|
Esasında ilk aklıma gelen müvekkilinizin masraf yaptığı dairenin tapuda malik olarak görünen kişiye karşı sebebsiz zenginleşme davası açmanızdır. Eğer yapılan masraflar zorunlu ve faydalı ise talebinizin karşılığını bulacağı düşüncesindeyim.
İkinci olarak tapu iptali ve tescil davası açılabilir mi? Tartışmaya değer buluyor ve bu konuda tecrübeli ve değerli THS üyelerinin yorumlarını merak ediyorum.
Aşağıda yayımladığım yargıtay kararı umarım yardımcı olur.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan meşe-içtihat-programı |
 |
|
|
|
|
|
|
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:2004/1567
K:2004/10643
T:01.11.2004
Taraflar arasında görülen davada Adana Asliye 4. Hukuk Mahkemesi'nce verilen 09.10.2003 tarih ve 2002/1310-2003/782 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı Recai A vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Berkant Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline tahsis ve teslim edilen taşınmaza masraf yaptığını, arsa maliki olan diğer davalı tarafından el atmanın önlenmesi davası açıldığını iddia ederek, taşınmazın tapuya kayıt ve tesciline, mümkün olmadığı takdirde ödediği ve yapmak zorunda kaldığı masraflar karşılığı 20.000.000.000 TL.nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Recai A vekili, müvekkili ile davalı kooperatif arasındaki sözleşmenin feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya yanıt vermemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılar arasındaki sözleşmenin feshedildiği, dairenin kaba inşaat halinde davacıya teslim edildiği, mülkiyetinin kendisine devredileceği düşüncesiyle zaruri ve faydalı masraflar yaptığı, önceki kararda tapu iptali ve hafis hakkı talebinin reddine karar verildiği, bu yönlere ilişkin bozma yapılmadığı gerekcesiyle, davanın kısmen kabulüne, 11.694.000.000 TL.nin davalı Recai A'dan tahsiline, diğer davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı Recai A vekili ile katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Recai A vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, kooperatif ile arsa maliki arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle kooperatif ortagına tahsis ve teslim edilen konutun tapuya tescili veya ödenen ve aidatlarla birlikte konuta yapılan zorunlu ve faydalı masrafların tahsili ve hapis hakkı tanıması istemine ilişkindir.
Mahkemece, faydalı ve zorunlu masrafların tespitine yonelik olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu verilen rapora itibar edilerek hükum kurulmuştur. Ancak, karara esas alınan rapor, yeterli arastırma ve ıncelemeye dayanmadığı gibi, uyuşmazlığı çözmeye de elverişli değildir. Zira, davacının yapmış olduğu zorunlu ve faydalı masraflar, teknik yönü tam olarak açıklanmadan, tahsis ve teslim edilen konutun, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın yapılarla ilgili tanımlamaları dikkate alınarak 4 ncü sınıf ( A ) grubu yapı olduğu kabul edilmek suretiyle ve aynı bakanlığın birim fiyatları üzerinden hesaplanmıştır. Ancak, dava konusu taşınmaz, davalı arsa sahibi Recai A'ın mülkiyetine geçtiğine göre, bu davalı, yapılan zorunlu ve faydalı masraflar kadar sebepsiz zenginleşeceğinden, davacının yaptığı zorunlu ve faydalı masrafların, dava tarihi itibariyle piyasa rayic bedelleri tespit edilmelidir. O halde, mahkemece, davalı Recai A vekilinin bilirkişi raporuna yönelik ciddi itirazları da dikkate alınarak bilirkişiden ek rapor alınması veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hükum kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3- Davacı vekilinin temyiz istemine gelince; Davacı vekili, yapılan zaruri ve faydalı masraflar bakımından ayrıca ödeme zamanına kadar hapis hakkı tanınmasını da talep etmiştir. Mahkemece, onceki kararda tapu iptal ve tescil ile hapis hakkı taleplerinin reddedildiği, bozma ilamında belirleme bulunmadığı, bu hususun kesinlestigı gerekçesiyle bahse konu talep hakkında bir karar verilmemiştir. Ancak, tesis edilen ilk karar, davacının üyelik sıfatının devam ettiği, doğrudan dava açma hakkının bulunmadığından bahisle ret edilmiş, anılan karar, zaruri ve faydalı masrafların davalı arsa sahibinden istenmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davacı yararına bozulmuştur. O halde, hapis hakkı bakımından davalı Recai A yararına usulü kazanılmış bir haktan bahsedilemeyeceğine ve bu konuda bir kesinleşmenin söz konusu olmadığına göre, anılan talep hakkında da olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması yanlış olmuştur.
4- Ayrıca, kabul edilen miktar üzerinden hüküm altına alınan nispi karar harcının, davalı Recai A'dan tahsili yerine, davacı taraftan tahsiline karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Recai A vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın, davalı, ( 3 ) ve ( 4 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, davacı yararına bozulmasına, ödedikleri temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edenlere iadesine, 01.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Kaynak:YKD - 2001/2 - Sayfa:281
|
|
 |
|
 |
|
|