![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() İyi çalışmalar;
Alacaklısını zarara uğratmak amacaıyla mevcudunu eksilten borçlu için İİK 331 maddesinde 'Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içerisinde mevcudunu eksiltmesinden bahsetmektedir. Yani 16.03.2009 tarihinde borçlu tarafından yapılan muvazaalı bir satış sonucunda bugün itibariyle şikayette bulunursak borçlu hakkında İİK 331 madde uyarınca ceza çıkmaktadır ve bu suç alacaklının şikayeti üzerine takip olunmaktadır. Ancak İİK 347 maddesinde şikayet süresine ilişkin fiilin işlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde şikayette bulunulmaması halinde şikayet hakkı düşer denmektedir. Yani 16.03.2009 tarihinde yapılan muvazaalı satış için şikayette bulunma hakkı herhalde 19.03.2010 tarihinde dolmaktadır. Anlayamadığım konu İİK 331 maddesinde 2 yıl geriye gidebilmekteyken İİK 347 1 yıl hak tanımaktadır. Konu ile ilgili yardımcı olabilir misiniz? Şimdiden teşekkür ederim |
![]() |
#2 |
|
![]() Üstadım süre yönünden,öğrenildiği tarih itibari ile belirttiğiniz gibi 1 yıldır yani somut olayda zamanaşımı vardır.Örneğin iik 277 ve devamı maddelerinden açılan davalarda da iik 331 den borçluyu şikayet süresi 3 aydır.Teşekkürler,
|
![]() |
#3 |
|
![]() Sayın Levi ilginiz için teşekkürler ancak anlayamadığım konu İİK 347 göre hareket edersek İİK 331 madde uygulama alanı bulamıyor. Ya İİK 347'deki şikayet süresi 2 yıl olmalı ya da İİK 331'deki takip öncesi borçlunun 1 yıl içerisindeki devirleri davaya konu olmalıdır. İçtihat programlarında bu konuya ilişkin herhangi bir karar bulamadım. Dava nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın yargıtaya gidecek bu konuda ilk dosya bizim olacak heralde
![]() |
![]() |
#4 |
|
![]() Konu hakkında Yargıtay kararı olan arkadaşların yardımlarını ve yorumlarını rica ediyorum.
|
![]() |
#5 |
|
![]() Bu konu tamamıyla muallak sanırım.
Emsal bir karar olan meslektaşlara tekrar seslenelim. eğer karar varsa paylaşmak güzeldir arkadaşlar. ![]() ![]() Saygılarımla.. |
![]() |
#6 |
|
![]() Emsal kararım yok ancak öğrenilmesinden itibaren 3 ay, fiilin işlenilmesinden itibaren 1 yıl geçtikten sonra şikayet hakkı düşer. Kanunun lafzında böyle ancak muallak bir hüküm benimde bu konuda bir davam var sonuçlanınca onu paylaşırım artık
![]() Ben aradığımda emsal karar bulamamıştım ama bulan biri elbet vardır diyorum ve ben de sabırsızlıkla o kararı bekliyorum ![]() |
![]() |
#7 |
|
![]() Öyle bir emsal karar görmek ümidiyle...
Saygılarımla Herkese kolay gelsin |
![]() |
#8 |
|
![]() Yargıtayın bu konudaki görüşü kesin sanırım
![]() T.C. YARGITAY 16. HUKUK DAİRESİ E. 2010/3030 K. 2010/4769 T. 05.07.2010 DAVA : Alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar ÖFS ve HS'ın ayrı ayrı beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden. Yargıtay C. Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: KARAR : Her ne kadar İİK.nun 331. maddesinin birinci fıkrasında, haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu suni şekilde eksilten tasarruflarından dolayı cezalandırma öngörülmekte ise de, aynı Yasanın "Şikayet süresi" başlıklı 347. maddesindeki. "Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikayet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer" amir hükmü karşısında, şikayetin fiilin işlendiği tarihten itibaren her halde bir yıl içerisinde kullanılmış olması gerekmektedir. Eş anlatımla, İİK.nun 331. maddesinin birinci fıkrasındaki düzenlemeye uygun olarak, borçlunun, haciz yolu ile takip tarihinden iki yıl önceki alacaklısını zarara sokmak kastiyle mevcudunu suni surette eksiltmeye yönelik tasarrufları şikayete konu olamayacaktır. Burada İcra ve İflas Kanunu'nun ceza hükümlerinin düzenlendiği Onaltıncı Bap'taki iki ayrı maddesinde suçun işlenmesine ve şikayete ilişkin süreler yönünden çatışma bulunmaktadır. Şöyle ki. İİK.nun 331. maddesinin birinci fıkrası haciz yolu ile takip tarihinden iki yıl önceki tasarrufu suça konu yapabilirken, dava açma şartını düzenleyen İİK.nun 347. maddesinde de, şikayet hakkının, her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşeceği hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun iki ayrı maddesinin birbiriyle çatışması hafinde, dava açma şartını düzenleyen maddesine önem ve öncelik verilmelidir. Somut olaya bakıldığında borçlu şirkete ait H İlçesi T Mah. M Mevkiindeki 10.478 m2 yüzölçümündeki 310 ada 75 ve 76 numaralı parsellerin 01.06.2007 tarihinde satılmalarına karşılık 27.04.2009 havale tarihli dilekçe ile şikayette bulunulmuş ise de, söz konusu dilekçede anılan taşınmazların satışının şikayete konu edilmediği gözetildiğinde bu hususun araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay C. Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin (1) nolu bendindeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Ancak; Borçlu şirkete ait 34 , 34 ve 34 plaka sayılı araçların üzerine dosya borcundan dolayı haciz konulmakla birlikte bu araçlar üzerinde başka icra takipleri nedeniyle haciz ve rehinlerin bulunduğunun anlaşılması karşısında, 16.3.2009 tarihinde borçlu şirkete ait işyerinde haczedilen malların başka borçlardan dolayı hacizli olduğunun ileri sürülmesi nedeniyle, hacizli dosya alacakları ile mahcuz araçların değerleri belirlenerek, satışı halinde haciz ve rehin alacaklarını karşıladıktan sonra bu takibe konu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek bir miktarda paranın kalıp kalmayacağı yönünde araştırma yapılarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir edilmesi gerekirken eksik inceleme ile sanıkların beraatlerine karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün kısmen istem gibi BOZULMASINA, 05 07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |