| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				Karşı vekalet Ücreti-Serbest Meslek Makbuzu
			 
			 
			
		
		
		
		
  
    
    
      
        
        
          
            
              | 
            
            Alıntı: | 
            
              | 
           
         
         | 
        
         | 
        
        
        
          
            
              | 
            
            
            Yazan Maliye Bakanlığı | 
            
              | 
           
         
         | 
        
        
        
         | 
       
     
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        Maliye Bakanlığı Özelgesi 
 
Tarih  : 27.07.2015 
Sayı    : 38418978-120[94-15/11]-786 
GVK Md. 65, 94  
KDVK Md. 1, 4, 20  
VUK Md. 236 
 
 
Mahkeme kararı gereği avukatlara  ödenen vekalet ücretinin gelir ve katma değer vergisi açısından  vergilendirilmesi, avukatın ücretli veya serbest meslek erbabı olup  olmamasına ve ödemeyi yapanın tevkifat yapmakla sorumlu kişi veya kurum  olup olmaması durumuna göre değişiklik arzediyor. 
Özelge talep formunuzda, avukatlık  mesleğiniz dolayısıyla serbest meslek faaliyetinde bulunduğunuzu,  müvekkiliniz adına vekaleten dava açtığınızı ve işlerini takip  ettiğinizi ancak dava lehinize sonuçlandığı zaman mahkemenin karşı  tarafın avukatlık vekalet ücretinin tarafınıza ödenmesine hükmettiğini,  almış olduğunuz bu ücret karşılığında serbest meslek makbuzu  düzenlediğinizi belirterek, avukatların karşı taraftan almış oldukları  vekalet ücretinin Katma Değer Vergisi, Gelir Vergisi ve Vergi Usul  Kanunu çerçevesinde değerlendirilerek, konu hakkında Başkanlığımız  görüşünün bildirilmesi istenilmektedir. 
A) GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN: 
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 65. maddesinde; 
"Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. 
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden  ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan  ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi  sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." hükmü yer almıştır. 
Aynı Kanun'un 67. maddesinin birinci fıkrasında; "Serbest meslek  kazancı bir hesap dönemi  içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı  olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve  para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyla yapılan  giderler indirildikten sonra kalan farktır." hükmüne yer verilmiştir. 
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu'nun  94. maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi  kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları,  dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri,  kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye  mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço  veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler maddede  bentler halinde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada,  istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya  mecbur oldukları belirtilmiş olup, aynı maddenin 2/b numaralı bendiyle,  yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri icra edenlere  yapılan ödemeler üzerinden  % 20 oranında tevkifat yapılacağı hüküm  altına alınmıştır. 
Öte yandan, aynı Kanun'un 96. maddesinde; "Vergi  tevkifatı 94. madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan  ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi  tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine  karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder. 
Vergi tevkifatı, ücretler dışında  kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Kesilmesi gereken  verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi,  bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı  üzerinden hesaplanır."  hükmüne yer verilmiştir. 
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164 ve  166. maddelerinde, avukatlık ücreti tanımlanmakta ve kaynakları  itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak  iş sahibinden sağlanan vekalet  ücreti ile dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa  yüklenen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz  edilmektedir. 
Anılan Kanun'un 164. maddesinin son fıkrasında; "Dava  sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet  ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve  mahsup edilemez, haczedilemez.", 168. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Avukatlık  ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda  hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.", 169. maddesinde ise "Yargı  mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık  ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz." denilmektedir. 
Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekâlet ücreti; 
a) Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden, 
b) Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme  veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakden) veya  banka havalesi ile ödemesi, 
c) Mahkeme veya icra dairesinin,  yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir  şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı borçlu taraftan alınan  vekâlet ücretini avukata ödemesi, 
şekillerinde tahsil edilebilmektedir. 
Bu hüküm ve açıklamalara göre, mahkeme  kararları ve icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine  dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekâlet ücretinin; 
- Avukata doğrudan veya avukata ödenmek  üzere mahkeme veya icra veznesine  ödenmesi halinde, avukatın ücretli  olmaması ve ödeme yapanın Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin  birinci fıkrasında sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişi veya  kurumlardan olması durumunda, davayı kaybeden tarafından Gelir Vergisi  Kanunu'nun 94. maddesinin birinci fıkrasının 2-b bendine göre gelir  vergisi tevkifatı yapılacağı, 
- Yargılama giderleriyle birlikte davayı  kazanan tarafa doğrudan ödenmesi ve davayı kazanan tarafın da bu  vekalet ücretini avukata ödemesi halinde, avukata ödemeyi yapanın  (davayı kaybeden tarafın) Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin  birinci fıkrasında sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişi veya  kurumlardan olması durumunda, Gelir Vergisi Kanunu'nun 94. maddesinin  birinci fıkrasının 2-b bendine göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı, 
tabiidir.  
B) KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN: 
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun; 
- 1/1. maddesinde; ticari, sınai, zirai  faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan  teslim ve hizmetlerin KDV'ye tabi olduğu, 
- 4/1. maddesinde; hizmetin, teslim ve  teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu ve  bu işlemlerin, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek,   onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek,  kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde  gerçekleşebileceği, 
- 20. maddesinde; teslim ve hizmet  işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel  olduğu; bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan  veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne  suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer  suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve  değerler toplamını ifade ettiği 
hükme bağlanmıştır. 
Konuya ilişkin olarak yayımlanan KDV Genel Uygulama Tebliği'nin (I/B-4) bölümünde; 
"Mahkemelerce hükmolunan avukatlık  ücretlerinin davayı kazananlara ödenmesi KDV'nin konusuna girmez. Ancak  bu paralardan sözleşmeleri gereği ücret karşılığı çalışanlar dışında  kalan avukatlara intikal eden kısım, serbest meslek kazancı kapsamında  vergiye tabi olur. Avukatlar aldıkları bu para için davayı kazanana  serbest meslek makbuzu düzenler ve makbuzda alınan tutar üzerinden KDV  hesaplayıp ayrıca gösterirler. 
Mahkeme kararında "KDV hariç"  şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde, vekalet ücretinin KDV dahil  olduğu kabul edilir ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan  KDV, düzenlenen serbest meslek makbuzunda gösterilir." açıklamalarına yer verilmiştir. 
Buna göre, mahkemelerce hükmolunan  vekalet ücretinin sözleşme gereği ücret karşılığı hizmet verdiğiniz  müvekkillerinizin davasından kaynaklanıyor olması halinde söz konusu  vekalet ücreti ödemeleri KDV'ye tabi olmayacaktır. Ancak müvekkilleriniz  ile aranızda bir ücret akdi olmaksızın verilen avukatlık hizmeti  karşılığı alınan vekalet ücretleri serbest meslek kazancı kapsamında  değerlendirilecek ve KDV'ye tabi tutulacaktır. 
C) VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN: 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Makbuz mecburiyeti" başlıklı 236. maddesinde; "Serbest  meslek erbabı, mesleki faaliyetlerine ilişkin her türlü tahsilatı için  iki nüsha serbest meslek makbuzu tanzim etmek ve bir nüshasını müşteriye  vermek, müşteride bu makbuzu istemek ve almak mecburiyetindedir."  hükmü yer almıştır. 
Konuyla ilgili olarak yayımlanan 356 ve  375 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde; icra dairelerince  borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf  avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin  avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha  serbest meslek makbuzu düzenleneceği ve bir nüshasının ödemeyi yapan  memura verileceği açıklamalarına yer verilmiştir. 
Buna göre, dava sonunda mahkeme ilamına  göre borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf  avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin  avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha  serbest meslek makbuzu düzenlenmesi gerekmektedir. 
         | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
   
  
Değerli Meslektaşlar 
 
 
Özelgenin koyulaştırdığım  kısımda(VUK 236 maddesi gereği herhangi bir zorunluluk olamamasına rağmen), yer alan söz konusu tebliğler gereği  düzenleyeceğimiz iki nüsha serbest makbuzununun bir nüshasının ödemeyi yapan memura verileceği belirttiyor
 
Ben bu durumun hukuki ve yasal dayanağı  olmadığını ,özelgenin VUK 236 md.ne aykırı olduğunu  ,kendisinden herhangi bir ücret almadığımız sadece borçlu tarafından ödenen vekalet ücretini banka hesabımıza aktaran İcra Dairesine, düzenlediğimiz serbest meslek makbuzunu göndermemize ya da memura vermemize gerek olmadığını,Maliye Bakanlığının kendisine ait  vergi denetleme görevini İcra Dairesine yaptırma çapasında olduğunu,VUK na aykırı özelge çıkararak yetki yönünden hukuka aykırı davrandığınıve bu nedenle borçlu adına bir nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenmesinin ve kendisine bizzat verilmesi yada gönderilmesinin yeterli olacağı kanaatindeyim.
Siz değerli meslektaşlarımın bu hususta ki görüşleri nelerdir?İyi çalışmalar diliyorum... 
 
 
		
	 
 
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |