|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-11-2012, 11:50 | #1 |
|
Boşanan eşlerin birarada yaşaması / Nitelikli dolandırıcılık
Boşanan eşlerin birada yaşamaya devam etmesinin niletilkli dolandırılık olamayacağına ilişkin Yargıtay 15.Ceza Dairesinin gerekçeli karar metnini arıyorum. Güncel olarak gazete haberlerine de konu olmuştu..
|
30-11-2012, 14:26 | #2 |
|
T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi Esas: 2011/13412 Karar: 2012/37557 Karar Tarihi: 22.05.2012 ÖZET: Somut olayda; sanığın Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli maaşı alan babası A.'in, Uyap ortamından alınan nüfus kaydına göre tespit edilen ölüm tarihi olan …'den on yıl yedi ay yirmi sekiz gün gibi bir süre geçtikten sonra … tarihinde şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanma davası açtığı, Ç.Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına, çocukların velayetinin davalı babaya verilmesine, her ayın ilk Cumartesi günleri, dini bayramlarda ikinci günleri saat …-… arasında anne ile şahsi münasebet tesisine hükmedilmesi, sanığın ve boşandığı eşinin boşanmalarından sonra aynı evde birlikte yaşamadıklarını beyan ettikleri nazara alındığında dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması bozmayı gerektirmiştir. (1412 S. K. m. 321) Dava: Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Karar: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte birtakım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; sanığın Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli maaşı alan babası A.'in, Uyap ortamından alınan nüfus kaydına göre tespit edilen ölüm tarihi olan 21.08.1991'den 10 yıl 7 ay 28 gün gibi bir süre geçtikten sonra 19.04.2002 tarihinde şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanma davası açtığı, Çorum Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30.05.2002 tarih ve 2002/210-342 Esas-Karar sayılı kararı ile şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanmalarına, çocukların velayetinin davalı babaya verilmesine, her ayın ilk Cumartesi günleri, dini bayramlarda ikinci günleri saat 09:00-17:00 arasında anne ile şahsi münasebet tesisine hükmedilmesi, sanığın ve boşandığı eşinin boşanmalarından sonra aynı evde birlikte yaşamadıklarını beyan ettikleri nazara alındığında dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) |
30-11-2012, 16:23 | #3 |
|
T.C. YARGITAY
15.Ceza Dairesi Esas: 2011/15030 Karar: 2012/39626 Karar Tarihi: 20.06.2012 DOLANDIRICILIK SUÇU - FAİL TARAFINDAN YAPILAN HİLELİ DAVRANIŞIN BELLİ ORANDA AĞIR YOĞUN VE USTACA OLMASI - HİLENİN KANDIRICI NİTELİKTE OLUP OLMADIĞI OLAYSAL OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ - HÜKMÜN ONANMASI ÖZET: Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. (5237 S. K. m. 157, 158) Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Somut olayda; Kalkandere Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.04.2005 tarih ve 2004/24-9 sayılı kesinleşmiş ilamıyla boşanmalarına karar verilen sanıklar F. T. ve M. İ.'ın, gerçekte birarada yaşamaya devam ederek muvazaalı boşanma yaptıklarından ve bu boşanma kararına istinaden sanık F.'nın babasından kalan yetim maaşını almak suretiyle kamu kurumu niteliğinde olan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nı 6.581,00 TL zarara uğrattıklarından bahisle dolandırıcılık suçundan cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında; sanıkların kesinleşmiş bir Mahkeme kararı ile boşandıkları, sanıkların böyle bir kararın varlığına rağmen birarada yaşayıp yaşamama hususunda özgür iradeleri ile davranabilecekleri, bu durumda hak sahibine maaş bağlanıp bağlanılmaması hususunun kurumun takdirinde bulunduğu ve usulsüz yapılan bir ödeme ve zarar var ise bunun idare tarafından Hukuk Mahkemelerinde açılabilecek davalar yoluyla tazmin edilebileceği, bu nedenle sanıklara isnat edilen dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının suç konusu olayda oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına, 20.06.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
SGK'ya dava açılabilir mi? | Numerus Clausus | Meslektaşların Soruları | 4 | 30-09-2011 15:22 |
İş Kazası Nedeniyle Sgk'ya İdari Başvuru | Av.Ramazan VEFA | Meslektaşların Soruları | 5 | 20-01-2011 22:45 |
SGK'ya İkinci Başvuru Mu,Dava mı? | kapgan | Meslektaşların Soruları | 6 | 21-04-2010 16:13 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |