|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
14-11-2009, 12:33 | #1 |
|
Adli Tıp imzayı mı, yoksa bütün olarak belgeyi mi değerlendirir?
Kamuyonun sıcak gündeminde ki bir hukuki süreçten hareketle:
Bir belgenin gerçekliği salt imza incelemesine mi bağlıdır? Belgede ki sair unsurlar -örneğin kimyasal ve fiziki yönden tahribat ve düzenlemeye uğrayıp uğramadığı- Bilirkişi tarafından resenmi incelenir,yoksa bunun için hakim/savcı ayrıca istemde mi bulunur? Saygılar; |
14-11-2009, 19:04 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Vurgulamak istediğiniz 2 başlık var, sanırım. 1- Belge gerçektir(Tahrif edilmemiştir). Ama imza sahibi gibi görünen kişi, imzasını inkar etmektedir. 2- Belge tahrifata uğramıştır. İmza sahibi olarak görünen kişi, imzasını inkar etmektedir. Olayı somutlaştıralım. Bir çek icra takibine konu edilmiş olsun. 1- Çek banka tarafından basılmış üzerinde kambiyo vasfı için gerekli tüm unsurları bulunan bir çek olsun. Ama imza sahibi, "İmza bana ait değildir" derse; mahkeme Adli Tıptan sadece "imzanın borçluya ait olup olmadığının incelenmesini" ister. 2- Yine banka tarafından basılmış çek, yine unsurları tam olarak icra takibine konu edilmiş olsun. Borçlu bu defa "imza inkarı" ile birlikte "çekte tahrifat yapıldığını" üzerinde yazan rakamın "onbin TL" iken "yüzonbin TL" haline getirildiğini iddia ederse hem çekte tahrifat yapılıp yapılmadığı; hem de imzanın borçluya ait olup olmadığı araştırılır. YOKSA; 3- Herhangi bir matbaada bastırılan bir sahte çekin, icra takibine konu edilmesinden sonra, borçlu hem "imzanın kendisine ait olmadığını" hem de "çekin sahte olduğunu" iddia ederse ne olacaktır? Bunu mu tartışıyoruz. Çek sahte ise, imza borçluya ait olsa bile borçlu borçtan sorumlu olmaz. Sahteciliği kendisi yaptıysa hakkında ceza davası açılır. İmza da kendisine ait değilse, hiçbir şeyden sorumlu olmaz. Sahte çeki tanzim edip, ortaya süreni bulmak da adliyenin görevidir. Özetle her örnekte, bilirkişi kendisinden istenilenle bağlıdır. Sizin olayınızda borçlu kim? |
14-11-2009, 23:02 | #3 |
|
Sayın Ergin;
Tarafıma ait bir olay söz konusu değildir.Kamuoyu gündeminde olan ıslak imza tartışması ile ilgili bir inceliğe, dolayısıyla bunun ticaret ve borçlar hukukunda ortaya çıkarabileceği sorunlara takıldım. Bahse konu belgede sadece imzanın el ürünü olup olmadığının irdelendiği, düz çizgi,paraf gibi unsurların irdelenmediği söyleniyor. Borçlar hukukndan örnekleyecek olursak;
Borçlu imza inkarı ile birlikte böyle bir belge düzenlemediğini, nasıl düzenlendiği konusunda da fikir sahibi olmadığını ileri sürsün. İmzalı boş bir kağıdın dolduruması,veya imza dışında ki unsurların kimyasalla yok edilip yeniden doldurulmuş olması gibi ihtimaller resen dikkate alınırmı? Birde boş imzalı kağıdın doldurulmuş olmasının ispatı mümkünmüdür? Saygılarımla; |
15-11-2009, 19:24 | #4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Olayın sizin kişisel sorununuz olmadığını tahmin ediyordum, zaten(Olsaydı, yayınlanmazdı). Ben katılımcılar olacaksa, siyasete girmeden çek üzerinden fikir verebilsinler, diye o örneği verdim.
Borçlar-Ticaret Hukuku ile ima yoluyla kastettiğiniz olayı bağdaştırmak mümkün değil tabi...Yine çek örneğine dönersek, sonradan doldurulsa bile, rıza dışında doldurulduğunu imza sahibi kanıtlamalıdır. |
15-11-2009, 22:00 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Hakimlik veya Savcılık inceleme talebi
Bu güne kadar uzmanlık alanım olan Adli Grafoloji alanında binlerce dosya inceledim. Sorunuza kendi alanımdan ilgili olduğu için cevap vermeye çalışacağım. Mahkemeler ve savcılıklar tarafından Adli Tıp, Jandarma ve Polis Kriminal Laboratuarları ile özel bilirkişilere neden konu ile ilgili olarak uzmanlık bilgi ve görüşlerine başvurulduğu konularına hukuki açıdan girmeyeceğim. Hukuk alanındaki ilgililerce bu konu bilinmektedir. Benim ilave etmek istediğim şöyle bir şey olacak; Orijinal bir nüfus cüzdanından renkli fotokopi tekniği ile sahte bir nüfus cüzdanı üretildikten sonra bu sahte belgenin üzerinde de fotoğraf, doğum tarihi, vb. değişikler yapıldığını farz edelim. Yetkililer bu sahte belgenin orijinal olup olmadığını anlayamamışsa ve doğum tarihinde değişiklik yapılıp yapılmadığı yada fotoğraf değişikliği yapılıp yapılmadığını sorduğunda bilirkişiler ne yapmalı? "Evet fotoğraf değişikliği yapılmıştır" demesi bununda Aldatma (İğfal ve İkna) kabiliyetine haiz olup olmadığı hususuna değinmesi yanlış olmayacakmıdır. Yani Tevdi eden ilgili makam tarafından bu belgenin sahte bile olup olmadığının tespiti zaten mümkün değildir ki zaman zamanda şüphelilerin yanıltıcı ifadelerinden dolayı bilirkişilerin uzmanlık alanlarından tespit yada görüş almaya çalışılır. Böyle bir durumda Bilirkişi öncelikle doküman külli sahte olduğunu belirtmek zorundadır. Mahkeme bu konuya değinmemiş olabilir. Ama bilirkişi bu belgenin önce sahte üretildiğini ifade ettikten sonra belgenin aslı varsa aslınıda temel esas alarak belgenin aslı yoksada diğer değişiklik yapılmış bölümleri de tespit ederek bunu raporuna yansıtır. Aldatma Kabiliyeti de sorulmuşsa cevap verilir aksi halde herhangi bir beyanda bulunmaz. Saygılarımla. |
16-11-2009, 12:35 | #6 |
|
Bu ıslak imza tartışmalarıyla ilgi yeniden gündeme gelen bilirkişilik kurumunun doğru ele alınması ve sınırlarının keskin çizilmesini diliyorum.
Gidişatı doğru takip ediyorsam Ceza davaları yönünden sadece ıslak imza değil parmak izi gibi bir kavram da tartışmaya girdi. |
18-11-2009, 12:12 | #7 |
|
hukukun dili
Arkadaşlar olaya her belge gibi sahtelik iddiası üzerinden bakmak gereklidir. bir hukukçunun bakışı da bu olmalıdır. şimdi ortada bir belge var ve ilgilisi bunun sahte olduğunu ve imzanın da kendisine ait olmadığını söylüyorsa bu imzayı inkar olarak değerlendirilip ilk başta imza incelemesi yapılır. imzanın sahte olduğu bilirkişiler tarafından ispatlanırsa artık içeriğe girmeye hiç gerek yoktur. imza ilgilisine ait çıkarsa bundan sonraki süreç içeriğin doğru olup olmadığıdır. bu saatten sonra ilgili ceza davalarında her türlü delille içeriğin sahteliğini ispatlamalıdır. hukuk davalarında bilindiği gibi yine yazılı belge ile sahtelik ispatlanabiliyor. imza ilgilisine ait çıkmış bir belgede ikinci aşama bu olmalıdır. yoksa bilirkişilik kurumu yıpranmıştır söylevleri tutarlı değildir. bu halde hiçbir şekilde kimse imzasını kabul etmezdi. hukuk karmakarışık olurdu. lütfen duygularla değil hukuk diliyle konuşalım ve yazışalım...teşekkürler
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Büro mu açayım yoksa bir Avukatın yanında maaşlı olarak mı çalışayım? | oguzhand0 | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 32 | 27-12-2013 16:37 |
Hastane Kayıtlarında Adli Vaka Olarak Yer Alma | konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 3 | 25-08-2009 16:24 |
İddiamı Değerlendirir Misiniz? | mutlakadalet | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 30-04-2007 17:36 |
Bir Koruma Tedbiri Olarak Adli Kontrol | Seyda | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 01-04-2007 16:47 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |