yangın nedeniyle nüfus kayıtlarına ulaşamamak

Merhaba meslektaşlarım müvekkilim uzun zaman yurtdışında yaşamış. Ve kendisine dede- babanesinden herhangi bir mal kalmadığı söylenmiş.

Şu aşamada ise malları sorgulamak için mirasçılık belgesi almak istediğinde mahkemece babasının anne ve babasının nüfus bilgilerine ulaşılamadığından (nüfus müd. cevabına göre 1955 yılında yangın meydana gelmiş ve bu nedenle bazı kayıtları yok olmuş- yersel kayıt yapılmış bazı istisnalar dahilinde- müvekkilin babanesi- dedesi için böyle kayıt da yok) dava açılması için süre verilmiş.

Bu durumda asliye hukuk mahkemesinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası mı açmak gerekir? Hiç nüfus kağıdı olup olmadığını bilmediğimden emin olamadım. Müvekkilim de bilinmiyor. Yangında yok olduğundan şüpheleniyoruz. Köyde yaşayan insanlar olduklarından sonra da uğraşmamışlar diye düşünüyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim.

Meslektaşım mirasçılık belgesi talepli dava açtığınızda mahkeme duruşma veriyor, ve bazı kurumlardan örneğin Ankara Arşiv Genel Müdürlüğü, erkek ise askerlik kayıtları için Milli Savunma Bakanlığından veyahut erişilebilecek başkaca her türlü bilgi belge için sizin de tespit edebildiğiniz kurumlardan bilgi talep ediliyor, tanık dinleniyor. Gelen bilgiler neticesinde veraset ilamı düzenleniyor. Aslında mirasçılık belgesi talebi ile mahkemeye başvurduğunda mahkemenin duruşma günü vererek bu hususu araştırması gerekirdi

Üstadım dava açılmış ama mahkeme müvekkilime dava açması için kesin süre vermiş. Zira nüfus kayıtlarında müvekkilin babası gözükse de babasının annesi ve babasının kayıtları mevcut değil. Nüfus müdürlüğü yangın sırasında kayıtların yanmış olduğunu söylüyor.

Mahkeme de bu nedenle müvekkile süre vermiş. Herhalde nüfus kaydının düzeltilmesi davası açacağım diye düşünüyorum ama emin olamadım.

Miras bırakanların nüfus kayıtları bulunamadığı ve kayıtların yangında yandığı ifade edildiğinden, miras bırakanların doğum ölüm tarihleri ve ana ve baba adları belirtilerek nüfusa kayıtlarının yapılması gerekir. Nüfusa kayıt ise idari bir işllem olmakla beraber bu konuda "tespit" davası açılması mümkündür.

Bu durumda bence ortada düzeltilecek bir kayıt bulunmadığından doğrudan kayıt düzeltilmesi davası açılamaz. Asliye Hukuk Mahkemesinde miras bırakanların "ana ve baba adları ile birlikte doğum ve ölüm tarihlerinin tespiti" davası açılarak ,alınacak ilamla Nüfus idaresince nüfus kayıtlarının yapılmasının sağlanması uygun düşer.

Yücel bey yanıtınız için teşekkür ederim. Bu konuda emsal bir karar hatırlıyor musunuz. Yol göstermesi açısından yararlanabileceğim. Ben de sizin gibi düşünüyorum ama mirasçılık belgesinin alınması için açılan davada hakim ara karar ile;

Davacıya veraset ilamını talep ettiği XXXX (soyadsız) oğlu olan YYYYY nüfus kaydında anne baba kaydını düzeltecek şekilde nüfus kaydının düzeltilmesi davası açmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine, verilen süre içersinide dava açıldığına dair beyanda bulunulmaz ise davanın reddine karar verileceğine;

Şeklinde karar verilmiş. Bu ara karar biraz kafamı karıştırdı açıkçası.

Mevcut olmayan bir kaydın düzeltilmesinin istenemeyeceği açıktır.
İlk cevabımı genel bilgilerime dayalı olarak yazdım.Sonradan rastladığım aşağıdaki kararda da Yangın sonucu yok olan nüfus kayıtları ile ilgili davanın "tespit" davası şeklinde açılacağı ifaede edilmiştir.

Bence açıcak tespit davası nufus kayıtlarının düzeltilmesine yönelik eda davasının bir benzeridir. Ortada düzeltilecek bir kayıt bulunmadığından usulü zorunluluk nedeni ile tespit davası şeklinde açılmaktadır. Dolayısı ile tespit davası açılmakla mahkenin ara kararı yerine getirilmiş olacaktır.

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2008/13027
Karar Numarası: 2008/15293
Karar Tarihi: 17.11.2008


Davacılar; eş ve babaları A.İ.1335 doğumlu olup, 21.9.1962 tarihinde vefat ettiğini, vefatından on yıl sonra 1973 yılında Eruh hükümet konağında çıkan yangında bütün nüfus kayıtlarının yandığını, sonradan yapılan yersel yazımda, bu tarihten önce ölmüş olanların nüfus kütüğüne yazılmadığını, ileri sürerek; Abdullah İlhan’ın 21.9.1962 tarihinde öldüğünün tespiti ile ölüm tarihinin nüfus kütüklerine tescil edilerek T.C. kimlik numarası verilmesini talep etmişlerdir.

Mahkemece; “..davacıların tespit hükmü almalarında güncel ve hukuken korunabilecek bir yararları bulunmadığı..” gerekçesiyle istek reddedilmiştir.

Dava; ölümün ve tarihinin tespiti isteğine ilişkindir.
Ölüm tarihinin tespiti istenilen A. İ.nüfusta kaydı bulunmamaktadır.
.
Nüfus Müdürlüğü; Eruh hükümet konağında 1973 yılında çıkan yangında tüm nüfus kayıtlarının ve kütüklerin yandığını, yangından önceki aile kütüklerinin arşivde bulunmadığını, yangından sonra yersel yazım yapıldığını, yapılan yersel yazımda ise, bu tarihten önce ölmüş olanların kayda alınmadığını bildirmiştir.

Bir hakkın kullanılması için bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda yada başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimse iddiasını ispat etmek zorundadır. (TMK.m.29/1) Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. (TMK. m.30/1) Nüfus sicilinde bir kayıt yoksa gerçek durum her türlü delille ispatlanabilir. (TMK. m.30/2) Ölüme bağlı hakların kullanılabilmesi için; kişinin öldüğünün veya belirli bir zamanda ölü olduğunun tespitini talep etmekte davacıların hukuki yararları mevcuttur.

Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle; 1335 doğumlu A. İ. hakkında sigortalı işe giriş beyannamesi düzenlendiği ve (2203597) sigorta sicil numarası ile sigortalılığının tescil edildiği, askerlik yaptığı, 1973 yılındaki yangından önce nüfus kütüğünde kayıtlı bulunduğu, kendisine nüfus hüviyet cüzdanı verildiği ve bu tarihten önce de öldüğü gerçekleşmiştir. O halde, adı geçen şahsın ölümünün ve ölüm tarihinin tespitine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile tespit isteğinin reddi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.11.2008 Pzt.

Teşekkür ederim yücel bey. Bir de nüfusun cevabında yersel kayıt yapıldığını beyan etmişler. Yersel kayıt bir kayıt sayılabilir mi? Tam olarak yersel kayıttan kasıt nedir?

"Yersel Yazım" 1543 sayılı Mülga Genel Nüfus Yazılımı K. m. 5 ,Yönetmelik ve önceki kanun hükümlerine göre "Birer birer gezilip evde bulunanların görülmesi suretiyle yapılan" nüfus kayıt işlemidir. Yersel yazım suretıyle oluşturulan nüfu kayıtları geçerli bir kayıt niteliğindedir.