Makbuz Kesimine Dair

Meslektaşlarım merhabalar, makbuz kesme ve kdv'ler ile ilgili aklıma takılan noktaları foruma danışmak istedim. Öncelikle "tanıdık" adı altında gelen müvekkiller avukatlık hizmetlerine karşılık bir ücret tutarı belirlesek bile bu ücrete dair bir sözleşme yapılmadığı ve ödemelerin çok sonraya kalması sebebiyle nasıl hareket etmemiz gerektiğiyle ilgili. Kdv ve gelir vergisi açısından makbuz kesme işlemini ne zaman ve ne şekilde yerine getirmeliyiz? İkinci bir konu ise aile içerisinden alınan avukatlık işleri için, şöyle ki örnek vermek gerekirse büyükannemin bir arabuluculuk/dava işi karşılığında avukatlık ücreti almayacağıma dair bir bildiri baroya yapılsa bile bu işleme yönelik yine kdv ve gelir vergisi açısından ne zaman ve ne şekilde makbuz kesilmeli? Cevaplarınız çok değerli şimdiden teşekkürler.

Meslektaşım, vergi hukuku hakkında pek bilgim olmadığını söyleyeyim öncelikle. Katıldığım konferanslardan edindiğim bilgi ise şöyle:

1- KDV, hizmet alandan devletin aldığı vergidir. Bunun avukatın alacağı ücretle ilgisi yoktur. Avukat bu parayı peşinen hizmet alandan tahsil edip, devlete hemen ödemelidir. Dolayısıyla avukat, müvekkilinden hiç para tahsil etmeden işe başlasa bile, alması gereken ücretin KDV'sini hesaplayarak daireye ödemelidir. Yani devlet KDV'nin tahsil edilme borcunu avukata yüklüyor. Kendisi uğraşmıyor.

2- Gelir vergisi ise avukatın kazandığı gelir üzerinden alınır. Bu nedenle öncelikle avukatın bir gelir elde etmesi gerekir. Tahsilat ne zaman yapılırsa, o zaman gelir vergisi ödenmelidir.

Örnekler:

1- Avukat müvekkiliyle anlaştı ve ödemeyi aldı. KDV ve gelir vergisi belirtilerek makbuz eksiksiz olarak düzenlenmeli.

2- Avukat müvekkiliyle anlaştı ancak ödemeyi almadı. KDV'yi belirtecek şekilde makbuz düzenlenmeli. Makbuzun altındaki not alanına, "tahsilat yapılmamıştır" kaydı düşülmeli. Bunun sonucunda KDV ödenmeli. Tahsilat yapılınca düzenlenecek makbuz ile de gelir vergisi ödenecektir.

Sizin olayınıza vergi hukukçusu bir meslektaşımız cevap verse daha iyi olur ancak temel mantığa göre, ücretsiz hizmet verilirse KDV ödenmeli ama gelir vergisi ödenmemelidir. Makbuzun altına, işin ücretsiz yapıldığı yazılır. KDV ödenir. Zira kazanç elde edip etmemeyi avukat seçebilir ama KDV'nin tahsil edilip edilmemesine ancak devlet karar verebilir. Avukat bundan feragat edemez. Kendi alacağı değil çünkü. Böyle bir durumda hizmete başlandığında KDV'yi gösterir şekilde, açıklamalı bir makbuz düzenlemek gerekecektir.

Tabii burada, "KDV kazanç üzerinden hesaplanır. Kazanç(tahsil edilmesine bakılmaksızın) yoksa KDV nasıl olacak?" sorusu gündeme gelir. Dediğim gibi bunu bir vergi hukukçusu cevaplasın ama bizde asgari ücret tarifesinin bulunması nedeniyle devletin, "En azından asgari ücret üzerinden KDV ödemelisin" diyeceğinden pek şüphe duymuyorum. Çünkü vergide mantık olmaz. Emir vardır. Devlet emreder. İnsanlar da uyar. Tartışılamaz. Mantık, gerekçe aranmaz.

Alıntı: Yazan Av. Erdem Akçay Meslektaşım, vergi hukuku hakkında pek bilgim olmadığını söyleyeyim öncelikle. Katıldığım konferanslardan edindiğim bilgi ise şöyle: 1- KDV, hizmet alandan devletin aldığı vergidir. Bunun avukatın alacağı ücretle ilgisi yoktur. Avukat bu parayı peşinen hizmet alandan tahsil edip, devlete hemen ödemelidir. Dolayısıyla avukat, müvekkilinden hiç para tahsil etmeden işe başlasa bile, alması gereken ücretin KDV'sini hesaplayarak daireye ödemelidir. Yani devlet KDV'nin tahsil edilme borcunu avukata yüklüyor. Kendisi uğraşmıyor. 2- Gelir vergisi ise avukatın kazandığı gelir üzerinden alınır. Bu nedenle öncelikle avukatın bir gelir elde etmesi gerekir. Tahsilat ne zaman yapılırsa, o zaman gelir vergisi ödenmelidir. Örnekler: 1- Avukat müvekkiliyle anlaştı ve ödemeyi aldı. KDV ve gelir vergisi belirtilerek makbuz eksiksiz olarak düzenlenmeli. 2- Avukat müvekkiliyle anlaştı ancak ödemeyi almadı. KDV'yi belirtecek şekilde makbuz düzenlenmeli. Makbuzun altındaki not alanına, "tahsilat yapılmamıştır" kaydı düşülmeli. Bunun sonucunda KDV ödenmeli. Tahsilat yapılınca düzenlenecek makbuz ile de gelir vergisi ödenecektir. Sizin olayınıza vergi hukukçusu bir meslektaşımız cevap verse daha iyi olur ancak temel mantığa göre, ücretsiz hizmet verilirse KDV ödenmeli ama gelir vergisi ödenmemelidir. Makbuzun altına, işin ücretsiz yapıldığı yazılır. KDV ödenir. Zira kazanç elde edip etmemeyi avukat seçebilir ama KDV'nin tahsil edilip edilmemesine ancak devlet karar verebilir. Avukat bundan feragat edemez. Kendi alacağı değil çünkü. Böyle bir durumda hizmete başlandığında KDV'yi gösterir şekilde, açıklamalı bir makbuz düzenlemek gerekecektir. Tabii burada, "KDV kazanç üzerinden hesaplanır. Kazanç(tahsil edilmesine bakılmaksızın) yoksa KDV nasıl olacak?" sorusu gündeme gelir. Dediğim gibi bunu bir vergi hukukçusu cevaplasın ama bizde asgari ücret tarifesinin bulunması nedeniyle devletin, "En azından asgari ücret üzerinden KDV ödemelisin" diyeceğinden pek şüphe duymuyorum. Çünkü vergide mantık olmaz. Emir vardır. Devlet emreder. İnsanlar da uyar. Tartışılamaz. Mantık, gerekçe aranmaz.

Son kısımda sizinde değindiğiniz şekilde kazanç elde edildiğinde makbuz kesimini yapmak ve kdv+gelir vergisi ödenmesi gerektiğini düşünüyordum. Ancak bir karışıklık olduğu da belli, uygulama da nasıl yapıldığına dair kesin bir bilgiye ulaşamadım hala. Yanıtınız için ayrıca teşekkürler meslektaşım.