|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
14-05-2009, 14:45 | #61 | |||||||||||||||||||||||
|
Suat bey, Bu yazınızı şaka olarak değerlendirmek istiyorum. Muaceliyet şartının ne olduğunu kendimce izah ettim. Sonra da belki "muacceliyet" nedir, o konuda da -mesala siz hala anlayamadığınızı söylüyorsunuz! ki öyle anlaşılıyor- birşeyler okumak isteyen olabilir düşüncesiyle o kararı ekledim ve niye eklediğimi de yazdım. Sizin hala konuyla ilgisiz bu yazınızda ısrar etmenize ise açıkçası anlam veremiyorum. |
14-05-2009, 15:08 | #62 | |||||||||||||||||||||||
|
Saim Bey, KHS'de Sayın Av.Armağan Konyalı, "Son karar tartışmayı balta gibi kesti" şeklinde mesaj yazınca, doğal olarak "anlamadığım bir şey mi var" diye kuşkulandım. O nedenle, kararı yayınlayan siz olduğunuz için size sordum. Açıklama için teşekkürler. |
14-05-2009, 15:11 | #63 | |||||||||||||||||||||||
|
Forum baltadan geçilmediği için sanıyorum karıştırdınız. Hemen yukarısında eklediğim 2 adet kararı kastetmiş olmalıdır. |
14-05-2009, 15:11 | #64 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Adli Tip, “Muacceliyet şartı” borcun vadesinden önce ödenmesi demektir. Somut olayda da kira parasının ödenme biçimidir.
Hakkaniyetle bağlantısı bulunmamaktadır. Kişilerin sözleşme yapma özgürlüğü Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmıştır. Ancak bir takım kısıtlamaları mevcuttur. B.K. ilgili maddesi şöyledir: MADDE 19 - Bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbestçe tâyin olunabilir. Kanunun kat'î surette emreylediği hukukî kaidelere veya kanuna muhalefet; ahlâka (âdaba) veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik haklara mugayir bulunmadıkça, iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir. Sözleşmelere konulan “muaceliyet şartı”nın B.K. 19 uncu maddeye aykırı olmadığına dair birçok Yargıtay kararı bıulunmaktadır. Dolayısıyla hakkaniyete aykırı bir durumdan söz edilemez. Muacceliyet şartından daha ağır bir şart için, “sözleşme özgürlüğünden” söz eden bir Yargıtay kararı aşağıdadır:
Yine 6570 Sayılı yasanın 9 uncu maddesi şöyledir:
Muacceliyet şartının 9 uncu maddeye aykırı olmadığına ve kira parasına dair olduğuna ilişkin de kararlar bulunmaktadır. Onlardan birisinden alıntı aşağıdadır:
Evet bakiye kira aylıkları kendiğilinden muaccel olur. B.K. 101 inci maddedeki ihtara gerek yoktur. B.K. 260 ıncı maddeye göre yapılacak ihtarat veya icra takibi ile kira aylıklarının tamamı istenilebilir. Aslında bu konu yıllar önce THS’de tartışılmış, aşağıdaki linke göz atarsan, “armağan” isimli üyemiz sorunu yanıtlamış… http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=227 |
14-05-2009, 15:23 | #65 | |||||||||||||||||||||||
|
Birinci karar için Sayın Adli Tip'in 54 no.lu mesajında yazdıklarına katılıyorum. Yerel mahkeme, tazminata ilişkin hükümleri "muacceliyet şartı" olarak kabul etmiş Yargıtay da gayet yerinde olarak kararı bozmuştur. İkinci karar ise, somut olaya tam olarak uymamaktadır. Somut olayda ısrarla söylediğim gibi, kiracı mecuru kullanmaktadır. Boşaltmamıştır. Dayanak yaptığınız kararda ise, kiracı mecuru boşalttıktan sonra yapılan bir takip bulunmaktadır. Yargıtay ise, "artık bu şarttan yararlanamazsın varsa zararın genel hükümlere göre dava etmelisin" demektedir. |
14-05-2009, 15:44 | #66 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Suat Bey, İkinci karar Sayın Adli Tip'in; 24 nolu mesajında "Akit feshedilip, boşaltılmış olsa da kalan ayların (kira müddeti hitamına kadar) kira bedelleri istenebilmelidir..." şeklinde dile getirdiği "tezine" karşı eklenmiştir. İlgili mesajı da şu şekildedir:
|
14-05-2009, 15:56 | #67 |
|
Az önce karara katılmadığımı da yazacaktım, yorulduğum için vazgeçmiştim. Bu mesajınızın üzerine yazmaya başladım, (worda kaydetmeden buraya yazıyordum) gelen telefon üzerine yanlış tuşa basınca o da gitti.
Karar "Özel" bir karar. Ama katılmak mümkün değil.Gerekirse daha sonra devam ederim. |
14-05-2009, 16:15 | #68 |
|
Sevgili Suat Abi,
Aydınlatıcı CEVAPLARINIZ için çok teşekkür ederim. Benim memleketim Adana'da kiralar 1 yıllık peşin alınır hep. Hiç böyle sorunlar da olmaz. O sebeple eskiden kalma bir bilgim de yok. Ancak şu genel bilgiye sahip(t)im. Bir borç doğar, muaccel olur, -vaktinde ödenmezse de- en son temerrüt gerçekleşir. Nasıl ki, muaccel olmamış bir borçtan dolayı temerrüt gerçekleşmezse, doğmamış bir borç da muaccel olamaz. Ancak Sevgili Saim Abi “Kavramları, sağa çekip sola çevirip sonuç çıkarmamız elastikiyet dışında hukukta işe yaramaz kanaatindeyim.” Diyince, bu bilgimden de şüphe ettim. Benim düşünceme göre, bir yıllık kira sözleşmesi yapıldığı anda, kiracının, tam bir yıl boyunca gayrimenkulü kullanma hakkı doğar. Keza kiralayanın da bir yıllık kira alacağı hakkı doğar. Ancak, sözleşme ile bu kira alacağının nasıl ödeneceği (vadesi) belirlenir ve alacağın hangi kısmının ne zaman muaccel olacağı kararlaştırılır. Bence, muacceliyet şartı da, zaten var olan bu alacak hakkının vadesini değiştiren bir sözleşme hükmüdür. Sözleşme devam ederken doğmuş hakların, fesihten sonra, geriye dönük ortadan kalkacağını söylemek, sizin de belirttiğiniz gibi, kiracıyı o dönem için fuzuli şagil addetmeyi de gerektirir. Şimdi kendi adıma şunu düşünüyorum: Benim kira sözleşmem bitmek üzere. Bu evde bir sene daha oturup oturmayacağıma karar vermek için çok az vaktimin kaldığını düşünerek sıkıntı yaşıyordum. Gelinen noktada anladım ki bu stresi çekmeme hiç gerek yok. Oturduğum sitede, bir daire 1 hafta bile boş durmadan kiraya verilebiliyor. Zaten ödediğim kira da rayicin altında. Oturduğum günün parası zaten boynumun borcu, oturmadığım gün için de 1 haftalık kira parasını veririz gerekirse. Otelde kalıyor gibi gidip geleyim evime. Yasal dayanaksız, Yargıtay desteği olmayan kişisel görüşlerimdir. Saygılarımla, |
14-05-2009, 21:20 | #69 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Adli Tip, Bu iki mesaj sana ait. Ben ilk mesajın üzerine, elastikiyetin işe yaramayacağını ifade ettim. Unutmamalıyız ki, muacceliyet şartı, henüz günü gelmediği için doğmamış borcu, şart gerçekleşince sanki doğmuşcasına talep etmeye imkan vermektedir. O borç, şarta bağlı bir borçtur ve şart gerçekleştiğinde gününden önce talep edilebilmektedir. Yani gününden önce doğma diye bir şey söz konusu değildir. Şart nedeniyle, -şartın gerçekleşmesi ile birlikte- gününden önce talep etmek imkan dahiline girmektedir. Oysa, kiracı henüz şart nedeniyle erken ödeyeceği kira bedelinin karşılığını almamıştır, günü geldiğinde karşı edimi, mecuru kullanmak suretiyle elde etmiş olacaktır. Benim o cümledeki muradım çok açık. Kavramları olabildiğince anlaşılabilir yazmamız lazım. Cümleleri soldan sağa, sağdan sola bulmaca gibi yazarsak, bazen farkında olmadan kendimizi de şaşırtabiliriz. Kaldı ki bu elastikiyet mevzuu sadece sana yönelik de değildi. Hepimize yönelik, genel bir ifadeydi. Netice itibariyle; Suat bey ile %99 aynı fikirdeyim. %1 farklılık ise şudur: Suat bey, kira akdi feshedilmeden muacceliyet şartı nedeniyle talep edilebilir hale gelen henüz oturulmamış aylara ait kira bedellerinin, tahliyeden sonraki kira müddetinin hitamına kadar her halukarda kiralayana ödenmesi gerekir düşünecsindedir. Ben ise; Kira akdi feshedilip de bu karar kesinleşirse akdin geçersiz olacağını ve kiralayanın fesih iradesinin sonucu tahliyeden sonraki aylar için muacceliyet şartı dairesinde kira bedelinin talep edilmemesi gerektiğini söylüyorum. Çünkü akdi fesheden ve tahliye isteyen kiralayandır. Akdin feshine kusuru ile kiracı sebep olmuşsa ki olduğu varsayılabilir, bunun sonucu olarak kiraya verene kadar gereken yeterli bir süre için "tazminat" talep edilmesi mümkündür ancak bu tazminat, muacceliyet şartının sonucu olarak değil, ayrı bir talep ile dile getirilebilir ve tazminat davacısı, davasını ve bu arada zararını ispatlamak zorundadır. Bunun dışında farklı bir düşüncemiz söz konusu bile değildir. |
15-05-2009, 01:02 | #70 | |||||||||||||||||||||||
|
Ancak kiralayan kiraya vermekte gecikirse ve iş bilirkişilere kalırsa 2 aylık kirayı gözden çıkarmalısınız. |
15-05-2009, 01:54 | #71 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bir önceki mesajınızda alıntı yaptığınız iki mesajımın arkasındayım. İkisi arasında bir çelişki de göremiyorum.
Saim Abiciğim, Uykusuzluktan mıdır, alkolün etkisi mi, yoksa aklım mı ermiyor bilmiyorum ama mesajınızın yukarıdaki kısmını gerçekten anlamadım. Cümleleri öğelerine ayıramayacağım ama paragrafı cümlelere böldüm, belki anlarım diye..
Vade gelmediyse borç da doğmaz, borcu doğuran olay, gününün gelmesidir mi demek istiyorsunuz? "şart" derken neyi kastediyorsunuz?
“Muacceliyet” borca ilişkin bir kavramken, “muacceliyet şartı” muhtemel alacağa ilişkin bir kavram mı?
"o borç" sanırım bakiye kiralar? "Şart", kiracının evde oturması mı, sözleşmeyi imzalaması mı, sözleşmeyle belirlenen ödeme günlerinde ödemelerin yapılmaması mı?
Yani "muacceliyet şartı" doğmamış borcu talep etmeyi sağlayan hukuki bir kavram mı? Zira bir şey ya gününde, ya gününden önce, ya da gününden sonra doğar. Bir de doğmaması ihtimali var. Ki doğmamışsa yoktur.
Bunu anladım galiba. Zira ben de bunu söylüyorum. Şart (bir kirayı gününde ödememek) gerçekleşmişse, -bakiye kiraları- (sözleşmeyle kararlaştırılmış) günlerinden önce talep etmek mümkündür. Sözleşmeyle belirlenen günden (vadeden) önce talep edilebilmesi, yeni ödeme gününden (vadeden) sonra da talep edilebilmesine engel değildir.
Karşı edimi, mecuru kullanmak suretiyle elde etmesini beklersek, borç zaten muaccel olur. “muacelliyet şartı” niye var ki? (Bu soruyu kaçıncı soruşum oldu acaba?)
Suat Bey ile ben de %99 aynı fikirdeyim. O halde matematik benle de %98 hemfikir olmanızı gerektirir. Ama onunla fikir ayrılığına düştüğünüz %1 ile benimle fikir ayrılığına düştüğünüz %1’in farklı %1’ler olması mümkündür.
Kiralayanın, kiracıdan muaccel bir alacağı vardır. Kiracı bu borcu her halükarda ödemek zorundadır. Bu kira sözleşmesinin varlığı ya da feshi sebebiyle kiracının bir zararının olması, ya da kiralayanın sebepsiz zenginleşmiş olması mümkündür. Ancak, kiracı bunları ispatlamadığı müddetçe kiralayandan bir alacağı olamaz. Muaccel olmamış ve hatta muhtemel bir alacak da takas ya da mahsup edilemez. Saygılarımla, |
15-05-2009, 02:18 | #72 | |||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Armağan Abi; "Önce kanuna bakmalı, sonra Yargıtay kararı aramalı" özdeyişinizi "en sonunda da bilirkişi raporlarına bakmalı" diye güncellediniz mi? Hukuki yorumlarından ve düşüncelerinden etkilendiğim, avukatlıklarından örnek aldığım, saydığım ve çok sevdiğim sizlerin düşüncelerine karşı düşüncelerimi yazarken fazla çekingen davranmam, benim genel mizacım sanılmasın. Kendi düşüncelerime kanundan ya da Yargıtay'dan destek bulamasam da, düşüncelerimin herhangi bir bilirkişinin düşüncesinden kıymetsiz olduğunu kolay kolay kabullenmem. Bu işi bilen bir bilirkişi, kiralayana kiraya vermekte kendi kusuruyla gecikmemesini önerir. Kusuru olmadan evini yeniden aynı paraya 10 ay boyunca kiraya veremeyen kiralayana ise inşallah siz rapor düzenlemezsiniz. Saygılarımla, |
15-05-2009, 17:54 | #73 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Bilirkişiler şimdiye kadar verdikleri raporlarda hep iki ayda kiraya verilebileceği yolunda görüş bildirdikleri için ben de size bunu aktardım. Bilirkişiler konusunda yazdıklarım başkaca bir anlam taşımamaktadır.
Önemli Not: Bilirkişilerin iki aylık kiralama süresi tanıdıkları kiralananlar sıradan konutlardır. Beş katlı işhanı veya sinema gibi büyük işyerlerinin kiralanması haliyle daha uzun süreye muhtaçtır. |
16-05-2009, 00:19 | #74 | |||||||||||||||||||||||
|
Hakim, "acaba bu sefer farklı bir görüş bildirecek mi?" diye merak ettiği için veriyor demek ki dosyayı bilirkişiye... Yoksa sizin bildiğiniz, benim öğrendiğim, "Gayrimenkul 2 ayda kesin kiraya verilir" bilgisine hakimin de sahip olması gerekir... Bu pazar sabahı, 3-5 boyoz, yanında iple dilimlenmiş yumurta yiyebilmek ümidiyle... Saygılar, |
08-03-2010, 17:14 | #75 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
IV - TAZMİNATIN TENKİSİ MADDE 44 -… |
15-04-2010, 11:34 | #76 | |||||||||||||||||||||||
|
Meslektaşların konuya ilşkin görüşlerini ve Yargıtay'ın bakışını paylaşmalarını merakla bekliyorum. |
15-04-2010, 12:18 | #77 | |||||||||||||||||||||||
|
Belirttiğiniz gibi İcra mahkemesinde "aktin feshi suretiyle tahliye kararı" verilip, bu karar kesinleştikten sonra akit hükümlerini yitirmiş bir akit olacaktır. Akdin hükümden düştüğü tarihten sonraki mecurun kullanımı akde dayalı olamayacağından, kuşkusuz haksız (fuzuli) işgal hükümleri dikkate alınacaktır. Bu itibarla ödenmesi gereken işgal tazminat bedelinin takdiri, son ödenen kira bedelinden az olamaz düşüncesindeyim. |
15-04-2010, 13:46 | #78 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ben ve Yargıtay Saim Bey'e katılıyoruz.
|
22-12-2011, 15:52 | #79 |
|
Sayın meslektaşlarım merhaba,
Bende tartışmaya geç olsada somut bir örnekle katılmak istedim. Kiracı aleyhine evvelce tahliye taahhüdü nedeniyle icra takibi yapılıp görülen dava neticesinde mecurun tahliyesine karar verilmiş, nihayetinde mecur tahliye edilmiştir. Tahliye davası ve tahliyeye kadar olan süreçte kiracı mecurda bulunmaya devam etmiş ancak anahtarı usulen teslim ettiği aydan önceki 3 ay kira bedelini ödememiştir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde, aylık kiranın gecikmesi durumunda muacceliyet şartı getirilmiş, kiracı 3 ay ödeme yapmayınca ara yerde muacceliyet nedeniyle 1 yıllık kira alacağı takip konusu yapılmıştır.(sözleşmede 1 yıllık kira alacağı muaccel olacak denmiştir) Dava sonucunda mahkeme, davalının, ödenmeyen 3 ay ile anahtar teslimini takip eden 3 ay(kiraya verilebilecek makul süre) olmak üzere toplam 6 aylık kira bedeli ödemesine karar vermiştir. Karar her iki tarafçada temyiz edilmiş ve Yargıtayca; "davacı, davalı kiracının yazılı tahliye tahhüdüne dayanarak icraen tahliyesini istediğine göre kira ilişkisini sürdürme iradesinin bulunmadığını ortaya koymuştur. Bu nedenle davalının tahliye tarihinden sonra makul süre kira bedeli ile sorumlu tutulması mümkün değildir. " gerekçesiyle bozulmuştur. Kanaatimce tahliye iradesiyle, muacceliyet şartı arasında böyle bir bağlantı kurulması yanlıştır. Zira "makul süre kavramı" kiracının mecuru kira sözleşmesinin sona ermesinden önce tahliye etmesi halindeki taleplerde kiralayanın yeniden kiraya verebileceği süreyi tespit etmek adına araştırılması gereken bir husustur. Olayımızda mecurun erken tahliyesi değil kira bedellerinin ödenmemesi söz konusudur.(Üstelik kiracı 3 ay boyunca kirasını ödemeyen ve kiralayanı sürekli uğraştıran bir vatandaş) Diğer taraftan sözleşmeye göre 1 yıllık kira bedeli muaccel olur denmiş iken kiracının yükünü hafifletmek adına makul süre kavramı ile zaten bu talep inidirilmiş oluyor. Birde tahliye iradesini araştırmaya gitmekle kiralayana karşı hakkaniyetsiz davranılıyor diye düşünüyorum. Eğer tahliye iradesi muacceliyet talebini engelliyorsa tahliye talep etmeyelim diye mi yorumlamalıyız. Halbuki Yargıtayın pek çok kararında muacceliyetle birlikte açılmış temerrüt nedeniyle tahliye davaları söz konusu iken muacceliyete de karar verilmesi gerekitiği yönünde. Bu nedenlerle dosyayı Yargıtay a tekrar gönderme niyetindeyim, Gelişmeleri burada paylaşırım. Elinde işime yarayabilecek Yargıtay Kararı vs bulunan varsa, ve ara yerde paylaşırsa çok memnun olurum Herkese iyi çalışamalar, Saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Sözleşme Olmadan Mecurda Oturan Akraba Tahliye Edilebilir Mi? | Av.bozkara | Meslektaşların Soruları | 13 | 09-10-2009 12:29 |
sözlü kira akdinde tahliye taahüdü geçerli midir? | Aybüke Kağan | Meslektaşların Soruları | 4 | 14-10-2008 16:22 |
iş sözleşmesinde işyeri değişikliğine ilişkin konulan önşart geçerli olur mu? | chveneburi | Meslektaşların Soruları | 16 | 26-11-2007 16:37 |
Vekile Tebliğ Hangi Durumlarda Geçerli Olur | stj.Ercan KILIÇ | Meslektaşların Soruları | 2 | 27-08-2007 17:41 |
yetkisiz yerdeki takip için yapılan borca itiraz yetkili, yerde de geçerli olur mu? | avukat_selcuk_bey | Meslektaşların Soruları | 2 | 13-07-2007 10:14 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |