkin menfi tespit davası açabilir miyim? * Keşideci Çek iptali davası açamaz menfi tespit davasında ise hasım gösterilmesi gerekir. Bilinen son yasal hamil gerçekten çek alacaklısı ise onu hasım olarak göstermek sizin davayı kaybetmenize sebep olacaktır. Keza lehtar veya son yasal hamille aranızda aktif yasal husumet yoktur. Hukuki yarar yada pasif husumet ise söz konusu çekin takibe koyulmasıyla oluşacaktır, çekin takibe konulmasını beklemekte fayda var kanaatindeyim. Takip öncesi menfi tespit davası hususunu tartışmanıza sunuyorum. Soru 9-) İlan prosedürü nasıl işlemektedir? *TK. 674 ve 37 mad. Göre ilan Türkiye Ticaret Gazetesi ile 3 kere yapılır. Hakim ayrıca yerel gazete ile de ilana karar verebilir.673 maddeye göre ilanda tayin edilecek süre en az 3 ay en fazla 1 yıldır. Genelde 3 aylık süre tayin edilmektedir. Ancak çek 3 aydan önce zamanaşımına uğrayacaksa hakim süreyi kısaltabilir veya kaldırabilir. Çeklerde bu süre 1.ilan tarihinden başlar. Soru 10-) Sözleşmeye binaen verilen çeklerin sözleşmeye uyulmadığından bahisle iptali mümkün müdür? *Bu tür durumlarda çek iptali yoluna başvurulamamaktadır. Keza borcum yoktur diyen kişi çek keşidecisidir dolayısı ile bu yolu kullanamamaktadır. Diğer bir husus çekin kaybolması veya rıza dışı yolla elinizden çıkmış olması gerekmektedir. Tekrar belirtmekte fayda var ki çek iptalini isteyebilecek olan kişiler lehdar ve yasal yetkili hamildir. Bu durumda menfi tespit davası açmanız ve ödemeden men talimatını ihtiyati tedbir bağlamında talep etmeniz gerekmektedir. Soru 11-) Müvekkilim elinde bulundurduğu hamiline çekle ilgili önceki hamilin aldığı bir iptal kararı olduğunu öğrendi bu durumda ne yapılabilir? *İptal kararı kesin hüküm teşkil etmez. Sonradan çıkan ve yetkili hamil olduğunu iddia eden kişi çek iptalini aldıran kişiyi hasım göstermek suretiyle bu şahsın aldığı çekin iptaline ilişkin ilamın iptalini talep etmek suretiyle yeni bir dava açmalıdır.
Soru 12-) Çek iptali için başvurmuştuk çeki bulduk davamızdan feragat mi etmeliyiz? * Bu durumu mahkemeye bildirdiğinizde davanın konusuz kaldığından düşmesine karar verecektir. Teminat karşılığı tedbir kararı aldırdıysanız kaldırılmasına ve teminatın iadesine karar verecektir. Soru 13-) Yetkisiz temsilci tarafından şirketim adına çek keşide edilmiştir iptal davası açamıyorum peki söz konusu çekle ilgili ne yapabilirim? * Hamil, ciranta veya lehtarı davalı olarak gösterip menfi tespit davası açabilirsiniz.
Soru 14-) Üçüncü kişilerce icraya konulmuş ve hakkında menfi tespit davası açılmış çekler hakkında çek iptali kararı verilmesinin menfi tespit davasına etkisi nedir? * İptal davasındaki husus çekin zayi olması kimde olduğunun bilinmemesi yetkili hamilin kim olduğunun belli olmaması gibi hususlardır. Çekin kimde olduğu biliniyorken iptal davası abestir. Keza çeki elinde bulunduran bu davadan haberdar ise mahkemeye gelip çek bende diyecek size de istirdat davası açmanız için süre verilecektir. Diğer bir açıdan bakacak olursak iptal kararı kesin hüküm olmadığından çeki elinde bulunduran hamil sizin kararınızın iptali için iptal davası açabilecektir. Öte yandan aldığınız iptal kararı iyi niyetli zilyede karşı hüküm ifade etmeyecektir. Son tahlil de keşideciyseniz menfi tespit davasının devam etmeniz. Yasal hamil olduğunuzu düşünüyorsanız çeki icraya koyan 3. kişiyi hasım göstererek istirdat davası açmanız gerekmektedir. Soru 15-) Hiç keşide edilmeden kaybolmuş boş çek yaprakları için iptal davası açılamıyor peki ne tür bir yola müracaat edilebilir? (Boş Çek koçanı kayboldu ne yapabilirim?) *Boş çek sayfaları kıymetli evrak değildir. Çek iptaline konu olabilmesi için hiç olmazsa imzalarının atılmış olması gerekmektedir. UYGULAMADA Bomboş çek koçanının iptali söz konusu olmayacağından bilgilerine sahip olduğunuz çek sayfalarını tanıdığınız birine nama keşide edilmiş gibi göstererek iptal davası açtırabilirsiniz. Fakat burada şöyle bir risk var siz iyi niyetli keşideciyi korumak adına da olsa hukuki boşluğu kullanıyorsunuz ve resmi makama yalan beyanda bulunuyorsunuz. Binde bir ihtimalle bile olsa çeki kendi dolduran kötü niyetli hamil veya iyi niyetli hamil çeki bankaya ibraz etse ve iptal kararını öğrense ardından bankanın imza incelemesinde ya da kötü niyetli hamilin kendini yakma pahasına iptal kararını aldıranın asılsız beyanda bulunduğu gerekçesi üzerine ceza alınması kaçınılmazdır. *Çeke ilişkin polise gidip tutanak tutulması ve ardından savcılığa söz konusu çek yapraklarının doldurulup tedavüle koyulması endişene sahip olduğunuzdan bahisle bankaya görüldüğünde el koyulmasına ibraz eden hakkında ihbarda bulunulmasına ilişkin talimat yazılması talebinde bulunabilir ve böyle bir durumda çeki bankaya ibraz edenlerden şikâyetçi olduğunuzu bildirebilirsiniz. Fakat önemli husus savcının kanaatidir. Çünkü burada hem savcı mahkemenin vereceği ödemeden men kararı vermiş hem de iyi niyetli hamili şüpheli konumuna sokmaktadır. Kötü niyetli hamil açısından ise sorun yok neticede kendini ele vermiş olacaktır. Uygulamada işlevi nedir mümkün müdür bunun huzurunuzda tartışılması gerekmektedir.
Soru 16-)Keşideci hamiline çek yazıyor daha teslim edilmeden rızası dışında elinden çıkıyor bu durumda ne yapılabilir? *Keşideci iptal davası açamaz. Eskiden bankaya ödemeden men talimatını kendisi verebiliyordu (TTK 711/3 Mülga) şu durumda UYGULAMADA tanıdık biri ben hamilim çek bendeydi ben kaybettim diyerek çek iptal davası açıyor. Fakat burada şöyle bir risk var siz iyi niyetli keşideciyi korumak adına da olsa hukuki boşluğu kullanıyorsunuz ve resmi makama yalan beyanda bulunuyorsunuz. Binde bir ihtimalle bile olsa iyi niyetli hamil çeki bankaya ibraz etse ve iptal kararını öğrense ardından iptal kararını aldıranın çek üzerinde görülen hamil olmadığını ispatlarsa ya da iptal ettiren yasal hamil olduğunu ispatlayamazsa yalan beyandan ceza alır. Keza 711/3’ün kaldırılma amacı da buydu.
Yukarıdaki kararda da görüldüğü gibi eskiden tek taraflı kullanılan hakkı kanunsuz kullanım elbette suç olacaktır. Soru 17-) Keşide tarihi itibariyle 6 aylık zamanaşımı süresini doldurmuş olan çekler açısından iptal davası mümkün mü faydası nedir? *İptal davasında aranan şart kurucu unsurları tam bir çek olmasıdır. Bu 6 aylık süre alacak zaman aşımı olup çekin geçersizliğine tek başına sebep değildir. Keza bu süre sonrasında kambiyo senetlerine dayalı haklarınızı kullanamayacak olsanız da elinizde yazılı bir delil niteliğine sahip belge olmaya devam edecektir. Bu nedenlerle iptal kararı almanızda fayda vardır. Soru 18-) Mülga 711/3- Keşidecinin tek taraflı Muhataba ödemeden men talimatının yokluğu nedeniyle oluşan boşluğa ilişkin son durum nedir? *Doktirinde son zamanda keşidecinin hamiline keşide edip kendisindeyken kaybolmuş çalınmış çeke ilişkin iptal davası açabileceğine ilişkin görüşler ortaya çıkmıştır. (711/3 Mülga olması nedeniyle)Yargısal karar şimdilik yoktur. Güncel bilgi ve yorumlarınıza ilişkin tartışmanıza sunuyorum.
Soru 19-) Bankanın çek hesabına koyduğu bloke hangi yollarla kaldırılabilir? *Çek defteri müşteri ile banka arasında yapılan bir anlaşma uyarınca verildiğinden banka müşterinin talimatlarına göre hareket etmelidir. Dolayısı ile çeklerin çekişmesiz olarak ortadan kalktığı –yandığı –yırtıldığı –kimsenin bulamayacağı bir yerde kaybolduğu şeklindeki beyanlarına itibar edip karşılıksız çıkması halinde ödediği tutara teminat bağlamında bloke koyduğu parayı çekin tedavüle girip kendine dönmeyecek olması nedeniyle iade etmelidir. Bu ifadelerin yer aldığı bir ihtarname de yöntem olabilir. Fakat bankalar bu hususta illa mahkeme kararı isterim diyebiliyorlar. Bankanın bu kararına yönelik yapılabilecekler nelerdir? Banka aleyhine icra takibi, banka aleyhine alacak davası… Araştırmama konu soru hakkında hala net bir fikrim bilgim yok Değerli fikirlerinizden dolayı teşekkür ederim. |
25-07-2011, 00:29 | #2 |
|
Aynen bahsettiğiniz konu ile ilgili bir araştırma yaparken sizin derlemenize rastladım çok faydalı bir çalışma olmuş teşekkür ederim
Bu arada sanırım 711/3 ün iptaline rağmen hala keşidecinin çekin iptali davası açma şansı yok bu konu ile ilgili güncel bilgileri mümkünse paylaşmanız dileklerimle iyi çalışmalar |
03-11-2011, 14:41 | #3 |
|
Merhabalar. İptal davasında yetkili mahkemeyi belirlerken HMK nın 382. maddesinden hareketle 384. maddeyimi esas alacağız. Yani artık muhatap bankanın bulunduğu yer mahkemesi değilde, talepte bulunan kişinin bulunduğu yer mahkemesi mi yetkili olacaktır?
Konu ile ilgili acil bilgiye ihtiyacım var. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. |
03-11-2011, 15:22 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Dayanak yaptığınız maddelerden, ben de sizin anladığınız şekilde anladım. Talepte bulunan kişinin oturduğu yer mahkemesi de yetkili olmaktadır. |
03-11-2011, 17:35 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Çeklerde: HMK m.384: "Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir." TTK m. 730: "Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da tatbik olunur: ...20. İptal hakkındaki 669-675 inci maddelerle 676 ncı maddenin 1 inci fıkrası;..." TTK m.669/1: "Rızası olmaksızın poliçe elinden çıkan kimse, ödeme yerindeki mahkemeden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini istiyebilir..." Kanunda aksine düzenleme vardır ve ödeme yeri mahkemesi yetkilidir. Saygılar... |
17-04-2012, 09:20 | #6 |
|
Çek iptal davalarında görevli mahkemeye ilişkin Güncel denilebilecek ve fakat çelişkili iki yargıtay kararı buldum sayın meslektaşlarım. Sizin de görüş ve önerilerinize sunmak istedim.
Yargıtay,Kambiyo Senedinin Zayii Nedeniyle İptalinde Görevli Mahkeme Asliye Ticaret Yargıtay,Kambiyo Senedinin Zayii Nedeniyle İptalinde Görevli Mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğuna karar verdi. YARGITAY 11. Hukuk Dairesi ESAS NO: 2011/13181 KARAR NO: 2011/16340 Tarih: 02.12.2011 Hasımsız olarak görülen davada …….. Ticaret Mahkemesi’nce verilen ……. tarih ve ……. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Numan Acar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu çekin kayıp edilerek zayi olduğunu ileri sürerek, çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre, HMK’nun 382/10-e maddesi uyarınca çek iptal davasında sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, talep ve kesinleşme halinde dosyanın …… Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. İstem, kambiyo senedinin zayii nedeniyle iptaline ilişkindir. Mahkemece 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK’nun 383. maddesi uyarınca çek iptal davalarının sulh hukuk mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. HMK’nun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işleri ile ilgili olarak aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesinin görevli olacağı öngörülmüştür.Yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Yine aynı Yasa’nın 5/2. maddesi uyarınca bir yerde ticaret mahkemesi varsa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin vazifesi içinde bulunan ve TTK’nun 4. maddesinde ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılır. Bu nedenle TTK’nun 669 ve devamı maddelerinde düzenlenen kambiyo senetlerinin zayi nedeniyle iptaline ilişkin davalarda HMK’nun 383. maddesinde öngörülen aksine düzenleme bulunduğundan sulh hukuk mahkemeleri değil ticaret mahkemeleri görevlidir. Kaldı ki 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 757/1. maddesinde de bu tür işlerde ticaret mahkemelerinin görevli olacağı öngörülmüştür. Bu da yasa koyucunun iradesinin bu tür işlerde ticaret mahkemelerinin görevli olması gerektiği yolunda olduğunu göstermektedir. Açıklanan bu nedenle istemle ilgili işe bakma görevi asliye ticaret mahkemesine ait olmasına rağmen görevsizlik ve dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine dair verilen mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/12/2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ************************************************** ** Yargıtay Daire : 11 Tarih : 2011 Esas No:2011/12469 Karar No : 2011/12751 İlgili Maddeler : HMK 383 İlgili Kavramlar : ÇEK İPTALİ GÖREVLİ MAHKEME YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2011/12469 KARAR NO : 2011/12751 Y A R G I T A Y İ L A M I Kıymetli evrakın iptali ve ödeme yasağı konulmasına ilişkin talep hakkında İstanbul 38. Asliye Ticaret ile İstanbul 22. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Talep, kıymetli evrakın zayii nedeni ile iptali ve ödeme yasağının konulmasına ilişkindir. İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesi 6100 sayılı HMK.nın 382. ve 383 maddeleri gereğince uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından bahisle görevsizlik kararı vermiştir. İstanbul 22 Sulh Hukuk Mahkemesi ise açılan davanın HMK.nın 382 maddesine göre çekişmesiz yargı davası niteliğinde olup, çek iptali davalarının TTK.da düzenlenmiş olması ve HMK.nın 4. maddesinde bu davaların Sulh Hukuk Mahkemelerinde bakılacağına dair hüküm bulunmaması ve TTK.da zayii nedeniyle çek iptallerinin Ticaret Mahkemelerinde bakılacağına dair hüküm bulunması nedeniyle görevsizlik kararı vermiştir. Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Diğer taraftan, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.nun 382.nci maddesinde, “çekişmesiz yargı işleri” düzenlenmiş, aynı maddenin 2.fıkrasının (e) bendinde, “Ticaret hukukundaki çekişmesiz yargı işleri” başlığı altında 6. madde olarak “kıymetli evrakın iptali”ne ilişkin taleplerin çekişmesiz yargı “işi” olduğu belirtilmiş, aynı yasanın 383.maddesinde de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi olacağı hükmüne yer verilmiştir. Yukarıda açıklanan yasa hükümlerine göre, çekişmesiz yargıda “dava” deyiminin yeri olmayıp “iş” deyimi vardır. Dava, iki taraf sistemine göre kurulmuş ise de çekişmesiz yargıda birbiriyle çekişme halinde olan iki taraf olmadığından çekişmesiz yargı işleri için “dava” teriminin kullanılması doğru değildir. Yine çekişmesiz yargıda “taraf” değil, “ilgililer” kavramı vardır. Çekişmesiz yargıda dava söz konusu olmadığı için davacı ve davalı terimlerinin de yeri yoktur. HMK.nun 383.maddesine göre çekişmesiz yargıda sulh hukuk mahkemesinin görevi asıl olup asliye hukuk mahkemesinin görevi istisna olduğundan yalnız “mahkeme” veya “hakim” terimlerinin kullanıldığı bütün çekişmesiz yargı işleri için sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmaktadır. (Prof Dr. B.Kuru/Prof Dr. A.C.Budak İstanbul Barosu Dergisi, Cilt:85, Sayı:5, Yıl: 2011,sh:33-36) Somut olayda uyuşmazlık 13.10.2011 tarihinde yani 6100 sayılı HMK.nun yürürlüğe girmesinden sonra mahkemeye getirilmiştir. 6100 sayılı HMK.nın geçici 1.maddesinin 1 bendine göre bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalara uygulanmaz. Bu durumda, kıymetli evrakın zayii nedeniyle iptali ve ödeme yasağı konulmasına ilişkin uyuşmazlık 6100 sayılı HMK.nın 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra açılan çekişmesiz yargı işi niteliğinde olup Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 22. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
17-04-2012, 10:57 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Kararları veren 11.HD. aralarında sadece 19 gün var. Ama kararlar taban tabana zıt. |
17-04-2012, 11:05 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Evet hemde ikisinin gerekçesi de kabul edilebilir derecede doğru Yanı çek iptali "dava" dersek başka "iş" dersek başka HMK dersek başka TTK dersek başka |
17-04-2012, 11:40 | #9 |
|
BEn yeni HMK döneminde hem sulhten hem ticaretten görevsizlik aldım. HEm kasım hem aralık tarihli iki yargıtay kararım var. Bİri sulh diyor biri ticaret.
Vallahi kafam da karıştı iş de çorbaya döndü. Bİ daha olsa gelmem yemin ederim. |
17-04-2012, 11:43 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben yeni HMK zamanında 10 dosyadan fazla, asliye ticaret mahkemesinden karar aldım. |
17-04-2012, 11:55 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
VE biliyor musunuz bütünilanlar yapıldı bankaya yazı yazıldı bekledi bekledi görevsizlik verdi |
17-04-2012, 12:02 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Herkes dosyalardan kurtulma derdinde. |
11-07-2012, 16:03 | #13 |
|
Çeki keşide eden benim müvekkilim, müvekkilim alacaklıya çek veriyor ve sonrada alacaklının borcunu ödüyor çekleri alıyor.
Borç ödenmiş ve çekler kaybolmuş ve piyasada yok. 7Yıldır çekler hakkında bir işlem yapılmamış. Müvekkil yeni bir çek koçanı almak istiyor fakat, banka çekleri geri istiyor yada çeklerin iptal edildiğine dair mahkeme kararı ! Gel de işin içinden çık ! |
06-09-2012, 10:48 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Merhabalar; Benimde böyle bir olayım var nasıl bir yol izlediniz acaaba ? |
12-09-2012, 08:13 | #15 |
|
[FONT='Verdana','sans-serif']Hukuk Muhakemeleri Kanununun "çekişmesiz yargı" başlığını taşıyan dokuzuncu kısım hükümleri m.382-388 arasında düzenlenmiş ve kabul edilmiştir. HMK m.382/1 "Bir işin çekişmesiz yargı işi sayılması için, üç temel ölçüt getirmiş olup, bir işin çekişmesiz yargı işi sayılabilmesi içinde bu üç temel ölçütten bir veya birkaçının varlığı gerekir. Bunlar; a)İlgililer arasında bir uyuşmazlığın bulunmaması, b)İlgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın olmaması, c)Hakimin kendiliğinden harekete geçtiği bir hakkın varlığıdır.
Kanun (m.382/2), birinci fıkradaki genel çerçevenin dışında; kolaylık sağlamak üzere öğreti ve Yargıtay kararlarında kabul edilen çeşitli çekişmesiz yargı işlerini;kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku, icra-iflas hukuku ve çeşitli kanunlar kategorileri çerçevesinde örnek olarak saymıştır. Kanunun m.382/2'de sayılan "kıymetli evrakın iptali" de örnek kabilinden olup, ticaret hukuku anlamında çekişmesiz yargı işine örnek olarak gösterilmiş bir haldir. Yoksa burada ifade edilmek istenen, bu fıkrada sayılan (m.382/2) çekişmesiz yargı işlerinde sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu hususu, değildir. Kıymetli evrakın iptali hususunda görevli mahkeme: TTK m.651-653, 4, 5, 757-765, HMK m.384 hükümleri uyarınca ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ'dir.[/font] |
08-11-2012, 18:20 | #16 |
|
Merhabalar, çekler keşidecinin elindeyken çalınırsa, çek iptali davası açılamıyor zira bu hak hamile/lehdara tanınmış. Peki keşideci ne yapacak? Kayıp çeklere ilişkin olarak, kötü niyetli kişilerden korunmak adına nasıl bir yol izleyece?
|
09-11-2012, 11:48 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Önce Savcılığa müracaat edecek. Sonra kurbanlık koyun misali, bekleyecek. Boş olarak kaybettiyse, yapılan icra takibine imza inkarında bulunacak. Dolu olarak kaybettiyse(İmzalı), menfi tespit davası açacak. |
09-11-2012, 12:23 | #18 |
|
Suat Bey yanıtınız için teşekkür ederim. Savcılık başvurusunu yaptım ancak hukuk davası açmadım. Şimdilik bekleyip, icra takibi yapılırsa bu davayı açayım.
|
16-11-2012, 10:18 | #19 |
|
Merhabalar,
Müvekkilim olan keşideci ile kendisine bir alım satım sözleşmesi sonucu çek verilen satıcı hamil bulunmaktadır.Taraflar alım satım sözleşmesinde miktarı belli bir çekin müvekkil tarafından verileceği hususunu maddeye de eklemiştir.Sözleşmeden sonra keşideci çeki hamile vermiş, ancak daha sonra satıcı tarafından edim yerine getirilemediği için yine taraflar karşılıklı olarak sözleşmeyi yazılı bir şekilde feshetmiş ve bu sözleşme gereğince çeklerin hamil tarafından müvekkil keşideciye geri verileceği de yazılı olarak imzalanmıştır.Ancak çek keşideciye geri verilmemiş olup şu anda hamilde mi yoksa başkasında mı olduğu bilinmemektedir. Yukarıda okuduğum bilgilere göre çekin iptali davası açamamaktayım.Elimde alım satım sözleşmesi ve fesih sözleşmesi mevcut.Bu durumda nasıl bir yol izlemeliyim? |
16-11-2012, 11:48 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Öncelikle çekin iyiniyetli 3. kişilere ciro edilmemesi için dua etmek gerekir. Çek muhatabın -halen- elindeyse, ihtarname keşide edilerek çekin teslim edilmemesi halinde "güveni kötüye kullanmak" ve "bedelsiz kalmış senedi kullanmak" suçlarından savcılığa mürecaat edileceği ihtar edilebilir. Muhatap gözükara biri değilse, bu ihtarnamenin gereğini yerine getirir. Aksi takdirde yukarıda yazdığım gibi menfi tespit davası açılacaktır. Çek 3.iyiniyetli şahsa geçtiyse ödenecek, sonra muhataba rücu edilecek. |
02-12-2012, 01:35 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
Beklemek yerine çekleri zayi eden kişi tarafından dava açılması uygun olmaz mı hamil sıfatıyla? Örneğin muhasebe çalışanınız çekleri kaybetti, onun dava açıp şirket çekinin hamili iken kaybettim iptalini talep ederim şeklinde bir çözüm düşünülebilir mi? |
03-12-2012, 16:09 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Çekin "keşideci" tarafından kaybedildiği soruda açıkça sorulmaktadır. O nedenle "hamil", konu ve etik dışıdır. |
03-12-2012, 16:35 | #23 |
|
Bir arkadaşım vardı Keşidecisi olduğu çekleri kaybetmiş kimseye vermeden daha elindeyken, sonra başka bi arkadaşını hamil gibi gösterip iptal davası açtırmış iptal kararı almış falan oluyor böyle şeyler yapıyorlar...
Ama ben hiç tasvip etmiyorum zaten bu arkadaşı sonra kaçırdılar midye istediler serbest bırakma şartı olarak...Çok midye hemde! Sonra noldu bilmiyorum yaşamıyor sanırım bu arkadaş, kimdi falan hiç hatırlamıyorum iyi adamdı, konu neydi unuttum ama oluyor böyle arada. İyi günler.Saygılar |
04-12-2012, 01:18 | #24 | |||||||||||||||||||||||
|
Soruda ben o kısmı atlamışım sanırım, yoksa hukuku dolanmak suretiyle etik dışı uygulamalara karşıyım. Saygılarımla |
25-06-2013, 16:59 | #25 |
|
Müvekkil bir firma ile anlaşma yapıyor ve malları almadan üzerinde tacir yazan çekleri karşı tarafın firmasına yazarak keşide diyor. Arada bir de sözleşme bulunmaktadır. Karşı taraf malları getirmiyor. Sözleşmeye aykırılık nedeni ile çeklerin ödemesini durdurabilir miyim veya iptal ettirebilir miyim. Çekler 3. kişilere ciro edilmişse ne yapabiliriz.
|
25-06-2013, 17:09 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
|
25-06-2013, 17:43 | #27 |
|
3. kişiye ciro yoksa menfi tespit davası açabilirim herhalde
Birde ciro edilmişse biz yine menfi tespit davası açsak mahkemeden tedbir kararı alabilir miyiz. Teminatlı teminatsız. En azından süreci uzatmak için. Ne yapılabilir. Şimdiden teşekkürler. |
25-06-2013, 18:02 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
3.kişiye ciro yoksa, tabii ki menfi tespit davası açıp,tedbir kararı(Muhtemelen teminatlı) alabilirsiniz. |
26-06-2013, 12:46 | #29 |
|
görevli mahkeme
yargı yeri belirlenmesi için gönderilen dosyada sulh hukuk mahkemeleri görevli sayılmıştır.Yargıtay 17.hukuk dairesi 2013/2014 E.5759K.
|
12-09-2013, 11:01 | #30 |
|
Derlemeniz çok faydalı olmuş teşekkürler ben de bloke konulan parayı ödemeyen bankaya takip ya da dava açmayı düşünüyorum. Zira boş çek koçanlarının kaybolduğuna dair elimde kesinleşmiş ilam olmasına rağmen ödememekte direniyorlar.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
CMK avukatlığı hakkında deneyimler/dikkat edilmesi gerekenler/tavsiyeler | GECE | Hukuk Sohbetleri | 69 | 09-01-2017 14:52 |
çek bedeli ve imha edilen çekler ; zamanaşımına uğramış çekler için bankaca talep edilen çekler | av.şükran topak | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-05-2012 13:25 |
Ödemeden men talimatı verilen çekler hakkında da karşılıksız çek suçu oluşabilir! | Av. Teknail Özderyol | Hukuk Sohbetleri | 2 | 19-09-2007 12:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |