26-08-2013, 12:17
|
#3
|
|
Doğacak alacağın temliki mümkündür.
açıkça yazmasada karara dikkatli baktığınızda mümkün olduğunu göreceksiniz.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
|
|
|
|
|
T.C.
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/2557
K. 2013/3344
T. 14.3.2013
• ARAÇ HASAR BEDELİNİN TAZMİNİ İSTEMİ ( Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan - Mahkemece Alacağı Temellük Eden Şirkete Tebligat Yapılarak Davaya Katılması Halinde Davaya Devam Edilmesi Gerektiği )
• KASKO SİGORTA SÖZLEŞMESİ ( Araç Hasar Bedelinin Tazmini İstemi - Mahkemece Alacağı Temellük Eden Şirkete Tebligat Yapılarak Davaya Katılması Halinde Davaya Devam Edilmesi Gerektiği )
• ALACAĞIN TEMLİKİ ( Araç Hasar Bedelinin Tazmini İstemi - Davacının Yargılama Sırasında Alacağı Temlik Etmesi Nedeniyle Aktif Dava Ehliyetinin Bulunup Bulunmadığı Hususunun Tartışılıp Değerlendirilmesi ve Sonucuna Göre Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• AKTİF DAVA EHLİYETİ ( Araç Hasar Bedelinin Tazmini İstemi - Davacının Yargılama Sırasında Alacağı Temlik Etmesi Nedeniyle Aktif Dava Ehliyetinin Bulunup Bulunmadığı Hususunun Tartışılıp Değerlendirilmesi ve Sonucuna Göre Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
6100/m.125
ÖZET : Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından kasko sigorta şirketi aleyhine açılan araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece alacağı temellük eden şirkete tebligat yapılarak davaya katılması halinde davaya devam edilmesi, davacının yargılama sırasında alacağı temlik etmesi nedeniyle aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tartışılıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içindedavalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı şirkete kasko sigortalı olan müvekkiline ait aracın tek taraflı kazada hasarlandığını, ihtara rağmen davalının hasarı karşılamadığını, hasarın teminat kapsamında bulunduğunu, aksinin davalı sigortacı tarafından somut delillerle ispatlanması gerektiğini tesbit dosyasına göre 10.550 TL tutarında zarar olduğunu belirterek şimdilik 10.550 TL.nin 28.5.2010 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, mahkemenin yetkisiz olduğunu, araçta rehin kaydı bulunduğunu, davacının aktif dava ehliyetinin olmadığını sürücünün alkol muayenesinin olaydan 6 saat sonra yapıldığını ve ifadesinin olay tarihinden 8 gün sonra alındığını, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğini bu halin teminat dışında kaldığını alkol muayenesinin zamanında yapılmaması nedeniyle tesbitlerin gereği gibi yerine getirilmesinin engelendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile 10.550 TL.nin 38.5.2010 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortalı tarafından kasko sigorta şirketi aleyhine açılan araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.nin 125/2 maddesi hükmü gereğince "davanın açılmasından sonra dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa devralmış olan kişi görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder." Somut olayda Jandarma görevlilerince düzenlenen 12.5.2010 tarihli olay yeri tesbit tutanağına göre, davacı şirkete ait davalı sigortacıya kasko sigortalı aracın dava dışı A. S.'in yönetiminde iken saat 08.00 sıralarında sürücünün bir anlık dikkatsizliği sonucu araç ile bahçe duvarına çarpması ile tek taraflı kazada hasarlanmıştır. Davacı tarafça Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/131 Değişik İş sayılı dosyasında yaptırılan tesbit sonucu düzenlenen 6.9.2010 tarihli bilirkişi raporu ile davacı aracında 1.000 TL değer kaybı, 9.550 TL hasar bedeli olmak üzere toplam 10.550 TL tutarında hasar olduğu tesbit edilmiştir. Davacı vekili tarafından 19.10.2010 tarihinde açılan işbu dava ile davalıdan şimdilik 10.550 TL.nin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 13.10.2009/13.10.2010 vadeli kasko sigorta poliçesinde davacı aracının üzerinde F... A.Ş Bandırma Şubesinin dain mürtehin hakkı bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı ile dava dışı F... A.Ş Bandırma Şubesi arasında dava açıldıktan sonra Bandırma 2.Noterliğinin 11.3.2011 tarih 02399 yevmiye nolu alacağın temliki sözleşmesi düzenlenmiş bu sözleşmede alacağı temlik edenin Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/138 Esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu dava nedeniyle G... Sigorta A.Ş nezdinde doğacak hak ve alacaklarından 10.550 TL.lık kısmını Bankadan kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve gayri nakdi kredi borçları nedeniyle doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık alacağı temellük eden Bankaya temlik etmesi hakkında sözleşme olduğu, alacağı temlik edenin maliki olduğu sözkonusu araçta gerçekleşen hasarın tazmini talebi ile G... Sigorta A.Ş aleyhinde Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/138 Esas sayılı dosyası üzerinden açmış olduğu davada haklı çıkması ve/veya tarafların mahkemede veya mahkeme dışında sulh olması halinde davalı G... Sigorta A.Ş tarafından kendisine ödenecek olan tazminatın anapara ve işlemiş faizi ile birlikte 10.550 TL.lik kısmını Bankadan kullandığı ve/veya kullanacağı makdi ve gayri nakdi kredi borçları nedeniyle doğmuş ve doğacak borçlarına karşılık Banka'ya gayrikabili rücu olarak devir ve temlik ettiği, bankanın da sözkonusu alacağı devren temellük ettiği alacağı temlik edenin temlik edilen tutarı Bankaya karşı doğmuş ve doğacak borçları için temlik ettiğinden işbu sözleşmenin konusu olan alacak tahsil edileceği takdirde söz konusu alacağın Banka tarafından doğmuş ve doğacak borçlarına mahsup edilmesini kabul ettiği, bununla beraber bankanın işbu sözleşmenin konusu olanalacağı tediye makamına kain olmak üzere temellük etmediğinden tahsis etmiş olduğu krediden dolayı alacağı temlik edene rücu ve kredinin her türlü teferruatı ile birlikte geri ödenmesini isteme hakkına haiz olduğu, davada lehte karara çıkması ve/veya tarafların mahkemede veya mahkeme dışında sulh olması halinde ve temlik edilen tutarın tamamı veya bir kısmının davalı G... Sigorta A.Ş tarafından Bankaya ödenmesi halinde bankanın bu tutardan öncelikle kredi alacağını mahsup edeceği, bakiye kredi alacağı kadar meblağ faiz getirmeyen bir hesapta blokeye alacağı ve bakiye kalması halinde bakiye tutarı alacağı temlik edene iade edeceği, sözleşmenin 4. Maddesinde bankanın temellük ettiği alacaklar için takip ve tahsil yükümlülüğünün bulunmadığı, diğer taraftan bankanın temellük ettiği alacağı takip ve tahsil işlemlerine girişmesi halinde fiilen tahsil edilen tutarın borca mahsup edileceği, takip ve tahsil ile ilgili olarak Bankanın her ne nam altında olursa olsun bir sorumluluğu ve yükümlülüğü olmayacağı" hükümleri öngörülmüştür.
Davacı ile dava dışı banka arasında düzenlenen ve özellikle 4. Maddesinde belirtilen sözleşme hükümleri sözleşmesinin tarafları arasındaki iç ilişki olup sözleşme karşısında 3. kişi konumunda olan davalı sigorta şirketini bağlayıcı değildir.
Dava dışı banka şubesince alacağın temliki sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra 14.3.2011 tarihli belge ile davacı tarafından işbu davada davalı G... Sigorta A.Ş aleyhine açılan davaya muvafakat edildiği belirtilmiş ise de, alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle artık bu muvafakatın önemi kalmamıştır.
Davacı 11.3.2011 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile davalıdan olduğunu ileri sürdüğü alacağını dava dışı F... A.Ş Bandırma Şubesine temlik etmiş, sözleşmede mahkemenin dosya numarası tarafları ve alacağın temlikine konu kısmın dava dilekçesinde talep edilen 10.550 TL olduğunu bildirmiştir. Söz konusu temlik sözleşmesinin iptal edildiğine dair iddia ve belge de bulunmamaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.550 TL.nin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece talep gibi 10.550 TL.nin temmerüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş ve hüküm sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, alacağın en fazla 10.550 TL olabileceği hususu da davacı yönünden kesinleşmiştir.
Bu durumda mahkemece alacağı temellük eden F... A.Ş Bandırma Şubesine tebligat yapılarak davaya katılması halinde davaya devam edilmesi, davacının yargılama sırasında alacağı temlik etmesi nedeniyle aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun tartışılıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde sözleşmede alacağın temlikinin bulunmadığından bahisle sözleşmenin taraflarını bağlayıcı olan 3.kişileri bağlayıcı olmayan hükümlerine göre davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule görede; davalı sigorta şirketi riziko nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen gerçek zarardan sorumludur.
6100 sayılı HMK.nin 266.maddesi gereğince mahkeme, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Araçtaki hasarın tesbiti, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konulardan olmayıp özel ve teknik bilgiye gerektirmektedir.
Davalı sigorta vekili açıkça Balıkesir 1.Asliye Hukuk mahkemesinin 2010/131 Değişik İş sayılı dosyasına verdiği 24.09.2010 tarihli dilekçe ile davacı tarafça yaptırılan tesbite ve bilirkişi tarafından belirlenen hasar miktarına itiraz etmiştir.
Bu durumda mahkemece, hasar konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan davaya konu riziko nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen gerçek zarar miktarının tesbiti yönünden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalı tarafın mahkemede ayrıca tesbit kraporuna itiraz etmediğinden bahisle davacının hasar miktarına yönelik talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmeside isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2.nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı G... Sigorta A.Ş vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı sigorta şirketine geri verilmesine, 14.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
|
 |
|
 |
|
|