| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		
  
    
    
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        Sayın İHTİYAROĞLU, şimdi çalınan bir çekten dolayı bir menfi tespit, bir çek iptali davası açamıyor muyuz? çekte sadece imza var. keşide tarihi bile yok. zaten bu çekten önceki ve sonrki çekler bankaya verildiği halde bu çek için başvuran henüz yok.
         | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
   
  
Sayın ALAMUT, 
 
Anladığım kadarı ile çek keşidecisi sizin müvekkiliniz, ancak imzalı ve diğer kısımları boş olarak çalınıyor/kayboluyor. 
 
Çek iptalini keşidecinin açamadığını belirtmek isterim. Bu konuda THS'de açılmış birçok başlık mevcuttur. 
 
Şahsi kanaatim, şuan için polise ya da doğrudan savcılığa bildirim yapmanız. Akabinde çekin ibraz edilmesi ile birlikte, ibraz edene karşı dava yoluna gidebileceğinizdir. 
 
Ayrıca menfi tespit talebinize ilişkin ise aşağıda ki karar size fikir verebilir diye düşünüyorum.
 
  
    
    
      
        
        
          
            
              | 
            
            Alıntı: | 
            
              | 
           
         
         | 
        
         | 
        
        
        
         | 
       
     
    
      
        | 
         | 
         | 
        
         | 
       
      
        | 
         | 
        
        Yargıtay 11. Hukuk Dairesi  2005/5775 E., 2006/6299 K. 
 ÖZET : Davacı, imzasız tamamen boş, tedavüle konmamış üç adet çek  yaprağını kaybettiğini ileri sürerek iptalini istemiştir. Davacı,  imzasız tamamen boş üç adet çek yaprağını kaybettiğini iddia ederek  iptallerine karar verilmesini talep etmiştir. Çek kısmen doldurulmuş  veya sadece imzalanmış olması halinde tedavüle çıkarılması mümkün ve  geçerli olup böyle bir çek nedeniyle hamil iptal davası açabilir. Rızası  hilafına çeki elinden çıkan keşideci ise muhatap bankayı ödemeden men  edebileceği gibi menfi tespit davası da açabilir. Keşide edilmemiş, çek  vasfında olmayan tamamen boş çek yaprakları tedavüle konmuş  sayılamayacağından zayi nedeniyle iptal davasına konu edilemez. 
DAVA : Hasımsız olarak açılan davada Küçükçekmece Asliye 2. Hukuk  Mahkemesi’nce verilen 27.10.2004 tarih ve 2004/445 – 2004/814 sayılı  kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve  temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava  dosyası için Tetkik Hakimi S.ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten  ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve  tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp,  düşünüldü: 
KARAR : Davacı vekili, 3 adet çek’i üzerine bir tutar, keşide tarihi ya  da imza atmadan boş olarak kaybettiğini, bankaya bilgi verdiğini, ancak  iptal kararı istendiğini, bulanların meblağ yazıp işlem yapmasından  endişe duyduğunu ileri sürerek iptallerini talep ve dava etmiştir. 
Mahkemece, dosya kapsamına ve toplanan kanıtlara göre 3 aylık ilan  süresi içinde iki çek için başvuru yapılmadığı, biri için başvuru  geldiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
1- Davacı, imzasız tamamen boş, tedavüle konmamış üç adet çek yaprağını  kaybettiğini ileri sürerek iptalini istemiş olup, mahkemece, bunlardan  iki çek’in ilan süresi içinde ibraz edilmediği gerekçesiyle iptaline;  diğer çek’ in ibraz edildiği gerekçesi ile bu çek bakımından istemin  reddine karar verilmiştir. 
TTK’nun 730/1-20. madde ve bendi yollamasıyla aynı kanunun 592′nci madde  hükmü uyarınca bir çek’in kısmen doldurulmuş ya da sadece imzalanmış  olması halinde, tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup, böyle bir  çek için 669′uncu vd maddeleri uyarınca, iptalini isteme hakkı sadece  hamile aittir. Böyle bir iddiaya sahip keşideci, aynı kanunun 711/son  madde hükmü uyarınca muhatabı çeki ödemekten men edebileceği gibi,  elinden rızası hilafına çıkan, bir başka anlatımla imzasını içeren ve  fakat kaybettiği çekin bedelinin kendisinden istenmesi halinde, aynı  kanun’un 704′üncü madde hükmüne dayanarak borçlu olmadığının tespiti  yönünde dava açma olanağına sahiptir. 
Diğer yandan, henüz keşide edilmemiş, çek vasfında olmayan tamamen boş  çek yaprakları tedavüle konmuş sayılamayacağından, hesap sahibi  tarafından zayi nedeniyle iptal davası açılmayacağı, ele geçirenlerce  imzalanıp doldurulması sonrasında, çeke dayalı hak iddia edene karşı  menfi tespit davası açılabileceği, bu nedenle boş çek yapraklarına  dayanarak iptal isteminde bulunmakta hukuki yarar bulunmadığı  gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmelidir. 
Dava konusu bir çek’in ibraz edildiği gerekçesi ile istemin reddine  karar verilmiş olup, aynı sonuca yukarıda açıklanan gerekçelerle  varılması gerekir ise de, hüküm sonucu itibariyle doğru olmuştur. 
Ne var ki, davacının dava dilekçesinde sıraladığı çek’lerden ikisi için  yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar  verilmesi,gerekirken, bu iki çek bakımından iptal kararı verilmesi doğru  olmamış, çekişmesiz yargıya ilişkin bu tür davaların niteliği  karşısında, temyiz eden davacı da olsa, davanın kısmen kabule ilişkin  hüküm bozulması gerekmiştir. 
2- Zayi edildiği öne sürülen dava konusu çek’lerden birinin yasal hamili  olduğunu iddia ederek ortaya çıkan üçüncü kişi nedeniyle TTK’nun  675′inci maddesi hükmünün uygulanabilmesi için, hamilin bu davayı açmış  olması gerekir. Oysa, bu davayı hamil açmamış olup, dava sırasında  ortaya çıkan çek için yazılı şekilde hüküm kurulması da kabul şekli  bakımından doğru görülmemiştir. 
Diğer yandan, yapılan son ilanda da TTK’nun 673′üncü maddesinde  öngörülen asgari 3 ay olarak verilen sürenin 09.10.2004 tarihinde  dolmasından sonra, 27.10.2004 tarihinde yapılan başvuru ile anılan bir  çek ortaya çıkmış olup, aynı kanunun 676/1 ‘inci madde hükmü uyarınca,  iptal kararı verilebilmesi yine, hamilin bu davayı açmış olmasına  bağlıdır. Bu itibarla, anılan bu çek bakımından mahkemece, yazılı  şekilde hüküm kurulması da yine kabul şekli bakımından bu yönden de  doğru bulunmamıştır. 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, ödediği  temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2006  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
  | 
        
         | 
       
      
        
          | 
        
         | 
        
          | 
       
     
     | 
   
  
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |