yetki belgesiyle yemin etmek istemek yeminden kaçınma sayılır mı

Asliye Ticaret Mahkemesi, davacı tarafa davalıya yemin teklifinde bulunması ve yemin metni hazırlayıp karşı tarafa tebliği için kesin süre verdi. Davalıya ise şirketi temsile yetkililerin gelecek celse duruşmada hazır bulunmalarını aksi halde yemin hususundaki konuları kabul etmiş sayılacağını ihtar etti. Kesin sürede davacı yemin metnini hazırladı ve meşruhatlı davetiye ile davalıya tebliğ edildi. Davalı şirketi en az iki yönetim kurulu üyesi birlikte temsil ediyordu. Duruşmada 1 yönetim kurulu üyesiyle birlikte 1 şirket çalışanı hazır bulundu. Diğer yönetim kurulu üyesi şirket çalışanına kendi adına yemin teklif etmesi için yetki belgesi düzenlemişti. Mahkeme yetki belgesiyle yemin eda edilemeyeceğini isabetle bildirdi ve yemin ettirmedi. Davacı vekili davalının yeminden kaçınmış sayılmasına ve davaının kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyan etti. Mahkeme duruşmaya ara verdi heyet 5 dakika tartıştıktan sonra kararını açıkladı ; davalı yetki hususunda yanılmıştır, yeminden kaçınma gibi bir niyeti yoktur bu nedenle gelecek celse şirketi temsile yetkili iki yönetim kurulu üyesinin hazır bulundurulmasına aksi halde yeminden kaçınmış sayılacağına ve bu nedenlerle duruşmanın....

bu karar hakkında meslektaş yorumlarını almak istiyorum.. Konuya benzer Yargıtay kararı olanlar paylaşırsa çok sevinirim.

Not: Duruşma sonrası davacı vekili heyete bu kararlarının hukuki gerekçesini sordu, heyet bizim de ilk defa başımıza böyle bir şey geliyor ve biz böyle uygun bulduk şeklinde beyanda bulundu.

Sayın meslektaşım, ben heyetin kararının isabetsiz olduğu kanaatindeyim. Zira HUMK md. 337 ve devamı hükümlerinden yeminin bizzat icra edileceği açıkça anlaşılıyor. Ayrıca md.342 'de yemin edecek kişinin hastalık yada maluliyet nedeni ile gelememesi durumu özellikle düzenlenmiştir. Bu durumda bu sebepler dışında mazeret zaten kabul edilebilir değildir. Kaldı ki bu iki halde de ikametgahında yemin ettirileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan "kimse kanun hükmünü bilmediğini iddia edemez." Bu durumda yetki belgesi göndererek duruşmaya gelmeyen şahsın bu hususta hataya düştüğü ve bir dahaki celse yemin edeceği kabul edilemez.
Bu nedenle kanaatim kararın hatalı olduğu yönünde.. Saygılarımla.

Burada tüzel kişiliği iki kişi temsil ediyor. Acaba, herbirinin ayrı ayrı temsil yetkisi var mı? Eğer ayrı ayrı temsil yetkisi varsa; birinin yemin etmesi yeterli sayılmalıdır, diye düşünüyorum. Yargıtay'ın eski tarihli bir kararında bu husus açıkça ifade edilmiştir...

Sayın Koray,

Davalı şirket, en az iki yönetim kurulunun birlikte imzası ile temsil ediliyor. Tek kişinin temsil yetkisi bulunmamaktadır.