![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Yasal mirasçı lehine yapılan belirli mal bırakma şeklindeki vasiyetname söz konusu olduğunda, bu kişi hem vasiyet alacaklısı hem de yasal mirasçı olabilir mi?
|
![]() |
#2 |
|
![]() Olabilir fakat kendi payına düşen miktar ,diğer saklı mirasçıların saklı payını etkilerse bu durumda tenkis yapılır.Kısaca hem mirasçısı hem de vasiyet alacaklısı olmasında sakınca yoktur.
|
![]() |
#3 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
|
![]() |
#4 |
|
![]() olayda saklı paylı mirasçı bulunmuyor ve belirli mal bırakma söz konusu. Şimdi vasiyetname ile bırakılan malı alan mirasçı sonra dönüp bir de terekeden mal alabilecek mi yani :S
|
![]() |
#5 |
|
![]() Alabilir.Almaması için bi sebep göremiyorum.
|
![]() |
#6 |
|
![]() Vasiyet alacaklısının cüzi halef olduğunu sadece alacak hakkına yani vasiyet edilen şeyin kendisine teslim edilmesini talep etme hakkına sahip olduğunu biliyorum.
|
![]() |
#7 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
veraset ilâmında yer almıyorsa, yasal mirasçı niye olsun? Muayyen mal alacaklısı olur. |
![]() |
#8 |
|
![]() veraset ilamında yer alıyor..
Olayda yasal mirasçı olarak kalan kişilerin bir kısmı lehine belirli mal vasiyeti var.. Bu tür vasiyet alacaklılarını kanunumuz cüzi halef olarak nitelendirmiş, vergi borçlarından da sorumlu olmadıklarını belirtmiştir. Kaldı ki bırakılan malın verilmesi için diğer yasal mirasçılara karşı sadece alacak haklarının bulunduğunu onlara karşı dava açmaları gerektiğini belirtmiştir. Hal böyle olunca örneğin terekede bir taşınmaz 3 bin TL para ve 3 tane yasal mirasçı varsayımında şayet bu bir adet taşınmaz mirasçılardan birine vasiyet edilmişse, sonra dönüp de terekede kalan 1 bin lirayı da mı alacak hem de vergi borçlarından sorumlu olmadan... Bu yorum şekli kanundaki menfaat dengesine aykırı olmaz mı? Nitekim kanunumuz vasiyet alacaklılarından belirli mal alacaklısını değil sadece atanmış mirasçıların külli halef olabileceğini ve bu niteliğiyle de veraset ilamı talep edebileceğini belirtmektedir. Medeni kanunumuzda belirli mal alacaklıları cüzi haleftir dendikten sonra onların tekrardan terekeden miras payı alabilmelerinin hukuki gerekçesi nedir o halde ??? |
![]() |
#9 |
|
![]() Öncelikle herkese selamımı sunuyorum. Başlık aradığım konu ile ilgili olduğu için ayrıca bir konu açmak istemedim. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. Bu gün Yargıtay kararlarında yaptığım araştırmalarım neticesi, vasiyet içeriğinde çelişki olması halinde vasiyetin iptali yoluna gidilebileceğini gördüm. Vasiyetnamede " tarafıma isabet eden hak ve hisseler için ( ki bunlar... ili ... ilçesi ... köyü sınırları içindeki tüm taşınmazlarımdır ) yasal mirasçılığın yanı sıra kendisini mirasçı olarak atıyorum ve bu gayrimenkulleri kendisine vasiyet ediyorum.." ibaresi çelişki doğurur mu ? Taşınmazların yerinin belirtilmiş olmasının muayyen mal niteliğini oluşturduğunu var sayarsak yasal mirasçının vasiyet alacaklısı olması durumunu nasıl açıklarız ? Sayın Cumhur Okyay açıklık getirmiş ancak ben kendi lehime bir şeyler çıkarmak peşindeyim..
![]() |
![]() |
#10 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
1-Çelişki olması hâlinde, vasiyetnamenin derhal iptâli yoluna gidilmeyip, "favor testamenti" kuralı gereği vasiyetname yorumlanarak, vasiyetçinin son arzularına öncelik tanınır, bu mümkün olamıyorsa, o takdirde, iptâl yoluna gidilir. 2- Bence burada, muayyen mal vasiyeti de yoktur. Muris, yasal mirasçısına, ezcümle, çocuğuna veya karısına, hem anılan mirasçının yasal miras hakkını almasını ve hem de belli yerdeki ada parsel numaralarını da zikrederek tüm taşınmazlarını vasiyetname gereği olarak almasını istemektedir. 3- Aslı ile mutabakatını gösteren elinizdeki "suret" de aradıklarınızın hepsi aslında mevcuttur diye düşünüyorum. 4- Yapılacak iş, murisin vasiyetname ile bıraktığı taşınmazların toplam değeri, murisin tasarruf nisabını (kullanılabilir oran)aşıyorsa, bundan saklı payı zedelenen, ihlâl edilen mirasçı/ mirasçıların, sukutu hak (hak düşürücü ) süre geçmeden "tenkis" dâvası açmalarıdır. 5- Dâva açmadan önce, saklı payın (mahfuz hisse)ihlâl edilip edilmediği hesabının, tüm terekenin ölüm tarihindeki kıymetine göre bizzat yapılması kolay ve mümkündür. Kolay gelsin... |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatlar aynı zamanda arabulucu olabilecek mi? | Av.Muhammet Aydın | Konumuz : Hukukçular | 3 | 02-04-2013 16:15 |
elyazılı vasiyetname mi yasal mirasçı mı? | primavera | Meslektaşların Soruları | 8 | 01-03-2011 17:09 |
Hukuk Okurken Aynı Zamanda Çalışmak Gerekli Mi? | semaakd | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 34 | 19-01-2009 23:54 |
vasiyet alacaklısı | gogolos | Meslektaşların Soruları | 1 | 16-04-2008 19:53 |
senet borçlusu-alacaklısı aynı ciro alacaklısı farklı | köktaş | Meslektaşların Soruları | 1 | 31-12-2007 13:36 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |