Kavga - Savaş

Alıntı: Yazan TDK - Büyük Türkçe Sözlük kavga Far. ¦av¦¥ a. 1. Düşmanca davranış ve sözlerle ortaya çıkan çekişme veya dövüş, münazaa: “O zamanlar kavga etmeyi bilmek bizim için çok önemliydi. Çünkü kavga yaşam biçimimizdi.” -A. Ümit. 2. mec. Herhangi bir amaca erişmek, bir şeyi elde etmek veya bir şeye karşı koyabilmek için harcanan çaba, verilen mücadele: Ekmek kavgası. 3. esk. Savaş.

Alıntı: Yazan TDK - Büyük Türkçe Sözlük savaş a. 1. ask. Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele, harp, cenk: “Savaş yıllarıydı. Orta hâllilerin bile doğru dürüst yiyeceği yoktu.” -A. Kutlu. 2. Uğraşma, kavga, mücadele. 3. Hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele: Kartallarla leyleklerin savaşı. 4. Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen mücadele: Veremle savaş. savaş İng. war Bir toplumun başka bir topluma, isteğini benimsetme amacıyla tüm olanakları ve güçleriyle yaptıkları düzenli saldırı. savaş İng. War İki ya da daha çok devletlerin, istediklerini kabul ettirmek ya da başkasının isteklerine boyun eğmemek amacıyla, birbiriyle diplomatik ilişkilerini keserek silâhlı güçlerle vuruşmaları. savaş İng. war Başka toplumları, kümeleri sömürmek için ya da onların sömürüsünden kurtulmak için insan toplumlarının, kümelerinin giriştikleri silâhlı kavga. savaş Kavga, muharebe, mücadele, harp, mukatele. Savaş Köken: T. Cinsiyet: Erkek 1. Silahlı çatışma. 2. Uğraşma, kavga, mücadele.

Münihte yayınlanan günlük gazete 'Süddeutsche Zeitung'un 23/24 Ocak 2016 tarihli nüshasında okuduğum Keilerei (dövüşme, dalaşma) başlıklı bir makale Kavga ve Savaş konusunda düşünmeme yol açtı. Makale Kenya'nın Turkana Gölü yakınlarındaki arkeolojik bir kazıdan bahsediyor ve kazıdan çıkan 27 iskeletteki (kadın, çocuk ve erkek) bulgulardan, günümüzden 10.000 yıl önce bile insanların savaştıklarını ve birbirilerinin kafalarını topuz darbeleri ile yardıklarını ortaya koyuyor. Turkana Gölü katliamı insanlığın ilk savaşı mı acaba. İnsanlık tarihi katliamların ve savaşların tarihi mi? Bazı antropologların ve filosofların bahsettiği barışçı ve bir arada kardeşçe yaşayan taş devri insanı gerçekte, zengin ve malı mülkü olan komşusuna saldırıp onun malını mülkünü yağmalıyan birisi mi? Taş devri insanı sadece kavga mı yaptı, yoksa kabileler arası savaş mı vardı taş devrinde?
Hangisi daha gaddar, topuzlarla düşmanının başını yaran taş devri insanı mı, yoksa günümüzün toplu imha silahlarına sahip modern insanı mı?
Yukarıya TDK'nın İnternetteki Büyük Türkçe Sözlüğünün Kavga ve Savaş maddelerini alınıtıladım. TDK kavga ve savaşı neredeyse aynı şeylermiş gibi göesteriyor gibime geldi. Bu düşüncem doğru mu acaba.
Kavga ve savaş arasında ne gibi bir bağlantı vardır sizce.

Die Sophisten und die Pfaffen
stritten sich mit viel Geschrei:
Was hat Gott zuerst erschaffen
wohl die Henne, wohl das Ei?
Wäre das so schwer zu lösen?
Erstlich ward das Ei erdacht,
doch, weil noch kein Huhn gewesen,
Schatz, so hat’s der Has’ gebracht.

Sofistler ve papazlar
bağırarak kavga ediyorlardı:
Allah önce hangisini yarattı?
Tavuğu mu yoksa yumurtayı mı?
Çok mu zor bu sorunu çözmek?
Önce yumurta düşünülmüştü,
Tavuk daha yaratılmadığı için,
Yumurtayı tavşan getirmiştir, hayatım!

Eduard Mörike
(1804 - 1875), Alman Yazar, Şair

Not: Paskalya, Çarmıha gerilen İsa Peygamberin yeniden dirildiğine inanılan gündür. Paskalya pazar gününde, çocuklar anne babalarının önceden sakladıkları yumurtaları, tavşan formundaki çikolataları ve diğer tatlı şeyleri ararlar. Çocuklar bu çikolataları ve yumurtaları tavşanların getirdiğine inanır.
Yumurta ve tavşan yeniden doğuşun, üretkenliğin sembolüdür.
Eduard Mörike 'Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan' kavgasına tavşanla mizahi bir çözüm bulmuş!
Dünyanın kavgacıları barıştıracak, şapkasından tavşan çıkaran bir sizhirbaza mı ihtiyacı var dersiniz?

Saygılarımla

Kavga ve savaş konusunun bir derya olduğunu Google arama motoruna kavga kavramını verip biraz araştırma yaptıktan sonra öğrendim.
Araştırma beni ilk olarak Takvimden Bir Yaprak, Veciz ve Meşhur Sözler... başlığı altındaki foruma götürdü. Orada 07-08-2004 (92 nolu mesaj) tarihinde atasözleri ve kadınlar başlığı altındaki mesajımda kadınları aşağılayıcı atasözlerini ve deyimleri toplamışım.
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...t=21277&page=4
Şimdiki araştırmada bir akademisyenimizin kavganın çıkış sebebi ve kadınlar hakkındaki görüşlerini öğrenme fırsatı doğdu. “Hasılı Kelam” (Sözün Özü) isimli kitap bir bilgi deryası!
Kitabın yazarı Prof'umuza göre: Bal arıdan kavga karıdan olurmuş! http://onedio.com/haber/-bal-aridan-...baskani--50119
Prof'un diğer vecizleri şöyle:
'Kadının cihadı, eşiyle güzel geçinmesidir. 15’inde kız ya erde, ya yerde olmalıdır. Tarlayı taşlı yerden kızı gardaşlı yerden al. Malı ile cömertlik edenler şerefli, bedeni ile cömertlik edenler şerefsizdir. Erkeğin göbeklisi kadının da bebeklisi makbuldür. İşin eve, avradın ere, paranın da ele yakını makbuldür. Türkler konuşmaya utanır, dövüşmeye utanmazlar. Fakirlik fikirsizliktir fakirin aklı olsa, fakir olmazdı. Aklı az olan yerin yiğidi bol, yiğidi bol olan yerin aklı az demektir'.
Akademisyenleri böyle düşünen bir toplumda sıradan vatandaş kavga, şiddet ve kadın hakkında nasıl düşünür ve nasıl davranır sizce?
ve ayrıca...
aile içi şiddeti ve kadınlara ve çocuklara karşı şiddeti kavga olarak nitelendirebilir miyiz?

Saygılarımla

Kavganın nedenleri, kavgaya hangi etmenlerin yol açtığı konusunda çeşitli teoriler var. Bu teoriler Çatışma Sosyolojisinin konusunu oluşturuyor. Kavga, dövüş, mücadele, savaş üzerinde durulup düşünülmesi gereken konular. Zaman ve fırsat oldukça bu konulardaki düşüncelerimi açıklamaya çalışırım. Katkıda bulunan olursa memnun olurum elbette.

Kavga kavramı üzerinde internette dolaşırken 'Deve Güreşi' konusundaki haberler dikkatimi çekti.
Bodrum Deve Güreşi Festivali Kortej ile Başladı diye bildiriyor örneğin milliyet.com http://www.milliyet.com.tr/bodrum-de...haber-1143175/. Evet Bodrum 01.01.2016 tarihinden itibaren Deve Güreşi Festivalini başlatmış. Bordum, deve güreşi festivali düzenleyen tek Ege ve Akdeniz beldemiz değil elbette. Gelenek ve göreneklere bağlılıktan ziyade turist çekmek kaygısı ile bu türden festivaller düzenleyen birçok il, ilçe, kasaba ve köyümüz var.

Deve güreşinin temelinde suni olarak kızdırılıp birbirinin üzerine saldırılan iki erkek deve (tülü)vardır.
TDK İnternet Sözlüğüne göre Güreş:

Alıntı: Yazan TDK Büyük Türkçe Sözlük güreş a. sp. Belli kurallar içinde, güç kullanarak iki kişinin türlü oyunlarla birbirinin sırtını yere getirmeye çalışması. Güncel Türkçe Sözlük güreş Fr. Lutte BSTS / Tıp Terimleri Kılavuzu güreş Belli kurallar içinde, güç kullanıp oyun uygulayarak iki kişinin birbirini yenik duruma getirmeye uğraşması. BSTS / Güreş Terimleri Sözlüğü

Bu tanımı okuduktan sonra 'Deve Güreşine' güreş demek biraz zor gibime geliyor.
Tarifi biraz açmaya çalışırsak:
* Güreş kişi kelimesinden de anlaşılacağı üzere kişiler, yani insanlar arasında olur,
* kişiler birbirini yenik duruma düşürmek, birbirinin sırtını yere getirmek için uğraşırlar,
* güreşin belirli kuralları vardır, güreşenler bu kuralları bilir ve ona göre davranırlar,
* güreşçilerin bu kurallara uyup uymadığını bir hakem, hakem heyeti veya seyirciler kontrol eder,
* kurallara göre sırtı yere gelen güreşçi yenilmiştir, güreş burada sona erer.
Gelelim 'Deve Güreşine)
* Deve kişi değildir bir hayvandır. Birbirini yenmek düşüncesi ile mindere çıkan kişilerin tersine deve meydana diğer deveyi yenmek için çıkmaz, meydana sürülür. Deveyi meydana sürenler devenin cinsel içgüdülerini kışkırtarak ün veya çıkar için uğraşan deve sahipleridir.
* deve sırf galip gelmek için güreşmez!, kendisine rakip gördüğü diğer deveyi meydandan sürmeye çalışır. İçgüdüsel hareket eden devenin 'bunu yenersem dişi deveyi elde ederim' düşüncesi yoktur. Dişi deveyi elde etmek için diğer deveyi rekabetten silme içgüdüsü vardır,
* sırf içgüdüsüne dayanarak kavga eden devenin kuralları yoktur. Deve kural tanımaz,
* Kavga eden develerin kurallara uyup uymadığını kontrol edecek başka develer yoktur. Kuralları develeri dövüştüren insanlar koyar,
* Deve Güreşinde sırt yere getirme düşüncesi yoktur, rakibi alt etme, bilemiyeceğim ama belki de ortadan kaldırma içgüdüsü, vardır. Böyle olunca da yenik düşen deve canını kurtarmak içgüdüsü ile kaçıp meydanı terk eder.

Güreş ve Deve Güreşi karşılaştırmasından da anlaşılacağı üzere 'Deve Güreşi' güreş değildir. Bir kavgadır. Develeri kızdırarak birbirine düşürmek sırf insanların zevklerini tatmin etmek içindir.

Sözde deve güreşleri sadece Türkiye'ye ait bir olay değil. Özellikle Afrika ve Asyadaki diğer bazı ülkelerde de var. Pakistan develeri kavga ettirmeyi yasaklamış örneğin.

Güreş kelimesi arkasına sakladığımız bu hayvanlara eziyet devam mı etsin?

Saygılarımla