|
|
|
|
merhabalar,
alıcı şirket ile satıcı şirket arasında mailler ve bunun sonucunda fax teatileri ile sipariş formları ile mal alışverişi sağlanıyor. alıcının imzalayıp fax olarak gönderdiği formlar satıcı tarafından imzalanıp termin süresi yani malın teslim süresi 60 gündür şeklinde tekrar alıcıya gönderiliyor. ancak 60 gün içerisinde mal teslim edilemeyip 1 buçuk ay kadar gecikiyor. faturalar düzenlenirken de o günkü döviz kuru esas alınıp fatura miktarı belirleniyor. aradan 9 ay geçtikten sonra iki şirket arasında anlaşmazlık çıkıyor. alıcı şirket malların geç tesliminden ötürü diğer firmalardan aldığı siparişleri zamanında yerine getiremiyor ve dolayısıyla cezai şart ödemek zorunda kalıyor.
1- malın geç kalması üzerine alıcı sadece fax ile satıcıya geç teslim nedeniyle diğer firmalara işin geç kalacağını ve bu nedenle cezai şart ödemek durumunda kalırsa bunu kendilerine yansıtacağını bildiriyor. aradan 9 ay geçtikten sonra geriye dönük olarak bu zarar satıcıdan talep edilebilir mi?
2- geç teslim neticesinde teslim tarihindeki kur esas alınarak mal faturaları düzenleniyor. mallar teslim süresinde verilse döviz daha düşük olduğu için alıcıya yansıtılacak fatura tutarı da o denli düşük olacak. bu farkında istenebilmesi mümkün müdür?
yorumlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
 |
|
 |
|
Faks yoluyla karşılıklı gönderilen taahhütler bir sözleşme olarak mahkemece geçerli kabul edildiği takdirde, bu sözleşmeye göre (anlatımınız çerçevesinde)
vade muayyen olduğu için (BK.101/2) Vadenin geçmesi ile birlikte borçlu temerrüde düşer.
BK.106,107 ve 108. maddelerde temerrüdün sonuçları düzenlenmiştir. Borçlu vadeden itibaren 45 gün sonra malı teslim ettiği zaman alıcı, gecikmeden doğan zararı talep etme haklarını saklı tuttuğunu bildirdiğini ispatlayabildiği takdirde müsbet zararlarını BK.106'ya göre talep edebilir, kanaatindeyim.
Eğer taraflar arasındaki faks yazışmaları (karşı tarafın inkarı nedeniyle) mahkemece yazılı bir sözleşme olarak kabul edilmez ise, bu durumda taraflar arasında vadenin muayen biçimde kararlaştırılmadığı, BK.101. maddeye uygun bir temerrüt ihtarının bulunmadığı ve borçlunun usulü dairesinde temerrüde düşürülmediği, satıcının satılanı teslim etmesi ile birlikte borçtan kurtulacağı düşünülebilir, kanaatindeyim.