12-12-2006, 16:05 | #1 |
|
Bakış Açısı
Bu kısa hikayenin gerçek olup olmadığını bilmiyorum. Ama gerçek değilse bile insanın hayata bakış açısını değiştirip daha mutlu olmasına yardım ettiği kesin. Keyifle okumanız dileğiyle... """"Arjantinli ünlü golfçü Robert Vincenzo yine bir ödül kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş. Ardından kulübüne uğramış, eşyalarını toplayıp otoparktaki arabasının yanına doğru yürümüş.O sırada yanına bir kadın yaklaşmış. Vincenzo'yu kutladıktan sonra ona küçük bir bebeğinin olduğunu, bebeğin çok hastalandığını ve hastane masraflarını karşılayamadığını ve bu yüzden de bebeğinin her gün biraz daha ölüme yaklaştığını anlatmış bir çırpıda... Kadının anlattıkları Vincenzo'yu çok etkilemiş. Hemen çek defterini çıkarmış ve turnuvadan kazandığı paranın bir bölümünü yazıp imzalamış ve "umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" diyerek çeki kadına uzatmış. Ertesi hafta Vincenzo kulüpte öğle yemeğini yerken Golf derneği'nin bir üyesi yanına yaklaşmış ve: "Otoparktaki çocuklar, geçen hafta siz turnuvayı kazandığınız gün bir kadının yanınıza yaklaştığını ve sizinle konuştuğunu söylediler" demiş. "Evet" demiş Vincenzo, "bunun nesi garip?". "Garip değil tabi ki" demiş adam,"ama size bir haberim var o kadın bir sahtekarmış. Sizin gibi zengin kişilere yaklaşıp hasta bir bebeği olduğunu söyleyip para koparıyormuş.Korkarım sizden de koparmış." Vincenzo şaşkınlıkla: "yani ölümü beklenen bir bebek yok mu?" demiş. "Yok" demiş adam. "İŞTE BU HAFTA DUYDUĞUM EN İYİ HABER!!!" demiş Vincenzo."""" İşte bu bakış açısı farkı.Kimileri böyle bir durumda parasını kaybettiğine üzülür ama kimleri de Vincenzo gibi ölümü bekleyen bir bebek olmamasına sevinir. Aynı pencereden dışarı bakan iki kişiden biri sokaktaki çamuru, diğeri gökyüzündeki yıldızları görebilir. |
12-12-2006, 16:43 | #2 |
|
İleri derecede hasta iki adam aynı hastane odasındaydılar.
Adamlardan birinin her öğleden sonra 1 saatliğine oturmasına izin veriliyordu, ciğerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanın yatağı odadaki tek pencerenin tam yanındaydı. Diğer hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı. Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, ailelerini, evlerini, işlerini, askerlik anılarını, tatilde gittikleri yerleri anlatırlardı birbirlerine. Pencerenin yanındaki hasta, her öğleden sonra oturmasına izin verdikleri saati diğer hastaya pencereden görebildiklerini anlatarak geçiriyordu. Diğer hasta hep bir sonraki günü iple çekmeye başladı, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyayı dinlemek için. Pencere, içinde çok güzel bir göl olan parka bakıyordu. Ördekler ve kuğular gölde yüzerken çocuklar model bot’larını suda yüzdürüyorlardı. Genç aşıklar, gökkuşağının tüm renklerindeki çiçeklerin arasında kol kola dolaşıyorlardı. Ulu ağaçlar etrafı süslüyor,uzaktan şehrin silueti görünebiliyordu. Pencere kenarındaki adam bunları muhteşem bir detayla anlatırken, odanın diğer ucunda yatan adam gözlerini kapar ve bu muhteşem manzarayı hayalinde canlandırırdı. Sıcak bir öğleden sonra, pencerenin yanındaki adam geçmekte olan bir şenlik alayını tarif etti. Diğer adam bando seslerini duyamasa bile hayalinde canlandırabiliyordu, pencere kenarındaki adamın tasviriyle. Günler ve haftalar geçti. Bir sabah banyo yaptırmak için su getiren gündüzcü hemşire pencere kenarında yatan hastanın cansız bedeniyle karşılaştı: uykusunda, huzur içinde ölmüştü. Hüzünlendi, hastane görevlilerini cesedi dışarı taşımaları için çağırdı. Uygun zaman geçtiğine kanaat getirir getirmez, diğer hasta pencerenin kenarındaki yatağa taşınmasının mümkün olup olamayacağını sordu. Hemşire memnuniyetle isteğini yerine getirdi, hastanın rahat olduğundan emin olduktan sonra onu yalnız bıraktı. Hasta yavaşça, duyduğu acıya aldırmadan, bir dirseğine yaslanarak dışarıdaki dünyaya bakmak üzere yatağından doğruldu. Sonunda, dışarıyı kendi gözleriyle görme zevkini yaşayabilecekti. Pencereden dışarı bakabilmek için yavaşça dönmeye zorladı kendisini. Pencere, boş bir duvara bakıyordu. Adam hemşireye, vefat eden oda arkadaşının pencerenin dışında görünen harika şeylerden bahsetmesine sebep olan şeyin ne olabileceğini sordu. Hemşirenin cevabı, ölen adamın kör olduğu ve pencerenin önündeki duvarı görmediğiydi. “Sanırım seni cesaretlendirmek istedi” dedi. Diğer insanları mutlu etmek çok büyük mutluluk getirir, kendi durumunuz ne olursa olsun. Paylaşılan dertler yarısı kadar üzüntü verir, paylaşılan mutluluklar ise iki katı artar. Kendinizi zengin hissetmek istiyorsanız, sahip olduğunuz ve paranın satın alamayacağı her şeyi sayın. Yaşadığımız her bir gün bize bir hediyedir. Hayata iyi bakın. |
13-12-2006, 00:07 | #3 |
|
Gerçekten hayatta da insanlar olaya bardağın dolu tarafı ile bakabilse ne güzel olurdu.Ama üzücü olaylar, kırgınlıklar...vs hep bardağı boş tarafından görmemizden kaynaklanmıyor mu?.Saygılarımla
|
15-12-2006, 19:09 | #4 |
|
Çok duygulandım bu hikayeleri okuyunca..Keşke hep olumsuzlukları görmek yerine hayatta bizi mutlu edebilecek şeylerin de var olduğunu görebilsek..
|
20-12-2006, 22:56 | #5 |
|
Eğer nefes alabiliyorsak,
Eğer bir ailemiz varsa, Eğer bir işimiz varsa, Eğer sağlığımız yerinde ise, Mutlu olmak için bir çok sebebimiz var demektir. Mutluluğu arayarak boşa zaman geçirmeyelim, çünkü o zaten içimizde var olan sadece fark edilmeyi bekleyen bulaşıcı bir duygudur. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Evlenme(k)-Aile hukuku dersine esprili bir bakış | hükümsüz1621 | Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. | 10 | 01-09-2008 21:43 |
Sözde ermeni soykırımına hukuksal bakış | ahmetsacit | Hukuk Sohbetleri | 6 | 19-10-2006 00:24 |
Çaresiz kalmış kadınların acısı... | Merhaba | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 29-05-2006 13:48 |
Kadın Tutukevlerinin Durumu İçler Acısı | nfb | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 14 | 03-10-2004 22:08 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |