23-04-2007, 14:49 | #1 |
|
kelimeleri yan yana dizdim
Beklerken döküldü dudaklarımdan hayat
Sonu gelmez sancılardan bir buketti yıllar Kalemimin ucunda kar yorgunu yokuşlar Bıraksam okyanuslar istila edecek yüzümün çizgilerini Bıraksam kırlangıçlar dökülecek boş bakışlarıma... Her daim kanayan yanıyla karşılamıştır "yalnız"ı hayat... Kaçarcasına geçip giden yılların ardından hep bir parça düşkırıklığıdır avuçlarında kalan... Adressiz çığlıklarla karılmış bir ömrün uslanmaz senfonisi tırmalar durur yüreğini... onikiye beş kala kesilmiş bir biletle dünya turu yapmak ister yine de saatin tiktaklarına inat... bu yazımı edebi türlerden hiç biriyle nitelendirmiyorum. ne şiirdir ne de deneme(zaten belli oluyor) başı sonu belirsiz can sıkıntısı bohçamdan fışkıran kelimelerin tesadüf karşılaşmaları sadece... Hiçbir şey olma isteği belki de... |
01-05-2007, 15:05 | #2 |
|
Beş yaşında bırakılmış bir kız çocuğuyum ben.Avucumda saklı kalmış tüm haylazlıklarım.
Ellerimin uzanamadığı bayram şekerlerinin tadı yok dudaklarımda.Kanayan bir çocukluğun,hiç olmamış uçarılıklarının ölüm rengindeki acısını ,şeker diye sundu bana çünkü uygar dünyanın uygar insanları... Gözlerime bakmaktan kaçmanız niye...Bakın bakın işte orda ,taa içinde gözbebeklerimin,saklı duruyor yaşanmamış tüm çocukluklarım.Sokakların benim sesimle çınlamayan taşları,sevda mavisi göğünde mahallemin hiç uçuramadığım allı pullu uçurtmaların rengarenk kuyrukları...Gözlerime bakmaktan kaçmanız niye...Alışıldık çocuk sevincini resmedemiyorsam bakışlarımda,bunda benim suçum ne?Bakın bakın işte orda ta içinde gözbebeklerimin koca bir insanlığa yetecek kadar bir utanç saklı.Payınıza düşen utancı uzatıyorum yalnızca,avuçlarıma uzanmaktan kaçmanız niye...Hiç bir zaman dokunamadığım kırmızı kadife güllerin özlemiyle kavruluyorken ellerim bir sabah vakti usulca kırmızı bir gül açtı benim şakağımda.Yakışmış mı diye sormuyorum ,çiçekler çocuklara yakışmaz mı hiç... Kanayan düşlerimi bıraktım küçük kardeşime.Kapı eşiğinde sonlanan evcilik oyunumu bir de... Olmayan oyuncak sepetini düşünmedim hiç.Koyacak bir yer bulamazsa gözlerinde saklar tıpkı benim gibi... Gözlerim...Gözlerim tanığıdır tüm dondurulmuş çocuklukların....Gözlerim yargıcıdır tüm kaçanların...Gözlerime bakmatan kaçmanız niye... |
01-05-2007, 16:38 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben beğendim şiirinizi yaren mutlu kalın Fide ERKEN |
15-05-2007, 15:35 | #4 |
|
mısralarım çocukların oyun yeridir sevdalara kat mısralarımı kat ki çocuklaşsın sevdalar haylazlaşsın biraz... |
15-05-2007, 15:56 | #5 |
|
kolay kolay etkilemez beni öyle her yazı ya da şiir...Yazdılarına ne isim koyduğun önemli değil önemli olan bir damla yürek çırpıntısı hediye edelilmektir hiç tanımadığın ruhlara
|
28-05-2007, 10:12 | #6 |
|
Ölüm...
Dört harfli bir sözcüğün yürekte yarattığı tarifi imkansız deprem... Depremin enkazı altında kalan gülüşler,çocuk sevinçleri... Ölüm...Kapıya her çıkışımda, o iç ezici haberin alındığı an yürek dağlayıcı bir hıçkırıkla son bir kez inilirken o merdivenlerden kapı önünde umarsızca bırakılan bir çift beyaz terliğin gözlerimin ,yüreğimin içine bata bata zamanı durduran yansıması... Bir çift beyaz terlik oldu adı,şimdilerde ölümün.Boğazda düğümlenen sessizlik oldu.Gürültüye,gürültüden rahatsızlık duymaya,duyulan özlem oldu.Sükut altındır mı, demiş fi tarihinde birileri...Nasıl inanarım bundan sonra bu anlamsız harf topluluğuna... Birilerinin ışığı sönmüşken sonsuza dek,kendi evimin ışığını açmak üzere uzanan elin sahibi olmaktan duyulan utanç oldu ölümün adı. Yaşıyor olmanın ,o ,utanca batırıp batırıp çıkaran suçluluğu oldu. Birilerinin uğradığı yıkıma ve bu yıkımın enkazına bakıp haline şükredenlere duyulan iğrentinin yüreği tekrar tekrar işgalinin resmi oldu ölümün adı... ******* Bekle diyorum yine de...Güz yorgunu öyküler biriktiriyorum sana avuçlarımda.Bedeli ödenmemiş ve bağışlanmamış bir dakikalar yığını oluyor sofranda ömrüm...Bundandandır üstüme yağıp duran kırlangıç ölülerine benzemesi adının.Bütün benzerliklere düşman oluyorum bu yüzden...Kaf dağının ardına koşmuşken ben tüm kayıp bekleyişleri,her köşe başında yeniden vurulmuşluğumun resmi oluyor tüm gelmeyişlerin.. Kanayan bakışlarını ayırmıyorum kapımdan,kanadıkça bir yerlerim insanımdır çünkü... |
28-05-2007, 14:50 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Bende katılıyorum; yazılan kı hıs anlasılır, Onemı yoktur kafıyenın uyağın.. Anlatılmak ıstenen anlatıldıktan sonra bır ehemmıyetı yoktur gerı kalanların... Guzel bır calısma olmus ! Yüreğiizi sağlık... Umut dolu günler diler saygılar sunarım.. |
27-06-2007, 13:13 | #8 |
|
Ve gökyüzü rengini unutur
siyaha çalar bulutlar sen gidince tüm çizgilerinde yüzümün adın okunur, tüm tren istasyonlarında ıslak gidişin lime lime akşamlarıma dökülür... |
27-06-2007, 17:49 | #9 |
|
Ne Kimse İçin Hayatımı Zehir Ederim; Nede Kimse İçin Kayıtsız Kalırım...
Denge Mi Arıyorsunuz ? Denge Benim ! Herşeyde Bende Başladı Bende Biter ! |
02-07-2007, 13:44 | #10 |
|
kırılır içimde usulca bir dal
ağlamalarım durur kapında kimsesiz elinden tutan olmaz sevdalarımın... bir katre suyu esirger yangınımdan dost bildiklerim... bir katre ışığı gecelerimden... bir serçenin kanadına nakşederim adını adın yangınım olur her temmuz sabahı avuçlarımda saklı durur kır yorgunu saçların... saçlarında salancaklar kurulur çocukların oyun yeri olur saçların... bir türküye asılı kalır dudaklarım gözlerinden çağlayıp akan ışık selinde darmadağın olur tüm haykırışlarım. öylece geçer günler geçer aylar geçer yıllar ayrılık hanesine acı başına ondört yıl düşüyor bugün yarınımsa dipsiz kuyuların dibinde bir feryat figan. bir serçenin kanadına nakşederim adını adın yangınım olur her temmuz sabahı kırılan dalımı atıyorum gözlerindeki yangına yangının yangınım olur her temmuz akşamı.. bense bakışlarını dilerim tüm yaz yağmurlarından... her temmuz sabahı... |
02-07-2007, 13:53 | #11 |
|
En büyük acı bile 3 gün sürer....
İnsanoğlu işte.. |
12-07-2007, 14:07 | #12 |
|
yalınayak koşarken gecenin bir vakti
gözlerinin ak topraklarında buldum kendimi yaralıydım ve de korkunç sevdalı uzatırken avuçlarımı Dicle'nin bağırtısına yaralıydım söz geçiremiyordum kanıma çığlıklar saplanıp duruyordu her bir yanıma ve yokluğuna kesmişti tüm dakikalar... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hukuk, kelimeleri resmetme sanatıdır... | Av.Gülsüm Sezen | Kültür ve Sanat | 22 | 24-11-2008 00:27 |
Karşı Yana Belge Örneği Vermemek- Disiplin Suçu | Av.Ömer KAVİLİ | Hukuk Sohbetleri | 0 | 31-10-2005 00:36 |
Medeni Kanun Kadından Yana mı? | sumru | Hukuk Soruları Arşivi | 5 | 04-05-2002 02:33 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |