Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Reddİ Mİras-veraset

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-02-2012, 11:38   #1
idilika

 
Varsayılan Reddİ Mİras-veraset

Herkese iyi çalışmalar dileyerek içinden çıkamadığım(ız) sorunu anlatmak istiyorum.
Üç kardeşe ve babalarına annelerinden miras kalıyor. Baba da vefat edince babanın hissesi de kardeşlere miras olarak kalıyor. Ancak kardeşler hem borçla yükümlü olmak istemiyorlar hem de babalarının paylarını satmak istiyorlar. Bunun için veraset ilamı alındıktan sonra kardeşlerden ikisi mirası reddediyor. Bunu yaparken biz mirası reddederiz, payımız diğer kardeşimize kalır o da miras kalan yeri başkasına satar diye düşünüyorlar. Reddi mirastan sonra mahkemeye başvurup yeni veraset ilamı almak istiyorlar ancak mahkeme iki farklı veraset ilamı olamaz, ilk veraset ilamının iptali için dava açın diyor. İlkveraset ilamının iptali ve yeni veraset ilamının iptali için dava açılıyor ama bu kez de mahkeme, "mirasın reddi terekenin bölüştürülmesi ve tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulması gereken hususlardır. mirasın reddi keyfiyetinin veraset ilamına işlenebilirse de işlenmemiş olması da veraset ilamının geçersizliği sonucunu doğurmaz.Mirasçılar mirası reddettiklerini mirasın bölüştürülmesi ve tasfiyesi sırasında her zaman ileri sürebilirler" gerekçesiyle talebi reddediyor. Bunun üzerine ilk kararı veren mahkemeye reddi miras keyfiyetinin verset ilamına işlenmesi için taleopte bulunulsa da mahkeme geçmiş tarihli karara bunu işleyemem diyor.
Şahıslar reddi miras kararlarıyla tapuıda işlem yapamıyorlar tapu "mirasın reddine dair sulh hukuk mahkemesinden alınmış belgenin tapu müdürlüğüne ibrazı taşınmazın tescili için yeterli değildir. hakimin veraset belgesi verirken mirasın reddini nazara alması ve ona göre mirasçıları belirlemesi gerekir. Hakimin reddedenin payının kimlere kalacağını verset belgesinde göstermesi gerekir. Çünkü mirası reddedenin payının kimlere kalacağına tapu memuru karar veremez"diyor.
Müvekkil tapuda işlem yapamıyor ama mahkemeden de tapunun istediği türde veraset ilamı alamıyor. Bunun için reddi miras üzerine mirası reddedenlerin payının kimlere kalacağının ve yeni pay durumunun tespiti kararı istemeyi düşünüyorum. Bunu da hakimlerden biriyle görüştüm ama reddedenin altsoyu bulunup bulunmadığı nüfus kaydında belli olduğu için belli bir durumun tespitini istemek abesle iştigaldir dedi. Aklıma başka bir çözüm gelmiyor. Önerilerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Tekrar iyi çalışmalar.
Old 27-02-2012, 16:44   #2
Av.Müjgan

 
Varsayılan

"TMK. III. Mirasçılardan biri tarafından ret

Madde 611 - Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.

Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır."
Şayet mirası reddeden 2 kardeşin alt soyu varsa reddettikleri miras hissesi onlara kalacaktır.
Veraset belgesini veren mahkeme redddeden mirasçının payının kimlere hangi oranlarda kalacağını terdedüde yer vermeyecek şekilde göstermelidir. Dediğiniz gibi ilk alınan veraset ilamını, mirasın reddi kararını ekleyerek müracaatta bulunabilirsiniz. "Sanırım bu durumda sizi istediğiniz sonuca götürmeyecek" Zira müvekkilleriniz taşınmazın satılmasıyla hem borçtan kurtulmak, hem de belli bir pay edinmek ümidindeler. Şayet öyle ise; babaya anneden intikal eden hisse üzerindeki takyidatları değerlendirip başkaca bir formül bulmak daha mantıklı gibi...
Old 05-03-2012, 17:03   #3
idilika

 
Varsayılan

Teşekkürler Müjgan Hanım, maalesef ilk veraset ilamına reddi miras kararlarının eklenmesiyle sorunu çözemiyoruz. Çünkü tapu reddedenlerim altsoyu bulunup bulunmadığını görmek istiyor. En başta reddi miras davası 611.maddeye göre altsoyun tespitini istemiş olsalardı sorun olmayacaktı. Sanırım tespit davası ile işi çözmeye çalışacağım.
Old 07-03-2012, 10:00   #4
Av.Müjgan

 
Varsayılan

Afedersin, elbette "müracatta bulunabilirsin"de kastım dediğin gibi tespit davası idi.
Old 07-03-2012, 11:29   #5
advocateso

 
Varsayılan

Biliyorsunuz artık noterler de veraset ilamı verebiliyor. Veya veraset ilamında yetki zorunluluğu olmadığından, önceden alınan veraset ilamının verildiği mahkemeden farklı bir yerde de yine başvuru yapabilirsiniz. Bu kez başvuru yaparken mirasın reddedildiğine dair Sulh Hukuk Mahkemesi kararının da dilekçenize eklerseniz, geriye kalanların durumlarına göre bir veraset ilamı alabilirsiniz diye düşünüyorum...
Old 12-03-2012, 12:08   #6
idilika

 
Varsayılan

Sayın advocateso,

Müvekkil ilk önce dediğiniz şekilde başvuru yapmış ve reddi miras kararlarını da eklemiş ancak, mahkeme iki ayrı veraset ilamı verilemeyeceği önce ilk veraset ilamının iptal edilmesi gerektiği kanaatiyle talebi reddetmiş. Biz başvuru yapıp ilkinin iptalini ve yeni veraset ilamı verilmesini istediğimizde de mahkeme reddetti. Reddinde Yargıtay kararlarını gerekçe gösteriyor, gerçekten de Yargıtay "Mirastan ıskat ve mahrumiyet sebepleri, ya da mirasın reddi veya mirastan feragat halleri veraset ilamı istemeye engel değildir. Iskat,mahrumiyet,red,feragat "hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürlmesi sırasında gözetileceğine" işaret edilmek suretiyle ve bu durumlar yok sayılarak miras, paylarını gösterir biçimde hüküm tesis edilmesi gerekir." diyor. Bu durumda ben herhangibir mahkemeye başvurduğumda reddi mirası belirtecek belki ama yeni pay durumlarını tespit etmeden eskisi gibi bir veraset ilamı verecek. Bana çok manasız geliyor o halde reddi mirasın anlamı kalmıyor. Sonuç olarak reddi miras miras payını etkiliyor. Nasıl bu durumlar yokmuş gibi veraset ilamı verilir anlayamıyorum.
Old 08-03-2013, 11:40   #7
128179

 
Varsayılan

Yargıtay 2. Hukuk dairesinin 19/04/2008 tarih ve 2005/3540 esas, 2005/6336 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi mirastan feragat durumunun varlığı, veraset belgesi verilmesine engel değildir. Mirasçılıktan çıkarılma ( iskat ), mirastan feragat yada mirasçılıktan yoksunluk,yada mirasın reddinin hukuki sonuçları tereke paylaşımı sarasında gözetilmelidir. Bu durum yok sayılarak miras payları gösterilmelidir. Mirasçılık belgesi maddi bir olayın varlığını ve kişiler arasındaki irs ilişkisini gösterir
Old 05-04-2016, 12:02   #8
Av.Birsel

 
Varsayılan

sayın meslektaşım, benzer bir sorunum var. sorunu nasıl çözdünüz? teşekkürler
Old 27-10-2016, 08:33   #9
dalman

 
Varsayılan Konuyu araştıranlara belki bir yardımı olur

Sayı : B.09.1.TKG.0.10.00.01-145/216-1731
Konu : Mirasın Reddi
TAPU VE KADASTRO ….. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE
İlgi: 17/01/2012 tarihli, B.09.1TKG1140001-100.99/266-388 yazınız ve ekleri
İlgi yazınız ve ekleri incelendi. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 'Ret Hakkı' başlıklı 605/1. maddesi; "Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler... ", Kanunun 'Reddin Şekli' başlıklı 609. maddesi; "Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir. Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı tüzükle düzenlenir.'' ve Aynı Kanununun 'Mirasçılardan Biri Tarafından Ret' başlıklı 611/1. maddesi: "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.'' hükümlerini içermektedir. Buna göre, mirasın reddi, mirasçılık sıfatını kazanmak istemeyen, kendisi için tehlikeli gören mirasçıya tanınmış bir haktır. Red sonucu mirasın açıldığı andan itibaren mirasçılık sıfatı kaybedilir. Yasal mirasçılardan biri, mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi diğer mirasçılara intikal eder. En yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. En yakın kanuni mirasçılardan maksat, doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılardır. Mirasçılık belgesi, muris ile mirasçılar arasındaki kanunî veya ölüme bağlı tasarrufla oluşan bağı, mirasçıların mirasın açıldığı anda sağ olduklarını veya cenin olup sağ doğdukları, Türk Medeni Kanununa göre mirasçı olmaya hak ehliyetlerinin bulunduğunu ve terekedeki payları gösterir. Hukukumuzda (mansup mirasçılar için olanlar hariç) özel bir düzenleme ile belirlenmeyen veraset belgesi, çekişmesiz yargı yolu ile mahkemelerce verilmekte olup (H.M.K. md. 11 ), unsurlarından biri üzerinde ihtilâf halinde, çekişmeli yargı yolu ile iptali ve doğrusunun düzenlenmesi mümkündür. (Y.H.G.K'nun 28.12.1994 tarihli ve E. 1994/2-625,K. 1994/905 sayılı kararı ile 24.03.2004 tarihli ve E. 2004/2-184, K. 2004/166 sayılı kararı) Mirastan ıskat, mahrumiyet sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hallerinin bulunması, mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Iskat (TMK. md. 510), mahrumiyet (TMK. md. 578), red (TMK. md. 605) ve feragat (TMK. md. 528)'in "hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine" işaret edilmek suretiyle ve bu durumlar yok sayılarak miras paylarını gösterir biçimde hüküm kurulması gerekmektedir. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 21.02.2005 tarihli ve E. 2005/1048, K. 2005/2427 sayılı kararı) Veraset belgesi istemek, maddî bir olayın varlığını ikrar ve kişiler arasındaki irs ilişkisini tespit ettirmekten ibarettir. (Yargıtay İkinci Hukuk Dairesinin 21.6.1951 günlü 4448/4712 sayılı kararı) İsteğin bu niteliği bakımından mahkemeye başvurmak mirasçının ne bir hakkının yitirilmesine, ne de veraset durumunda bir değişiklik meydana getirilmesine yol açar. Aksi düşünülürse çeşitli sakıncalar da çıkabilir. Meselâ üç aylık süre (T.M.K. md. 606) geçmeden veraset belgesi alan mirasçının mirası reddetmek hakkından yoksun sayılması sonucu çıkar. (T.M.K. md. 610). Oysa veraset belgesi her zaman bir terekenin paylaştırılmasını! katılmak veya terekeye sahip çıkmak gibi sebeplerle alınmaz. Miras bırakanın öldürülmesi sebebi ile manevî tazminat davası açmak (B.K. md. 47), dul, yetim aylık veya ikramiyesi almak (5434 sayılı Kanunun 17.01.2012 tarih ve 6270 sayılı kanunun l md. ile Değişik 89. md.), gibi sebep ve düşüncelerle de veraset belgesi alınabilir. Bu bakımdan veraset belgesi almak hiçbir bakımdan mirası reddetmek hakkını yitirmek anlamına gelmez. Hatta mirası reddeden mirasçının bile yukarıda yazılı sebeplerle veraset belgesi istemesi mümkündür. (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 13.05.1976 tarihli ve E. 1976/3899, K. 1976/4138 sayılı kararı) Ayrıca, benzer konu nedeniyle Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünden alınan 24.05.2006 tarih ve 11718 sayılı yazı ile; "...Yargıtay 2. Hukuk Dairesince verilen... 19/04/2005 tarihli ve 2005/3540-2005/6336 sayılı kararda "Mirasçıhktan çıkarma (ıskat), mirastan feragat veya mahrumiyetin hukuki sonuçlarının terekenin paylaşımı sırasında gözetileceğine işaret edilmek suretiyle ve bu durumlar yok sayılarak miras paylarım gösterir biçimde hüküm tesis edilmesi gerekmektedir... " ifadesine yer verildiği görülmektedir. Bu durumda; yani bir mirasçıhk belgesi alınmasına gerek olmadığına şüphe yoktur.Tapuda intikal işlemlerinin yapılabilmesini teminen ise; ... mevcut veraset belgesine istinaden yapılan intikal işleminden sonra, hak sahibi olanların mirastan feragatin varlığının gözetilmek suretiyle tapuda işlem yapılması için konuyu yetkili ve görevli yargı yerine taşıyabilecekleri.... " bildirilmiştir. Olayımızda, mirasın reddine dair ekli şerhin dosyada mevcut olduğu, ancak mirasın kimlere hangi oranda bölüştürüldüğünün veraset belgesinde hüküm altına alınmadığı, söz konusu mirasın reddini konu alan yeni bir mahkeme kararı da ibraz edilmediğinden intikal işleminin talep doğrultusunda tüm mirasçılar adına yapıldığı gözlenmiştir. Bu nedenle, Yargılayın yerleşik içtihatları ve Adalet Bakanlığının benzer konudaki görüşü de nazara alındığında mirasın kimlere hangi oranda bölüştürüldüğü 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 611/1. maddesi hükmü gereğince mahkemece hüküm altına alınması ve bu doğrultuda intikal işlemi yapılması gerektiğinden, tüm mirasçılar adına intikal işleminin gerçekleştirilmiş olması karşısında bu aşamada taksim işleminin karşılanması mümkün olmayıp, bu yönde alınacak mahkeme kararı ile miras reddinin dikkate alınmak suretiyle miras paylarının belirlenerek intikal tescilinin hükmen düzeltilmesi ve taksim işlemine mevzuat çerçevesinde yön verilmesi gerekmektedir. Bilgi ve gereğini rica ederim. 145/216-1731 29 Şubat 2012
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Mİras johnross Meslektaşların Soruları 1 09-12-2011 13:19
Mİras Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 30-11-2008 17:31
Mİras ZEYNEP Hukuk Soruları Arşivi 2 12-02-2002 00:05


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05400705 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.