17-01-2014, 10:29
			
							
		 | 
		
			 
            #2
		 | 
	
	| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		alacak rehinle teminat altına alınmamışsa, borçlunun mal kaçırdığını ispat ederseniz alabilirsiniz. 
  
    
    
      
        
        
          
            
              | 
            
            Alıntı: | 
            
              | 
           
         
         | 
        
         | 
        
        
        
         | 
       
     
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        T.C. 
 
 YARGITAY 
 
 11. HUKUK DAİRESİ 
 
 E. 2012/12086 
 
 K. 2012/14999 
 
 T. 3.10.2012 
 
 • İHTİYATİ HACİZ ( Vadesi Gelmiş Alacaklar İçin Borçulunun Mal  Kaçırdığına Dair Belirti Bulunması veya Aciliyeti Gerektirir Bir Durumun  Bulunması Gereği - Vadesi Gelmemiş Alacaklar İçin Aranan Koşullarla  Verilen İhtiyati Haciz Kararının Diğer Koşullarının da Gerçekleşip  Gerçekleşmediğinin Araştırılması Gereği ) 
 
 • VADESİ GELMEMİŞ ALACAKLAR ( İhtiyati Haciz - Mahkemece Vadesi  Gelmemiş Alacaklar İçin Aranan İhtiyati Haciz Koşulları ile Karar  Verildiği Gözetilerek Vadesi Gelmiş Alacaklara İlişkin İhtiyati Haciz  Koşullarının Oluşup Oluşmadığının Tespiti Gereği ) 
 
 2004/m. 257 
 
 ÖZET : İhtiyati haciz talep edebilmenin koşulları kanunda  sıralanmış olup, vadesi gelmiş alacaklar için borçlunun mal kaçırdığına  dair belirtilerin bulunması ya da aciliyeti gerektirir bir durumun  olması gerekli koşullardan sayılmamıştır.  
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; İstanbul 47.  Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 6.8.2012 tarih ve 2012/357-2012/356  Sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi, ihtiyati haciz isteyen (  alacaklı ) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi  içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi  Kamil Ersin Ortaç tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya  içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler  okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:  
KARAR : İhtiyati haciz isteyen vekili, 26.8.2011,  21.10.2011, 23.9.2011 ve 26.8.2011 keşide tarihli dört adet bononun  vadesi gelmesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek borçlular hakkında  ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.  
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, mal kaçırıldığına dair  kuvvetli delil bulunmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin  reddine karar verilmiştir.  
Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir.  
İstem, bonoya dayalı ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir.  
İİK'nun 257.  maddesinde ihtiyati haciz talep edebilmenin koşulları sıralanmış olup,  bu hükümde vadesi gelmiş alacaklar için borçlunun mal kaçırdığına dair  belirtilerin bulunması ya da aciliyeti gerektirir bir durumun olması  gerekli koşullardan sayılmamıştır. Kararda dayanılan gerekçeler, İİK'nun  257/2.  maddesinde düzenlenen henüz vadesi gelmemiş alacaklar için aranan  koşullardır ( Bkz. Prof. Dr. B. Kuru, İcra Ve İflas Hukuku, III. C,  İstanbul, 1993, sh. 2499 vd. ).  
Bu durumda mahkemece, istemde, İİK'nun 257.  maddesinde öngörülen diğer koşulların bulunup bulunmadığı  değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı  gerekçelerle istemin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın  bozulması gerekmiştir.  
SONUÇ :  Yukarıda açıklanan sebeplerle alacaklı vekilinin  temyiz itirazlarının kabulüyle kararın alacaklı yararına BOZULMASINA,  ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine,  03.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. 
  | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
   
  
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |