Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

kiracının vefat etmesi halinde icra takibi kime yapılmalı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 07-01-2025, 18:03   #1
Adalet1903

 
Varsayılan kiracının vefat etmesi halinde icra takibi kime yapılmalı?

Merhaba Sayın Meslektaşlarım,

Müvekkilim dairesini 2021 mart ayında kiralıyor. kiracısı 2022 yılının mayıs ayında vefat ediyor. Kiracı yaşadığı süre boyunca hiç kira ödemiyor. Vefat ettikten sonra da taşınmaza kiracının eşi ve kızı yerleşiyor. Ve onlarda bugüne kadar hiç kira ödemediler.

Biz kiracının eşinden boşandığını düşünüyorduk ancak ayrı yaşıyorlarmış. Vefatından sonra taşınmaza eşi ve kızı geldi. kiracının kızı reşit durumda ve taşınmazı annesiyle birlikte kullanıyor. Ancak toplam 3 kardeşler, diğer kardeşler ayrı yerlerde yaşıyor


örnek 13'lü başlatacağımız icra takibinde kiracının yaşarken ödemediği kira borçları ve sonrasındaki borçlarından dolayı kimlere karşı takip başlatmalıyız? taşınmazı kullanan anne ve kızına karşı mı? yoksa bütün yasal mirasçılara mı ? ya da yaşadığı sürece olan borçları için yasal mirasçılara sonrası için taşınmazı kullananlara karşı mı takip başlatmalıyız?

ayrıca kiracının oğlu müvekkilimi dolandırarak arabasını ele geçirmiş. taşınmazı tahliye etmek istiyoruz. nasıl bir yol izlemeliyiz?

Değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim.
Old 07-01-2025, 23:27   #2
Admin

 
Varsayılan

Örnek 13 başlatırsanız, başlattığınız kişinin kiracılık sıfatını kabul etmiş olursunuz.

Oysa BK 356 gereğince, şu anda içerideki kişiler vefattan sonra geldiyse işgalci konumundadır ve siz onları kiracı yapmazsanız fuzuli işgal nedeniyle tahliye etmeniz çok daha kolay olur düşüncesindeyim.

Kiracı hayattayken ödemediği borçlar nedeniyle ise tüm mirasçılara takip yapmanız gerek. Onları kiracı kabul etmediğinizi vurgulamak açısından takip öncesi bir ihtar çekmekte de bence fayda var.
Old 08-01-2025, 09:56   #3
Adalet1903

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Örnek 13 başlatırsanız, başlattığınız kişinin kiracılık sıfatını kabul etmiş olursunuz.

Oysa BK 356 gereğince, şu anda içerideki kişiler vefattan sonra geldiyse işgalci konumundadır ve siz onları kiracı yapmazsanız fuzuli işgal nedeniyle tahliye etmeniz çok daha kolay olur düşüncesindeyim.

Kiracı hayattayken ödemediği borçlar nedeniyle ise tüm mirasçılara takip yapmanız gerek. Onları kiracı kabul etmediğinizi vurgulamak açısından takip öncesi bir ihtar çekmekte de bence fayda var.


Değerli görüşleriniz için çok teşekkür ederim üstadım.


Belirttiğim gibi vefattan sonra taşınmaza gelmiş kiracının eşi ve kızı ancak bu durumun ıspatlanmasının zor olması sebebiyle örnek 13 ü düşündüm.

Peki üstadım fuzuli işgal sürecini nasıl işletmeliyim? Yine işgalici olmaları sebebiyle bulundukları süre için ecrimsil talep edebilirim değil mi? Ama hep yargı sürecinin uzunluğu ve müvekkilin bir an önce tahliye istemesi beni sınırlandırıyor.


Örnek 13 yapmaya karar vermem halinde, kiracının vefat etmeden önceki ve sonraki bütün borçları için yasal mirasçıların hepsine mi takip yapmamı tavsiye edersiniz üstadım, yoksa yaşadığı süreçteki borçlar için tüm yasal mirasçılarına vefattan sonraki süreç için taşınmazı kullanan anne ve kızına karşı mı ?
Old 08-01-2025, 11:32   #4
Admin

 
Varsayılan

Ben sizin yerinizde olsaydım, öncelikle SADECE ESKİ BORÇLAR için tüm mirasçılara örnek 13 ile takip yapardım. İcra dosyasına beyanları durumunu netleştirebilir (örneğin bir tanesi ben orada oturmuyorum, itiraz ederim veya kiracı değilim itiraz ederim vs. diyebilir).

30 gün içinde borç ödenmezse bu defa SH'ye gidecekmiş gibi arabuluculuk süreci başlatabilirsiniz (yine hepsine karşı). O süreçte de durumu netleşir (kim oturuyor, kim sonradan geldi, kim kiracı olmayı kabul ediyor, kim etmiyor vs.)

Daha sonrasında bir yandan bu takip özelinde tüm mirasçılara karşı icra mahkemesinde (sulh hukuk değil!) tahliye davası açarken, diğer yandan da içinde bulunanlara karşı meni müdahale davası açmayı değerlendirebilirsiniz.

Ya da bu süreç içinde kira hukukundan ilerlemeyi düşünürseniz o zaman diğer borçlar için de süreçte kiracı olduğu ortaya çıkan üzerinden yeni takip açabilirsiniz.

Ancak kira hukukunun kiracıyı koruduğunu ve tahliye vs. konusunda kiralayanın çok sınırlı hakları olduğuna dikkate etmek lazım. Dolayısıyla işgalciyi "kiracı" yaparsak bu koruma perdesi altına gireceklerdir. Oysa işgalci olarak süreç devam ederse hem tahliye ihtimali artar, hem de ecrimisil vs. isterken kira hukukundan kaynaklanan TÜFE artışı sınırlaması vs. sınırlamalarla karşılaşmaz, rayiç kullanım bedeli talep etme şansınız olur.
Old 08-01-2025, 12:10   #5
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Örnek 13 başlatırsanız, başlattığınız kişinin kiracılık sıfatını kabul etmiş olursunuz.

Oysa BK 356 gereğince, şu anda içerideki kişiler vefattan sonra geldiyse işgalci konumundadır ve siz onları kiracı yapmazsanız fuzuli işgal nedeniyle tahliye etmeniz çok daha kolay olur düşüncesindeyim.

Kiracı hayattayken ödemediği borçlar nedeniyle ise tüm mirasçılara takip yapmanız gerek. Onları kiracı kabul etmediğinizi vurgulamak açısından takip öncesi bir ihtar çekmekte de bence fayda var.

Sayın Admin;

Kira hukukuna ilişkin bilgi ve tecrübelerinizden bende okuyarak faydalanıyorum. Bu hususta yetkin bir hukukçu olduğunuzdan şüphem yok. Ancak buradaki yorumlarınızdan sonra BK. Md. 333 hükmü kafamı karıştırdı. Aradaki farkı açıklayabilmeniz mümkün mü? Sadece öğrenmek için soruyorum
Old 08-01-2025, 17:29   #6
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av. Musa TAÇYILDIZ,
Alıntı:
Yazan Av. Musa TAÇYILDIZ
Ancak buradaki yorumlarınızdan sonra BK. Md. 333 hükmü kafamı karıştırdı. Aradaki farkı açıklayabilmeniz mümkün mü? Sadece öğrenmek için soruyorum

BK 333. madde genel kira ilişkilerine yönelik genel düzenlemedir. BK 356 ise "Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları"na özgü özel düzenlemedir.

Kanun koyucunun BK'deki bu ayrımı çok kafa karıştırıcı oluyor. Eskiden taşınmaz kiraları doğrudan ayrı kanunda (6570) düzenleniyordu ve her konuda o referans alınıyordu ve karışıklık da çıkmıyordu. Kanun koyucu 6570'i yürürlükten kaldırıp her iki kira ilişkisini de ayrı ayrı BK içinde düzenlemeye karar verince (ve bunu yaparken de taşınmaz kira ilişkilerinde kiracıyı korumaya çalışınca), bu yanlış anlaşılmalar sıkça oluyor, çünkü kira ilişkisinde aynı konuyla ilgili birbirinden tamamen zıt düzenleme getiren farklı maddeler var artık BK içinde (aynı bu madde gibi)

Burada dikkate edeceğimiz maddenin BK 339'dan önce mi sonra mı olduğu. Madde 338'e kadar düzenlenen tüm kira maddeleri genel kira ilişkilerinde uygulanan genel maddelerdir, BK 339'dan itibaren ise taşınmaz kiralarının özel maddeleri yer alıyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kira Uyarlama Davasinda Davalini Vefat Etmesi Halinde Dava Nasil Ilerler? rosinante Meslektaşların Soruları 1 02-02-2024 11:19
banka dekontu icra takibinde kime karşı icra takibi yapılmalı? imsel Meslektaşların Soruları 0 06-07-2021 19:12
Vefat sonrası icra takibi. Av.Tuğba Göktepe Meslektaşların Soruları 3 03-08-2018 00:27
Mirasın reddi halinde icra takibi kime karşı başlatılır Demir71 Meslektaşların Soruları 1 04-11-2013 12:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04189396 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.