26-03-2007, 16:03 | #1 |
|
Tihv Raporu: "İşkence ve Kötü Muamele Arttı"
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın "2006 Yılı Türkiye İnsan Hakları Raporu"na Göre, 2006 Yılında Yargısız İnfaz, Dur İhtarına Uymayanlara Ateş Açma, Güvenlik Görevlilerinin Rasgele Ateş Açması Gibi Olaylarda, Cezaevlerinde, Yasadışı Örgüt Saldırılarında, Faili Meçhul Cinayetler Sonucunda, Sivil Çatışmalarda, Mayın-bomba Patlamalarında ve Gözaltı Merkezlerinde En Az 367 Kişi Hayatını Kaybetti.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın (TİHV) belirlemelerine göre, 2006 yılında yargısız infaz, dur ihtarına uymayanlara ateş açma, güvenlik görevlilerinin rasgele ateş açması gibi olaylarda, cezaevlerinde, yasadışı örgüt saldırılarında, faili meçhul cinayetler sonucunda, sivil çatışmalarda, mayın-bomba patlamalarında ve gözaltı merkezlerinde en az 367 kişi hayatını kaybetti. TİHV Dökümantasyon Merkezi'nin hazıladığı "2006 yılı Türkiye İnsan Hakları Raporu" açıklandı. "Yaşam Hakkı", "Kişi Güvenliği", "Cezaevleri ve İnsan Hakları", "İfade ve İletişim Özgürlüğü", "Örgütlenme Özgürlüğü", "Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü" ve "Kürt Sorunu" adlı 8 başlıktan oluşan raporda, Türkiye'de 2006 yılında yaşanan insan hakları ihlalleri masaya yatırıldı "2006'DA BİNE YAKIN KİŞİ İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE GÖRDÜ" TİHV raporuna göre, 2006 yılında Türkiye'den diğer ülkelere gitmek için yola çıkan ya da Türkiye'yi geçiş noktası olarak kullanan 64 mülteci, deniz ve trafik kazalarında donarak öldü. 4 kişi ise deniz kazalarında kayboldu. Raporda, 2006 yılında 2 kişinin gözaltında öldüğü, bine yakın kişinin de işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı belirtilirken, "Gözaltına alınan kişilere, karakollarda, emniyet müdürlüklerinde, jandarma karakollarında işkence yapılmasının yanısıra, 2006 yılında toplantı ve gösterilerde yaşanan olaylar, işkence ve kötü muameleye maruz kalanların sayısının önceki yıllarda görülmeyen bir biçimde artmasına neden oldu" görüşüne yer verildi. "21 FAİLİ MEÇHUL SİYASİ CİNAYET İŞLENDİ" Rapora göre, geçen yıl yargısız infaz, dur ihtarı, rastgele ateş açma dolayısıyla 49, silahlı çatışmalarda 223, mayın ve bomba patlamalarında 12, faili meçhul siyasi cinayetlerde 21, yasadışı örgüt saldırılarında 36, sivil çatışmalarda 15, gözaltında 2, cezaevlerinde 9, işkence ve kötü muamele sonucu 64 kişi hayatını kaybetti. "TEDAVİ MERKEZLERİNE SIĞINANLAR" TİHV tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine 2006 yılında işkence nedeniyle 24'ü çocuk olmak üzere 337 kişinin başvurduğunun belirtildiği raporda, Adana, Ankara, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir'deki tedavi ve rehabilitasyon merkezlerine başvuran bu kişilerden 22'sinin çocuk 222'sinin işkence gördüğünü açıkladığına dikkat çekildi. Bu kişilerin işkence gördükleri yerlere göre dağılımı ise şöyle: "135 kişi emniyet müdürlüklerinde, 30 kişi polis karakollarında, 6 kişi jandarma karakollarında ve komutanlıklarında, 41 kişi sokakta ya da açık alanda, 10 kişi diğer yerlerde (belirsiz yerlerde, evde, işyerinde, okulda)." "DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNE VURULAN DARBE AĞIRLAŞTIRILDI" Yıl içinde TİHV'nin izlediği gözaltında ölüm ve işkence davalarında yargılanan asker ve polislerin çoğu hakkında beraat kararı verildiğine dikkat çekilen raporda, "Avrupa Birliği'ne üyelik çabaları kapsamında düşünce özgürlüğüne ilişkin 2001 yılındaki Anayasa değişiklikleri ile başlayan sürece 2005 yılında 5237 sayılı TCY ile vurulan darbe, 2006 yılında TMY'de yapılan değişikliklerle daha da ağırlaştırıldı" değerlendirmesinde bulunuldu. TİHV'nin derlediği verilere göre, 2006 yılında yazıları, konuşmaları, açıklamaları nedeniyle en az 286 kişi hakkında 164 dava görüldü. Raporda, bilgi edinme kaynaklarının yetersizliği nedeniyle, bu rakamın, "düşünceyi ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirilecek davaların küçük bir bölümünü oluşturduğunun altı çizildi.(ANKA) (Ankara Haber Ajansı) http://www.haberler.com/tihv-raporu-...-artti-haberi/ |
26-03-2007, 23:04 | #2 |
|
Çok özür dilerim ama ya sokaklarda gasp edilirken yerlerde sürüklenen insanlar, trenlerde bir cep telefonu için ölenler, kendini bilmezlerce katledilen insanlarımız bunları neden yer almamış raporlarda, ayrıca şehit olan asker ve polis görevlileri; son günlerde her gün bir askerimizin bölücü örgüttuzaklarıyla ölüm haberlerini alıyoruz. Bunlar içinde bu raporlar hazırlanıyormu? Hukuk her zaman adil olmak için doğan bir güneştir. Bu güneş esasında hiç batmaz hep aydınlatır. Bu aydınlanmada hukuk ve bu alnada görev alan hiç bir görevli bireyin cüzdanı ile hukuk arasında, görüşleri ile hukuk arasında sıkışmaması gereklidir. Örnekler ve raporlar hazırlanırken toplum bütün olarak göz önüne alınmalı, mukayese yapılırken gelişmiş toplumlar ve gelişmekte olan toplumlar göz ardı edilmemelidir. Eleştiriye tek taraflı değil geniş anlamda açık olunmalı ama toplumumuz mutlaka her yönde bilgilendirilmeli, taraflı olunmamalıdır. Ben hazırlanan raporların taraflı olduğu duygusuna açıklamaya çalıştığım bu sebepler neticesinde iananıyorum. Saygılarımla
|
27-03-2007, 14:49 | #3 |
|
"Şiddet, Nedenleri, Sonuçları ve Önlemleri" Konferansı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (Omü) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, "Şiddeti Uygulayanların Büyük Bir Çoğunluğu, ya Suç İşlemiş Ailelerin ya da Ayrılmış ve Dağılmış Ailelerin Çocuklarıdır" Dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, "Şiddeti uygulayanların büyük bir çoğunluğu, ya suç işlemiş ailelerin ya da ayrılmış ve dağılmış ailelerin çocuklarıdır" dedi. Sinop'un Gerze ilçesinde Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi tarafından "Şiddet, Nedenleri, Sonuçları ve Önlemleri" konulu konferans düzenlendi. Gerze Belediyesi Sinema Salonu'nda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak katılan OMÜ Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtman Ersanlı, şiddetin tanımının ardından biyolojik, psikolojik ve sosyal nedenlerini anlattı. Ersanlı, "Gelecek hakkında kaygılara neden olan, insanlığa yakışmayan bu durumun ve sonuçlarının paylaşılması için buradayız. Televizyonlarda, gazetelerde, sokaklarda şiddete maruz kalanlarla ilgili birçok habere şahit oluyoruz. Güç ve baskı uygulayarak insanların bedensel ve ruhsal, psikolojik olarak uygulanan bireysel davranışlar bütünlüğüne şiddet diyoruz. Şiddet gerçekleştiği yer ve yöneldiği varlığa göre ad alır. Aile geçimini sağlayanların işsiz olması, çocuğun babasının, annesinin kaba kuvvet kullanmasına tanık olması, eşlerin eğitim düzeyinin düşük olması, aile bireyleri arasında alkol ve madde kullanımı, eşlerin iletişim becerilerinin olmaması, eşlerin birbirlerinin hatalarını anlayışla karşılamamaları aile içi şiddeti doğruyor. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde aile içi şiddetin uygulandığı bir ortamda yetişenler, şiddet gösterme eğilimine sahip olmaktadır. Şiddeti uygulayanların büyük bir çoğunluğu suç işlemiş ailelerin çocukları, ayrılmış ya da dağılmış ailelerin çocuklarıdır" diye konuştu. (SÖ-SA-CC-Y) (İhlas Haber Ajansı) http://www.haberler.com/siddet-neden...eransi-haberi/ |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? | sibelniko | Hukuk Sohbetleri | 21 | 30-09-2013 08:43 |
Stj. Av. ne "ofisboy"dur, ne de adliyedeki caycinin "ciragi..." | metin karadag | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 26 | 28-07-2007 20:47 |
Hiv taşıyıcısı anne "kötü" anne midir? | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 14 | 15-02-2007 16:34 |
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? | Aslı | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 27-12-2006 01:32 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |