işçinin terkin edilen şirket yerine iş merkezin ve sahibine dava açması

Merhabalar sayın meslektaşlarım,
Sizlere danışmak, fikirlerinizi almak ve varsa mahkeme kararları paylaşımlarınızı okumak maksadıyla bu başlığı açıyorum.

işçi 90'lı yılların ortalarından beri bir iş merkezinde bekçi olarak çalışmakta. aynı iş merkezinin sahibinin bu iş merkezinde bir de iş yeri var matbaa olarak. Sgk kayıtlarında işçinin işvereni olarak o matbaa geçiyor. zaten matbaa ve iş merkezinin sahibi aynı. 2013 yılında işten çıkış gösteriliyor ve hakları ödeniyor. Daha sonra 2015 yılında tekrar aynı iş yerine giriyor ve sigortasız olarak çalışıyor. İşçi 2020'nin mart ayına kadar çalışıyor ve sonrasında işine son veriliyor. bu esnada 2019 yılında da matbaa şirketi sicilden terkin ediliyor.
Bu işçinin açacağı alacak davasının işveren olarak şirketi değil de(ki zaten terkin edildi), iş merkezinin ve dolayısıyla iş merkezi sahibi gerçek kişinin işçisi imiş gibi onu davalı göstererek açılması sizce yerinde bir karar olur mu ?

Bu konudaki fikirleriniz ve tecrübeleriniz bana için çok yardımcı olacaktır.
şimdiden teşekkürler , esenlikle kalın.

Merhaba

-Sigortasız çalıştığı için tespit davası açmanız gerekir diye düşünüyorum. Tespit davasında hasım olarak iş merkezinin sahibi kişiyi gösterebilirsiniz. Gece bekçisi olarak işe aldığını ve sigortasız çalıştığını tanıklarla ispatlayabilirsiniz.

-Kapanan şirkete karşı dava açarsanız şirket kapandığı için karar çıkartsanız bile icra yolu ile kıdem tazminatı vs alacağınızı alamayacağınızı düşünüyorum. Şirketin ihyası diye uygulamada uygulanan bir yol var ama bu yolla alacağını tahsil edeni ben görmedim.

Üstat peki alacak davasını doğrudan gerçek kişiye yöneltmek mantıklı mıdır burda sizce? Yada terditli dava olarak tespit ve alacak açıp, davalıyı gerçek kişi göstersek? Ne dersiniz ?

Alıntı: Yazan av.oktayoktay Üstat peki alacak davasını doğrudan gerçek kişiye yöneltmek mantıklı mıdır burda sizce? Yada terditli dava olarak tespit ve alacak açıp, davalıyı gerçek kişi göstersek? Ne dersiniz ?

Evet üstadım, ben de üsteki yazımda davalıyı gerçek kişi göstermeniz gerektiğini söylemiştim. Tüzel kişilik sicilden terkin edildiğine göre tüzel kişilikten tahsilat yapma şansınız az olduğundan, şirketin sahibi olan şahıs o yerin maliki olduğundan, müvekkilinizin işvereni olarak iddia etmenizin daha yerinde olacağını düşünmekteyim.

Değerli fikir ve önerileriniz için teşekkürler.