|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-12-2011, 12:00 | #1 |
|
Vasi Tayini - İspat Yükü
Değerli meslektaşlarım,
Vasi tayinine ilişkin bir davada vasi tayinine yer olmadığını, vesayet altına alınanın sağlıklı olduğunu iddia eden taraf vekiliyim. Vesayet altına alınması talep edilen 2 defa randevu almasına rağmen Adli Tıp Kurumunda muayene olmaya gitmemiş, son celse duruşmaya gelerek maddi durumunun kötü olduğunu adli tıp kurumuna gitmeye gücünün olmadığı belirtmiştir. Hakim de bizim de ispat yükümüzün olduğunu bu nedenle vesayet altına alınması talep edilenin muayene masraflarını bizim karşılamamız gerektiğine karar vermiştir. Bu ara kararın hatalı olduğunu ve ispat yükünün vasi tayini talep edende olduğunu düşünmekteyim. Masrafları itiraz edene yüklemek adil ve hukuki midir sizce? Buna ilişkin bir Yargıtay kararı arıyorum. |
09-12-2011, 16:38 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
İspat yükü sizde değildir, giderleri ödeme yükümlülüğünüz yoktur. Aşağıdaki maddeleri dikkate alınız. HMK 190/1: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." HMK 324/1: "Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler." HMK 325: "Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir." |
09-12-2011, 17:22 | #3 |
|
Çok teşekkür ederim Cengiz Bey, maddeler aydınlatıcı oldu. Ben de öyle düşünmekteyim Hakim karşı tarafın mali gücü olmadığından böyle yaptığını söylüyor ama mali durumu kötü olan adli yardımdan yararlanabilir harç ve masraflar için, masrafları bize yüklemesi açıkça hukuka aykırı.
|
16-12-2011, 11:57 | #4 |
|
Bugün sözkonusu davamızda hakim bey her iki taraf da adli tıp giderinin yatırmaktan kaçındığından kısıtlı adayı konumunda bulunan X'in geçici olarak kısıtlanmasına karar verdi.
Tam bir hukuk faciası, üstelik duruşmada kısıtlama talep eden taraf maddi durumunun kötü olduğunu ispat ederse biz yatıralım dememe rağmen bu karar verildi. Dosyada talep edenin maddi durumuna ilişkin tek bir belge bile yok. Bu kararı nihai değil ara karar olarak verdi. Hem kısıtlı adayının kısıtlanmasına hem de "taraflarca müracaat edildiğinde kısıtlı adayının adli tıp kurumuna sevki için gerekli müzekkerelerin yazılmasına" karar verdi. Yani üstü kapalı bir şekilde masrafları yatırmamız için hukuka aykırı olarak bizi baskı altına almış oldu. Fakat biz masrafları yatırsak bile kişi kısıtlandı ve bu kararı biz masrafları yatırana kadar kullanacak. Bu hukuka aykırı karara karşı ne yapabileceğim konusunda tavsiye bekliyorum meslektaşlarımdan. |
16-12-2011, 13:35 | #5 |
|
Her halde, yargılama sona ermemiştir ; geçici kısıtlanmasına, müracaat halinde , işlem yapılmasına denmiş.
Pekii, şimdi, kimse yatırmazsa, gelecek celse ne olacak, siz zaten, karşı çıkan ve kısıtlamayı istemeyen tarafsınız. Geçici kısıtlama ne kadar sürecek, yargılamaya son verilince geçici kısıtlama halinin de devamına denilebilir mi ? Denilemez se, sizin maksadınız hasıl olacak.Dava dışı veya redle birlikte bir "geçici kısıtlama" yeni kanunda var mı bilmiyorum. Kolay gelsin. |
16-12-2011, 13:42 | #6 |
|
HMK 325: "Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir."
Hakimin yapması gereken açık, 325. maddeyi işletecek. Burada vasi tayini istemi kamu düzeni ile ilgilidir. Davacıyı ihbarda bulunan olarak görmek gerekir. Davacının iddiasını kanıtlaması gerekir diye düşünmek doğru değildir. Davacı davasından vazgeçse dahi vasi tayinine ilişkin (akıl hastalığı /zayıflığı) ilişkin bu dava yürür. O sebeple, hakim gerçeği bulmak ve vasiliği gerekitren hal var mı yok mu tespit etmek ve sonucuna göre karar vermek zorundadır. Taraflara vereceği kesin süre içinde masraf yatırılmazsa, Hazineden alınarak davaya bakmaya devam edelir. Düşüncesindeyim. Saygılarımla, |
16-12-2011, 13:46 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Size katılıyorum hukuka uygun olan da budur. Giderin yatırılması konusunda ne bize ne de kısıtlama talep eden tarafa süre verilmedi. Hakimin ara kararının neticesi ne olacak bilemiyorum. İki taraf da başvurup adli tıp kurumuna müracaat için gerekli giderleri yatırmazsa ne olacaktır? Muhtemelen önümüzdeki celse sizin dediğiniz gibi masraflar için kesin süre verecektir. |
30-03-2012, 14:25 | #8 |
|
Merhaba.. ben de sizin gibi vasi tayinine ilişkin kötü niyetli açılan bir davada vasi tayinine yer olmadığını, vesayet altına alınanın sağlıklı olduğunu iddia eden taraftan vekalet aldım.Ancak henüz vekalet sunmadım çünkü çekişmesiz bir dava olduğundan nasıl vekalet sunacağımı bilemedim.bu konuda bana yardımcı olursanız sevinirim.Ayrıca müvekkilim bugün hastaneye rapor için gitti.Maalesef raporun bizim aleyhimize çıkma ihtimali de var.Bu durumda müvekkilimin eşinin vasi olması için ne yapmam gerekir.
|
30-03-2012, 14:41 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Davaya müdahale dilekçesi verip; dilekçede, vesayet altına alınması gerekecekse eşinin vasi olmak istediğini ve eşinin vasiliğinin en doğrusu olacağını, eşinin vasi olmak için şartların da uygun olduğunu olaylarla açıklamanız, gereğinde tanık dinlenmesini istemeniz gerekmektedir... |
30-03-2012, 15:02 | #10 |
|
Öncelikle cevabınız için çok teşekkür ederim.Ama aklım karıştı biraz.Bu halde eşinin vekaletini almam gerekmez mi?kısıtlanmak istemeyen tarafın vekaleti bu halde geçersiz mi olur??
|
30-03-2012, 15:21 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Kısıtlanması gerekiyorsa, vekalet de hükümsüz kalacaktır.. Eşinin vekaletini alıp davaya müdahale ediniz ve beyanlarınızı öyle sununuz... |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Vasi tayini davası sürerken vasi olmak isteyen kişiye itiraz edilebilir mi?? | Av.ilkay | Meslektaşların Soruları | 2 | 22-04-2010 12:00 |
İspat Yükü | M.SERDAR DEMİRTAŞ | Meslektaşların Soruları | 2 | 20-01-2010 16:02 |
İspat yükü | Av. İsa kargın | Meslektaşların Soruları | 4 | 26-10-2009 16:54 |
İspat yükü | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 3 | 10-03-2009 15:01 |
İspat Yükü | av.knel | Meslektaşların Soruları | 5 | 02-03-2007 15:35 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |