Haksız Fiilde Daimi Definin Kullanımı Usulü

Sayın meslekdaşlarım iyi akşamlar.
Soru daha önce forumda tartışılmış ancak aradığım cevabı bulamadım onun için burada yeniden paylaşma gereksinimi duydum.

TBK 72/2'deki Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi
zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir hükmü uyarınca haksız fiile maruz kalan kişi bu defi hakkını nasıl kullanmalıdır.

Açılan davaya veya yapılan takibe karşı defi yoluyla mı yoksa itiraz süresini kaçırmış olursa yeni bir dava açmak şeklinde mi?

Alıntı: Yazan onur budak Sayın meslekdaşlarım iyi akşamlar. Soru daha önce forumda tartışılmış ancak aradığım cevabı bulamadım onun için burada yeniden paylaşma gereksinimi duydum. TBK 72/2'deki Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir hükmü uyarınca haksız fiile maruz kalan kişi bu defi hakkını nasıl kullanmalıdır. Açılan davaya veya yapılan takibe karşı defi yoluyla mı yoksa itiraz süresini kaçırmış olursa yeni bir dava açmak şeklinde mi?

Dava açıldığı sırada sözleşme ile bağlı olmadığını aldatma ve korkutmanın etkisi ile cevap süresinde itiraz edememişse ve sonradan aldatma ve korkutma ortadan kalkmışsa aynı dava içinde defi yolu ile başına gelen aldatma veya korkutmayı mahkemede dermeyan ederek borcunu ifadan kaçınabilir. Ancak aldatma ve korkutma geçtikten sonra 1 yıl içinde bunu defi olarak ileri sürmezse borcu ödemek zorunda kalacaktır. Eğer aldatma ve korkutmanın ortadan kalktığı anda dava bitmişse yargılamanın iadesi yoluna gidilebileceğini düşünüyorum. Örneğin HMK 375/h . Lehine karar çıkartan kişinin hileli davranışlarda (aldatma - korkutma gibi) bulunması halinde yargılamanın iadesi yoluna gidilebilecektir.

Alıntı: Yazan av.murat kılıç Dava açıldığı sırada sözleşme ile bağlı olmadığını aldatma ve korkutmanın etkisi ile cevap süresinde itiraz edememişse ve sonradan aldatma ve korkutma ortadan kalkmışsa aynı dava içinde defi yolu ile başına gelen aldatma veya korkutmayı mahkemede dermeyan ederek borcunu ifadan kaçınabilir. Ancak aldatma ve korkutma geçtikten sonra 1 yıl içinde bunu defi olarak ileri sürmezse borcu ödemek zorunda kalacaktır. Eğer aldatma ve korkutmanın ortadan kalktığı anda dava bitmişse yargılamanın iadesi yoluna gidilebileceğini düşünüyorum. Örneğin HMK 375/h . Lehine karar çıkartan kişinin hileli davranışlarda (aldatma - korkutma gibi) bulunması halinde yargılamanın iadesi yoluna gidilebilecektir.

Üstadım ilginiz için teşekkür ederim. Adı üzerinde defi ancak bunu bir dava ile ileri sürmenin olanağı yok mudur?

İkinci olarak bu konuda elinizde bi yargıtay kararı var mı acaba?