![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Saygı değer üstadlarım.sizinde fikirlerinizi öğrenmek babında bir olay anltacağım.
Erzurumdan müvekkil aracıyla (içinde kaçak sigara dolu) Erzincan istikametine gidiyor.Yol üzerinde Üzümlü mevkiinde sivil ekipleri farkedip tekrar Erzurum istikametine dönüyor.Sivil kipte bunu takibe başlıyor.Müvekkil 80 Km boyunca arkadaki arcın dur ikazlarına uymadan devam ediyor.Tercan mevkiine varmadan yol kesme için iki aracı kafa kafaya veriyor ekipler.Müvekkilde süratli olduğu için yavaşlaması zaman alıyor ve havada yağışlı olduğu için aracı mecburen şarampole doğru çekiyor.Araç yuvarlanmadan duruyor ve yan yatıyor.Araçta lastik kısmında olmadan; arka cam ön cam patlamış şekilde yani aracın üst kısımlarında kurşun izleri mevcut.Yani taramışlar.Müvekkilim aracı kullanıyor ve yanında bir arkadaşı var.Müvekkilimde 2 adet kurşun yarası var.Sağ el işaret armağının ikinci boğumundan ykarısı kopmuş ve omuzdan kurşun almış.Elimizde kati raporlar ve araç resimleri mevcut. Şimdi sorularım şu şekilde: 1)Araca yönelik maddi tazminat davası açılabilir mi? 2)Müvekkilim yönünden Maddi ve Maanevi Tazminat talebim ne kadar olmalı? 3)Bu dava Türkiye' de sonuçlanır mı?(AİHM başvuruya mecbur kalırmıyım?) ![]() Saygılar. ![]() |
![]() |
#2 | |||||||||||||||||||
|
![]() POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU
Bu olayda -anlattığınız şekliyle- Emniyet güçlerinin 16. maddeye uygun davrandıkları düşüncesindeyim. Eğer aksini düşünüyorsanız konuyu bu yönüyle de irdelemenizi rica ederiz. |
![]() |
#3 |
|
![]() Sayın Admin,
PVSK md 16. da ki son bölüme dikkatinizi çekmek isterim: ''Kişinin yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde silahla ateş edilebilir.'' deniyor.Amaç ve ölçüde problem var kanımca o yüzden dava açmak istiyoruz.Zira aracın durmasını sağlamak için şoföre değil lastik kısmına ateş edilebilinirdi.Zira lastik kısmmında kurşuna benzer bir iz bulunmamaktadır.Eğer bu ihtimali kullansalardı sonrasında doğacak sonuçlarda dava açamayı düşünmezdim. |
![]() |
#4 |
|
![]() Merhaba;
80 Km kaçabilmeyi başarmak iyi bir hız ve makaslama tekniği gerektirir diye düşünüyorum. Ortalama 100-120 Km hızla düz, sapmasız yolda 40-45 dakikalık mesafe... Bu koşullarda hedeften sapma, hedef tutturamama olguları aleyhinize değerlendirilecektir. Ancak bahsettiğiniz oran kıstası da fazlasıyla sizin lehinizedir. Mermi çekirdeği, lastik hedef alınırken yere çarparak sekme sonucu araç camına gelmiş de olabilir. Gerçi siz taranmış diyorsunuz ama... Yine de bu husus da önemli. Atışlar düz ve doğrusal mı? Polisin atış duruşu nedir? İlerde ( Sizin bahsettiğinizden daha erken ) başka bir ekibin aracın önünü kesme imkanı var mıydı? Gerekli girişimler de bulunulmuş mu? Atışlar yapılırken gerekli dikkat ve özen gösterilmiş mi? Sınır aşımı sayılır mı? Sayılırsa kasten mi değil mi? AİHM'ye kalır mı kalmaz mı bilemiyorum ama her halükarda http://www.baransav.com/?&Bid=973444 bu linkte yer alan AİHM kararında açıklanan sözleşme hükümleri ile kıstaslardan yararlanabilirsiniz. |
![]() |
#5 |
|
![]() Cevabınız için öncelikle teşekkürler.
Sayın Zeytin olayda özel ekipler yolu kesiyorlar.Takip eden ekip dışında. Kastedilen yol düz ve şehirlerarası yol. Araç 130 km hızla ilerliyor.Barikatı gören müvekkilim yavaşlamaya çalışıyor hava yağoşlı olduğu için tam olarak duramıyor barikatın sağ tarafından ekiplere çarpmadan yan yatarak duruyor. Araçta otuz adet mermi izi var.Tekerlek kısmında bir tane dahi bulunmuyor. Müvekkilin sağl el baş ve orta parmağı kopuyor.Omuz bölgesinde iki adet mermi yarası.Bir tanesi sıyrık. Ekipler çapraz olarak ateş altına almışlar.Aracın ön ve sağ kısmından. Karar örneği için çok teşekkürler. |
![]() |
#6 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Bayoğlu, bu savunmaya hazırlıklı olun ve AİHM için hazırlıklara başlayın, bence... |
![]() |
#7 |
|
![]() Saygı değer üstadım kesinlikle karşı bir savunma olacaktır muhakkak.Ama patlayan bir bomba yok patlatılacak bir bomba yok tehlike arz eden bir durum sadece 80 km peşlerinden gittikleri aracın sürati.Aslına bakarsanız efendim Erzurum ve Erzincanda terör olarak böyle vakalar yok şükür.
Üstadım aslında AİHM gitmesi benim açımdan tecrübe olur.Mesleğe yeni başlayan bir meslektaşınız olarak mesleki heyecan kazandırdı şimdiden. Cevabınız için teşekküürler. Saygılarımla. |
![]() |
#8 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Sayın Meslektaşım, 80 km. boyunca kaçan ve (ihtimal ihbar da vardır.) makul/ciddi/yoğun suç şüphesi altında bulunan kişinin, defalarca yapıldığı anlaşılan "Dur!!" ihtarına uymayıp, aksi yönde kaçmaya devam etmesi üzerine, durdurulup yakalanmasını teminen araç lastiklerine ateş açılması ve kişinini parmak ve omuzundan yaralanmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı kanısındayım. Kullanılan zor ve silah olay özelliklerine uygun ve ölçülüdür. Kamu idaresine ve somut kamu görevlilerine yöneltilebilecek bir tazminat talep ve hakkı olmadığı kanısındayım. Saygılarımla. |
![]() |
#9 |
|
![]() Müvekkilinizin ölmediğini de düşünürseniz silah kullanmanın amacına uygun olduğunu kabul etmek gerekir.130 Km hızla giden aracın ne kadar dikkat ederseniz edin lastiklerine de hedef alsanız muhakkak adreste sapma olacaktır.Bende Sayın Güntay gibi düşünüyorum...tazminat ve talep hakkınız olmayacağı kanaatindeyim
|
![]() |
#10 |
|
![]() Sayın Uyanıkoğlu ve sayın Güntay öncelikle değerli görüşleriniz için teşekkür ederim.
Araçtan otuz adet uzun namlulu silah ve tabanca mermisi çıkarılıyor.Aynı yerde bir başka olayda başka bir kaçakçı kurulan barikatla ve lastiklerine ateş edilerek durduruluyor.Yine sigara kaçakçısı aynı ekipler yakalıyor.Belki olayın gece vakti gerçekleşmesi sizin sapma konusunu destekleyebilir fakat ekipler profesyonel.Gece atış talim raporlarını isteyeceğiz elbette. Masumiyet karinesini de gözardı etmemek gerektiğini düşünüyorum. Şu hususu tekrar belirtmek istiyorum.Araç yolu kesen ekipleri görünce yavaşlıyor fakat süratinden dolayı tam duramıyor yolun kenarına savruluyor.Ekiplerde herhangi maddi ve bedeni bir zarar meydana gelmiyor. Sayın meslketaşlarım bu olay Asliye Hukuk mahkemesinde haksız fiil olarak mı, İdari Yargıda tam yargı davası ile değerlendirmek mi gerekir? Saygılarımla. |
![]() |
#11 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Görüşüm farklı olmakla birlikte, Maddi zararlarınız için idare mahkemesinde, vücut bütünlüğünün bozulmasından doğan zararlarınız için asliye hukuk mahkemesinde dava açacaksınız. (HMK.m.3) Saygılar. |
![]() |
#12 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı (kusursuz sorumluluk dahil) vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalarda yeni kanuna (md. 3) göre asliye hukuk yetkili olacaktır. Eskiye göre büyük kısmında idari yargı görevli idi. İş mahkemelerinin görevleri ile ilgili kanun hükmü saklı tutulmuştur. İdari eylem ve işlemler ile diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğü dışındaki malvarlığına ilişkin zararlar madde kapsamına alınmadığından bunlarla ilgili idari yargı görevli olacaktır. Ancak, hem malvarlığına hem de vücut bütünlüğüne yönelik zararlarda, mevcut düzenlemeye göre malvarlığı ile ilgili zararlarda idari yargı vücut bütünlüğünde adli yargı görevli olacak, bu da aynı konuda farklı yargı kararlarına yol açabilecektir. Adli yargı mercileri aynı idari işlem ya da eylemle ilgili idari yargı mercilerinin kusurlu bulmazken, idari yargı mercileri kusurlu bulabilecek ya da aksi söz konusu olabilecektir. Böyle bir durumun sakıncalarından kaçınmak için ya adli yargının görev alanına vücut bütünlüğünün dışındaki zararlar da dahil edilecek ya da ara bir çözüm olarak sadece her iki zararın gerçekleştiği durumlarda adli yargı görevli kılınacak şekilde yasal düzenleme yapılacaktır. İdarenin tazminat sorumluluğu ile ilgili farklı yargı kollarından farklı yargı içtihatlarının önlenmesi ve hukuki birliğim sağlanması, dolayısıyla yargıya güvenin sağlanması, idarenin de yargı içtihatları doğrultusunda kendine yönelik tedbirleri alabilmesi için ilk çözüm yolunun benimsenmesi suretiyle yasal düzenleme yapılması daha uygun olacaktır. Aksi takdirde yargının verdiği karalarla içinde bulunduğu toplum ve düzeni geliştirme işlevinden de yoksun kalınacaktır. Kaynak: http://www.ankahukuk.com/index.php?o...1ndaki-farklar |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |