Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 26-06-2008, 14:48   #1
eliferdogan

 
Varsayılan Hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Merhaba,
Bir elektrik hırsızlığı ve mühür fekki dosyasında sanık vekiliyim. Müvekkil 2003 yılı temmuz ayında konuta taşınmış, konuta taşınmadan 6 ay önce de söz konutun kullandığı sayaçta usulsüzlük yapılmış. Bu durum da uzman bilirkişi raporu ile tespit edildi. Ayrıca bilirkişi raporunda sanığın söz konusu usulsüzlüğü yapacak teknik bilgisinin olmadığı ve usulsüzlüğün dışarıdan tespitinin mümkün olmadığı, sayacın üçüncü kişilerin müdahalesine açık olduğu belirtildi. Sayaçtaki usulsüzlük ve mühür fekki ise 2007 yılında tespit edilerek müvekkile kaçak elektrik ve mühür fekkinden dava açılmıştır. Müvekkil konutta ikamet ederken elektrik faturaları düşük geldiği için bir elektrik ustası çağırarak sayacı kontrol ettirmiş fakat elektrik dağıtım şirketine başvurmamış. Mahkeme elektrik hırsızlığı ve mühür fekki suçlarından ceza vererek yargılama masrafları ve karşı vekalet ücretini de müvekkile yükledi. Daha sonra da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Ortada bir hüküm henüz mevcut olmadığı için temyiz edemedik. Sadece beraat verilmesi gerekirken hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin doğru olmadığını belirterek Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ettik.
Sormak istediğim şu; Ağır ceza mahkemesi itirazımızı reddederse başvurulabilecek herhangi bir yol var mıdır? Ortada açıklanmış bir hüküm yokken müvekkilden yargılama masrafları ve karşı vekalet ücretini tahsil edebilirler mi?
Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler
Old 26-06-2008, 16:14   #2
nephilis

 
Varsayılan

Ortada henüz tefhim edilmiş, kanunun deyimiyle 'açıklanmış' bir hüküm olmadığına göre, müvekkilinizin bu aşamada yargılama masrafları ve karşı vekalet ücreti ödeme yükümlülüğü olmadığını düşünüyorum.
Old 26-06-2008, 16:21   #3
coşkung

 
Varsayılan

değerli meslektaşlarım;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verdiğimiz de yargılama giderlerini sanığa yüklüyoruz.uygulama bu yönde gelişmekte.yargıtayın da geri çevirdiği dosyalarda masrafın sanıktan tahsiline ilişkin olacağı yönünde.
Old 26-06-2008, 22:16   #4
DeryaK

 
Mesaj

Sayın Meslektaşım.
Ağır Ceza Mahkemesinin itiraz üzerine verdiği karar kesindir.CMK.309.madde uyarınca yasa yararına bozma istemenizden başka bir kanun yolu yok.İtiraz incelemesinde,davanın esası incelenemez.

Ayrıca hükmün açıklanmasına karar verildiğinden,hükümdeki yargılama giderleri ile vekalet ücretinin sanıktan tahsil edilemeyeceğini düşünüyorum.Zira ceza mahkemesi ilâmları kesinleşmeden infaz olunmaz.Halbuki bu olayda,ortada kesinleşmiş ve infaz edilebilir bir mahkumiyet kararı bulunmuyor.

Başarılar dilerim.
Old 27-06-2008, 08:24   #5
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Ben aksi kanıdayım. Kanun koyucu da benim gibi düşünüyor:
CMK
Sanığın yükümlülüğü
MADDE 325.- (1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkum edilmesi halinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
(2) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
Alıntı:
Halbuki bu olayda,ortada kesinleşmiş ve infaz edilebilir bir mahkumiyet kararı bulunmuyor.
İtiraz süresi dolduğunda (veya itiraz edilip de itiraz reddedildiğinde) karar avukatlık ücreti açısından infaz edilebilir hale gelir kanısındayım.

Saygılarımla
Old 27-06-2008, 11:43   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Ayrıca mühür fekki suçunda hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verilmesi de mümkün değildir kanısındayım:

CMK 231/ 6-c bendinde Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir” hükmü yer almaktadır. Kamunun uğradığı zararın tamamen giderilmesi, hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verilebilmesinin ön koşuludur. Halbuki davanızda suç ile meydana gelen kamu zararı giderilmemiştir. Bu nedenle davanızda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez kanısındayım.

Her ne kadar zararın ölçülebilir ya da giderilebilir bir zarar olmadığı iddia edilebilir ise de, Türk Ceza Kanunu’nunda KAMU GÜVENİNE KARŞI SUÇLAR başlığı altında yer alan suçun kamunun zararına yol açtığı kesindir. Aksi halde eylem cezalandırılmaz idi. Ayrıca mühür fekki suçunda mühür işlemini yapan idare de zarar görmektedir ve davaya katılmaktadır. Zararın ölçülememesi ya da giderilememesi zararın yok sayılmasını gerektirmez kanısındayım.

Ancak uygulamada tersi olmakta ve ölçülemez ve giderilemez bir zarar bulunduğu takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmektedir.


Saygılarımla
Old 27-06-2008, 11:44   #7
-betül-

 
Varsayılan

merhaba burada tartışılan konuyla bağlantılı olmasa da CMK gereği katıldığımız davalarda mahkeme hükmün açıklanmasını geriye bırakma kararı verdiğinde mutlaka itiraz etmemiz gerekirmi bazen hakimler müdafi kararı temyiz etmediğnde şikayet yoluna gitmekteler...
Old 27-06-2008, 11:57   #8
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan betül
mutlaka itiraz etmemiz gerekirmi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı için sadece bu nedenle itiraz yolu açıktır. İtiraz yolu ile davanın esası hakkında inceleme yapılmaz.

Bu nedenle hükmün açıklanmasının ertelenmesine itiraz etmesi gereken taraf katılan'dır. Katılan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları bulunmadığından verilen ceza hükmünün açıklanmasını ve sanığın cezasını çekmesini isteyebilir.

Sanığın ağır ceza mahkemesine "beraat yerine hükmün açıklanması kararı verildiğinden" bahisle itiraz etmesi, davanın esasına girilemeyeceğinden, mümkün değildir. Ağır ceza mahkemesi sanığın beratine ya da cezalandırılmasına karar verilmesi hususunda görevli değildir.

Eğer ağır ceza mahkemesi hükmün açıklanmasının ertelenmesi kararını kaldırırsa verilen ceza mahkumiyeti (temyiz edildikten ve kesinleştikten sonra) çekilmek zorunda kalınır.

Özetle, sanık vekilinin itiraz yoluna gitmemesi gerekir kanısındayım.

Saygılarımla
Old 30-06-2008, 15:18   #9
eliferdogan

 
Varsayılan

Armağan Bey,
Henüz Ağır Cezadan itiraz ile ilgili bir karar gelmedi. Ama daha önce bu yola başvuran arkadaşlardan duyduğum şu; beraate karar verilmesi gerekirken hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden dolayı itiraz edildiğinde Ağır ceza mahkemesinin kararı temyiz ettiği ama hangi gerekçe ile nasıl yaptıklarını ben de anlayamadım.
Old 30-06-2008, 18:32   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan eliferdoğan
arkadaşlardan duyduğum
Sayın eliferdoğan

Ya siz arkadaşlarınızın görüşünü değiştiriniz ya da biz CMK'yı değiştirelim.

Saygılarımla
Old 30-06-2008, 18:34   #11
DeryaK

 
Karar

Sayın Meslektaşlarım.

İşte bir temyize gönderme örneği:

Sanığın mevcut deliller değerlendirilmek suretiyle beraatine karar verilmesi gerekirken,daha aleyhine olan CMK.231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde,itiraz hükmün vasfına yönelik olduğundan ve kanun yolunda yanılma sanığın haklarını ihlal edemeyeceğinden, itiraz dilekçesi temyiz dilekçesi olarak kabul edilmek suretiyle,temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay C.Başsavcılığı vasıtasıyla ilgili Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmesine,evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu ve oybirliğiyle karar verildi.../.../2008

Başkan Üye Üye Kâtip
Old 30-06-2008, 21:14   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Ağır Ceza Mahkemesi
itiraz hükmün vasfına yönelik olduğundan ve kanun yolunda yanılma sanığın haklarını ihlal edemeyeceğinden, itiraz dilekçesi temyiz dilekçesi olarak kabul edilmek suretiyle

Sayın eliferdoğan

Biz meğer CMK'yı çoktan değiştirmişiz. Arkadaşlarınızı kutlarım. Saygılarımı iletin lütfen.

Sayın Derya Konak

Sanığın temyiz hakkı yokken nasıl olur da ''kanun yolunda yanılma sanığın haklarını ihlal edemeyeceğinden'' gerekçesi ile dosya temyize gönderilebilir? Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı temyiz yolu yok. ''Var olmayan kanun yolunda'' yanılma da olmaz kanısındayım.

İtiraz dilekçesi nasıl oluyor da temyiz dilekçesine dönüşebiliyor? Temyiz yolu var da biz mi yanılıyoruz? Temyiz yolu var da biz mi gitmiyoruz? Hangi temyiz yolu ağır ceza mahkemesinden geçer?

Sanığın beraat etmesi gerektiğine hükmeden ağır ceza mahkemesi Yargıtay'ın yerine geçmiş olmuyor mu? ''Ama o zaman dosya zaten Yargıtay'a gidiyor'' denebilir ama ya tersi olur da ağır ceza mahkemesi sanığın beraat etmemesi gerektiğine hükmederse? O zaman dosya Yargıtay tarafından incelenmeyecek. Bir başka deyişle, hangi dosyaların temyiz edileceğine ağır ceza mahkemesi karar vermiş oluyor.

Halbuki ağır ceza mahkemesinin görevi sadece ''hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının bulunup bulunmadığına'' karar vermekle sınırlıdır. Sanığın beraat etmesi gerektiği hususu itiraz yoluyla değil, temyiz yoluyla incelenebilir. Kanun koyucu ise temyiz yolunu kapatmıştır. Kanun koyucunun kapattığı yolu ağır ceza mahkemesinin açamaması gerekir.

Özetle, usul kanununda yazmayan uygulamalar usulsüzdür kanısındayım.

Saygılarımla
Old 30-06-2008, 23:14   #13
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

( beraate karar verilmesi gerekirken hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden dolayı itiraz edildiğinde Ağır ceza mahkemesinin kararı temyiz ettiği ama hangi gerekçe ile nasıl yaptıklarını ben de anlayamadım.)

Zannedersem ceza hukuku ile hiç ilgilenmeyen meslektaşlarımızın yorum ve beyanları olmuş.İtiraz edildiğinde ağır ceza mahkemesi kararı nasıl temyiz eder.Ağır ceza mahkemesi her şey bir kenara taraf değildir ki temyiz etsin.yanlışlık burada .
İtirazı temyiz olarak algılayıp yargıtaya gönderdi falan dese anlarım ama bunu anlamam mümkün değil.
Bu arada HAGB kararını yargıtay yolu açık olmak üzere şeklinde veren kararlar gördüm.Bunujn yanlışlığı ya da doğruluğu ayrı bir konu.
Yine Temyiz yolunun kapalı olmasının yanlışlığı ve doğruluğu da ayrı bir tartışma.adil yargılanma hakkı çerçevesinde ,suçsuzluk karinesinin ihlali çerçevesinde vicahilik ilkesinin gerçekleşmeyeceği cezanın şahsi,leştirilmesine enegel olacağı gibi tartışmalarla eleştirilebilir ve temyiz yolunun bu nedenlerle açık olması gereği ya da açık olduğu savunulabilir ama ağır ceza mahkemesi hükmü temyiz etmez edemez.
Old 01-07-2008, 12:33   #14
eliferdogan

 
Varsayılan

Düşüncelerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler. Ceza Hukuku benim için çok yeni bir alan hele bir de yeni gelmiş bir düzenleme olunca işler iyice zorlaşıyor. Bir de beraat verilmesi gerekirken (ki suçun işlendiği zaman bilirkişi raporu ile tespit edilince müvekkilin işlememiş olduğu anlaşıldı)HAGB kararı verilmiş olması bu kararın temyiz edilememesi ve işlemediği bir suç nedeniyle müştekinin zararını gidermek zorunda kalan müvekkilin bir de yargılama masrafları ve karşı vekaleti ödemek zorunda kalması vicdanımı rahatsız ediyor açıkçası.
Old 01-07-2008, 19:10   #15
DeryaK

 
Karar

Alıntı:
Özetle, usul kanununda yazmayan uygulamalar usulsüzdür kanısındayım.


Sayın Konyalı.

Kural olarak 2.000,-YTL. (bu miktar dahil) adli para cezasına ilişkin hükümler kesindir.

Ancak Yargıtay suçun vasfına ilişkin olmak kaydıyla,temyiz incelemesi yapmaktadır.

Halbuki CMK.da veya CMUK.da bu şekilde, açık ve özel bir hüküm yoktur.

Keza,kural olarak beraat kararını sanık temyiz edemez.

Ancak Yargıtay gerekçeye yönelik olmak kaydıyla,temyiz incelemesi yapmaktadır.

Halbuki CMK.da veya CMUK.da bu şekilde özel ve açık bir hüküm bulunmamaktadır.

Yine başka bir örnek:Kural olarak Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararına itirazen Ağır Ceza Mahkemesinin,Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararını kaldırması şeklindeki (aslında kanun gereği kesin olan) bir kararı Yargıtay, "karşı görevsizlik kararı" olarak nitelendirmekte ve Ağır Ceza Mahkemesinin kararını bozabilmektedir.

Halbuki CMK.da bu şekilde açık ve özel bir kanun yolu yoktur.

Şu halde Yargıtay,aslında mevcut yasal düzenlemeye göre kesin nitelikte bulunan bir hükmü, hükmün vasfında veya esasındaki yanlışlığı düzeltebilmek ve böylelikle uygulamada birliği sağlayabilmek adına,kanunda açıkça yazılı olmayan özel kanun yollarını, içtihatlar vasıtasıyla kabul etmektedir.Bunun uygulamadaki yararı,haksızlıkları ve adli hataları önlemek ve toplum vicdanında adalete olan güvenin sarsılmamasını temin etmektir.

Saygı ile.
-------------------------------------------------------------------------
Hukukçu slogan ile değil gerekçe ile konuşur.
Old 02-07-2008, 12:38   #16
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
kanunda açıkça yazılı olmayan özel kanun yollarını, içtihatlar vasıtasıyla kabul etmektedir.
Kanun yararına bozma varken ''kanunda'' açıkça yazmayan özel ''kanun yolunun'' içtihatlar vasıtasıyla kabul edilmesi bence kabul edilemez bir usulsuzlüktür.

Kanunda yazmayan kanun yolu Türkçeye bile ters düşüyor.

Saygılarımla
Old 02-07-2008, 19:01   #17
DeryaK

 
Karar

Alıntı:
Kanun yararına bozma varken ''kanunda'' açıkça yazmayan özel ''kanun yolunun'' içtihatlar vasıtasıyla kabul edilmesi bence kabul edilemez bir usulsuzlüktür.


Sayın Konyalı.

Derdinizi marko paşaya çok pardon, Yargıtay'a anlatınız.

Saygı ile.
Old 03-07-2008, 16:51   #18
Av. Rahşan KÜPELİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Derya Konak
Sanığın mevcut deliller değerlendirilmek suretiyle beraatine karar verilmesi gerekirken,daha aleyhine olan CMK.231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi halinde,itiraz hükmün vasfına yönelik olduğundan ve kanun yolunda yanılma sanığın haklarını ihlal edemeyeceğinden, itiraz dilekçesi temyiz dilekçesi olarak kabul edilmek suretiyle,temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay C.Başsavcılığı vasıtasıyla ilgili Yargıtay Ceza Dairesine gönderilmesine,evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu ve oybirliğiyle karar verildi.../.../2008

Başkan Üye Üye Kâtip

Yargıtay bu dosya önüne geldiğinde; ortada açıklanmış bir mahkumiyet hükmü olmadığından temyiz istemini reddedecektir.

Kaldı ki; Bir Ağır Ceza Mahkemesinin yorumu ile tüm HAGB kararlarına; beraat kararı verilmesi gerekirdi deyip temyiz edilmemesi gerekir. Çünkü Bu kararlara karşı sadece HAGB yönünden itiraz edilebilir.
Mesela bugün dinlediğim bir davada yaklaşık 80 yaşlarında bir sanığa hakim HAGB kararı yanında sanığa kahvehanelere gitmeme ve Türk ve Dünya klasiklerinden 10 tane kitap okuma yükümlülüğü verdi. Zor duyan, zor gören, zor anlayan bu yaşlı sanık bence bu karara 'Ben 6 ay içinde 10 tane klasik nasıl okuyabilirim' diyerek itiraz edebilir. Çünkü okuyamazsa hüküm açıklanacak.

Hüküm açıklandığında ise zaten hüküm; beraat kararı verilmesi gerekirdi şeklinde temyiz edilebilir.

Saygılar
Old 03-07-2008, 19:48   #19
DeryaK

 
Karar

Alıntı:
Yargıtay bu dosya önüne geldiğinde; ortada açıklanmış bir mahkumiyet hükmü olmadığından temyiz istemini reddedecektir.


Sayın Aydın.

Ben de sizinle aynı görüşteyim.

Aslında burada en vahim hata kanun koyucudadır.

-Beraat etmesi gereken kişi mahkum olur ve hakkında HAGB. Kararı verilirse,

-80 yaşındaki ihtiyar sanığın kısa süreli hapis cezası,hergün 5 km. yürümek tedbirine çevrilirse,

-Bugün Yetkili Başkanlığını yaptığım Ağır Ceza Mahkemesine itirazen gelen bir dosyada olduğu gibi,sanığa 5 yıl süre ile oturduğu adresteki en yakın karakola gidip günde üç defa imza atma yükümlülüğü yüklenirse,

Ne olacak?

Hangi Adalet?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı aslında temyiz kanun yolu açık olmalıydı.

Yahut da bu tür hükümleri itirazen inceleyen üst dereceli mahkemenin,hükmün esasını da inceleyip düzeltebilme imkanı olmalıydı.

İyice düşünmeden yapılan her kanun ve verilen her karar,vatandaşlarımızı mağdur edecektir.

Bu yüzden alıntı yaptığınız karar, benim için sadece bir denemeydi.Gayem "Bakalım Yargıtay bu görüşe ne diyecek?" sorusuna yanıt bulmaktı.

Açıklamalarınız için çok teşekkürler.

Selam ve saygılarımla.
Old 04-07-2008, 23:16   #20
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Rahşan AYDIN
Yargıtay bu dosya önüne geldiğinde; ortada açıklanmış bir mahkumiyet hükmü olmadığından temyiz istemini reddedecektir.

Kaldı ki; Bir Ağır Ceza Mahkemesinin yorumu ile tüm HAGB kararlarına; beraat kararı verilmesi gerekirdi deyip temyiz edilmemesi gerekir. Çünkü Bu kararlara karşı sadece HAGB yönünden itiraz edilebilir.
Mesela bugün dinlediğim bir davada yaklaşık 80 yaşlarında bir sanığa hakim HAGB kararı yanında sanığa kahvehanelere gitmeme ve Türk ve Dünya klasiklerinden 10 tane kitap okuma yükümlülüğü verdi. Zor duyan, zor gören, zor anlayan bu yaşlı sanık bence bu karara 'Ben 6 ay içinde 10 tane klasik nasıl okuyabilirim' diyerek itiraz edebilir. Çünkü okuyamazsa hüküm açıklanacak.

Hüküm açıklandığında ise zaten hüküm; beraat kararı verilmesi gerekirdi şeklinde temyiz edilebilir.

Saygılar

Nitekim...

Daire:5.CD.
Tarih:2008
Esas No:2008/6315
Karar No:2008/4832
İlgili Maddeler:CMK 231
İlgili Kavramlar:AĞIR CEZANIN HAGB KARARINA İTİRAZ

Zorla ırza geçme suçundan sanık E. Ö. hakkında ..... Ağır Ceza Mahkemesinin 5395 sayılı Yasanın 23. maddesi uyarınca verdiği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itiraz üzerine .... Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 01.08.2007 gün ve 2007/424 Değişik İş Sayılı Hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5271 sayılı CMK. nun 231/12. maddesine göre itirazı kabil ve itiraz üzerine verilen kararın ise kanun yararına bozma yoluyla ortadan kaldırılmadığı müddetçe kesin ve bağlayıcı nitelikte bulunmasına göre incelenmeyen dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVİİNE, 21.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Alıntı: adalet.org (Engin ŞİMŞEK)

Bu nitelikte bir karara karşı temyiz yolunun kapalı olması inanılmaz bir hatadır ve maalesef Türkiye'nin AİHM'de bolca tazminat ödemesine sebep olması da kaçınılmazdır.

Mahkemeden beraat (aklanma) kararı almak uğruna yanlış olduğunu düşündüğü karara karşı her türlü etkili başvuru yolu sanığa tanınmak durumundadır.
Old 05-07-2008, 00:38   #21
DeryaK

 
Olumlu

Alıntı:
Bu nitelikte bir karara karşı temyiz yolunun kapalı olması inanılmaz bir hatadır ve maalesef Türkiye'nin AİHM'de bolca tazminat ödemesine sebep olması da kaçınılmazdır.

Mahkemeden beraat (aklanma) kararı almak uğruna yanlış olduğunu düşündüğü karara karşı her türlü etkili başvuru yolu sanığa tanınmak durumundadır.


Sayın Doğanel.

Katılıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince, "sanığa etkili bir kanun yolu tanınmadığı" gerekçesiyle günümüze kadar defalarca, binlerce £.(Euro) tazminat ödemeye mahkum edilmiştir.

Tebrikler ve teşekkürler.
Old 06-07-2008, 15:07   #22
üye14540

 
Varsayılan

HAGB halinde karar itiraza tabidir ve 5271 sayılı yasanıın 5560 sayılı yasa ile değişik 231/5 maddesine göre verilen hüküm sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağından müsadere ve yargılama gideri gibi hususlar infaz edilemez. Ancak HAGB durumunda deneme süresi içinde kasti bir suç işlenmesi ya da tedbirlere aykırı davranış halinde hüküm açıklanır ve kesinleşirse bu durumda infaz yapılır. Saygılarımla
Old 07-07-2008, 15:22   #23
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Dr. Fuat Şenoğlu
hüküm sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağından müsadere ve yargılama gideri gibi hususlar infaz edilemez.
Sayın Dr. Fuat Şenoğlu

Verilen cezanın sanık hakkında hüküm doğurmamasına karşın sanığın yargılama giderini yüklenmesi ve ödemesi aşağıda sunulan madde gereğidir:

CMK
Sanığın yükümlülüğü
MADDE 325.- (1) Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkum edilmesi halinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir.
(2) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
***

Ceza kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı arasında yargılama giderleri açısından fark olmamalı. Çünkü her iki halde de birinci fıkra hükmü uygulanır.

Eğer yargılama gideri infaz edilemeyecek olsaydı ikinci fıkraya sonradan yapılan değişiklikle ''Hükmün açıklanmasının geri bırakılması'' ibaresi eklenmezdi diye düşünüyorum. (2.fıkranın eski hali: ''cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.'' biçimindedir. )

Saygılarımla
Old 07-07-2008, 21:41   #24
DeryaK

 
Mesaj

Sayın Konyalı.

Sayın Şenoğlu'na katılıyorum.

Ortada infaz edilecek bir hüküm bulunmadıkça,hüküm fıkrasındaki harçlar,yargılama masrafları,vekalet ücreti ve müsadereye ilişkin hükümler infaz edilemez.

CMK.nun yazdığınız maddesi,hüküm fıkrasında gösterilmesi gerektiği yönündedir. (Bakınız :Madde gerekçesi.)

Selam ve saygılarımla.
Old 07-07-2008, 22:17   #25
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Yargılama giderleri, sanık tarafından ödenmeyecekse, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında dahi sanığa yükletilmesine ilişkin düzenlemeyi, hangi ihtiyaç ile açıklayabilirsiniz ?

Saygılarımla.
Old 07-07-2008, 22:23   #26
DeryaK

 
Mesaj

Sayın Yavuz.

Yanıt basit.

Hükümde verilecek cezayı yazıyorsunuz.

Ancak infaz edilmiyor.

Tıpkı bunun gibi.

Saygılarımla.
Old 07-07-2008, 22:34   #27
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Cevabınızda genel uygulamayı belirtiyorsunuz, ancak ben soruma yanıt alamadım.

Saygılarımla.
Old 07-07-2008, 22:45   #28
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Madde gerekçesinde benim düşünceme aykırı bir ifade bulunmamakta. Ben düşüncemde ısrar ediyorum.

Saygılarımla
Old 08-07-2008, 08:59   #29
Av.Turhan Demiroğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ö.Erol Yavuz
Yargılama giderleri, sanık tarafından ödenmeyecekse, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararında dahi sanığa yükletilmesine ilişkin düzenlemeyi, hangi ihtiyaç ile açıklayabilirsiniz ?
Sanık rahat durmaz ve hükmün açıklanması gerekebilir...
Bu durumda yargılama giderlerinin (hüküm her şekilde aleyhine olan) sanıkca karşılanması gerekecektir haliyle.
Tabiri caizse, yargılama giderine peşinen hükmolunuyor ve şartın gerçekleşmesi bekleniyor, sanırım.
Saygılarımla...
Old 08-07-2008, 11:41   #30
Aybüke Kağan

 
Varsayılan

sanık hakkında tehdit suçundan ceza verilmiş ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş.Sanık kararı temyiz etmemiş.Katılanın tirazı üzerine hükmün açıklanmasına karar verilirse sanık için tekrar temyiz hakkı doğar mı?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukatlık ücreti ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı Armağan Konyalı Meslektaşların Soruları 57 23-02-2021 10:02
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması-İtiraz philomelion Meslektaşların Soruları 15 25-03-2014 09:24
5560 S. yasa - Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Müessesi üye3578 Ceza Hukuku Çalışma Grubu 15 02-01-2012 13:46
CMK 231. md.(Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) av.mustafa.ozdemir Meslektaşların Soruları 8 12-12-2009 01:54
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İle İlgili Anayasaya Aykırılık Sorunu themis-1987 Hukuk Soruları 5 05-05-2008 21:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,17543411 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.