|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
18-09-2007, 16:56 | #1 |
|
okuma yazma bilmediği konusu nasıl ispat edilecek?
Sayın meslektaşlarım merhaba! Açtığımız bir ücret alacağı davasında, okuma yazma bilmeyen müvekkilime ibrananame imzalatmışlar. Müvekkilimin okuma yazma bilmediğini ve ibranamenin hüküm ifade etmeyeceğini nasıl ispat edebliriz?
|
18-09-2007, 21:48 | #2 | |||||||||||||||||||
|
Meslektaşım,
Bu karar işinize yarayabilir. Saygılarımla.
|
18-09-2007, 22:12 | #3 |
|
Noterlik Kanunu Md:87
Madde 87 -
İlgili okuma ve yazma imkanına sahip değilse, hazır bulundurula- cak iki tanık huzurunda maksadını notere beyan eder. Noter, bu beyanı yazdık tan sonra tutanak okunur. Ancak, işlemin tanık huzurunda yapılmasını emreden diğer kanunların hükümleri saklıdır. İlgili ve tanıklar, beyanın aynen yazıldığını ifade ettikten ve bu husus tutanağa geçirildikten sonra altını imza ederler. Egemen Bey,müvekkiliniz vekaletname çıkartırken Noterlik Kanununun yukarıda belirtilen 87. maddesine dikkat ettiniz değil mi? |
18-09-2007, 22:25 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
"Ava giderken avlanmamak" için bilinmesi gereken bir madde... |
19-09-2007, 09:42 | #5 |
|
Aslında bu konu da aklıma geldi Müvekkil sadece kendi adını ve soy adını yazıp okuyabliyor. Bir de imza atabliyor.
|
19-09-2007, 09:43 | #6 |
|
Vekaletname nasıl çıktı peki?Neyse burda biraz daha karşı taraf avukatına bilgi vermeyelim
|
19-09-2007, 10:54 | #7 |
|
zaten karşı tarfın avukatı yok. Davalınınbunu kendiliğinden düşünebliceğini tahmnin etmiyorum.Ancak hakim kendiliğinden bu durumu göz önüne alırsa!
|
19-09-2007, 10:59 | #8 |
|
Aslında düşünülemeyecek bir durum değil. Benim vekaletnamelere karşı bir titizliğim var belki o yüzden takıldım. Size Bol Şans...
|
19-09-2007, 12:12 | #9 |
|
Hazır bu başlık açılmışken ek bir olayda benden gelsin
Müvekkil ile karşı taraf (X diyelim) ticaret yapıyor ve karşı taraf senet imzalayarak müvekkilin verdiği malı alıyor. X şahsı sonradan bu senedi kabul etmiyor ve ilk önce senedi kendisinin imzalamadığını okuma yazma bilmediğini iddia ediyor, Daha sonra ona yapılan icra tebliğini kendi imzasıyla kabul ettiğini mahkemeye sunduk bu durumda da önce imzanın zorla atıldığını daha sonra 65 yaşında olduğundan dolayı temyiz kudretinin olmadığı iddiasını öne sürdüler ve bu doğrultuda her nerden bulduysalar bir sağlık raporu sundular. şimdi son duruşma yakın bir zamanda. Sizce ne olur dostlar ? kanaatimce kötü niyet çok bariz bir şekilde görülüyor ama Mahkeme bu doğrultuda karar verir mi tam olarak bilemiyorum. sizce ne olur |
19-09-2007, 12:16 | #10 |
|
Yanlış anlamadıysam müvekkilin verdiği malı alıyor diyorsunuz. Malın verildiğine ilişkin teslim belgesi var mıdır?
|
19-09-2007, 12:21 | #11 |
|
Keşke olsa, o zaman ispat anlamında bu kadar büyük sorun yaşamazdık
|
19-09-2007, 12:59 | #12 | |||||||||||||||||||
|
Benzer bir durum ancak işinize yarar mı bilmiyorum...
Saygılar.
|
19-09-2007, 15:06 | #13 |
|
Bir HGK kararı. Gerçi sizden çok karşı yanın işine yarayacak bir karar ama, bilmekte yarar olacağı düşüncesiyle ekliyorum.
Saygılarımla... T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 1993/2-757 Karar: 1993/71 Karar Tarihi: 24.02.1993 ÖZET: Medeni Kanununun 483 maddesi okuma yazma bilmeyenlerin şahit sıfatıyla vasiyetnameye katılamıyacakları hükmünü koymuştur. İptali istenen vasiyetnamedeki şahit Sadık Demir imzası ile onaylamıştır. Böyle bir durumda şahidin okuma yazma bilmediğinin açık seçik, duraksamıya yer vermiyecek biçimde kanıtlanması gerekir. Davacının bir kısım tanıklarına karşı davalı şahitleri Sadık Demir'in okur yazar olduğunu da haber vermişlerdir. Okur yazar kabul edilmek için okul bitirip diplomalı olmayada gerek yoktur Dava: Taraflar arasındaki "vasiyetnamenin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gümüşhacıköy Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.5.1990 gün ve 1989/268-1990/182 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine; Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 7.11.1990 gün ve 7601-10503 sayılı ilamı: (.. Medeni Kanununun 483 maddesi okuma yazma bilmeyenlerin şahit sıfatıyla vasiyetnameye katılamıyacakları hükmünü koymuştur. Vasiyetnamenin geçerliliğini sağlıyacak bu önemli koşulun, vasiyetnameyi düzenleyen noterce göz ardı edileceği düşünülemez. İptali istenen vasiyetnamedeki şahit Sadık Demir imzası ile onaylamıştır. Böyle bir durumda şahidin okuma yazma bilmediğinin açık seçik, duraksamıya yer vermiyecek biçimde kanıtlanması gerekir. Davacının bir kısım tanıklarına karşı davalı şahitleri Sadık Demir'in okur yazar olduğunu da haber vermişlerdir. Okur yazar kabul edilmek için okul bitirip diplomalı olmayada gerek yoktur; O halde kanıtlanmayan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması Yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve Yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı (BOZULMASINA), 24.2.1993 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
19-09-2007, 15:11 | #14 |
|
Bir de şu var, malum, bir şeyin olmadığının değil, ancak olduğunun ispatı mümkündür.
Bu durumda "okuma yazma bilmiyorum" iddiasını ileri sürmek sizin açınızdan yeterlidir. Okuma yazma bilmediğini ispat edecek olan siz olmadığınız gibi, bu mümkün de değil. Bu iddianızı takiben Mahkemenin ileri sürüldüğü gibi okur yazar olup olmadığını kendisinin araştırması gerekir -nitekim tüm bozmalar da bu yönde, "Mahkemenin duraksamaya yer vermeyecek biçimde araştırması gereklidir" şeklinde-. Bundan sonra okur yazarlığı ispat külfeti, karşı yana düşüyor. Saygılarımla... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hızlı okuma kursları | Özlem Benli | Hukuk Lisans Eğitimi | 4 | 29-06-2013 19:34 |
Suçluya kitap okuma cezası | özge_law | Hukuk Haberleri | 3 | 26-07-2007 09:35 |
Okuma yazma bilmeyen kişinin avukata verdiği vekaletname | Şule Çimen | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-06-2007 20:13 |
A.Ş'e Tayin Edilecek Müdür Ve Yetkileri | valpuriso | Meslektaşların Soruları | 1 | 07-11-2003 10:07 |
Tbmm İnsan Hakları Komisyonuna Dilekçe Yazma | Hüseyin | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 01-03-2002 22:49 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |