|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
30-07-2009, 20:36 | #1 |
|
takip ve şikayet süresi geçen çekler,bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar
bu çeklere ilişkin olarak 2 tür çek var elimde 1.si arkası yazılıpta yasal süre olan 6 ayda hem cezai şikayet olmayan çek 2.si ise arkası hiç yazılmamış çek var elimde.Şimdi bunları bankaya ibraz edip bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar olan 470 TL'yi ödetebilirmiyim? birde adi kağıt özelliğini kazanan bu çeklere ilamsız takip yapıp itiraz halinde İİK 68.anlamında belge sayıp İcra Hukuk Mahkemesinde itirazi iptal edebilirmiyim.Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
30-07-2009, 22:50 | #2 |
|
Sayın av.aybeg,
http://www.turkhukuksitesi.com/makale_944.htm adresinde Sayın Av. Ufuk Kara nın size yardımcı olabilecek bir makalesi mevcuttur. Ek olarak, süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek, 818 Sayılı Borçlar Kanunu m.457 deki “adi havale” niteliğindedir ve 68/1 deki belgelerden değildir. Süresinde bankaya ibraz edilip zamanaşımına uğrayan çek, “arada temel ilişki varsa” yazılı delil başlangıcıdır; aksi taktirde TTK 644 e tabidir. Lehdar ile keşideci arasında temel ilişki olacağından lehdar TTK 644 sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanamaz. Yine hamil ile işbu hamile çeki ciro eden ciranta arasında da temel ilişki olduğundan çek, bu kişiler arasında da “yazılı delil başlangıcı” kabul edilecektir. Saygılarımla… |
31-07-2009, 10:56 | #3 |
|
Sayın Av Aybeg;öncelikle İİK.68 anlamında icra hukuk mahkemesinin bakmış olduğu itirazın kaldırılması bir dava değil taleptir ve bu sebeple iptal değil kaldırma deyimini kullanmanız daha yerinde olacaktır.İkinci olarak ise bankanın ödemekle yükmlü olduğu çek yaprak bedeli 3167 sayılı yasanın 10.maddesine göre 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan dolayı,her zamman isteyebilirsiniz ve banka size büyük ihtimalle zamanaşımı defii ileri sürerek 6 aylık zamanaşımı olduğunu ifade eden bir bilgilendirme mektubu gönderecektir.Hemen çeki takibe koyarak yapılan itiraz için itirazın iptali davasını açın(maddi anlamda kesin hüküm elde etmek için).Daha sonra 6 ayda icra ve ceai işlem yapılmayan çek ile alaklı olarak ilamsız takip yaprak takibe koyun.Bankanın ödemekle yükümlü olduğu çek yaprak bedeli çekin vadesinin yada karşılığının çıkmamasından sonra bankaya ibraz edilen sürenin uzunluğu ve kısalığı ile bağlı olarak ödeme yapılmaktadır.İtirazın kaldırılması talebi yerine maddi anlamda kesin hüküm elde etmek için itirazın iptali davasını açmanızı bu aşamada öneririm sayın meslektaşım.SAYGILARIMLA..Umarım yardımcı olabilmişimdir.
|
01-08-2009, 10:07 | #4 |
|
kanuni süresinde ibraz edilmeyen çekler için bankalarca ödenmesi gereken 470 TL bankalardan istenebilir mi? makalede bunu bulamadım
|
01-08-2009, 10:19 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla... |
01-08-2009, 10:29 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
süresinde ibraz edilmeyen çek
Süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekten dolayı bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar alınamıyor. Yani süresinden ibraz şartı var. Yazılı olmayan çek'ten dolayı itirazın kaldırılması yoluna gidemezsiniz. Zira ibraz edilmemiş çek, kambiyo vasfını yitirmiştir. Yazılı delil başlangıcı olarak nitelendirilen ibraz edilmemiş çeklere dayanılarak yapılan icra takibine itirazlarda, itiraz iptali davası açabilirsiniz. Ancak yan delil sunmanız gerek. Tanık, fatura, ticari defter vs. Umarım yardımcı olabilmişimdir. Saygılarımla..., |
03-08-2009, 21:13 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
03-08-2009, 21:35 | #8 |
|
Sayın Av. Ömeroğlu,
Çünkü; “Temel ilişki” ye dayalı ikame olunan davadaki ispat külfeti yüklenen ile “sebepsiz zenginleşme davası” ikame edildiğindeki ispat külfeti yüklenen süjeler farklıdır. Böylece lehdarın, sebepsiz zenginleşmeye dayanarak dava açması halinde ispat külfetini ters çevirmeniz sebebiyle; temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden lehdarın iddiasını kanıtlama yükümünü yok etmektesiniz. Saygılarımla... |
03-08-2009, 21:52 | #9 |
|
Ben TK 644'ü müracaat hakkını yitiren kambiyo alacaklıları için yasayla getirilmiş özel bir imkan olarak görüyorum.Temel ilişkiye davalı bir davada alacağı ispat yükümü ile TK'e göre açılan bir davada ispat yükümünün farklı olduğunu bilmek ve kabul etmekle beraber,-bunu tek başına- elinde bir kambiyo senedi olan ve müracaat hakkını yitirmiş bir kambiyo alacaklısından yasanın verdiği imkanı almaya(sıfatının lehdar olması ve keşideceye yönelecek olması nedeniyle)meşru ve yeterli bir gerekçe olarak göremiyorum.Ayrıca yorumunuz madde metninde(TK 644) ve bana göre amacında yer almayan bir sınırlama getirdiğinden tartışılmaya açıktır.Saygılar!
|
03-08-2009, 22:12 | #10 |
|
Sayın Av.Ömeroğlu,
Lehdarın elinden alınan bir imkan olduğu kanaatinde değilim. Farklı düşünmemiz elbette mümkündür, saygı duyarım . Olayı somutlaştıralım; maddi vakıaları anlatmak taraflara; hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime ait bir görevdir. Lehdar, keşideciye karşı "zamanaşımına uğramış çek" ten dolayı dava ikame etmiştir. "yazılı delil başlangıcı" niteliğindeki çeki mahkemeye sunmuştur. Siz hakim olarak; davacı lehdarın "temel ilişki" ye dayalı alacağını ispatlamasını mı; yoksa keşidecinin "sebepsiz zenginleşmediğini" ispatlamasını mı değerlendireceksiniz? Biliyorsunuz ki; davada ispat külfeti önemli bir mevzuudur Saygılarımla... |
03-08-2009, 22:27 | #11 |
|
Farklı düşünüyoruz,çünkü ispat ve usul kuralları bir uyuşmazlığa bakışımızda önem taşımakla birlikte tek pencere olmamalıdır.Maddi hukuk açısından bakıldığında lehdarla keşideci arasında bir kambiyo senedi keşide edilip verilmesine neden olan temel ilişki mevcut bir de asıl ilişkiden soyut (bağımsız) nitelikte kambiyo ilişkisi(alacağı).Şimdi lehdar zamanaşımı nedeniyle kambiyo alacağına ilişkin müracaat hakkını yitiriyor ve TK 644.maddesinde ona yasanın verdiği imkandan yararlanarak sebepsiz zenginleşmeye(yani yine temel ilişkiden bağımsız bir kambiyo hukuku müessesine)dayanmak istiyor.Hatta bununla da yetinmeyip açtığı davanın dilekçesini de TK 644'e dayandırıyor ve siz ona hakim olarak diyorsunuz ki hayır bunu unut zira sizin keşideciyle aranızda temel ilişki var onu ispatla ispatlamak zorundasın.Yasanın koymadığı bildiğim kadarıyla doktrinin koymadığı bu sınırı(varsa Yargıtay kararı tartışmaya açıktır) siz koyuyorsunuz.Çok insaflı olmadığınızı düşünüyorum.
|
03-08-2009, 22:45 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Ömeroğlu,
Doğrudur; lehdara aradaki "temel ilişki" ye dayanıp; alacağını ispatlamakla yükümlüsün diyorum Ve lehdara, senin ikame ettiğin davada keşideci "sebepsiz zenginleşmediğini" değil; sen alacaklı olduğunu ispatlayacaksın da diyorum. Sebebim de yukarıdadır.
Sayın meslektaşım, daha önce de belirttiğim üzere elbette ki farklı düşünebiliriz; düşüncenize saygı duyduğumu (ve fakat katılmadığımı ) belirtmek isterim. Saygılarımla... |
03-08-2009, 22:57 | #13 |
|
Buradan size göre, sadece keşideci ile lehdar arasında değil çekte birbirini izleyen cirantalar arasında da talebin -müracaat hakkı yitirilmişse ve şartları varsa- sadece temel ilişkiye dayanabileceği sonucunu çıkarmalıyız sanırım doğru anlıyorum Öyleyse TK 644'ün uygulanma alanını da oldukça sınırlamış oluyoruz.Katılmamakla ve meslektaşların katkılarını beklemekle birlikte saygı duyuyorum!
|
03-08-2009, 23:52 | #14 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av. Ömeroğlu,
İnsafsız olmamak adına olaya bakış açılarımıza dair bulduğum iki -farklı- Yargıtay kararını eklemek isterim. 1. si: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9890 adresinde Sayın erdal7 nin 4 no lu mesajındadır:
2.si Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 09.05.2006 T., 2005/8811 E., 2006/5123 K: "Davacı vekili, müvekkiline verilen borç para karşılığında davalı tarafça keşide edilen çekin müvekkilince dava dışı S.' a ciro edildiğini, çekin süresinde bankaya ibraz edildiğini karşılığı çıkmayınca çek bedelinin müvekkili tarafından dava dışı şahsa verilerek çekin alındığını, söz konusu çek zamanaşımına uğradığı için girişilen genel haciz yolu ile takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürmüş ve TTK'nun 644.maddesi gereğince sebepsiz zenginleşen davalının itirazının iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsili gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının sebepsiz zenginleşmediğini usulen ispatlayamadığı gerekçesiyle çek bedeli olan asıl alacak bakımından itirazın iptali ile takibin 3.400.000.000. TL'ye takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına hükmolunan miktarın % 40'ı oranındaki inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava zamanaşımına uğramış olan çeke dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Çekin zamanaşımına uğraması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımına uğramış çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise TIK'nun 644. maddesinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanılarak talepte bulunulabilir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere TTK.nun 644. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açması mümkündür. Başka bir ifadeyle lehdar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki bir davada TTK.nun 644. maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır. Zira lehdarın keşideciye karşı açacağı davada zamanaşımına uğramış olan çeke yazılı delil başlangıcı olarak dayanması ve alacağını her türlü delille kanıtlaması olanağı mevcuttur. Kuşkusuz bu durumda ispat külfeti alacak iddiasında bulunan lehtardır. Aksi düşüncenin kabulü ispat külfetinin keşideciye geçmesine yol açar ki bu da temel ilişkide alacaklı olduğunu iddia eden kişinin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu kuralına ters düşer. Mahkemece belirtilen yönler gözetilmeksizin olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir." Böylece;
Saygılarımla... |
04-08-2009, 16:40 | #15 |
|
Kararlara geçmeden son mesajımda yaptığım ciddi hatayı düzelteyim.TK 644 sadece keşideciye yöneltilebilecekken uykudan olsa gerek işe cirantaları karıştırmışım bir an Neyse ki Ticaret Hukuku sınavında değiliz
|
26-01-2010, 20:43 | #16 |
|
Konu mazide kalmış ama iyi bir tartışma cereyan etmiş.
Düşünceme göre ve bildiğiniz gibi; TTK.644 de düzenlenen Sebepsiz Zenginleşme Davası, taraflar arasında temel bir hukuki ilişki varsa uygulanamaz hükümdür. Esasen bu durum sebepsiz zenginleşmeye dair BK.61 vd. hükümlere göre de zorunlu sonuçtur. Taraflar arasında temel hukuki bir ilişki varsa zaten "sebep" de vardır, başka deyişle hak veya alacak sebepsiz değildir. Taraflar arasında hukuki bir ilişki hiç yoksa veya çeşitli nedenlerle geçersiz kalmışsa taraflar arasındaki alacak iddialarının dayanağı sebepsiz zenginleşme hükmü olacaktır. Bu itibarla TTK.644 dairesinde de Hamil ile keşideci arasında doğrudan bir temel hukuki ilişki yoksa, yani sözgelimi çek veya senet, ciranta marifetiyle hamile ulaşmış ise, (lehdar olmayan) hamil ile keşideci arasında temel hukuki ilişki olmayacağından bunlar arasındaki hak talepleri de TTK.644'e tabi olacaktır. Haliyle zamanaşımı süresi de BK.66'ya paralel olarak 1 yıl olarak dikkate alınacaktır. Keşideci ile hamil arasında (hamil aynı zamanda lehdar) temel hukuki ilişki de varsa bu durumda hak talebinin dayanağı "alacak" iddiası olarak dikkate alınacak ve doğal olarak zamanaşımı süresi de (başkaca bir aksine düzenleme yoksa her alacak 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacağından) 10 yıl olarak değerlendirilecektir. Her iki davada da kambiyo vasfını yitiren çek veya senet yazılı delil başlangıcı olarak ele alınacaktır. (Diye düşünüyorum) |
27-01-2010, 15:57 | #17 |
|
Sayın Dikici,görüşünüze katılmamakla birlikte saygı duyuyorumKatılmıyorum,zira:
Dediğiniz gibi BK 61 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası eğer taraflar arasında akdi bir ilişki varsa açılamazsa da, TTK 644.maddesinde düzenlenen dava, bu davadan tamamen farklı nitelikte olup en önemli özelliği tali nitelikte olmamasında,kambiyo senetlerine özgü(bağımsız) bir dava olmasındadır.Kambiyo senetlerinde ki sert şekil şartlarını yumuşatma, hamili biraz olsun koruma amacıyla kanun koyucu tarafından getirildiği kabul edilmektedir.Böyle bakınca da taraflar arasında bir akti ilişki varsa artık sebepsiz zenginleşme kuralları uygulanmaz şeklindeki görüşünüz BK 61 vd. bakımından kabul edilebilir olup,TTK 644 açısından ise müracaat hakkını yitiren lehdarın temel ilişki ile bu dava arasında bir seçimlik hakkı bulunmaktadır. Kambiyo senetlerinde sebepsiz zenginleşme talebinin ileri sürülebilmesi için,kambiyo senedi dolayısıyla borç altına giren keşidecinin haksız olarak zenginleşmesi -BK 61'de düzenlenen sebepsiz zenginleşmedekinin aksine- şart değildir,TTK 644.maddesinin aradığı şartların varlığı yeterlidir.Bir diğer fark olarak,BK 61 vd.maddeleri bakımından kendi kusuruyla talep hakkını yitiren alacaklının alacağını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talebi mümkün değilse de(örneğin zamanaşımına uğrayan alacakta BK 62/cümle 2),TTK 644 bilhassa bu ihmal ve kusur sonucu müracaat hakkının yitirilmesini telafi amacıyla düzenlenmiştir. İKi kurum arasındaki tüm bu farklar(kanaatimce en önemlisi TTK 644 ile getirilen düzenlemenin amacıdır) ortadayken BK 61 bakımından geçerli olan gerekçenizin TTK 644 bakımından bir öneminin olmadığını düşünüyorum NitekimYargıtay'ın bu konuda henüz istikrar kazanmamış içtihadına rağmen,doktrinde hakim fikir, bu halde lehdar bakımından, asıl borç ilişkisinden doğan talep hakkı ile TTK 644.maddesinden doğan sebepsiz zenginleşme talebinin yarıştığından söz etmektedir(bu yönde Durgut,Ramazan,Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme,s.17;Öz,Turgut,Borçlar Hukuku Genel Hükümler,2000,s.70 vd.;Reisoğlu,Seza,Sebepsiz İktisap Davasının Genel Şartları,s.32;Poroy/Tekinalp,2001,s.226;Öztan,s.383) |
27-01-2010, 16:45 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Ömeroğlu görüşleriniz için teşekkür ederim. Tespitleriniz doğrudur. Ancak tespit edilen hususları yorumlayıp, değerlendirmemiz tamamen farklı. Bu da çok doğal bir durum. Farklı fikirler olmalı ki, doğruya ulaşmak mümkün hale gelsin! Benim kişisel görüşüme göre de, TTK.644. madde elbette ki BK.61'e nazaran özel hüküm olup, bilinçli olarak kanuna eklenmiştir. Benim yazımda vurgulamak istediğim asıl husus, TTK.644. maddenin BK.61. maddenin aynısı olduğu yönünde değil, BK.61. maddenin yani "sebepsiz zenginleşme" kurumunun doğal sonucu olarak TTK'ya konan bir hüküm olduğu yönündeydi. Bu itibarla BK.61. ve devamı hükümlerin birebir TTK.644 kapsamındaki olaya uygulanması gerekeceğine dair bir düşüncem söz konusu değildir, olamaz. TTK.644. madde olmasaydı somut konu temelinde (lehdar durumunda olmayan) hamil ile keşideci arasında sebepli veya sebepsiz hiç bir bağ olmazdı diye düşünüyorum. Kambiyo vasfını yitiren senet/çek vasıtasıyla ancak (lehdar olmayan) hamil ile keşideci arasında bir yol, bir irtibat kurulmaktadır. Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin BK.61. maddenin unsurlarına bakarsak eğer, orada da bir sebepsiz zenginleşen bir de aleyhine sebepsiz zenginleşilen kişi vardır. Bu ikişi arasındaki "haksız (veya sebepsiz) edinim" nedeniyle ilgilisine dava açmak mümkün olabilmektedir. TTK.644. maddede ise, esasen elimizde kambiyo vasfını yitiren çek veya senet olmasaydı, hiç bir şekilde -lehdar olmayan- hamil, keşideciye sebepsiz zenginleşme iddiasını (salt BK.61'e dayanarak) dile getiremezdi. Çünkü bu durumda haksız (veya sebepsiz) edinimin dayanağı olan bağı hiç bir şekilde kuramazdı ve keşideci; -lehdar olmayan- hamil aleyhine zenginleşmiş sayılamazdı! İşte TTK.644. bu manada o bağı kurmaktadır ve özel hüküm niteliği taşımaktadır. (Diye düşünüyorum) |
19-03-2014, 17:33 | #19 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir davam hakkında araştırma yaparken aklıma bu forum konusu geldi; yakın tarihli bir karar olmakla, eklemek istedim :
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15415 :
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
garanti sözleşmesi, bankanın ödemeklü yükümlü olduğu miktar | avyıldız | Meslektaşların Soruları | 1 | 25-07-2009 23:42 |
ttk 711 ve bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar | Av.Ramazan Akkaya | Meslektaşların Soruları | 1 | 10-05-2009 20:29 |
Bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktar | avukat1980 | Meslektaşların Soruları | 5 | 08-10-2008 09:26 |
Bankanın ödemekle yükümlü olduğu miktarı eksik ödemesi | avaysel | Meslektaşların Soruları | 9 | 18-09-2008 21:54 |
Çek bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar -Geriye dönüş cirosu istenmesi | ekinheval | Meslektaşların Soruları | 2 | 11-04-2008 09:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |