03-05-2011, 01:37 | #1 |
|
Behzat Ç-Bir Ankara Polisiyesi
Aslına bakarsanız dizinin ilk bölümünü büyük bir heyecanla bekledim ama aradığımı bulamadığımı sandım. Uzunca bir süre izlemedim. Ama pazar akşamlarından birinde can sıkıntısıyla açmadığım o kara kutuyu gece yarısı açmak zorunda kaldım. Behzat Ç dizisi vardı ekranlarda. Sanırım tekrarı oynuyordu. Birden önceki hislerden başka bir his kapladı içimi. Nasıl da gerçekçiydi. Belki doğru değildi ama o kadar gerçekçiydi ki kendimi kaptırdım. Eski bölümlerini bulup tekrar, tekrar izledim. O günden bu yana da her bölümünü iki kere izler oldum.
Behzat Ç Emrah Serbes'in bir romanındaki kahramanından uyarlama bir yapım. Çokça gösterdiği şiddetle tanınıyor. Aslında sorgulanmasını istediği de tam olarak bu sanırım. Geri kafalı bir baş komiser kendine uygun tarzuyla her olayı aydınlatıyor. Şiddeti, küfürü bolca içinde taşıyor. Bazan öyle olaylarla karşılaşıyor ki insan olarak o mesleği yapmak gerçekten zor dedirtiyor insana. Bazan hak vermemek elde değil derken, polisleri de sorgulamamızı sağlıyor.Yani senaristler karşımıza geçmişler bizleri büyük bir sınava tabi tutuyorlar. Ondan dolayıdır ki böyle bir başlık açıp belki de olması gereken yerde bunları tartışmaya açmak istedim. Kullanılan dil ve şiddet bir dizi için uygun mudur? Diziler bize olması gerekeni mi, yoksa olanı mı göstermelidir? Polis ne kadar sert olmadır? Behzat Ç kahraman mıdır yoksa lağvedilmesi gereken bir insan mıdır? |
03-05-2011, 05:55 | #2 |
|
Çok hayatın içinden bir dizi.Ben beğenerek izliyorum.Sadece fazla küfür içeriyor,onun dışında abartacak başkada bir konu yok.Bir de savcı hanım fazla kaptırmış kendini sanki savcı değil cinayet dedektifi bu hususta biraz eksiklik var sanırım.
|
03-05-2011, 06:14 | #3 |
|
Türkiye'de çok az kaliteli dizi film yapılabildi. Gerisi piyasa işi, basit, alelacele kotarılmış, oyunculuk ve senaryo açısından vasat bile sayılamayacak yapımlar. Sözettiğiniz dizi de iyilerden değil, sıradan olanlardan bence.
|
03-05-2011, 08:18 | #4 |
|
Ben de diziyi sonradan izlemeye başlayanlardanım ve fazlasıyla keyif alarak izliyorum.
Bence başarılı bir proje. Başarısı da farklılığından ve gerçekçiliğinden kaynalaklanıyor. Dizi karakterlerinin yaşamlarından gerçek kesitler iziliyoruz. Oysa diğer dizilerde sadece ana konuya ilişkin dialogları ya da müzik altı hayalleri izleriz. Konuşmalar gerçekçi. Hiç bu kadar çok "bip" içeren biri dizi seyretmedik şimdiye kadar. Oysa insanımız gerçekten küfürlü konuşyor. Hiç mütavazi ev görmedik dizilerde. Oysa yalılar, köşkler ve gecekondular dışında evler de var... Ve insanların çoğu o evlerde yaşar. Bu sebeplerle dizi kendini izletiyor. Prime time'da major kanalların birinde yayınlanan dizi TİCARİ kaygılarla yayınlanır. Bunu yadsıyarak bir mesaj aramak saflık olur. Dizi izlensin, reklam alsın, para kazandırsın. Bu kadar basit. Dizinin izlenmesini sağlıyorlar, bunun için de başarılılar. Dizinin içine girip, Varyemez Amca'nın psikolojisini anlamaya çalışır gibi, Behzat Ç. ve ekibini analiz edecek olursak: 1 Mayıs'ta görev için değil, o coşkuyu yaşamak istediği için silahını bırakıp korteje giren Hayalet'i, karısını dövdüğü için kocayı döven Harun'u, köpeği vuranı insanı vurandan ayırmayan Akbaba'yı izlerken, insan gerçekten umutlanıyor, gerçekten böyleleri de var mı diye. Öte yandan bir de şöyle bir komplo teorisi var: "Bu diziyle yaşanan kanunsuzluklar sempatik gösterilmeye çalışıyor ve halkın polisle empati kurması isteniyor." (Sosyal paylaşım sitelerinin birinde okumuştum bunu.) Netice itibariyle: pazar günü gelse de izlesek. |
03-05-2011, 11:43 | #5 |
|
Behzat, Harun, Hayalet ve Akbaba tiplemeleri oldukça iyi ve oyunculuk da bir o kadar başarılı.
Erdal Beşikçioğlu zaten değerli bir aktör ve tiyatrocu. Hele Harun; beni çok eğlendiriyor. )) Netice itibarı ile : Pazar günü gelse de izlesek. **Behzat Ç.'den : - Karşında Cumhuriyet Savcısı var. -Siz Cumhuriyet Savcısısınız, biz meşrutiyet polisi öyle mi? ... |
13-05-2011, 22:11 | #6 |
|
Tabi dizinin kalitesi tartışılmaz. Sayın Adli Tıp'ın bahsettiği gibi biraz da ben oyunculardan ve çekimden bahsetmek isterim.
Öncelikle dizi için mekanları çok özenerek seçtiklerinden bahsedebilirim. Diğer diziler gibi polisler, katiller, maktuller lüks içinde yaşamıyorlar. evlerine girerken ayakkabılarını çıkartıyorlar. Mekanların seçimi için çekecekleri kapalı mekanlara bakmak için günler önceden adam gönderip fotoğraflarını çektiriyorlar ve inceleyip en iyi mekanları seçmeye çalışıyorlar. Aynı mekana tıkılıp kalmıyorlar, sürekli değişik yerlerde çekim yapıyorlar. Bunun için de bir sokak dizisi. Ankara'da çekilmesi bile başlı başına yeni bir soluk diyebiliriz. İkinci olarak yönetmenler bu işi gerçekten çekelim bitsin diye yapmıyorlar. Bir adliyeden giriş sahnesini otuz tekrar aldıklarına şahit olmuş biriyim. Bir o kadar da zorluk içinde çektikleri aşikar. Set ekibi de bir o kadar kaliteleri. Ama çoğu zaman çekimler halkın yoğun ilgisinden dolayı çok zor oluyor. Hatta bir bölümü İstanbul'da çekildiğinde yönetmen etraftaki kalabalıktan çok şikayetçi olduğunu biliyorum. Çekimlerin sırf daha iyi olabilmesi ve doğallığının bozulmaması için bir gün daha uzatarak oyuncuların tatillerinden çalmış. Oyunculuklarına gelince, zaten Erdal Beşikçioğlu'nun kalitesi tartışmaya bile değmez. Harun çok hızlı giriş yaptı ama temenni ederim birazcık ünle birlikte gelen özgüven artışından kaynaklı bozulmalar olmaz. Hayalet ile Akbaba da yavaş başlamalarına rağmen sonradan çok iyi uyum sağladılar gerçekten. Bir şeyden daha bahsetmeden olmaz. Dizideki içki mevzu çok tartışılıyor. Bu kadar çok içki içilmesi gençlere kötü örnek oluyor deniliyor. Hatta son haftalarda dikkat ettiyseniz giderek azaldı. Bence içki iyi bir şey olmasa da yazdığınız bir karakter eğer öyleyse onu anlatmanız, göstermeniz gerekir. Onlardan daha fazla alkol tüketen insanlar da var bu ülkede. Ölüm kötü şey diye dizlerde ve filmlerden ölüm sahnelerini kaldırıyor muyuz? Ya da silahları da sansürleyelim, filmlerdeki bütün kötü karakterleri silelim. Televizyondaki ve sinemadaki her dizinin “teletubbies” ten farkı kalmaz maalesef. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ankara 7 is yardim | __av.zeynep__ | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 25-04-2011 11:57 |
Ankara 3. İcra Müd. | Av.Bülent AKÇADAĞ | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 5 | 22-09-2010 15:26 |
ankara | avslh | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 08-09-2007 11:59 |
Ankara buluşması | ISIL YILMAZ | Site Lokali | 10 | 20-11-2006 20:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |