Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tebligat kanunu 32

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-01-2008, 14:45   #1
bitigen

 
Varsayılan tebligat kanunu 32

Merhaba arkadaşlar.Bir konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.
İcra takibinde borçlunun adresine ödeme emri gönderdim.Ancak tebligat bila tebliğ oldu.Ancak bu arada takip borçlusu icra müdürlüğüne gelerek borcu kabul ettiğini ve üzerine kayıtlı bir aracı olduğunu bildirerek mal beyanın da bulundu.Ben borçlunun mal beyanında bulunmakla takipten haberdar olduğunu ve tebligat kanunu 32. maddeye göre dilekçe tarihi(öğrenme tarihi) esas alınarak takibe devam olunması gerektiğini ve mal beyanında belirttiği araç üzerine haciz konmasını talep ettim.İcra müdürlüğü ise tebligat yapılamadığından bahisle talebi red etti.Bu konuda icra müdürlüğünün işlemini şikayet etmeyi düşünüyorum.Bu hususta elinde Yargıtay kararı var olan arkadaşlar var ise bildirirlerse çok sevinirim.Şimdiden teşekkürler
Old 04-01-2008, 14:51   #2
Adli Tip

 
Varsayılan HKG Kararı

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2004/12-765

K. 2004/730

T. 22.12.2004

• ŞİKAYET ( Borçlunun Adreste Bulunmama Nedenini Bildiren Komşusunun İsim Vermekten Kaçındığına İlişkin Şerhle Muhtara Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması - Borçlunun İcra Dairesine Başvurma Tarihinde Tebligattan Haberdar Olmuş Sayılması Gereği )

• USULSÜZ TEBLİGAT ( Borçlunun Adreste Bulunmama Nedenini Bildiren Komşusunun İsim Vermekten Kaçındığına İlişkin Şerhle Muhtara Yapılan Tebligat - Borçlunun İcra Dairesine Başvurma Tarihinde Tebligattan Haberdar Olmuş Sayılması Gereği )

• MUHATABIN ADRESTE BULUNMAMASI ( Muhatabın Adreste Bulunmama Sebebini Bildiren Komşusunun İsim Vermekten Kaçındığı Şerhiyle Muhtara Yapılan Tebligatın Usulsüz Olması )

• KOMŞUNUN İSİM VERMEKTEN KAÇINDIĞI ŞERHİYLE MUHTARA YAPILAN TEBLİGAT ( Usulsüz Olması ve Borçlunun Öğrendiğini Beyan Ettiği Tarihte Tebligattan Haberdar Olmuş Sayılması Gereği )

7201/m.21,32


ÖZET : Borçluya "Örnek 51 ödeme emri ve kira akdi fotokopisinin" tebliğine ilişkin işlemin bu kurallara uygun bulunmadığı açıktır. Zira, bu tebligattaki tebliğ şerhinde aynen: " Muhatabın adresi geçici kapalı olup, nereye Çarşıya gittiği komşusu... öğrenildi. Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği Sümer Mahalleköy muhtarına tebliğ edilip, adresin kapısına 2. nolu örnek yapıştırılarak Komşusu haber verildi. İsim vermekten kaçınmıştır. 03.10.2003" açıklamasına yer verilmiş olup; muhtara isim, mühür ve imzasıyla teslim edilen evrak tebliğ memurunun imzası ile tevsik edilmişse de, yukarıda açıklandığı biçimde borçlunun çarşıya gittiğinin kimden soruşturularak tespit edildiği ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğu tebliğ mazbatasında açıklanmamıştır. Yine adı geçenin bunu onaylayan imzası da alınmamıştır. Böylece bu yönler onamsız kalmıştır. Dolayısıyla, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmıştır. Bu durumda, borçlu adresine çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur. Eş söyleyişle, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işlemi geçersiz olup, Kanunun 32. maddesinin açıklanan hükmü karşısında, borçlunun bu tebliği şikayet ve icra dosyasına başvuru tarihi olan 12.11.2003 tarihinde öğrendiğini kabul zorunludur.
İcra Hakimliğinin bu hususlara değinen direnme kararı usul ve yasaya; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarına ( 29.12.1993 gün ve 1993/18-778 E.1993/876 K. Sayılı; 18.04.2001 gün ve 2001/6-386 E.-2001389 K. Sayılı kararlarında olduğu gibi ) uygun olup, onanması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "şikayet isteminden" dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kabulüne dair verilen 16.12.2003 gün ve 2003/35-266 sayılı kararın incelenmesi karşı taraf/alacaklı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 19.03.2004 gün ve 1625-6566 sayılı ilamı ile ;
( ...51 örnek ödeme emri tebligatı "muhatabın adresi geçici kapalı olup çarşıya gittiği komşusundan öğrenildiği, Sümer mahallesi muhtarına tebliğ edilip, 2 no 'lu evrak adresin kapısına yapıştırılıp komşuya haber verildi.
Komşu isim vermekten kaçındı" şerhi ile tebliğ edilmiş olup, yapılan bu tebligat, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi ve Tebligat Tüzüğü 28. maddesine uygun olduğundan bu durumda Mahkemece, şikayetin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : İstek, İcra müdürlüğünün işlemini şikayete ilişkindir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Adi kiraya ait takipte borçluya "Örnek 51 ödeme emri ve kira akdi fotokopisinin" tebliği işleminin Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi ve Tebligat Tüzüğünün 28. maddesi hükümlerine uygun yapılıp yapılmadığı, noktasındadır.
A. Sikayetçi/Borçlunun isteminin Özeti:
Şikayetçi/borçlu/kiracı vekili 12.1 1.2003 tarihli şikayet dilekçesinde;
Adana 2. icra Müdürlüğünün 2003/4762 sayılı takip dosyası üzerinden yapılan icra takibi sırasında müvekkiline APS ile çıkarılan tebligatın Tebligat Kanununun 21. maddesine aykırı ve usulsüz tebliği nedeniyle tebligatın iptaline karar verilmesini, istemiştir.
B. Karşı Taraf/Alacaklının Cevabının Özeti:
Karşı taraf/alacaklı/kiralayan vekili 12/12/2003 havale tarihli cevap dilekçesi ile; tebliğin Tebligat Kanunu 21. maddeye uygun olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
C. İcra Mahkemesi Kararının Özeti:
İcra Mahkemesi: "Örnek 51 ihtarlı ödeme emrinin borçluya tebliğe çıkarıldığı arkasındaki açıklamaya göre tebligat kanununun 21.maddesine göre tebliğ edilmiş olduğu belirtilmiş ise de tüzüğün 28 maddesindeki araştırmaları içermediğinden şikayetin kabulü ile Davacı borçluya örnek 51 ihtarlı ödeme emrinin 12/11/2003 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına.." karar vermiştir.
D. Temyiz İstemi, Bozma ve Direnme Kararlarının Özeti:
Karşı taraf/alacaklı/kiralayan vekili tebligatın usulüne uygun olduğu gerekçesiyle hükmü temyiz etmiş; Özel Daire b.u. temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca bozulmasına karar vermiştir. Bozma ilamı ve duruşma günü ayrı ayrı taraf vekillerine bizzat tebliğ olunmuş; şikayetçi/borçlu/kiracı taraf ve vekili yargılamaya gelmemiş; hazır olan karşı taraf/alacaklı vekili davayı kendilerinin takip edeceğini bildirmiş; Bozmaya karşı direnme kararı verilmesini istemiştir.
İcra Mahkemesi; " Takipte örnek 51 ihtarlı ödeme emri borçluya tebliğe çıkarılmış, 3/10/2003 tarihinde muhatabın çarşıya gittiği isim vermekten kaçınan komşusundan öğrenilmiş Mahalle muhtarına bırakılmış, kaydı ile tebliğ edilmeye çalışılmış ise de, bu tebligat Yüksek Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin daha önce Mahkememizden de geçen 2/4/2004 tarih ve 2004/3251-7981 Esas ve Karar ile 6/4/2004 Tarih ve 2004/1666-8362 Karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere Tebligat yasasının 21 ve Tebligat Tüzüğünün 28 maddesine uygun değildir. Kaldı ki Yüksek Dairenin süreklilik kazanan inançları da bu yöndedir.." gerekçesiyle ilk kararında direnerek şikayetin kabulü ile örnek 51 ödeme emrini davacı borçlunun 12/11/2003 tarihinde öğrenmiş sayılmasına, karar vermiştir.
Direnme hükmünü karşı taraf/alacaklı vekili temyize getirmiştir.
E. Maddi Olay:
Adana 2.İcra Müdürlüğünün 2003/4762 sayılı dosyasında; Alacaklı/kiralayan tarafından 01.10.2003 tarihinde Borçlu/kiracı aleyhine Haciz ve tahliye istemli adi ve hasılat kiralarına ait takip talebiyle 2002-2003 dönemi bakiye kira alacağı ve ferilerinden oluşan alacağın tahsili istenmiştir. Örnek 51 ödeme emri ve kira akdi fotokopisini içeren tebligat borçlunun adresine çıkarılmıştır.
Bu tebligattaki tebliğ şerhi aynen: "Muhatabın adresi geçici kapalı olup, nereye Çarşı 'ya gittiği komşusu... öğrenildi. Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği Sümer Mahallelköy muhtarına tebliğ edilip, adresin kapısına 2.nolu örnek yapıştırılarak komşusu haber verildi. İsim vermekten kaçınmıştır.
03.10.2003" şeklindedir. Tebliğ memuru ve muhtarın isim, mühür ve imzaları bulunmaktadır.
Takip kesinleştirilerek bankalara ve gereken yerlere haciz için yazılar yazılmıştır.
Borçlu/karşı taraf/kiracı vekili İcra Müdürlüğüne muhatap 12.11.2003 havale tarihli dilekçesi ile; müvekkilinin alacaklıya olan kira borçlarını ödediğini, hiç borcu kalmadığını, ... müvekkilinin ayrıca tebligatın usule aykırı yapılmasından dolayı itirazda bulunduğunu, bu sebeple dosyadan yeni haberdar olan müvekkilinin itirazının kabulünü talep ettiklerini, ifadeyle, borca itirazlarını bildirmiştir.
İcra Müdürlüğünce bu talepler "yapılan itiraz süresinde ve usulüne uygun olmadığından reddi ile takibin devamına" karar verilerek reddedilmiştir. Borçlu/şikayetçi vekili aynı zamanda eldeki şikayeti de yapmıştır.
F. İlgili Yasal Düzenlemeler:
a- 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun İlgili Hükümleri
Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi:
Madde 20 - ( Değişik: 6/6/1985 - 3220/6 md. ) 13, 14, 16. 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın hüviyeti tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakım kabule mecburdurlar.
Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21 inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ tarihi, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerle yazılı kişilere verildiği veya ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir.
Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina:
Madde 21 - ( Değişik: 6/6/1985 - 3220/7 md. ) Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. 1hbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
19/3/2003 tarihli ve 4829 sayılı Kanunla, 20. maddedeki "hüviyeti" ibaresi, "adı ve soyadı"; "kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" cümlesi "veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır."; 21. maddedeki "zabıta amir ve memuruna" ibaresi, "zabıta amir veya memurlarına"; 22. maddedeki "onbeş" ibaresi de, "onsekiz" olarak değiştirilmiş; 21. maddeye son fıkra olarak " Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkra uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar." İbaresi eklenmiştir.
b- Tebligat Tüzüğü'nün İlgili Hükmü
Tebliğ imkansızlığı:
Madde 28 - ( Değişik Birinci Fıkra: 5.10.1987 - 87/12170 K. ) Muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiç biri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir.
( Değişik: 5.10.1987 - 87/12170 K. ) Muhatap ölmüşse veya gösterilen adresten devamlı olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebliğ memurunca tespit edilmemişse, tebliğ evrakı, çıkaran mercie geri gönderilir.
Yeni adres tebliğ memuru tarafından tesbit edilmiş ise bu adres tebliğ mazbatasındaki mahsus yerine ve tebliğ evrakındaki adresin bulunduğu tarafa yazılır.
Bu halde;
A ) Yeni adres. tebliğ memurunun tevzi bölgesi dahilinde bulunduğu takdirde tebligat o adrese yapılır.
B ) Yeni adres, aynı PTT merkezinin diğer bir tevzi bölgesinde veya başka bir PTT merkezinin mıntıkası içinde bulunursa, tebliğ evrakı yeni adreste tebliğinin temini için tebliğ memuru tarafından bağlı olduğu merkeze iade olunur.
Tebligat evrakında yazılı tarihe kadar 12 nci maddede gösterilen müddetlerden daha az bir zaman kalmış veya yeni adres yabancı bir memlekete ait ise PTT merkezi tebliğ evrakını tebligatı çıkaran mercie geri gönderir.
Muhatap ve onun yerine tebligat yapılacak kimseler, o adreste bulundukları halde tebliğin yapılacağı sırada orada mevcut değillerse 30 uncu maddeye göre muamele yapılır.
Tebellüğden imtina:
Madde 29 - Kendisine tebliğ yapılacak kimse veya yukarı ki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimseler tebellüğden imtina ederlerse 30 uncu maddeye göre muamele yapılır.
Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina halinde yapılacak muamele: Madde 30 - 28 inci maddenin son fıkrasında ve 29 uncu maddede zikredilen ahvalde tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclisi azasından birine veyahut zabıta amir, veya memuruna imza mukabilinde teslim eder.
( Değişik: 5.10.1987 - 87/12170 K. ) Tebliğ memuru, Tüzüğe ekli 2 numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnameyi, gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. Durumu, muhataba duyurmasını mümkünse en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir.
İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
G. Gerekçe:
Geçici olarak adreste bulunmama halinde yapılacak işlemin ne olacağı, adresinde bulunamayan kişilere tebligatın hangi şekilde yapılacağı, yukarıya metinleri aynen alınan 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 20, 21 ve Tebligat Tüzüğü'nün 28, 30. maddelerinde açıklanmıştır.
Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun öncelikle bunun nedenini, geçici mi yoksa temelli mi ayrıldığını bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve ( veya ) memurlarından tahkik ederek bunların beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalattırması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak imzalaması gerekir.Yapılacak bu tespitten sonra belirlenecek duruma göre 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ işlemleri gerçekleştirilir.
Anılan bu maddeye göre de, kendisine tebliğ yapılacak kimse gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden çekinirse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine ve yahut zabıta amir veya memuruna imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin .haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılır.
Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin 1. fıkrasında da açıkça tebliğ memurunun muhatabın adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel olan komşu, kapıcı gibi kimselerden veya o yerin muhtar veya ihtiyar kurulu üyelerinden ve yahut zabıta amir veya memurlarından soruşturarak, vaki olacak beyanı tebliğ mazbatasına yazıp altını imzalatması gerektiği, ifade edilmiştir. Bu yön Tebligat Kanunu'nun 23 ve Tüzüğün 33. maddelerinde de ayrıca vurgulanmıştır.
Yine, Aynı Kanunun "usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlığını taşıyan 32. maddesinde: "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır.Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur. " hükmüne yer verilmiştir.
Borçluya "Örnek 51 ödeme emri ve kira akdi fotokopisinin" tebliğine ilişkin işlemin bu kurallara uygun bulunmadığı açıktır. Zira, bu tebligattaki tebliğ şerhinde aynen: " Muhatabın adresi geçici kapalı olup, nereye Çarşı ya gittiği komşusu... öğrenildi. Tebligat Kanunu 21. maddesi gereği Sümer Mahalleköy muhtarına tebliğ edilip, adresin kapısına 2.nolu örnek yapıştırılarak Komşusu haber verildi. İsim vermekten kaçınmıştır. 03.10.2003" açıklamasına yer verilmiş olup; muhtara isim, mühür ve imzasıyla teslim edilen evrak tebliğ memurunun imzası ile tevsik edilmişse de, yukarıda açıklandığı biçimde borçlunun çarşıya gittiğinin kimden soruşturularak tespit edildiği ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğu tebliğ mazbatasında açıklanmamıştır. Yine adı geçenin bunu onaylayan imzası da alınmamıştır. Böylece bu yönler onamsız kalmıştır. Dolayısıyla, tebliğ memurunun gerçekten muhatabın adresine gittiği ve fakat bulamadığı belgelenmemiş, yapılan işlem tebliğ memurunun soyut beyanından ibaret kalmıştır.
Bu durumda, borçlu adresine çıkarılan ödeme emrinin usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunun kabulüne olanak yoktur. Eş söyleyişle, borçluya yapılan ödeme emrinin tebliği işlemi geçersiz olup, Kanunun 32. maddesinin açıklanan hükmü karşısında, borçlunun bu tebliği şikayet ve icra dosyasına başvuru tarihi olan 12.11.2003 tarihinde öğrendiğini kabul zorunludur.
İcra Hakimliğinin bu hususlara değinen direnme kararı usul ve yasaya; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarına ( 29.12.1993 gün ve 1993/18-778 E.1993/876 K. Sayılı; 18.04.2001 gün ve 2001/6-386 E.-2001389 K. Sayılı kararlarında olduğu gibi ) uygun olup, onanması gerekir.
SONUÇ : Karşı taraf/alacaklı vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 22.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi. yarx
Old 04-01-2008, 15:36   #3
bitigen

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım.Gönderdiğiniz Yargıtay kararı için çok teşekkür ederim.
Ancak icra müdürlüğü ödeme emri tebliğ edilemediği için talebimi reddetti.İcra müdürü usulsüz bir tebliğ olsa idi talebi kabul ederdim ancak ortada bir tebligat yok demektedir.Ben de tebligat kanunu 32. maddenin "Tebligat usulsüz olsa bile..."şeklindeki lafzının doğru yorumlanması gerektiğini borçlunun mal beyanında bulunararak takipten haberdar olduğunu ve tebliğ tarihinin mal beyanı dilekçesini verdiği tarih olduğunu söyledim.12 HD 22.06.2004 tarih ve 12634-16444 E,K ile yine 12 HD nin 13.11.2006 tarih 18290-21133 E,K sayılı kararları elinizde mevcut ise benim olayıma uygun olma ihtimali var.
Saygılarımla
Old 04-01-2008, 16:17   #4
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Bahsettiğiniz kararları aşağıya alıntılıyorum.Ne var ki kararlardan biri "itiraz hakkının doğumu" ile;Diğeri ise henüz dönmemiş olan tebligat parçası ile ilgilidir.İcra hukukunda alacaklıya haciz isteme hakkının gelmesi için takibin kesinleşmesi gerekir, bunun ön şartı ise tebligatın yapılmış olmasıdır.Usulsuz tebliğin borçlu tarafından öğrenilme tarihi tebligat tarihi sayılırsa da, usulsuz tebliğ de sonuçta bir "tebliğ"dir!Yani usulsüz bile olsa yapılmış bir tebliğ olmalı ki bu hükümden faydalanılabilsin.


Alıntı:
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/12634
K. 2004/16444
T. 22.6.2004
• ÖDEME EMRİ TEBLİĞ EDİLEMEMESİNE RAĞMEN BORÇLUNUN TAKİBE İTİRAZ ETMESİ ( İtirazın Geçerli Olması ve İtirazın Kaldırılması Davası Açılabileceği )
• İTİRAZIN KALDIRILMASI TALEBİ ( Borçluya Ödeme Emri Tebliğ Edilememiş Olmasının İtirazı Geçersiz Kılmayacağı )
• BORÇLUYA ÖDEME EMRİ TEBLİĞ EDİLEMEMESİNE RAĞMEN BORÇLUNUN TAKİBE İTİRAZ ETMESİ ( İtirazın Kaldırılması Davasının Dinlenmesi Gereği )
2004/m.62,68
ÖZET : Borçluya gönderilen örnek 49 numaralı ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edildiği ancak, borçlu vekili tarafından takipten haberdar olunarak itiraz dilekçesinin dosyaya sunulduğu görülmektedir. Dairemizin önceki içtihatları, icra mahkemesinin kararında yer verilen ve ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkının bulunmadığı yönünde ise de, sonradan oluşan ve usul ekonomisine de uygun olan yeni uygulamasında, ( .. alacaklının ihtilafı sürdürdüğünün.. ) anlaşılması halinde ( örneğin borçlunun yeni adresinin tesbitinin istenmesi veya adres bildirilerek takibin devam ettirilmesi gibi.. ) ödeme emri tebliğ edilmese bile itirazın geçerli olduğu görüşü benimsenmiş ve süreklilik kazanmıştır. Somut olayda alacaklı, itirazın kaldırılmasını isteyerek çekişmeyi devam ettirdiğine göre, işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Borçluya gönderilen örnek 49 numaralı ödeme emrinin tebliğ edilmeden iade edildiği ancak, borçlu vekili tarafından takipten haberdar olunarak itiraz dilekçesinin dosyaya sunulduğu görülmektedir. Alacaklı vekilinin itirazın kaldırılması isteminde bulunmasından sonra, mahkemece borçluya ödeme emri tebliğ edilmediği için itiraz hakkının henüz doğmadığı, bu nedenle icra dosyasına sunulmuş geçerli bir itirazdan bahsedilemeyeceği açıklanmış ve itirazın kaldırılması isteminin reddedildiği tesbit edilmiştir.

Dairemizin önceki içtihatları, icra mahkemesinin kararında yer verilen ve ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun itiraz hakkının bulunmadığı yönünde ise de, sonradan oluşan ve usul ekonomisine de uygun olan yeni uygulamasında, ( ... alacaklının ihtilafı sürdürdüğünün.. ) anlaşılması halinde ( örneğin borçlunun yeni adresinin tesbitinin istenmesi veya adres bildirilerek takibin devam ettirilmesi gibi... ) ödeme emri tebliğ edilmese bile itirazın geçerli olduğu görüşü benimsenmiş ve süreklilik kazanmıştır.

Somut olayda alacaklı, itirazın kaldırılmasını isteyerek çekişmeyi devam ettirdiğine göre, işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366. ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.06.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx


T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/18290
K. 2006/21133
T. 13.11.2006
• BORÇLUNUN İTİRAZ VE ŞİKAYET HAKLARINDAN FERAGATİ ( Haciz İçin Ayrıca Ödeme Emrinin Tebligat Parçasının Dönmesinin Beklenmesine Gerek Olamadığı - Takibin Kesinleşeceği )
• TAKİBİN KESİNLEŞMESİ ( Haciz İçin Ayrıca Ödeme Emrinin Tebligat Parçasının Dönmesinin Beklenmesine Gerek Olamadığı - Borçlunun İtiraz ve Şikayet Haklarından Feragat Etmesi )
• İTİRAZ VE ŞİKAYET HAKLARINDAN FERAGAT ( Haciz İçin Ayrıca Ödeme Emrinin Tebligat Parçasının Dönmesinin Beklenmesine Gerek Olamadığı - Takibin Kesinleşeceği )
2004/m. 62
1086/m.91,95
ÖZET : İcra dosyasına borçlu tarafından sunulan mal beyanı dilekçesinde, itiraz ve şikayet haklarından feragat edildiğine ilişkin beyan karşısında, haciz için ayrıca ödeme emrinin tebligat parçasının dönmesinin beklenmesine gerek yoktur.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu şirket hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte şirket yetkilisi verdiği mal beyanı dilekçesinde, ödeme emrini tebellüğ ettiklerini itiraz ve şikayet haklarından feragatta bulunduklarını bildirmiştir. Alacaklı vekili bu aşamada haciz talep etmeleri üzerine icra müdürlüğünce bu talebin henüz ödeme emri tebligatı dönmediği gerekçesi ile reddedilmiştir. Adı geçen vekil bu işlemin iptalini şikayeten mahkemeden istemiştir.
Borçlu şirket temsilcisi, ödeme emrini tebellüğ edip itiraz ve şikayet hakkından feragat ettiğinden bu feragati itiraz ve şikayet sürelerini de kapsadığından ilgili müdürlükçe ödeme emri tebligatının dönüşünün beklenmesine gerek bulunmamaktadır. O halde, şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 13.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-01-2008, 13:30   #5
agah

 
Varsayılan

Alıntı:
ancak ortada bir tebligat yok demektedir
bila tebliğ; şahsın yerinde bulunamaması değil mi? bu durumda tebligat kanunu 21. gereği ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılmaz mı?
tebliğ konusu biraz karışık mı ne?
Old 05-01-2008, 13:59   #6
Adli Tip

 
Varsayılan

Sayın Bitigen;

İcra Dairesi, tebligatı kalemde niçin yapmamış ki?
"Haciz hakkının doğması için tebligatın yapılmış olması gerekir." denirken, bence borçlunun takipten haberdar olması kastedilmektedir.
Somut olyada, borçlu takipten haberdar olmuştur. Kaldı ki, takipten haberdar olduğunu ve borcu kabul ettiğini icra dairesinde beyan etmiştir.
Old 05-02-2008, 10:50   #7
Av.Kemal

 
Varsayılan

Sn.Uygar'a katılıyorum,tebligat parçasının illaki ilgilisine tebliğ edilmesi gibi işlemlerin yazılı olduğu şekilde uygulaması zorunlu değildir belli durumlarda. bahsettiğiniz somut olayda da bu durum söz konusudur.Şöyleki: borçlu takipten haberdar olmuş ve icra dairesine gelerek dosyada işlem yapmıştır. bir an için , bu şekilde gelerek takibe itiraz ettiğini varsayalım.itiraz ettiği tarih veya beyan edeceği tarih takibe ittila sayılacak,itirazı geçerli olacak ve tarafınızdan itirazın kaldırılması veya itirazın iptali -takibin devamı davası açmak zorunda kalacaktınız.borçlunun dosyada işlem yapmasıyla tebliğ şartı gerçekleşmiş,borçlunun takibe muttali olduğu belirlenmiştir.her türlü işlemi yapabilme hakkınız doğmuştur.haciz talebinizi yerine getirmeyen memurun muamelesini şikayet hakkınız doğar.
başarılar
Old 05-02-2008, 16:18   #8
Av.Kaan

 
Varsayılan

Neden İcra Müdürlüğünde tebligat yapılmamış sorusuna katılmakla beraber bu sorunun dahi olayı aydınlattığını düşünüyorum. Zira ortada bir "tebligat" yok. Haberdar olmak ile tebellüğ etmek farklı kavramlardır. Tebligat bir usul işlemidir. İşlemlerinin tebligat şartına bağlı kılındığı durumlarda "haberdar etme-olma" yeterli değildir. Mutlaka tebliğ gereklidir. (Diye düşünüyorum)
Old 05-02-2008, 17:19   #9
Av.Kemal

 
Varsayılan

Sn.Av.Akpunar ve Sn.Av.Uygar'ın eklediği kararların incelenmesinden,takibe ıttıla kesbetmenin ( ve olayda: takibi kabul beyanı üzere ) takibe devam etmede yeterli olduğu görülmektedir.
saygılar
Old 06-02-2008, 12:23   #10
av_fikret

 
Varsayılan tebligat

O zaman aybı yorumla İcra Müdürlüğü Borçlunun da işlemini (malbeyanı vd.) kabul etmemsi gerekirdi.
Borçlunun takipten haberi olmuştur bunuda yaptığı işlemle beyan etmiştir.
Takibin devamı zorunludur.
Old 06-02-2008, 14:22   #11
dadaş

 
Varsayılan

Sayın Avukat Fikret,
Bence her ne kadar tebligat posta yoluyla yapılamaışsa da bizzat borçlunun gelip icra müdürlüğünde borcunu kabul etmesi ve mal beyanında bulunması zatenbir tebellüğdür.Tebelliğ tarihi de borcu icra müdürlüğünde kabul ettiği tarihtir diye düşünüyorum.Amaç borcu borçluya bildirmek ve ödemeyi sağlamak ise yerine gelmiştir.Gerisinin mantıksız bir zaman kaybı ve gereksiz bir prosedür olduğunu düşünüyorum.Takibin devamı zorunludur..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tebligat Kanunu 35. madde glossator Meslektaşların Soruları 40 08-01-2015 12:36
Tebligat Kanunu 35 ve Uygulamadaki Farklılıklar? ad-hoc Meslektaşların Soruları 4 20-08-2007 16:59
tebligat kanunu 35.madde Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 8 25-07-2007 15:58
Cmuk Ve Tebligat Kanunu Değişikliği jurista Meslektaşların Soruları 2 12-04-2006 21:26
Tebligat Kanunu İle İlgili Değişiklikte Anlatılmak İstenen CananM Hukuk Soruları Arşivi 1 25-10-2003 10:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07251310 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.