savcılık mesleğinde tayin sıklığı

ne olur bırı benı aydınlatsın.bu savcıların atanma surelerı konusunda
gerçekten o kadar sık mı yer değiştirilıyor.sırf yerleşik bir hayatım olmayacak dıye vazgeçmek uzereyım ıdeallerımden

bilidğim kadarıyla 3yılda bir değişiyolar bende onun için biraz sıcak degilim ama hayrlsıı

eğer ben de yanlış bilmiyorsam 2 ya da 3 yılda bir atanıyorlar

arkadaşlar bölge bçlge değişiyor 5.bölgede 2 yıl 4. bölgede 2 yıl 3. bölgede3 yıl 2. bölgede 5 yıl ve 1. bölgede çalışıyorsunuz meslejk hayatınız boyunca en az beş değişik yerde çalışırsınız bu yedi veya sekizede çıkabilir tabi ankaraya kapağı atmazsanız 5. yıl sonunda tetkik hakimi olarak

En az iki yıl çalışmanız gerekiyor, yani 2 yıl dolmadan tayin yapılmıyor. Gerçi 2 yıl değil, genelde 3-4-5 yıl geçtikten sonra tayinler yapılıyor. Ayrıca 1. sınıfa ayrıldıktan sonra 1 yıl bile olsa tayin isteme hakları var, diye biliyorum...

Aynı soru benimde kafamda var ama 7 yılda 2. bölgeye gelinebiliyor yukarıdaki hesaplamaya göre. Sanırım idealler için bir takım fedakarlıklar yapılmaya değer ve yerleşik bir hayat için sanırım önünde uzunca zamanın daha kalacak

Şans meselesi kuradan direk birinci bölge bile çıkabilir

Alıntı: Yazan alifatih Şans meselesi kuradan direk birinci bölge bile çıkabilir

adana da staj yapıp adana ya tayin olan var imiş
rivayet muhtelif

Arkadaşlar benim uzaktan bir akrabam savcı ve bir yıla kalmadan tayini çıkıyor.Ordan oraya dolanıyo anlıycağınız ama kaçıncı derecedendir kaçıncı bölgedir onu bilmiyorum.

Genel olarak "cenderme Çavuş" nickli arkadaşın söyledikleri doğru. Ama sık yer değiştirmek çok ürkütücü gibi gelse de, değişik kültürler, insanlar, mekanlar tanıma, istemediğin insanlarla fazla çalışmama, gibi ilk etapta aklıma gelen avantajları da var... Sadece ilk etapta fazla ev eşyası almadınızmı sorun yok bence

Ben bir savcı kızı olarak şunu söyleyebilirim ;sık sık yer değiştirmek belki farklı yerler görmek, farklı külterler tanımak açısından iyi olabilir fakat bi süre sonra çocuğunuz olduğunda onun için sadece devamlı değişen okullar geride bırakılan arkadaşlar ve bir çocukluk arkadaşının olmaması demektir.Her şeyden önce devamlı okul değişimi öğrencinin başarısız olmasına neden olabilir.Ve evet hatırladığım kadarıyla devamlı yer değiştiriyosun ve sonunda ev toplamaktan ,taşımaktan ,ve gene yerleştirmekten tiksinti derecesinde nefret duyarsınız.Gene de şöyle bi güzelliği vardır çocuğunuz çocuk yaşında sizinle beraber türkiyenin bir çok yerini görmüş olurve kültürlerini tanır.Bence yıpratıcı,zor ama saygı uyandıran kutsal bi meslektir.

Bende sn.özözgenin anlattığı gibi problemler yaşanmadı, biri hariç: Çocukluk arkadaşınız olmuyor. Çok doğru.

Sürekli taşınmak, sürekli farklı okullarda okumak zorunda kalmak (sıralamak gerekirse ilkokul 2 ayrı okulda, ortaokul 2 ayrı okulda, lise 2 ayrı okulda okundu ve nihayet üniversite ile okul sayısı nihayet bire indi, ama şehir sayısı yine de sonrasında birde sınırlı kalmadı, çocuklukta taşınmak genlerinize mi işliyor ne)

Geçtiğimiz hafta bir sohbette ilk kez farkına vardım. İlk kez aynı şehirde 8 yıldır yaşadığımı şaşırarak farkettim. (Bebeklikle çocukluğun okul öncesi evresi de 2 farklı şehir içeriyor, nasıl atlarım)

8 yıl aynı yerde yaşadığımı farketmeme neden olan da, küçüklüğünü bildiğim birini bir kaç sene sonra gördüğümde ne kadar büyüdüğünü farketmemle oldu.Aynı yerde doğup yaşayan insanlar için adi vaka olup üzerinde durmaya değmeyecek bu detay, benim için şaşırtıcı bir olaydı.

Dallanmış budaklanmış, köklenmiş bir tanıdık,dost,ahbap ağacınız olmuyor, ama sağlam anılarınız oluyor. Çünkü taşınmakla meşgul bir hayat sürerken, şehirlerin, eşyanın önemli olmadığını kavrıyorsunuz. Şairin dediği gibi yaşıyorsunuz, ucundan tutarak, eninde sonunda maddeyi/insanları -fiziken- geride bırakacağınızı bilerek. İlle de birşeylere bağlanacaksanız, sahip olmak isteyecekseniz, bunun fiziki anlamdaki değerler değil ama, dünyanın her yerinde insanlara aynı şekilde gülümseyen gökyüzü ve bu gökyüzünün altında buluşan dostluklar ve değerler olduğunu farketmeye başlıyorsunuz.Bu anlamda şehirlerin insanları içinde eritmesine , öne geçmesine izin vermiyorsunuz, gerçekte insanlar şehrin üzerindeler, en azından öyle olmalı, farkediyorsunuz.

Çok sık yer değiştirdiğiniz için, çok insanla tanışıyorsunuz. Çok farklı yörelerde yaşama olanağı bulduğunuz için, farklı kültürlerle tanışıyorsunuz.Bölgeler arası insanların ,kavga nedenlerinden ,sevinç nedenlerine, şivelerinden, yemek kültürlerine kadar farklılıklarını, aynı organizmanın, farklı bölgelerde, farklı kültürlerle, farklı kimliklere dönüşebildiğini ve farklılıklardaki zenginliği keşfediyorsunuz.

Ve en nihayetinde, her nedense, büyük bir yüzdeyle , bir hakim savcı çocuğu olarak yaşayıp büyüdükten sonra, eğer siz de hukuk fakültesine girmişseniz, hakim ve savcılıktan uzak duruyor ve mümkün olan en yerleşik düzene geçiyorsunuz

(Dediğim gibi, genler zaman zaman, sizi yine de kışkırtabiliyor )

Saygılarımla...

Alıntı: Yazan özözge Ben bir savcı kızı olarak şunu söyleyebilirim ;sık sık yer değiştirmek belki farklı yerler görmek, farklı külterler tanımak açısından iyi olabilir fakat bi süre sonra çocuğunuz olduğunda onun için sadece devamlı değişen okullar geride bırakılan arkadaşlar ve bir çocukluk arkadaşının olmaması demektir.Her şeyden önce devamlı okul değişimi öğrencinin başarısız olmasına neden olabilir.Ve evet hatırladığım kadarıyla devamlı yer değiştiriyosun ve sonunda ev toplamaktan ,taşımaktan ,ve gene yerleştirmekten tiksinti derecesinde nefret duyarsınız.Gene de şöyle bi güzelliği vardır çocuğunuz çocuk yaşında sizinle beraber türkiyenin bir çok yerini görmüş olurve kültürlerini tanır.Bence yıpratıcı,zor ama saygı uyandıran kutsal bi meslektir.

bir savcı evladı olarak altına imzamı atarım.

hele bi de teror zamanı doğuya gönderildi iseniz asosyal bir insan olup çıkıyorsunuz

arkadaşlar savcılık mesleği içinde çok tayin sıklığı yaşanan bir meslek olsa bile yargının en önemli kolu olduğunu unutmayalım önemli olan devletin bu yargı mensuplarına gereken ilgiyi ve yardımda bulunmasıdır özellikle doğu bölgesinde çalışan bi savcının ekonomik ve sosyal durumunun biras da anlaşılması gerektiğini düşünüyorum..benim arkadaşım şanslıyıdı savcı oldu ilk atama yeri komşu ile çıktı.....