30-06-2003, 21:38 | #1 |
|
Tatil Keyfi :)))
Sevgili Katılımcılar;
Bu sayfada üyelerin tatil düşlerine katkıda bulunmayı öneriyorum.Yeniden yorulmak için dinlenmeye sanırım herkesin gereksinimi var . Bu sayfada ; yaşanmış serüvenleri , tatil önerilerini,keşfedilecek mekanları paylaşmak ne hoş olur. Haydi)))) |
01-07-2003, 10:07 | #2 |
|
polonezköy
Polonezköy ve polonezköy güzergahında; piknik alanları, pansiyonlar, moteller ve havuzlar bulunmakta. Haftasonları için ideal...
Ağva' da Göksu kenarında da birçok güzel yer var. Hem yeşillik, hem deniz, hem dere... Denizi biraz dalgalı olmakla birlikte dinlenmek ve hoşça vakit geçirmek için güzel bir yer... Ege kıyılarında bildiğim tek yer Didim havası ve suyu çok güzeldi. Ancak doğası sıfır. Tatil için deniz yeter diyenlere sözüm yok ama, dinlenmeyi ağaçsız, yeşilsiz düşünmeyenler için pek uygun değil. Benim bildiğim tatil yerleri bu kadar Tatil serüvenleri ise ayrı bir yazının konusu |
01-07-2003, 12:42 | #3 |
|
Ben size ayvalık sarımsaklı plajını tavsiye ederim çok güzel denizi ve ucu neredeyse görülemeyen sahili var ayrıca didim güzel ama denizi çok tuzlu ama gitmeye değer.
|
01-07-2003, 12:42 | #4 |
|
tatil için akdeniz iyi bir mekan akdenizde odak noktası antalya..
antalya'da konya altı plajı ideal bir plaj,plaj kenarında uzanan 30'u aşkın otel var yani seçim şansı oldukça çok... tavsiye ederim.. |
01-07-2003, 14:09 | #5 |
|
Bozcaada'da Geceleyin Gökyüzü...
BOZCAADA
Hiç köyü bulunmayan ada. Hayatın sabah gelen vapur ile başladığı ada. Gazetelerin ilkvapurla geldiği ada. Kahvaltıların gazeteler geldikten başladığı ada. Kahvaltıda kepekli taşekmeği yenen ada. Taşekmeğinin günlerdir aç olduğunu hissettiren kokusu. Daracık sokakların çabucak bittiği ,ateş gibi kırmızı zakkumların köşebaşlarında sizi şaşırtması.. Gece gökyüzünün en çok yıldızla dolu olduğu ada. Yıldızların altında ada şarabı...Şahane..)) |
01-07-2003, 15:18 | #6 |
|
Mavi ve yeşilin en güzel kombinasyonu Türkiye'de bence sadece Marmaris'de var. Denizi Marmaris'den daha güzel bir yer bulabilirsiniz, daha yeşilini de bulmak mümkün ama bu iki faktörün ortalamasını aldığımızda, Marmaris'den iyisini bulmak biraz zor (bilen varsa lütfen bana da söyleyiniz).
Denizle ilgili olmayan ve bana yeşil yeter diyenlerdenseniz, benim gördüğüm en güzel yer Bolu. Mesela Bolu'dan Mengen'e giden yolu Türkiye'nin en güzel karayolu ilan etmeye hazırım.. |
01-07-2003, 17:09 | #7 |
|
benim için "deniz" hep olması en gereken olduğu için, özellikle tatil denilen zaman dilimine ayırdığım bir unsur değil.girmekten ve derinliğinden korktuğum için, kıyısında köşesinde durup, rüzgarını içime çekmek ve ufkuna dalmak, ruhumu derin mavisine daldırıp, serinletmek en güzeli.
bunun için, boğaz bana yettiği müddetçe ben alternatif tatil denemeleri yapıcam. en unutmadığım önceki yıl gittiğim güneydoğu gezim.antep,urfa, diyarbakır,batman(hasankeyf) ... oluşan mini turumda günedoğu'nun gizemi,egzotik havası beni epey sarsmıştı. geçen yıl iç anadolu.kapadokya, kayseri,maraş... gibi yerler. 'tatil' benim için,farklı yerlerin, farkındalığı.(bir de öğrenciyim hala ve evden ayrıyım :annem ve babam) günlük iş -güç ve aynı ortamda geçen günler insanı kendisine çokça alıştırıyor.kendime alışmaktan sıkıldığım zamanlarda böyle orjinalliği had safhada olan harika yerler imdadıma yetişiyor.yeni yerler keşfederken, kendimi de aynı zamanda keşfediyorum, ve unuttuğum yanlarımı hatırlıyorum. bu yıl ise:bilmiyorum:artık çalışıyorum!!! |
01-07-2003, 18:47 | #8 |
|
''Nerede'' kadar önemli olan bir ikinci konu : ''KİMİNLE''
Ben tatilimi Gönül Yazar'la geçirmek istediğimden İstanbul'u çekici buluyorum... :-)) Saygılarımla Bir Dost |
02-07-2003, 07:55 | #9 |
|
Yeni yerler keşfetmeye meraklı olanlar için bir seçenek....ENEZ....
Meriç nehrinin Ege denizi ile kucaklaştığı noktada SU'dan bir ülke...20 km.lik bir kumsal...Akla gelebilecek tüm deniz ürünleri... Dalyanlar... Göller,göller, göller...Balıkçılarla içiçe bir yaşam..Kış aylarında av turizminin başkenti..Binlerce kuş türü ile göz göze yaşanılan bir ortam..Yunanistana bir taş atımı mesafesinde otantik bir atmosfer.. Ege oteli , Şevket KURT ve tüm dostlarım.. Daha fazla bilgi için : http://www.geziturkiye.com/html/gezi...sp?id=GM220100 Bu ay sonuna doğru oradayım... NOT : Taş fırın ekmeği de var..)) |
02-07-2003, 10:13 | #10 |
|
Tatil ne anlama gelmekte ve tatilden ne anlamaktayız ? Bence asıl tartışılacak soru bu ? Benim gözümde tatil, yıl içindeki beyin yorgunluğunu huzurla dinlendirebilmek.. Zaman zaman bu tatili evimizde kitabımızı okurken de yapıyor ama belki de farkında olmuyoruz
Bu arada sayın hykayar, Bozcaadaya nazire edercesine denizde salınan bir de gökçeadamız var... Dünyanın en büyük terkedilmiş köyünün olduğu ada, Sarp kayalıklarının denize satır gibi indiği ama asla denizi incitmediği ada... Daracık sokakları zakkumlar ve zeytin ağaçları ile süslenmiş ada.... Akşamüstü karanlığında, dağlarının denizden daha lacivert göründüğü ada... Sessizliğin en muhteşem algı olduğunu öğreten ada.... Barba'nın şarabının tadına doyulmayacak olan ada... Küçük tavernasında uzun tahta masalarda herkesin keyifle şarkı söylediği, çalıp eğlendiği ada.... Madamın kahvesini içmek için sıra sıra insanların daracık sokakta kendilerine kahve yapılmasını bekledikleri ada... Poseidonun adası.... Denizler içinde bir cennet... |
02-07-2003, 13:03 | #11 |
|
tatilden ne anlarız
işte benim anladıklarım: kızgın kumlardan serin sulara uzanan bi yolculuk ruhunun kendini negatif herşeye kapattığı bedenin tabir-i caizse bayram ettiği... yolculuk,yeni heyecanlar yeni insanlar yeni duygular hepsi ama hepsi........işte ben buna tatil derim |
02-07-2003, 13:12 | #12 |
|
Bu arada sayın bir dost !
Gönül Yazar'la İstanbul'da bir tatil yaptığınız zaman, anlatabileceklerinizi dinlemek isteriz buradan.. ) Epeyi köşe kapmaca oynarsınız gibi geliyor bana... ) Siz ne dersiniz ? |
02-07-2003, 13:38 | #13 |
|
tatilimsiler
Uzun tatillerimiz var, kısa tatilllerimiz var, birkaç saatlik tatillerimiz var....
İstanbul' da olanlar için Yerebatan Sarnıcı' na her zaman biraz zaman ayırmayı öneririm. Oranın atmosferi hiçbir yerde yok sanırım... Çıkışta, Sultanahmet köftecisinde yenecek köfte ve piyaz üzerine çok iyi gidecektir. Sonra Sarayburnu' na inip, boğazın akıntıları sularını izlerken çay yutumlanabilir... Benim ideal tatil yerim şöyle... Bir yanda okyanus veya deniz... Bu okyanusa akan büyükçe bir nehir... Bu ikisinin kıyılarının ağaçlara, çiçeklere boğuldu bir yer ve ormanın içinde bir ev.... Kitaplarım, dergilerim, sevgilim.... |
02-07-2003, 15:36 | #14 |
|
))
Olmaz böyle düşler şimdi yadüş kurarken olmayan çalışma şevkim hepten yok oluyor sanki Hukukbilgisi o dediğiniz yere "cennet" diyorlar Sayın dost.) kızım birgün bana anne tarık akan ne kadar yakışıklı adam yaa demişti.Bende evet eskiden öyleydi dedim,sonra yeni resmini gösterdim) bana günlerce kızmıştı(fazla yorum yok...) ben işten kaçtığım günlerde bile kendimi tatilde hissediyorum..ne bileyim iş saatindeyim ve kordonda çay içiyorum.bu bile yetiyor. ama değişmez bir düşüm var, dağlar |
02-07-2003, 15:46 | #15 | |||||||||||||||||||
|
Bolu, Gölcük'ü gördünüz mü? |
02-07-2003, 19:44 | #16 |
|
dağlar....
Asteğmen olarak yaptığım askerlik görevimi (1990-1992) Konya' da başlayıp Bayburt, Çat (erzurum), Bayburt ekseninde tamamlamıştım. Tabi Erzurum' a gitmeyi de ihmal etmemiştim..
Erzurum' un o müthiş kışında Palandöken' e de gitmeden edemedim tabi. Orada beni çok şaşırtan bir manzara vardı. Türkiye' nin dört bir yanından gelenyerli turistler harıl harıl kayak yaparken, Erzurum' un yerlileri dağın eteklerinde mangal yapıyorlardı... İşte dedim kendi kendime 'tatilin keyfini çıkaranla çıkarmayan' ) |
03-07-2003, 21:11 | #17 |
|
Bahçesinde çiçekler olan, sakin, insanı bol kalabalığı az! yeşilin çook olduğu, denize yürüme mesafesinde ''herhangi bir yer'' benim tatil düşümdür.
Çoğu için kolay bulunur denirse de ''insanı bol, kalabalığı az'' yer bulmak zor.. var mı bilen? |
04-07-2003, 16:17 | #18 |
|
Merhaba, Marmaris'i görenleriniz vardır sanırım. Kız kumu Marmarise 1,5 saat uzaklıkta ve inanılmaz güzellikte bir yer ve bu yerle ilgili birde efsane var görmeyenler için mutlaka gidin ve görün derim.
Melda Bir efsane... Eski zamanlarda civarin kralinin kizi ile bir balikci > birbirlerine asik olmus. Ancak, kral kizi balikciya varamaz... Hal boyle > olunca, kiz ile delikanli gizli gizli bulusuyorlar tabii... Kral baba bunu > zaman icerisinde ogreniyor ve bir gece takip ettiriyor kizini... Diyorlar > ki; balikci denizden geliyor, kiz kumsalda onu bekliyor, bulundugu yeri > isikla isaret ediyor delikanliya... Ve kral kizi ile delikanli, gun > agarana kadar ask oyunlari yapiyorlar birbirlerine... Kral bir gece > askerlerine kizini yakalamalarini ve kumsalda isikla balikciya isaret > gondermelerini buyuruyor. Delikanli isigi gorunce atliyor kayigina ve > kurek cekiyor bir manga askerin uzerine dogru... Kiz askerlerin elinden > kurtuluyor ve kosmaya basliyor sevdigini kurtarabilmek icin ama koyun taaa > obur ucuna yetismesi imkansiz... Ama sevda bu; kural falan dinlemez, > atiyor kendini sulara... İste o anda bir mucize gerceklesiyor! Kizin adim > attigi her yer kumsala donusurken pesinden kosan askerler bastikca denize > gomuluyor onca agirlikla... Kiz kayiga kadar kosabiliyor... Ancak bir okcu > tam o anda delikanliyi hedefleyip saliyor okunu... Heyhat! Kiz ile > delikanli birbirlerine sarilmislardir bile ve ok gelip kizla bulusuyor... > Derler ki; o kumlar, kizin kani denize karisinca kirmiziya boyanmis... > Delikanli ise aldigi gibi gidiyor kizi, sonrasini ne goren var ne > duyan!... (Marmaris'e karayolu ile 1.5 saat uzaklikta...) |
05-07-2003, 15:28 | #19 |
|
Ah Tamara !!!Ah Tamara
Benzer bir öykü Van gölü içindeki Akdamar Adası ile ilgili anlatılır.
Sevgilisi ile buluşmaya giden delikanlının ,korumalar tarafından fırtınalı bir gece yanıltılması sonucu ölüme sürüklenen genç sevgilisine kavuşamamanın acını ile seslenir:Ah Tamara,Ah Tamara Akdamar Adası'nın adını bu efsaneden aldığı söylenir. Van ve çevresini gezerseniz Akdamar Adasına uğramayı unutmayın derim.Adada sadece bir kilise var ve kilisenin duvarlarında binlerce yıllık insanlık tarihi figürleri bütün ihtişamı ile yaşamaya devam ediyor. Van kalesi görülmye değer,Van 'da sabah kahvaltısı ise gelenekselleşmiş bir yaşam biçimi.Nefis tereyağı,günluk kaymak,,taze otlupeyniri ve bir çok tazecik yiyeceği masanızda bulacaksınız makul bir ücrete.. Ahlat Vangölü kenarında Bitlise bağlı bir ilçe.Küçücük.Ama belkide en büyük açıkhava müzesine sahip bir yer.8 medeniyete evsahipliği yapmış. İnsanları çok içten davranıyor gelen konuklara.Hiç bir bedel talep etmeden rehberlik yapıyorlar.Buzgibi soğuk ayran ikram ediyorlar yorulunca) Ahlat baharda dünyanın bütün renklerinin baharla birlikte konuk ediyor.Yok başka bir yerde bu kadar muhteşem bir bahar.Olağanüstü,büyüleyici.. Tatvan da Bitlise bağlı bir ilçe.Küçük.Bir tane turistik restorantı var.King. Sahibi Bitlisli. Çok dilbiliyor ve gelen turistleri ağırlıyor güleryüzü ve söyleyecek çok sözü ile.Ama kendisi içmese de içkili servis verdiğinden ailenin tamamı tarafından aforoz edilmiş) Son olarak Tatvandan bir minibüse binip Nemrut gölüne çıkmanızı şiddetle öneririm..Kıvrılarak yaklaşık 1500 m yukarıya çıktığınızda aşagıda kalan Van gölüne bakın.Dünyanın bütün mavileri de orada size bakıyor olacak.Ben bu kadar çok mavi çeşidini hiç bir yerde görmedim.Gölün sodalı suyu bu özelliği yaratıyor sanırım. Evet şimdi de karter gölüne çevirin yüzünüzü.Hiç bir yerde hissedilmeyen yapayanlızlık duygusu verir insana.Vahsi,soğuk.sessiz. Belki göl kenarındaki topraktan yükselen sıcak su buharı yüreğinizi ısıtır.. Sevgiler herkese... |
09-07-2003, 10:18 | #20 |
|
Dağlar,
Sayın Ege, Ben dağları hep denize tercih etmişimdir. Deniz ve dağların en güzel birlikteliğini Trabzon, Çamburnu' nda görebilirsiniz. Sıcakların bu denli bunaltıcı olduğu şu günlerde Trabzon' da ,yaylalarda inanılmaz güzeldir. Dağlarda yaşamak, alabildiğine yeşil, tertemiz bir hava, berrrak sular...... Sabah uyanır uyanmaz ağaçların arasında güzel bir çay keyfi, hemen sonra bir yürüyüş, patika yol sizi bazen bir kiliseye bazen eski bir Rum evine çıkarır. Yanınızdan akmakta olan nehir, bazen size eşlik eder, bazen de gizlenir, sadece sesini duyurur. Ben size gönüllü rehber olabilirim. Köy evinde misafirim olursanız da memnun olurum. Daha anlatacak çok şey var.... Şenay |
09-07-2003, 20:47 | #21 |
|
İda ve İlyada
İda ve İlyada
Yunan mitolojisinde Tanrıçalar Hera, Afrodit ve Athena’nın katıldıkları güzellik yarışmasının yapıldığı yer olarak adı geçen İda Dağı, günümüzde Kaz Dağı olarak bilinmektedir. Mitolojiye göre Zeus burada doğmuş, Tanrılar Truva Savaşı’nı buradan izlemişler ve Aşk ile Güzellik Tanrıçası Afrodit ilk kez burada aşık olmuştur. Edremit Körfezinin kuzeyinde yeralan dağın yamaçlarında, bir çok antik eser günümüze kadar gelmiştir. Homeros’un İlyada Destanı’nda ve Halikarnas Balıkçısı’nın eserlerinde İda Dağı’nın ismi çok kereler geçer. İda Dağı’nın Kaz Dağı ismini almasıyla ilgili efsaneleri köylülerden dinleyebilirsiniz. Hikayeye göre, Edremit'in Güre Köyü'nde Sarıkız adında çok güzel, iyi yürekli yardım sever bir kız yasarmış. Fakat onu çekemeyenlerin iftiraları sonucu babası Sarıkız'ı 5-10 kazla birlikte İda Dağı'na bırakmış. Uzun bir zaman sonra baba kızını görmeye gelmiş ve dağda abdest almak için kızından su istemiş. Sarıkız dağın tepesinden elini körfeze uzatarak tasını doldurunca kızının erdiğini anlamış. Fakat sırrı anlaşılınca Sarıkız oracıkta can vermiş. Buna çok üzülen babası da İda Dağı’nın başka bir tepesinde ölmüş. Bu rivayete göre İda Dağı, Kaz Dağı, dağın doruğu Sarıkız Tepesi, kızın babasının öldüğü yer de Baba Dağı diye anılmaya başlamış. Hala Kazdağı’nda her yıl Ağustos ayı içinde Geleneksel Kazdağı Güzellik Yarışması düzenlenmektedir. Bu şenliklerde Türkmen geleneklerinin yüzyıllara meydan okuduğu, yöre halkının mumlarla ve şarkılarla kutladığı şenliklere şahit olabilirsiniz. Kazdağı 1993 yılında Milli Park ilan edilmiş ve doğası koruma altına alınmıştır. Derin kanyonlar ve onlarca şelale burayı eşsiz bir tabiat harikası haline getirmektedir. Tüm dünyada tarih kitaplarında mitolojideki yerinden önemle söz edilen İda Dağı’nın ismi, bilimadamları tarafından 1992 yılında uzay aracı Galileo tarafından fotoğrafları çekilen ve bir uyduya sahip olduğu bilinen tek asteroide verilmiştir. Önerim İda ya giderken yanınızda bitmemesi için dua edeceğiniz İlyada'yı almanız. Bir de sessizce sohbet edeceğiniz bir yaren. Sevgiler |
09-07-2003, 21:09 | #22 |
|
Sayın hykayar,
İda dağının denize ''el uzatacak kadar'' yakın olduğunu , dağdan bakılınca deniz manzarasının 270 derecelik bir açıdan seyredildiğini, baş döndürücü olduğunu (denize bir baştan bir başa bakanın kendi ekseninde bir tam dönüş yapmak zorunda kaldığını), söylüyorlar.. Doğru mu? Saygılarımla Bir Dost |
09-07-2003, 21:16 | #23 |
|
Sn.Bir Dost,
Ne söylemişlerse doğru söylemişler.) |
15-07-2003, 17:47 | #24 |
|
tamam karar verdim..
cunda adasında papalina yiyip,kaz dağlarında kamp yapacağım efsanelerin gerçek payı olduğunu,hatta ölümsüz tanrıların hala oralarda dolaştığını da duydum bu aralar |
16-07-2003, 11:50 | #25 |
|
tatil dediginiz kusadasindaki aquaparklardan en kocaman olanina gitmek ha bir de bodrum demektir. cunda da papalina, kaz daglarinda kamp? = tatil...?? allahim ben kor mu oldum acaba
|
16-07-2003, 12:45 | #26 |
|
Sevinçle söylemek istiyorum,Haftaya Karadeniz turuna çıkıyorum.)
Yanımda götürebileceğim efsane ve kaçırmamam gerekenler konusunda kim bana birşeyler söyler? |
16-07-2003, 13:02 | #27 |
|
bi karedenizli olarak bu isteğini üzerime alıyorum.yarın sana görmen gereken,duyman gerekenleri getirmeye çalışacağım..
saygılarımla |
16-07-2003, 13:36 | #28 |
|
gezilecek görülecek yerleri sayın neslihan yanıtlasın, kendi adıma, mutlaka hamsili pilav, hamsili börek, mısır ununda kızartılmış hamsi tava) kinzili gürcü kavurması , fasulye tursusu ve kara lahana dolması (belki bir de çorbası vs. vs. yemenizi öneririm. Ünye de geçen 3 yıldan sonra bir bunları aradım denizdeki çukurlara ve karadaki akreplere dikkat!!))
|
16-07-2003, 13:47 | #29 |
|
Sayın hykayar,
Bir Trabzon'lu olarak size Karadeniz bölgesinde gezilecek, görülecek yerleri, nerde ne yemeniz gerektiğine dair bilgileri, kalınacak yerleri detaylı olarak bildirebilirm. Yalnız Karadeniz Turunuz nereleri kapsıyor, ve süresi ne kadardır, bildirirseniz ben de, bu bilgiler doğrultusunda size yardımcı olurum. Sevgiler Şenay |
16-07-2003, 14:41 | #30 |
|
Dönerken Çavuşlu'dan ekmek nasıl olsa alınacak değil mi? Siz unutsanız da otobüs durur ,görevli "İsteyenler ekmek alabilir " der zaten.Ekmek almanızı onlar ister halbuki.Yoksa niye dursun otobüscük orada.Özel aracınızla gidiyorsanız eğer,yine dönerken duran yolcu otobüslerini ve ellerinde kocaman torbalar bulunan insanları görünce durun.Bagajınızda yer varsa bir haftalık ekmeğinizi alabilirsiniz.Afiyet olsun.İyi yolculuklar ve iyi tatiller Sayın hykayar.
Karadeniz turu deyince Doğu Karadeniz geldi aklıma .Sizin de öyle mi oluyor. Ha bir de Çavuşlu,Vakfıkebir'i batıya doğru geçtikten sonra idi sanıyorum. Ayvalık'ta ikamet ve iş sahibi olan bir meslektaşım vardı ve tatil yapamamaktan yakınıyordu. Karadeniz sahili için ise mahrumiyeti, yakınmasını anlayabilirim . Oysa,Batı Karadeniz de harika.Ağustosun son,eylülün ilk günlerinde Abant'tan Akaçakoca'ya,belki Amasra (Lala ! Çeşm-i Cihan bura mı ola'yı okumadan olmaz ) ya da oradan Cide,İnebolu ve döneceksin Kastamonu ve Ilgaz.Bagajda mangal, böğürtlenlerin arasından süzülüp yeşile konacaksın. Cide' de doğa harikası (ya da Allah vergisi) üç renk.Kıyıda yeşil ve mavinin arasında kırmızının ne işi var ki? Tekrar iyi yolculuklar Sayın hykayar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 2 (0 Site Üyesi ve 2 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Şiir Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 884 | 07-02-2017 14:30 |
Fıkra Keyfi | Admin | Site Lokali | 514 | 25-01-2013 18:06 |
Yaşama Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 55 | 02-11-2010 21:59 |
Kitap Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kitap | 45 | 18-08-2010 08:17 |
Sinema Keyfi:)) | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Site Lokali | 0 | 02-04-2002 14:10 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |