Pafta Zemin Uyumsuzluğu

Sayın meslektaşlarım, daha önce bu konu defalarca değerlendirilmiş olmasına rağmen bir sonuç elde edemedim.Hukuki olay şu şekildedir. Bir köyde 1970 yılında yapılan ilk tesis kadastrosunda tapulama işlemleri gerçekleştiriliyor. Tüm köy halkı, fiili olarak kullandığı yerlerin tapuda kendi adlarına tescil edildiğini düşünerek bu kadastro işlemine 30 gün içinde itiraz etmemekle birlikte 10 yıl içindede dava açmamışlardır.Herkes, kadastrodan önce ekip biçtiği yerleri kullanmaya, tasarrufunda bulundurmaya devam etmiştir. İlk tesis kadastrosundan 43 yıl geçtikten sonra köyde otoban yapımı nedeniyle kamulaştırma yapılmış ve mülkiyet sahipleri durumun farkına varmışlardır. Şöyle ki; müvekkilim dedesinden kalan ve kadastro geçtikten sonra da kullandığı yerlerin tapuda bir başkası adına kayıtlı olduğunu bu kamulaştırma esnasında öğrenmiştir. Hal böyle olunca, tapuda malik olarak gözüken kişi, kamulaştırma bedelini almış ve müvekkilin mülkiyet hakkı zarar görmüştür.

Müracaatımız üzerine kadastro müdürlüğü, aplikasyon çalışması yapmış olup, pafta ve zemin uyumsuzdur şeklinde bir tespit gerçekleştirmiştir. Bunun sonucunda, üst arazideki kişinin kullandığı yer de müvekkilin adına kayıtlı olarak gözüktüğü anlaşılmıştır. Bir kaç parselle sınırlı olmayan zemin uyumsuzluğu köydeki tüm arazilerde mevcuttur.

Arazilerin değerlenmesi ile birlikte taşınmazların satışı artmış ve köyde kavgalar başlamıştır. Bu satışlarda, satın alan kişiler durumu bilmelerine rağmen yine de arazileri satın almıştır.

Kadastro Müdürlüğü, uyumsuzluğun Kadastro Kanununun 41. maddesine göre giderilemeyeceğini;Kanunun 22/a maddesi kapsamında giderilebileceğini cevabi yazıda belirtmiştir.

Kadastro Kanunun 12. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca kadastro tespitlerine ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, tutanaktaki
haklara ve kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılmayacağını hüküm altına almıştır.
Bu durumda dava açılabilir mi? Kadastrodan sonraki hukuki sebepler neler olabilir?Kadastrodan sonra 43 yıl süreyle davasız, aralıksız... zilyetliğin devam etmesi yeni bir hukuki sebep midir?
Dava yoluna gitmemiz halinde dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedilir mi?
Yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ediyorum...