![]() |
|
![]() |
|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, eşinin cinsel ilişkiye giremediğini öne sürerek boşanma davası açan kadını haklı buldu: Erkek ağır kusurlu...
19 Aralık 2010 ANKARA Anka Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, “eşinin cinsel ilişkiye girmeyi bilmediğini” öne süren kadını haklı bularak, kocanın ‘ağır kusurlu’ olduğuna karar verdi. Davaya konu olan olayda kadın, eşinin cinsel ilişkiye girmeyi bilmediğini ve evlilik birliğinin çekilmez bir hal aldığını belirterek boşanma davası açtı. Kadın nafaka ile maddi ve manevi tazminat da talep etti. Davalı eş ise karısı istemediği için ilişkiye giremediklerini öne sürdü. Boşanma davasını karara bağlayan Ankara 10. Aile Mahkemesi’nin kararında “Tarafların evlenmesinden sonra, davalının (erkek) heyecanlanması, davacının da davalıyla ailesinin baskısı sonucunda evlenmiş olmasının da etkisiyle cinsel ilişki kurmaktan kaçınması sonucunda, taraflar arasında 7 ay cinsel ilişki kurulamadığının” anlaşıldığı ifade edildi. Kararda davacının da davalının da cinsel ilişki kurmalarına engel bir hallerinin bulunmadığı kaydedilerek, “Yargıtay’ın yerleşmiş kararlarında tarafların cinsel ilişki kurmalarına fiziki ve anatomik bir engellerinin bulunmaması halinde, ilişkiyi sağlama görevinin, cinsel ilişki de aktif olan erkeğe ait olduğu kabul edilmektedir” denildi. Mahkeme, eşiyle güç kullanarak onun isteği dışında cinsel ilişki kurmadığı için, kocayı kusurlu bulmanın yanlış olacağına dikkat çekerek, çiftin eşit kusurlu olduğu kararına vardı. Mahkeme çifti boşarken, davacının tazminat ve nafaka talebini kabul etmedi. Kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay, kocanın boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğunun anlaşıldığını belirtti. Daire, kocanın eşine tazminat ödemesi gerektiği yönünde görüş bildirdi. Yerel mahkemenin ilk kararında direnmesi üzerine dava Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne geldi. Kurul erkeğin ağır kusurlu olduğuna hükmetti. Kaynak : www.milliyet.com.tr |
![]() |
#2 |
|
![]() İnsanların bu şekilde boşanmaları ne kadar üzücü.Keşke şiddetli geçimsizlik falan deselermiş.Merak ettiğimse şu:Şimdi buradaki davalı erkek onurum zedelendi falan diyerek haberi yapan gazeteye dava açabilir mi?
|
![]() |
#3 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Öte yandan ben o kişinin yerinde olsaydım, gazeteden önce Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 14. maddesindeki "cinsiyete dayalı ayrımcılık" yasağına aykırılıktan Türkiye Devleti aleyhine AİHM'de dava açardım. Yargıtay'ın kararını görmeden yorum yapmak çok doğru değil ancak gazeteye yansıyan haliyle bu kararın AİS'e açıkça aykırı olduğu görüşündeyim ve kendi adıma alt Mahkeme'nin görüşünü destekliyorum. |
![]() |
#4 |
|
![]() Objektif bilime aykırı, erkeğe karşı cinsiyet ayrımcısı, hatalı bir karar - 18/12/201013:52
Doğa bize çok net bir biçimde örneklerini sergilemekte: Cinsel seçim kadın tarafından gerçekleştirilir. Günümüz sosyal normlarında bir erkek, kadını cinsel ilişkiye zorlayamaz, hatta güzel sözle ikna edemez. Bunun donanımlarına sahip değildir en başta. Geçmişte, gerek sosyal yapının ve kanunun tanıdığı otorite (aile reisliği konumu), gerekse kadını ikna etmede maddi kaynakları kullanma hakkı gibi yöntemler söz konusu olabilirdi. Günümüzde asla! Fiziki güç, otorite, cezalandırma zaten kanuni olarak suç (ulaştığımız kültürel seviyede böyle olması da tartışmasız doğru). Fakat bunun ötesinde erkeğin kadına para vermemesi de evlilik hukuku açısından suç olarak niteleniyor. Kadın ve erkek eşit, fakat Türk hukukuna göre erkek kadına bakmakla yükümlü! Ama ne eşitlik! Oysa maddi kaynak, doğada tüm kültürlerde erkeğin kadını cinselliğe ikna etmesinde yararlanabildiği tek yöntem (bkz aşağıda linkini verdiğim bilimsel makale). Bu durumda bir erkek, evli olduğu bir kadını nasıl ikna edebilir? Günümüzde cinsel ilişkiyi kadın istemezse, erkeğin onu ikna etmek için elinde hiçbir araç ve yöntem mevcut değil. Bu da iyi bir durum, erkekler sömürüldükleri bir kurum olan evlilikten daha sıklıkla kendilerini kurtarmaya çalışmakta, boşanmalar artmaktadır. Yalnız tam bu noktada Yargıtayın bu kararı apaçık bilimsel gerçekliğe aykırı, çağdışı sosyal fikirler üstüne inşa edilmiş ve erkek cinsiyetine karşı düşmanca bir tavır içeren, cinsiyet ayrımcısı bir karardır. Erkek düşmanlığını anayasasına yerleştiren bir ülkede, bu duruma fazla şaşırmamak gerek. Bilimsel olarak erkek kadın cinsel alışverişinin şartları ve gerçekleri konusuyla ilgilenenlere, şu makaleyi okumalarını tavsiye ederim: http://www.csom.umn.edu/Assets/71503.pdf Plotinuss - okurun diğer yorumları için tıklayınız Yanlış - 18/12/201013:19 Son derece hatalı bir karar. Cinselliği bilmek kimsenin görevi filan değildir. Kimse cinsellikten kaçındı diye maddi manevi tazminat da ödememelidir. Erkeğin görevi seks gurusu olmak filan değildir, tabi kadının görevi seks objesi olmak değilse. Problem açıkça psikolojik bir kere, psikolojik bir sorun olmadığını iddia etmek saçma, tabi psikolojiyi sadece belli başlı patolojiler için genel bir isim olarak kullanmıyorsak. Mesela "heyecan"dan bahsederken bunun psikolojik bir durum olmadığını mı iddia ediyorsunuz? Veya heyecanlanmanın bir erkek için ceza gerektirecek bir suç olduğu mudur iddia? Yargıtay'ın içtihatları böyle gelişmiş olabilir, ama bir takvime bakın isterseniz hangi yıldayız. Yerel mahkemenin kararı daha doğruymuş açık bir şekilde. Karar açıkça seksist, Türkiye'de son zamanlarda gördüğüm belki de ilk erkeklere karşı seksizm içeren mahkeme kararı. keryil - okurun diğer yorumları için tıklayınız Hakım ne anlar cınsel sogukluktan - 18/12/201012:36 Nasıl bir iş bu ya hakım ınsanlar arasında olan ılıskıyı nasıl yargılayabılır...bunun psıkolog ıle cozulmesı gerekıyor... Kadınların lehıne cok cıddı bır ayrılık adam saygı gostermıs esıyle ıstemedıgı ıcın bırlıkte olmamıs.. Bunun ustune bırde kadına tazmınat odemeye mahkum oluyor... Turkıyede bu kafa cogaldıkca kadınların evlenme yası 29-30 dada kalmaz daha da ılerler... Ayrıca hakım sunu da anlaması lazım batıdakı degerler dogudan farklı doguda cıddı anlamda kadının adı yok ama ış buyuk sehıre capuscas - okurun diğer yorumları için tıklayınız |
![]() |
#5 |
|
![]() Kararı ben de haber olarak Radikal Gazetesi'nde okudum. Okur yorumlarını sizinle paylaşmak istedim.Bu yorumlardaki bazı düşüncelere katılıyorum.Bu karar da erkeğe yönelik bir cinsiyet ayrımcılığı söz konusu bence de.
|
![]() |
#6 |
|
![]() Bu haberde beni en çok ilgilendiren şey basının bu tip kararlara yaklaşımı.Her kararın sanki bu yeni bir şeymiş gibi haberleştirilmesini anlayamıyorum.Bence bu kararın bir haber değeri yok.Ben bildim bileli, eski yasa dönemi de dahil olmak üzere Yargıtay'ın görüşü zaten bu.Bunun yerleşik bir içtihat olduğu haberin içinde bile geçiyorken sanki yeni bir şeymiş gibi haberleştirilip halka sunulmasıını doğru bulmuyorum.
|
![]() |
#7 | |||||||||||||||||||
|
![]() Sayın avmurat;
Basında her an (her gün demiyorum çünkü internet yoluyla her an haber bilgileri güncelleniyor) benzer nitelikteki olaylara ilişkin haberler görmekteyiz ancak genellikle bunların haber değerini sorgulamamaktayız. (A, B'yi öldürdü, B'nin yakınları A'nın çocuklarından C'yi linç etmek isterken güvenlik güçleri C'yi zor kurtardı..gibi üçüncü sayfa haberleri ya da altın zamlandı, lodos olunca hamsiye zam geldi vs.. ![]() Bir haberin haber niteliği taşıyıp taşımadığını değerlendirirken benzer olayların daha önce haberleştirilip haberleştirilmemesi kanaatimce kıstas olmamalıdır. Haberin, bu başlık altında olduğu gibi tartışılabilir olma özelliği, o haberi bence değerli kılar. Yerleşik içtihat haline gelmiş bir yargı kararını, her geçen gün değişmekte olan koşullarda tartışmak esasen yasaların doğru ve hakkaniyetli biçimde uygulanabilmesi bakımından önemlidir. Kaldı ki bizler gazeteci/basın mensubu değiliz ve tartışılabilir olan her konunun Türk Hukuk Sitesi'nde paylaşılmasının katacağı zenginlikten nasiplenmeyi bir şans olarak görmekteyiz. Sizin de bir hukukçu olarak söz konusu karara ilişkin yorum ve görüşlerinizi paylaşmanızdan şahsen memnuniyet duyarım. Ayrıca, bir olayın haber niteliği taşıyıp taşımama noktasındaki ölçütleriyle ilgili olarak, aynı zamanda gazetecilik konusunda eğitim almış ya da akademik çalışma yapmış olan üyelerimizin de değerlendirmeleri var ise harika olur. Saygılarımla.. |
![]() |
#8 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
|
![]() |
#9 |
|
![]() Tamamen merakımdan soruyorum...
Yargıtay cinsel birlikteliğe erkeğin yanaşmadığını nasıl tespit etmiş? Eve kamera mı konulmuş? Yoksa evde tanıklar mı varmış? ![]() |
![]() |
#10 |
|
![]() "ilişkiyi sağlama görevinin, cinsel ilişki de aktif olan erekege"
Bu nasıl bir tespittir böyle? Hakim nasıl böyle bir yargıya varabilir? Feministlerin saptaması doğru sanırım: "iktidat erkektir" her ne kadar adalet tanriçası kadın olsada hukukta erkek sanırım. |
![]() |
#11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
![]()
|
![]() |
#12 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Engin EKİCİ' nin tespitine katılıyorum. Aksi yöndeki bir karar için, kararlara dayanak teşkil eden uzman hekimlerin yaklaşımlarının / görüşlerinin değişmesi beklenecek sanırım. ![]() ![]() ![]() |
![]() |
#13 |
|
![]() Benim de takip ettiğim bir boşanma davası aynı mahiyette idi ve Mahkeme boşanmaya ve kadın lehine tazminata hükmetti. Dosya halen Yargıtay'da.
|
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
asli kusurlu yerine kanundan dolayı kusurlu şahsa davanın takibi | zeliha ert | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-02-2009 12:43 |
Ağır kusurlu eş 166/son dan açılan davada boşanabilir mi? | Nuriye Değer | Meslektaşların Soruları | 2 | 19-01-2009 10:08 |
Koca 1.0 programı... | tuval2310 | Site Lokali | 4 | 26-09-2008 12:42 |
Yabancı Koca Veraset | carnerion | Meslektaşların Soruları | 1 | 03-03-2007 16:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |