![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Sevgili meslektaşlarım;
Asliye ceza mahkemesinde, kolluk marifetiyle dosyaya celse arasında yeni giren kamera kaydının izlendiği ve iki tanığın dinlendiği, yani delillerin tamamının ancak toplandığı celsede, esas hakkında savunma hazırlamak için süre talebi duruşma hakimi tarafından (buyrun savunmanızı şimdi yapın denilerek) reddedildi. Bu nedenle, Cumhuriyet savcısının katılmadığı sulh ve asliye ceza mahkemelerindeki ceza yargılaması ile ilgili olarak şu genel soruları sorma gereği duydum: 1- Esas hakkında savunma yapmak için süre talep etmenin yasal dayanağı var mıdır/nedir? 2- Savunma için süre talep eden sanık müdafiinin bu talebinin reddi usul ve yasaya uygun mudur; yoksa bu, savunma hakkının kısıtlanması ve adil yargılanma hakkının ihlali sayılabilir mi? |
![]() |
#2 |
|
![]() Bu noktada CMK 149'un yol gösterici olduğunu düşünüyorum.Çünkü maddenin üçüncü fıkrasına göre avukat ; kovuşturmanın her aşamasında sanığa hukuki yardımda bulunabilir , bu açıdan hüküm lafzının emredici niteliği gözönüne alındığında ; karar devresi gerekçe gösterilerek hukuki yardım yetkisi kısıtlanamaz diye düşünüyorum.
|
![]() |
#3 |
|
![]() Sayın meslektaşım;
Sanık ve müdafii esasa ilişkin savunma için süre istediğinde süre verilmesi zorunludur. Ancak, süre istendikten ve verildikten sonra tekrar süre istenirse, yargıç, davayı uzatmaya ve sürüncemede bırakmaya yönelik bir durum olup olmadığını değerlendirerek bu hususta kanaatini de celse tutanağına yazar ve süre verir ya da vermez. Dosyaya intikal eden kanıtlar ve belgelere ilişkin inceleyerek beyanda bulunmak üzere süre isteyen sanık veya müdafiine süre vermek zorunra olan ve veren yargıç'ın, esasa ilişkin savunmasını hazırlamak için sanık müdafiine veya sanığa süre vermeyerek aynı oturumda karar vermesi savunma hakkının kısıtlanmasıdır. Savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenidir. Bu konuda çokça yargıtay kararı vardır, ben bunlardan bir örnek olarak Yargıtay 1.C.D. 27.12.2006 tarih, 2006/3085-6042 sayılı kararını incelemenizi öneriyorum. ![]() |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Asliye Ceza Mahkemesinin eski hale iade ve temyiz talebinin reddi kararının itiraza tabi olması | MURAT ACER | Meslektaşların Soruları | 7 | 16-12-2013 17:39 |
asliye ceza mahkemesinde birleştirme kararı | doğru hukuk & danışmanlık | Meslektaşların Soruları | 1 | 12-10-2012 05:38 |
İpsala Asliye Ceza Mahkemesinde bir dosya incelemesi | Av. Melik Şengül | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 0 | 28-10-2010 10:09 |
kayseri 5.asliye ceza mahkemesinde dosya hakkında | cunapiedra | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 15-10-2009 11:26 |
Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesinde karar muhteviyatı | Alp_aslan | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 0 | 21-03-2008 09:29 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |