29-10-2006, 17:17 | #1 |
|
Okuldakİ Şiddetin Durdurulmasına Yönelİk Önlemler.
Son günlerde tv ve gazetelerde sıkça rastladığımız üzere okullarımızda şiddet büyük bir artış göstermektedir.Sadece artış da değil aslında, şiddetin şekli de değişmiştir.Belki geçmişte de okullarda şiddet atfedebilinecek olaylar vuku buluyordu ve fakat bunlar daha masum ve belki mazur görülebilecek hüviyetteydi.Şimdilerde ise gençlerimiz satırlarla birbirlerini yaralayabilecek, silahla öldürebilecek bir gözü karalığa bürünmüşlerdir.Bu gözü karalılığın, yeni neslimizin 'bilinci' olma ihtimali beni müthiş endişelendirmektedir.Zira okulu bitirdikten sonra toplum hayatına öğrencilik dışında başka bir rolle atılacak olan gençlerimiz, kendilerine acaba 'Miroğlu' ya da Kurtlar Vadisi misali istidatlar mı geliştirecekler.Ya da her köşe başında bir mafya bozuntusu mu göreceğiz.Ya da.. Ya da ne? İçimde nedense kötü duygular var.
Şimdi sizlere okullarımızda şiddeti önlemek için ne yapılabilir, diye sormak istiyorum.Önerileriniz hiç değilse bir öğretmen tarafından dikkate alınacaktır. (Ve aslında bir şey daha var: Hukukçularımızın bu konuya bakış açısı ne?) Saygı dileklerimle... |
30-10-2006, 13:09 | #2 |
|
düz liseleri kalkacak;meslek liseleri koyulacak;
düz liseden mezun olan çocukların gelecek beklentisinin kısıtlı olması nedeniyle; bir umursamazlık ve boşverme söz konusu; üniversite imtihanını kazanamayacağını ; öngören bir düz lise öğrencisi ; elinde bir mesleği de yoksa; niye ders dinlesin; eylencesine bakar; ama meslek lisesinde okuyan genç üniversiteyi kazanamasa da ; mesleğini yapacağından bunu çiddiye alır; ve dersi ;uygulamalı olarak öğrenmek ister; türkiyeye en büyük ihanet düz liselerdir; |
30-10-2006, 14:53 | #3 |
|
ve modern zamanların gençlerimize hediye ettiği bir diğer açmaz da aşınmış değerler; eski değerleri benimsememe yenilerinin içinin tam doldurulmadan sunulmuş olmasıdır.Bahsettiğiniz üzere özellikle de düz liselerde okuyan gençlerimiz zannımca hayatı yanlış yerinden yakalamaktadırlar.İki kere ikinin dört etmeyebileceğine şahit olmaktalar ancak kaç edebileceğine dair yeni bir edinim kazanamamaktadırlar.Bu edinimin kazandırılmasında en büyük sorumluluğu olan öğretmenlerimizin ise henüz iki ikere ikinin dört etmemesi durumunda kaç edebileceği konusunda kendilerinin dahi bir bilgisi bulunmamaktadır.Ve MEB'in bu 'bilmeme' senaryosunda, belki farkında olarak belki olmayarak küçümsenmeyecek bir katkısı vardır.(İkinci ihtimal daha kuvvetli görünüyor, zira her iki yılda bir yeni bir düzenleme getirilmektedir okullarımıza.)...Ve devreye medyanın sorumlu yayın yapmaya yanaşmaması, internetin her yere çok ukala ve fütursuzca girmesi (çünkü internet girdiği her yere masumiyetiyle girmiyor), konu ile ilgisi bulunanların yani işlerin düzgün bir şekilde yürümesinde sorumluluğu bulunanların yetkin olmaması, iş bimemesi vs. çoğaltıllabilecek nedenler girince; ortaya halıhazırdaki tablonun çıkması son derece normaldir.Gençlerimiz artık okulu bir eğlence yeri olarak görmekte.Susması gereken yerde konuşmakta, konuşması gereken şeyleri ise hep yanlış seçmektedir.'Üç tarafı denizlerle çevrili yurdumuz' denince akıllarına plajdaki kzılar/erkekler gelmekte, 'demokrasi' denince cinsel özgürlük gelmekte,
'onur' denince kimse bana öte git diyemez gelmekte, 'arkadaşlık' denince tüm arkadaşlar kavgadan geliyoruz abi gelmekte, 'çalışmak' denince ya git işine hiç işim olmaz çalışmakla gelmekte...ve 'sevgi' denince malesef akıllarına hiçbir şey gelmemektedir...'Okullarımızda şiddet' ise değer kargaşası yaşayan gençlerimizin kendilerini ifade etmelerinin en trendy yöntemi olarak ortaya çıkmaktadır. |
21-11-2006, 01:41 | #4 |
|
Şiddet sadece okullarda değil dışarıdada kol geziyor.
Özellikle, içinde yaşadığımız bu kritik günlerde, bir çok kişi sevgiden yoksun ailelerde yaşıyor. Bu yüzdende, sevgisiz, inatçı ve bencil bir nesille karşı karşıyayız. Sağlık sorunları, ekonomik zorluklar, duygusal sorunlar ve daha başka engellerle karşı karşıyayız. Aileler, altın arayıcısının yıkama tavasında altını ayırıp, çakılı attığı gibi çocuklarında oluşan, olumsuz davranışlardan kurtulmalarına yardımcı oluyorlarmı. Çocuklarımızı sevdiğimizi, onlara gösterebiliyormuyuz, işte o zaman, sağlıklı, şiddete eğilimsiz çocuklara sahip olacağız.
Çocuklarımızın hatalarını farkedelim, onlara sevgiyle duygudaşlık gösterelim. |
23-11-2006, 12:02 | #5 |
|
Yapilan son arastirmaya gore yasam ortami veya kosullari ne olursa olsun, matematik ve dil konusunda basarisi yuksek cocuklarda suc orani % 0
|
24-11-2006, 12:01 | #6 |
|
çocuk şiddeti okulda öğrenmiyor arkadaşlar...
ne yazıkki okul çağına gelmeden çoktan öğrenmiş oluyor. anne babasından,kardeşleriyle ilişkilerinde ailenin bulduğu çözümlerden, komşularından... çocuk okula gidene kadar zaten sevgi üzerine kurulu bir dünya görmüyor.bu yüzden de kendi dünyasını da sevgi üzerine kurmuyor. çocuklarımıza önce sevgiyi,sonra inancı,sonra milliyetçiliği öğretmeliyiz. neden mi? ailesinden sevgiyi öğrenen çocuk şiddetten kendini korur.sigara alışkanlığı gibidir zaten şiddet.kendi görmezse uygulamaz da... inanç da en önemli sosyalleşme aracıdır.inancın içinde sadece tapınma,korunma ihtiyacı yoktur.toplum içinde yaşamanın ve ahlakın gelişmesinin en önemli aşamasıdır inanç sahibi olmak.inançsız insanı susuz kalmış çiçeğe benzetirim ben... milliyetçiliğe gelince; çocuklarımız bilmeliler ki, bizim kendi içimizde kavga ederek,arkadaşımızı (hatta eskiden kardeşim derdik biz arkadaşlarımıza) bıçaklayarak,internette malum sitelerde sörf yaparak "chat"leşerek kaybedecek zamanı yok bu ülkenin. çocuk ülkesini sevmeli ve tarihini öğrenmelidir.şiddetten uzak kalabilmenin en önemli unsurları bence bunlar. sonrası mı? artık onları da sizler söyleyin ))) |
25-11-2006, 23:57 | #7 |
|
Çocuklarımıza ülkenin kaybedecek zamanının olmadığını anlatmanın bir yolu olmalı.Zira görünen o ki anlatamıyoruz bunu.Ya da yanlış anlatıyoruz.
Tanıdığım çok az genç ülkesi adına kaygılara sahip.Şaşırmıyorum aslında buna.OKS, ÖSS, KPSS,ÜDS, S,S,S...Her yerde sınavlar var.Hayatlarının biricik gayesi, tek kaygıları sınavlar.Çok acıktığınızda sadece yemek düşünürsünüz; çok susadığınızda sadece su; uykusuz kaldığınızda uyku sadece. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İTM Şikayet Davasında İlamlı İcrada Takibin Durdurulmasına Karar Verebilir mi? | advokat34 | Meslektaşların Soruları | 8 | 17-04-2008 14:32 |
Mehmet Ali Birand ve KADINA YÖNELİK ŞİDDET! Programı= | NİLGÜN SEYMEN | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 0 | 11-12-2006 16:55 |
Çocuklara Yönelik Şiddetin Onlenmesi Konusunda Başbakanlık Genelgesi: | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Çocuk Hakları Çalışma Grubu | 1 | 05-07-2006 18:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |