Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kambiyo senetlerinde takibin iptali

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-03-2025, 20:21   #1
Çağla Gülsün ERKOÇ

 
Varsayılan Kambiyo senetlerinde takibin iptali

Merhabalar,

müvekkil daha önce tarımsal ürün satan bir şirketten ürün almış ve sözleşme kapsamında bulunan son sayfa çizgiyle ikiye bölünmüş şekilde üst kısmı senet ibaresiyle düzenlenmiş alt kısımda ise alınan mal ve bedeli yazıyor. akabinde müvekkil için 10 örnek icra takibi başlatılıyor ve sayfa komple takip dayanağı olarak ibraz ediliyor, daha sonra yine aynı şirket başka bir sözleşmedeki senet gereği bir 10 örnek takip daha açıyor ama bu kez sadece senet kısmı kesilerek ibraz edilmiş şekilde. Bu durumda ilgili senet sözleşmenin eki niteliğinde sayılarak senedin kambiyo senedi vasfını yitirmiş olduğundan söz edilebilir mi? senet bedeli ile sayfanın altında yazılan ürün bedeli de birebir tutarlı şekilde.

Cevaplar için şimdiden çok teşekkür ederim
Old 13-03-2025, 15:23   #2
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Meslektaşım merhabalar;

Konu daha önce forumlarda tartışılmış ancak; senet vasfını yitirdiğinden söz edilemeyeceği kanaatindeyim. Salt sözleşmeden koparılmış ve kenarları tırtıklı şekilde olması; senet vasfını kaybettirmeyeceği gibi; teminat senedi olduğu manasına da gelmez. Sunulu kararlarda da bu yönde bir ibare yok.

Siz sadece; senedin sözleşmeye aykırı olarak doldurulduğunu yada borcu ödediğinizi ileri sürebilirsiniz.

Yukarıda bahsedilen tüm hususları da; yazılı delille ispatlamanız gerekli. Diye düşünüyorum

https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=66197
https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=86875
https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=86876
https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=55240
https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=43180


11. HUKUK DAİRESİ
Esas : 2020/4468
Karar : 2021/3828
Karar Tarihi :19.04.2021
Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 06.04.2018 tarih ve 2017/473 E. - 2018/289 K. sayılı kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 01.04.2019 tarih ve 2018/1459 E. - 2019/674 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacılar vekili, davalı şirketin araç kiralama işi ile uğraştığını, davacıların davalıdan ayrı ayrı tarihlerde üç kez araç kiraladıklarını, kira bedellerini ödediklerini, araç kiralama sözleşmesi imzalandığı sırada sözleşmenin alt kısmının tırtıklı olduğunu, bu kısmının sonradan bono haline getirilmek suretiyle icra takibine konu edildiğini, davacıların davalıya borçlarının bulunmadığını ileri sürerek Antalya 16. İcra Müdürlüğünün 2017/9887 Esas sayılı dosyası nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacılar ile davalı şirket yetkilisi arasında davacı şirketin ekonomik sıkıntı içerisinde olması nedeniyle şirketin toparlanabilmesi ve büyümesi ve büyüme ile beraber bir ortaklık kurulabilmesi için davacı şirketin desteklenmesi kararı alındığını, bu anlaşmaya dayalı olarak davalı şirket tarafından davacı şirkete çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığını, davalı şirkete ait çeklerin verildiğini, hatta davacı şirket yetkilisi ...'in kendisine de çekler verdiğini, bu ödemelerin karşılığı olarak da davacıların takibe ve davaya konu senedi verdiklerini, davacı iddialarının doğru olmadığını, icra dosyasındaki 12.08.2017 tarihli hacizde borcu kabul ettiklerini, davalı şirketin rent a car işi ile uğraşmadığını, inşaat alanında faaliyet gösterdiğini, davacıların davalı şirketten değil, davalı şirket yetkilisi Hüseyin Yüce'nin eşi olan Sevda Yüce'ye ait Rent a car şirketinden araç kiraladıklarını ve bunun sadece bir defaya mahsus olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, 6100 sayılı HMK'nun 200. maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201. maddesi uyarınca da senede karşı tanıkla ispatın mümkün olmadığı, davalının senedin taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesi nedeniyle teminat olarak verildiği iddiasını ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından senedin taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiğine ilişkin açıkça senede atıf yapan herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, sadece Antalya C.Başsavcılığının 2016/32205 Soruşturma sayılı dosyasında davalı hakkında tefecilik suçundan soruşturma yürütüldüğü ve dava açıldığının beyan edildiği, ayrıca Antalya 3. İcra Ceza Mahkemesi tarafından davacının taahhüdü ihlal suçundan mahkumiyetine ilişkin olarak verilen kararın da itiraz üzerine beraat olarak düzeltildiği belirtilmiş ise de, senedin teminat olarak verildiği ve bedelsiz olduğuna ilişkin yazılı delil ibraz edilmediği, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karara karşı, davacılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesince, uyuşmazlık konusu bonoda; davacı şirket keşideci, diğer davacılar kefil, davalı şirket lehtar durumunda olup, bononun "nakden" kaydı ile düzenlendiği, 6102 sayılı TTK'nın 778. maddesinin (f) fıkrası uyarınca bonolarda da uygulanması gereken 680. maddesi gereğince açığa senet düzenlenmesinin mümkün olduğu, bu senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu veya teminat olarak düzenlendiği iddiasının 6100 sayılı Yasa'nın 200. maddesi uyarınca yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği, davacının bu hususta yazılı bir delil bildirmediği, lehtar davalı, takip konusu bononun davacı şirket ile şirketin ekonomik olarak sıkıntı içerisinde bulunması nedeniyle taraflar arasında davacı şirket ortaklığı konusundaki anlaşma nedeniyle davacı şirkete ve şirket temsilcisi ...'e yapılan ödemeler ve verilen çekler nedeniyle düzenlendiğini savunduğundan, davacıların imzalarını inkar etmedikleri bononun sonradan anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiği iddialarının yazılı delil ile ispatlamaları gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekilleri temyiz etmiştir.

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ...'ten alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 14,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılar ... ve EMD Mobilya'dan alınmasına, 19/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





13. Hukuk Dairesi
2013/894 E.
2013/4726 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, kendisi ve dava dışı arkadaşının oto kiralama işi yapan davalıdan otomobil kiraladıklarını ve kira sözleşmesi olduğunu zannettiği bir belge imzaladıklarını, otomobil ile kaza yaptıklarını ve babası tarafından aracın çalışamadığı günlere karşılık davalıya 3900 TL ödendiğini, ancak davalının araç kiralanırken düzenlenen belgenin alt kısmındaki bono olarak düzenlenen kısmı yırtarak icra takibi yaptığını, davalı ile aralarında oto kiralama dışında bir ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek bonodan dolayı borçlu olmadığının tesbitini istemiştir.
Davalı, davacının bono karşılığı borçlu olduğunu, bononun borçtan soyut bulunduğunu, iddianın yazılı delille ispatlanması gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının iddiasını yazılı delille ispatlıyamadığı gerekçesiyle davanın reddine, %40 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davada, davalının oto kiralama sözleşmesinin alt kısmında bulunan kısmın davalıca bono haline getirilerek icra takibine konulduğunu, borcunun bulunmadığını iddia etmekte, davalı ise iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiğini savunmaktadır. Hemen belirtmek gerekirki, davalı oto kiralama ilişkisinin bulunduğunu inkar etmediği gibi, dosya içinde bulunan ve davacı tarafça ibraz edilen 3.12.2000 tarihli belgeye karşı bir itirazda da bulunmamıştır. İtiraza uğramayan tarihli belgede, davacının araba kiralamadan dolayı aracın yatış parası olarak 3900 TL ödendiği, başka borcun bulunmadığı belirtilmiş ve altı davalı tarafından imzalanmıştır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde herhangi bir yazılı kira sözleşmesi ibraz edilmemesine rağmen taraflar arasında otomobil kiralama ilişkisinin bulunduğunun kabulü zorunludur. Taraflar arasındaki ilişkinin bu şekilde kabulünden sonrada davaya konu bononun incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekir. Davaya konu bono aslının incelenmesinde, bononun üst tarafının forma kesim olmayıp, tırtıklı olması nedeniyle bononun başka bir belgenin eki iken o belgeden koparıldığında duraksama bulunmamalıdır. Bu husus ile az yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde de, davalının oto kiralama sözleşmesinin altında bulunan ve uygulamada teminat olarak düzenlenen bono kısmı sözleşmeden ayırarak icra takibine konu ettiği anlaşılmaktadır. Davalı, 3.10.2012 tarihli belge ilede zararının karşılandığını kabul ettiği içinde bonodan dolayı alacaklı olduğu kabul edilemez. Bu itibarla davacının bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği gibi, icra takibinin tedbiren durdurulmadığı, davalının bu nedenle zararının bulunmadığı ve bu haliyle davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi koşullarının da olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönleri gözardı ederek yazılı şekilde karar vermiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 80.00 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 27.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 15-03-2025, 02:02   #3
Furkan Terzioğlu

 
Varsayılan

İkinci takipte herhangi bir problem olmadığını düşünüyorum. İlk takip ise "Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi" şartını sağlayıp sağlamadığı hususu tartışılabilir. Bunun için takip dayanağı olarak gösterilen sayfada senetten başka hangi verilerin bulunduğu önem arz ediyor. Sadece sözleşmenin devamında senedin bulunması senedin geçersizliği sonucunu doğurmayacağı düşüncesindeyim. Aşağıdaki makaleyi incelemenizi öneririm.

Yargıtay Kararları Işığında Bononun Ta'lili, Dr. Öğr. Ü. Gülşah YILMAZ: https://dergipark.org.tr/tr/download...e-file/1489595
Old 15-03-2025, 13:21   #4
Çağla Gülsün ERKOÇ

 
Varsayılan

meslektaşım öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim . senet sözleşmenin sayfası niteliğinde sayfanın yarısı sonradan kesilmek üzere çizgili şekilde üst kısım senet alt kısımda alınan ürün cins ve bedeli yazıyor ve senet bedeliyle birebir uyuşuyor.
Old 15-03-2025, 20:53   #5
Furkan Terzioğlu

 
Varsayılan

Soyut borç tanıması içermediğini ve kambiyo senedi vasfını haiz olmadığını düşünüyorum. Çizgili yerden yırtarak takip dayanağı yapmış olsalardı veya "Bedeli malen alınmıştır." gibi soyut bir ibare geçseydi herhangi bir sıkıntı olmazdı ancak senette x TL yazıyorken senedin olduğu kağıtta "5 top Kumaş, x TL" yazıyorsa borcun sebebi belli olduğundan soyut borç tanımasından bahsedilemez.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kambiyo vasfı taşımama- menfi tespit - takibin iptali mevzu hukuk Meslektaşların Soruları 3 24-03-2015 23:25
kambiyo senetlerindeki takipte şikayet ve takibin iptali Av_Mustafa Meslektaşların Soruları 1 17-03-2010 21:42
kambiyo sendedine bağlı takibin iptali av.efsun Meslektaşların Soruları 8 23-12-2009 13:26
Kambiyo Senetlerinde Faiz denizus Meslektaşların Soruları 4 26-07-2007 20:29


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04321408 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.