28-03-2002, 11:01 | #1 |
|
Ceza Hukuku
Merhaba,ben bir doktorum.Yaklaşık 4 sene önce kurumumda çalışan arkadaşlara sevk kağıdı çıkarmaları üzerine eczaneden aldıkları ve bir kısmıda benim muayenm sonucu verilmiştir ilaçları yazdım.Beraber çalıştığımız başka bir doktor arkadaş husumeti olan bir personele yönelik olmak üzere(okişi de ilaç yazdırmıştı)kurumdaki tüm doktorlar ve husumeti olan idare memuru nu şikayet etmiş.Bunun sonucu müfettiş soruşturması geçirdik.Buarad benim tayinim başka yere çıkmıştı ve gitmeden önce ilaç yazdığım kişiler ile konuştum ve durum degerlendirmesi yaptık,bu işin amacının intikam olduğu kararına vardık.Çünkü esas suçalma bu reçetler karşılığı idare memurunun bir eczaneden para aldığı yönündeydi ama hiç kanıt ve gerçeklik tarafı yoktu.Soruşturma sırasında diğer kişiler şikayetçi doktor osırada kurum amiri olduğu için bizim olaydan haberimiz yok ifadesini vermiş ve iş idare memuru ile benim üzerime kaldı.Ama müfettiş soruşturmasında da para konusunda delil olmadığı ve bu işn sabit olmadığı sonucu yazılı idi.Sonuçta ikimizde evrakta sahtecilikten 339md.den yargılansın kararı ile dosya ilçe idare kuruluna gitti,idare memuru 339dan agır cezada,ben ise 240md.den asliye cezada yargılanma kararı çıktı.Duruşmalarımız yakın tarihlerde başladı.Ben yargılanırken dosyam ilgisi nedeni ile agır cezaya birleştirilsin diye gönderildi ama agır ceza kabuletmedi.Sonuçta 240md.den 6 ay hapis,indirimle 5 aya düştü,1milyonküsür agır para cezası ve 5 ay meslekten men aldım.Ben bu kararı temyiz ettim,yargılandığım mahkeme savcının benimle ilgili aykırı görüşü olmadan bunu yargıtaya gönderdi.Yargıtay temyiz istemimi kabul etti.Ama!yargıtay savcısı ceza verilirken adli cezada gerekli indirim yapıldığı,feri cezada ise gerekli indirim yapılmadığı ve mağdur edildiğim görüşünü bildirmiş.Yargıtay dairesi ise,temyiz dilekçem de yazan diğer hususların incelenmeden,davanın bir ucunun agır cezada devam ederken neden beraber görülmedi diye görüş bildirerek bozmu.Şu anda asliye ceza mahkemesi,dosyamın agır cezada devan eden dosya ile birleştirilmesi kararı ile dosyayı agır cezaya gönderdi.Agır cezada benim için nasıl bir sonuç çıkabilir,ben sadece ilaçları yazmakla suçlanıyorum,ve hasta görmeden ilaç yazdım diye evrakta sahtecilikle suçlanıyorum.Önceden asliye cezada aldığım cezanın daha agırı bir ceza alırmıyım?Saygılarımla
|
02-04-2002, 14:15 | #2 |
|
Davanız bayağı karışık, çözümü çok miktarda şahit göstererek idaayı red etmeniz. Bence parayı düşünmeyin sağlam bir ceza avukatı ile görüşün.
|
02-04-2002, 14:31 | #3 |
|
Bir ceza davası
Olay :
Bir ilçede bir doktor, çalıştığı “kamu” kurumdaki bir grup personele -bir kısmını muayene etmeden- reçete yazıyor. Aynı kurumda çalışan bir başka doktor da, bu durumu tespit edip, reçete yazanı, öteki tüm doktorları ve idare memurunu şikayet ediyor. Şikayetin Konusu : İdare memurunun reçeteler karşılığında eczaneden para alması ve. bazı doktorların, muayene etmeden reçete yazmaları, karşılığında eczaneden para almaları Mevzuat : Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri, yasada gösterilen yetkili mercilerin izin vermelerine bağlıdır (Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun - 4483 s. m. 1 - Kabul Tarihi: 2.12.1999, Resmi Gazete: 04.12.99, Sayı: 23896 –Asıl- ). Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler (4483 s. Y.m. 4). Soruşturma izni yetkisi, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam (yokluğunda vekili) tarafından bizzat kullanılır (4483 s. Y.m. 3). Süreç (1): Savcılığın “soruşturma izni “ talebi üzerine, İdarî Soruşturma açılıyor. Müfettiş, raporunda; “iddianın sabit olmadığı, delil bulunmadığı” belirtiliyor. Kaymakamın “soruşturma” izni vermesi üzerine, savcılık, idare memuru aleyhinde “evrakta sahtecilik” iddiasıyla TCK. 339. uyarınca Ağır Cezada ve doktor aleyhinde “hasta muayene etmeden ilaç yazmak, evrakta sahtecilik – görevi kötüye kullanmak” iddialarıyla TCK. 240. uyarınca Asliye Ceza Mahkemesinde “kamu davası” açıyor. Mevzuat : TCK.’nın ilgili maddeleri : Memuriyet ve mevki nüfuzunu suistimal edenler ve memuriyet vazifelerini yapmayanlara ait cezalar Madde 240 - (Değişik: 12/6/1979-2248/19 md.) Yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa olsun görevini kötüye kullanan memur derecesine göre bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur. Cezayı hafifletici nedenlerin bulunması halinde altı aydan bir yıla kadar hapis ve her iki halde ...... liradan ........ liraya kadar ağır para cezasiyle cezalandırılır. Ayrıca memuriyetten süreli veya temelli olarak yoksun kılınır. Evrakta sahtekarlık Madde 339 - Bir memur memuriyetini icrada tamamen veya kısmen sahte bir varaka tanzim eder veya hakiki bir varakayı tağyir ve tahrif eyler ve bundan dolayı umumi ve hususi bir mazarrat tevellüt edebilirse üç seneden on seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur. Eğer işbu varaka sahteliği ispat edilmedikçe muteber olan evrak kabilinden ise ağır hapis cezası beş seneden on iki seneye kadar verilir. Evrakın musaddak suretleri kanunen zayi olan asılları makamına kaim olmak lazım geldiği takdirde mezkur suretler hakkında asılları gibi muamele olunur. Süreç (2): Doktor aleyhindeki davanın yargılaması sırasında dosya, mahkemesince ilgisi nedeniyle birleştirme talebiyle (CMUK.m.2, 3) Ağır Ceza Mahkemesine gönderiliyor fakat mahkeme talebi ret ve dosyayı iade ediyor (CMUK.m.4). Hüküm : Sanık doktor hakkında TCK. m. 240 uygulanarak 6 ay >>>5 ay hapis, 1 milyon kusur ağır para cezası ve 5 ay meslekten men cezalarına hükmediliyor. Süreç (3): Temyiz Sanık doktor, kararı temyiz ediyor. Yargıtay C. Başsavcılığı “ ceza verilirken aslî cezada gerekli indirim yapıldığı, feri cezada ise gerekli indirim yapılmadığı ve sanığın mağdur edildiği” görüşü ile hükmün bozulmasını talep ediyor. Yargıtay Ceza Dairesi ise hükmü; “davanın bir ucu ağır cezada devam ederken, neden beraber görülmedi” gerekçesiyle "usulden" bozuyor. Süreç (4): Bozmadan sonra : Asliye ceza mahkemesi, bozma gerekçesine uyarak, dosyanın ağır cezada devam eden dosya ile birleştirilmesi kararı ile, dosyayı Ağır Ceza Mahkemesine gönderiyor. Katılımcı doktorun yönelttiği sorular : 1. Sanık doktor hakkında, önceden Asliye Cezada verilen cezadan daha ağır bir cezaya hükmedilebilir mi? 2. Ağır cezada sanık doktor hakkında nasıl bir hüküm verilebilir ? |
12-04-2002, 08:36 | #4 |
|
Sn.doctor,
Öncelikle dosyanız ilk olarak Asliye Ceza Mahkemesi'nden,Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğinde Ağır Ceza Mahkemesi incelemeye konu suç türünün Ağır Cezalık suçlardan olmadığını düşündüğü için görevsizlik kararı vererek dosyanın tekrar Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar vermiştir.Oysa üst mahkemede yargılanma sanığın lehine olduğu için yargılamaya Ağır Ceza Mahkemesi'nde de devam edilebilirdi. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görevsizlik kararı vermesi,size isnat olunan suçun TCK.339.madde kapsamında düşünmediğini de göstermektedir.Bu nedenle uygulama açısından genel kapsamda düşünüldüğünde hüküm verse bile yine aynı TCK.240.md.den hüküm kurulacaktır. Bunlardan başka "aleyhe bozma,hüküm yasağı " nedeniyle aleyhinizde bir temyiz yok ise, sonuçta daha ağır bir ceza oluşmaz. Ayrıca olayı anlatırken "bundan 4 yıl kadar önce " diye başlamışsınız. 23.Nisan.1999 tarihine kadar işlenen bir kısım suçlar 4616 sayılı yasa ile erteleme,davanın kesin hükme bağlanmasının ertelenmesi kapsamına alınmıştır.Bu kanunda daha sonradan yapılan düzenleme ile görevi kötüye kullanma suçu da bu kapsama dahil edildi. Suç vasfı 240 olarak kabul edilirse verilecek ceza 647 sayılı yasanın 4 ve 6.maddeleri gereği paraya çevirme ve erteleme kapsamına da girmektedir. Durumunuz genel olarak bu çerçevededir.Ancak,mesleğinizde hastalığın teşihisi için nasıl tahlil,v.s gerekiyor ise bizde de tahlil dosyadır.Ancak dosyanın bir avukat tarafından incelenerek bilgi edinilmesi daha sağlıklı bir sonuç için şarttır. Selam ve saygılarımla.. Av.M.Aydın Bilen |
14-04-2002, 21:28 | #5 |
|
ceza usulunde temel amaç maddi gerçeğin araştırılması ve adil olanın maddi gerçek olduğu prensibi değilmiydi?Eğer böyle ise aleyhe bozma yasağı ve kazanılmış usulü hak kurumunun ceza davalarında işlememesi gerekir .Fahiş bir hata yapıyor da olabilirim -ceza usul kitabı da yok yanımda-eğer öyleyse lütfen düzeltin
|
15-04-2002, 12:44 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Ceza Hukuku kitabınıza bence bir göz atın.. Selam ve saygılarımla.. |
15-04-2002, 12:45 | #7 |
|
Sayın jus,
İsabetle belirttiğiniz üzere Ceza Hukuku'nun temel amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır.Değindiniz husus bilimsel bir araştırma konusudur.Oysa ben bilimsel bir tartışma değil,herekese açık olan bir yerde, soruyu yönelten Sn.doctor isimli üyeye yardımcı olabilmek maksadıyla ve pratik bir amaçla cevap verdim. Öncelikle, bizler kanunların uygulayıcısıyız ve yöneltilen kısımda uygulmaya yönelik cevaplar vardır.Bu hususu dikkatnize arz etmek isterim. CMUK.326/son:Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine C.Savcısı veya 291.maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm,evvelki hükümle tayin edilen cezadan daha ağır olamaz. hükmünü içermekte ve böylece Aleyhe Bozma Yasağını bir kural olarak kabul etmektedir. Sn.Jus, Aleyhe bozma yasağını doğal bir hak olarak görmek gerektiği düşüncesindeyim.Bu nedenle sizin de belirttiğiniz; üzere teknik ve bilimsel olarak tartışılabilecek bu mevzuuda benim bulunduğum düşünceye göre fahiş bir hata yapıyorsunuz.Arzettiğim gibi,bu aleyhe bozma yasağını sanığın doğal bir hakkı olarak görmemden dolayıdır. Bunu sanığın bir hakkı olarak görmez isek her sanık aldığı cezaya razı olacak ve mahkemece verilen kararı temyiz etme yoluna gitmeyecektir.Böylece haklı olan sanık da hakkını arayamayacak ve MADDİ GERÇEK BU DURUMDA DA ORTAYA ÇIKAMAYACAKTIR. Tabii ki ilmi,ahlaki ve sosyal açılardan değindiniz bu husus tartışılabilir ve yüzyıllarca da tartışılmıştır.Hukuktaki hak ve nesafet gibi kurallar da hukukun katılığını önlemek için oluşan kavramlardır.Son olarak"Summa ius,summun in iura" (Kanunun,tam olarak uygulanması kanunsuzluğu,hukuksuzluğu doğurur.)Çiçero. Sayın Ebulula Mardini'nin "Her kuralın bir istisnası,her istisnanın bir müstesnası mevcuttur." sözleri kuralların katılığını gidermek gerektiğine işaret etmektedir. Selam ve saygılarımla.. Av.M.Aydın Bilen |
15-04-2002, 14:38 | #8 |
|
Kanuna bakmakla bile çözülebilecek bir konuda forumu işgal etmiş olmak benim için ne kadar üzücüyse de arkadaşların konuya ilgisini görmek ve ayrıca hukuk uygulayıcılarının yalnızca pozitif hukukla değil onun felsefesiyle de meşgul olduğunu görmek sevindirici.Ve yine haklı olarak belirtildiği gibi burası pratik meselelerin konuşulduğu ve ağdalı hukuk konularına girilmemesi gereken bir yer olarak kalmalıdır.
teşekkürler |
15-04-2002, 14:46 | #9 |
|
Sayın jus_,
Değindiniz hususlara iştirak ediyorum.Zira bu bölüm hukukçu olmayanlara da açıktır.Meselelere bilimsel ve teknik açıdan mesleki dayanışma bölümünde bakılması da ayrıca gerekir,düşüncesindeyim. Selam ve saygılarımla... Av.M.Aydın Bilen |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ceza hukuku TTK.711/3 uygulaması | avceker | Meslektaşların Soruları | 2 | 06-08-2007 10:13 |
ceza hukuku ve idare hukuku ilişkisi | taylan | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 10-08-2006 17:12 |
Ceza usul hukuku | denizcakmak83 | Hukuk Lisans Eğitimi | 3 | 06-05-2006 14:16 |
Milletlerarası Ceza Hukuku | glossator | Hukuk Sohbetleri | 0 | 23-04-2002 22:23 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |