|
|
|
|
Tüm meslektaşlarıma sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Taahhüdü ihlal davasının duruşmasında,taahhüdün alındığı tarih ile ödemelerin yapılacağı dönem arasında geçecek süre içinde işleyecek faizin hesabının yapılmadığını, alacaklı vekilinin işleyecek faizden feragat ettiği hususunun da tutanağa geçmediğini,bu durumda taahhütün usulsüz olduğunu beyan ettik.Öte yandan müvekkilin ödeme gücünün olmadığını da beyan ettik.Beyanlarımız duruşma tutanağına geçmiştir.
Mahkeme,suç işlendiği anlaşıldığından 3 aya kadar tazyik hapsi cezası vermiştir.
İzleyeceğimiz prosedür aşağıdaki gibi midir?
İcra ceza mahkemesine itiraz ettikten ve itirazımız reddedildikten sonra üst mahkemeye(ağır ceza mahkemesine) itiraz ,üst mahkeme de talebimizi red ederse cumhuriyet savcılığına bir dilekçe ile başvurarak adalet bakanlığına kanun yararına bozma talebinde bulunma.
İtiraz sebebi olarak da,"müvekkilin ödeme gücünün bulunup bulunmadığı konusunda araştırma yapılarak hukuki durumunun buna göre tayin edilmesi" belirtilmesi yeterli mi?işleyecek faizin hesabının yapılmadığı, alacaklı vekilinin işleyecek faizden feragat etmediği itirazımız geçerli olur mu?
Çok teşekkürler ediyorum.
|
|
 |
|
 |
|
Yargıtay 16. H.D. 2007/925 E. 2007/843 K. 21.03.2007 Tarih
...
Yargıtay CGK'nın 20.02.2001 tarih, 2001/8-19 esas ve 2001/26 sayılı kararında da belirtildiği üzere, taahhüdü ihlal suçunun oluşabilmesi için ödenecek toplam miktarın rakamsal olarak belirlenmesi, tarafların belirlenen bu miktar üzerinde icap ve kabulde bulunması zorunludur. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için taahhüt esnasında ödenecek miktarın hiçbir kuşkuya yer vermeksizin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Bu miktar belirlenmediğinde hangi miktar için taahhütte bulunulduğu, kabulün de hangi miktar nazara alınarak yapıldığı saptanamayacağından, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır.
Dosya içerisindeki taahhütnamenin incelenmesinden de görüleceği üzere, borçlu sanık, icra masraf ve faizleri olarak kabul ettiği borç miktarı olan 882.181.90 YTL'yi belirlenen tarihler içerisinde ödemeyi taahhüt etmiş, son ödeme tarihi olan 30.07.2006
tarihine işleyecek faiz tutarını ve yapılacak masraf tutarını ise 20.02.2007 tarihinde ödemeyi taahhüt etmiştir.
20.02.2007 tarihine kadar oluşacak miktar belirli olmadığından, borcun ve taahhüdün miktarının açık olarak saptandığından söz edilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir...
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...8160&highlight