![]() |
|
![]() |
|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
![]() |
![]() |
#1 |
|
![]() Meslektaşlarım merhabalar;
Müvekkil aleyhine hiç tanımadığı biri icra takibi başlatıyor. Senette; keşideci müvekkil, lehdar A ve ciranta B var. Senet ciranta B tarafından takibe konuluyor. Ancak müvekkil hem A hemde B kişisini tanımıyor. Suç duyurusunda da bulunuyor ve senetteki imza müvekkile ait çıkıyor. Ancak; senetteki tanzim tarihinde 2006 yazan kısmının tahrif edilerek 2016 yapıldığı ortaya çıkıyor. Yine müvekkil bu süreçte senedin lehdarı olan A isimli kişinin aslında hiç var olmayan ve uydurulmuş bir isim olduğunu öğreniyor. Karşı yanda zaten lehdarın kim olduğunu açıklamıyor. YARGITAY 12.Hukuk Dairesi 2015/25618 E ve 2016/2691 K. sayılı ilamında; Lehdarın gerçek yada tüzel kişi olması gerektiği ve bu şekilde gerçek yada tüzel kişi değilse belgenin bono vasfına haiz olmayacağı belirtiliyor. Bu açıklamalar ışığında; 1- Tanzim tarihinde yapılan tahrifat bono vasfını etkiler mi veya zamanaşımına sebebiyet verir mi? (10 yıllık genel zamanaşımı) 2- Lehdarın gerçekte var olmadığını nasıl ispatlayabiliriz. Açacağımız menfi tespit davasında mı talep etmeliyiz yoksa öncesinde sulh hukuk mahkemesinde bir tespit mi yaptırma mı tavsiye edersiniz? 3- Başka bir yol öneriniz var mıdır? |
![]() |
#2 |
|
![]() |
![]() |
#3 |
|
![]() Merhabalar,
1- Zamanaşımının neden 10 yıl olduğunu düşünüyorsunuz? 2- Olmayan birisinin veya bir şeyin yokluğunu sulh hukuk mahkemesinde tespit ettirmenin güç olacağını düşünmekteyim. 3- Ciranta dediğiniz B hamil olabilir mi? Anlattığınız gibi ise eğer ciro silsilesinde kopukluk var gibi duruyor. |
![]() |
#4 |
|
![]() Müvekkil aleyhine hiç tanımadığı biri icra takibi başlatıyor.
Senette; keşideci müvekkil, lehdar A ve ciranta B var. Senet ciranta B tarafından takibe konuluyor. Ancak müvekkil hem A hemde B kişisini tanımıyor. Suç duyurusunda da bulunuyor ve senetteki imza müvekkile ait çıkıyor.... Bir tarihte, bir yetkili ile yapılan mülâkatta, mülâkat metni ikinci sayfasının ( üç satır idi) mülakat sahibinin imzası alınmış ve ardından rotatif makinası ile bono haline dönüştürülmüştü. Borçlu görünenin, bilmediği bir şehirden bilmediği bir kişi tarafından ve hattâ o şehir dışından bir avukat tarafından icra takibi yapılmıştı. Uzun ve uzun uğraşılar sonucu adam paçayı zor kurtarmıştı. Somut olaya bir şey diyemem de şimdi ne teknikler, neler çıkmış. Saygılarımla. |
![]() |
#5 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Meslektaşım teşekkürler. Bu linki inceledim ama yargıtay kararlarında asıl tanzim tarihi anlaşılıyor ise; senet vasfını etkilemez diyor. |
![]() |
#6 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Meslektaşım teşekkürler. B hem ciranta hem de hamil. A ilk ciroyu yapmış ve sonrasında B cirolayarak takibe koymuş. Ciro silsilesinde kopukluk yok. |
![]() |
#7 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Üstad teşekkür ederim. Olay neredeyse aynı; bilmediğimiz bir şehir, bilmediğimiz kişiler vs. Ancak imza konusunda iki raporda da bir sıkıntı olmadığı yazıyor. Açıkçası sizin fikirlerinizi merak etmekteyim. |
![]() |
#8 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
İmzada sıkıntı olmaz, değerli meslektaşım, Esasen bazı işlemler ve tezgahların düzenlenmesi için de gerçek, ıslak imza şarttır. Tavsiyem; Sahtecilik şikayeti ve dâvası üzerinde de aynı hassasiyetle ısrar etmeniz ve son teknikleri araştırmanızdır. Kolay gelsin. |
![]() |
#9 |
|
![]() Meslektaşım bonoda zamanaşımı vade tarihi ile başlar ve 3 yıldır tanzim tarihi dediğiniz gibi olsa dahi zamanaşımını etkilemez.
Dediğiniz gibi lehtar gerçekte olmayan bir kişi ise bunun ceza hukuku açısından sonuç doğuracağını düşünüyorum. Suç duyurusunda bulunun olumlu sonuç alma olasılığınız çok yüksek. |
![]() |
#10 | |||||||||||||||||||||||
|
![]()
Meslektaşım yanıtınız için teşekkürler. Suç duyurusu yapılmış ve davası açılmış. Ancak sadece tanzim tarihindeki tahrifat üzerinde durulmuş bugüne değin. Ceza davası ne olursa olsun; nihayetinde var olmayan bir lehdar olduğu için; hukuk davasında kambiyo vasfına haiz değil savunmamız ne şekilde sonuçlanır onu merak etmekteyim. |
![]() |
#11 |
|
![]() Bu aralara müvekkilinize anlamsız kargo vs. gibi bir şey gelmiş mi bunu da araştırın derim, imza bu yolla alınmış olabilir. Evrakın kambiyo vasfını haiz olmadığı iddianızı hukuk mahkemelerinde çözmenizin pek kolay olmadığı kanaatindeyim ancak ceza hukuku açısından işiniz kolay olacak iddianızı cirantanın gerçekte var olmadığı iddiasını dayandırırsanız.
|
![]() |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tanzim tarihi olmayan senet | Av.Nevin Canruh | Meslektaşların Soruları | 3 | 07-02-2018 08:02 |
Tanzim tarihi olmayan senet ciro edilebilir mi? | Av. 0407 | Meslektaşların Soruları | 3 | 06-10-2016 11:56 |
tanzim tarihi olmayan sıralı senet | aslı2754 | Meslektaşların Soruları | 5 | 19-04-2011 21:27 |
Tanzim tarihi ve vade tarihi boş bırakılmış senet | ADVOCATEHAKAN | Meslektaşların Soruları | 4 | 08-01-2010 23:55 |
tanzim tarihi olmayan senet | Desarac | Meslektaşların Soruları | 3 | 21-03-2006 16:15 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |