Bir İhtimal Daha Var *

Eminim bir ihtimal daha var. Matematikten anlasaydık Cern laboratuvarında olurduk. Ama anlayamadığınız için Hukukçuyuz. Hayat matematik veya fizik değil; belki de bu bizim avuntumuz. Keşke öyle olsaydı.

Hayatın matematik olduğunu biliyoruz ama hesap bilgimiz sıfır.

BENİM benzerim yok dediğinde emin ol, en beğenmediğinin de benzeri yok. Şuna şükret ki; ikinizin arasında yaşanılanların da benzeri yok.

Böyle bir sayfayı en ince ayrıntısına kadar düşünüp açmak isterdim. Ama öyle olmadı, hadi hayırlısı.

2007 yılından beri buradayım.. Daha ne kadar dünyadayım onu da bilemiyorum. Payıma ne düştü anlamımız neydi? Umarım birden fazla insana faydam geçerek yaşamışımdır.

Bu noktada tek net bilgi; bir oğlum olduğu ve O'na hayat verdiğim. Bu inkar edilemez evrensel bir artı olsa gerek.

Kimse kusura bakmasın göbeği benden kesilen insanoğlunun geleceğinden ELBETTE umutluyum...
Selametle.

ÜÇ doğrunun bir yanlışı götüreceğini düşünüyorum.

Alıntı: Yazan Av.Ufuk Bozoğlu ÜÇ doğrunun bir yanlışı götüreceğini düşünüyorum.

Doğrularınız, o kadar çok ki, götürecekleri yanlış bulunamamaktadır.
Elbette ki, birden fazla insana faydanız geçerek yaşadığınıza, hepimiz tanık olmaktayız. Saygılarımla..

Alıntı: Yazan Cumhur Okyay Doğrularınız, o kadar çok ki, götürecekleri yanlış bulunamamaktadır. Elbette ki, birden fazla insana faydanız geçerek yaşadığınıza, hepimiz tanık olmaktayız. Saygılarımla..

Sağ olun Üstadım. Burada, hep birlikte olmak çok değerli..

Yalnızlıktan vazgeçmenin en güzel yollarından biri THS.

Her daim saygılarımla,

CEVİZ AĞACI
...
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı"nda
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril
Koparıver gözlerinin gülüm yaşını sil
...
Böyle güzel şiir olur mu?

Nazım Hikmet'in sevdiği ile Gülhane Parkı'nda buluşmaya gittiği ancak polis takibi yüzünden bir ceviz ağacında saklanmak zorunda kaldığı zaman yazıldığı söylenen şiir. Gerçek veya kurgu ne farkeder. Değerinden gram eksilmez.

Buluşmaya geldiğini açık edemeyen ve sevdiğine göz yaşlarını kendisi ile silmesini söyleyen Nazım.

Şiiri bu öyküsü ile okuduğumda içimde çocukken oynadığım saklambaçların gülüşleri ve cezadan korktuğum anların ürperten heyecanı yayılıyor..

Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana,

Bir de Cem Karaca'dan şarkısını dinlemeyi unutmayın.

Sonuncu el ile de hesap gününde, yaratandan alacağın istenebilir. Saygılarimla.

Simsiyah bembeyaz Beşiktaş
Karakartalın yuvasındayız
Ölene kadar yanındayız
Hiç bitmeyecek büyük aşkımız
Biz Kartalız Beşiktaşlıyız

Demiş; büyük şair.

Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane? Tabii ki Beşiktaş.

İlk okuldan beri BJK lı olarak....

Yılın en sevdiğim zamanı; aşure zamanı

Komşuda pişse bize de düşse. )) Beni beklerlerse zor üç yılda anca tamamlarım o kadar malzemeyi, teçhizatı..

Herkes bildiği şeyi yapsın.

Bugün hiç beklemediğim bir şey oldu. Bu zamana kadar hep apartman komşularımdan aşure almışken ilk defa İş Hanı komşumdan mesai saati içinde aşure aldım. Gözlerime inanamadım. Nasıl dilemişsem..

Buradan da meslektaşıma çok teşekkür ediyorum. Ellerine sağlık harikaydı..

Sizi anladığında size zarar vermeyen insan bulabilmeniz dileği ile.. Bulduğumuzda da kaybetmeyelim bir zahmet...

Cumhuriyet
Özgürlük
Tam Bağımsızlık
Onur
Kadın
Uyanış
Direniş
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Başka ihtimal yok...

29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
Varlığımız Varlığına Armağan Olsun!

Her şeyi al
Bana beni geri ver
Bir şansım olsun
Başka yer, başka zaman
Sensiz ömrüm olsun

Nilüfer isimli şarkıdan alıntı:

Değişik bir açısı; hep karşındakine sevgisi için ve insafına seslenirsin ya; burada "sensiz ömrüm olsun" diye haykırana yaşama sevgisini ve onurunu tek başına ayakta tutmak isteyene selam olsun..

Müslüm Gürses ne kadar güzel yorumluyor.. Zeynep Casalini de bir diğer tercih.

İlk defa bir Ahmet Ümit kitabını sevmedim..

Elveda Vatanım...

Neden bu kadar ümitsizdin anlamadım? Neden "AKLA KARA"yı bu kadar kolay karıştırdın anlamadım?

Saygılar......

Geçenlerde televizyonda rastladım.

Matematikte 2 kere 2 dört eder. Çukur'da 2 kere 2 dert eder diyordu.

Bence "Hukukta 2 kere 2 dert eder." )))

Alıntı: Yazan Av.Ufuk Bozoğlu Geçenlerde televizyonda rastladım. Matematikte 2 kere 2 dört eder. Çukur'da 2 kere 2 dert eder diyordu. Bence "Hukukta 2 kere 2 dert eder." )))

Bir Alman atasözü var : Sucuğun içinde ne olduğu ile, mahkemeden ne karar çıkacağı belli olmaz ))

Alıntı: Yazan Cumhur Okyay Bir Alman atasözü var : Sucuğun içinde ne olduğu ile, mahkemeden ne karar çıkacağı belli olmaz ))

Sonuç: Hukuk ömre ömür katmaz..))

Yine de bu Alman Atasözü değil Hintli Atasözü sanki..

Aksi halde sürprizleri sevmeyen Almanlar için hukuk işkence o zaman.

Arkamıza bakmadan 2017'i yolladık. Hoplamalar, zıplamalar, geri saymalar ))

Sonra ne oluyor? Hep aynı şey; aslında hiçbir şeyin değişmediği gerçeği. Çok değil hemen ertesi gün yüzünüzü yıkarken acımasızca karşınıza dikiliyor.

Bunu bir de yaş günlerimde yaşıyorum. İyi ki doğdum falan, kutlamalar, bir taneyim derken 2 Ağustos'ta yine eski tas eski hamam..

Neyse, hoş geldin 2018. Beklentileri karşılayabilmen dileğiyle..

Alıntı: Yazan Av.Ufuk Bozoğlu Arkamıza bakmadan 2017'i yolladık. Hoplamalar, zıplamalar, geri saymalar )) Sonra ne oluyor? Hep aynı şey; aslında hiçbir şeyin değişmediği gerçeği. Çok değil hemen ertesi gün yüzünüzü yıkarken acımasızca karşınıza dikiliyor. Bunu bir de yaş günlerimde yaşıyorum. İyi ki doğdum falan, kutlamalar, bir taneyim derken 2 Ağustos'ta yine eski tas eski hamam.. Neyse, hoş geldin 2018. Beklentileri karşılayabilmen dileğiyle..

“Zaten aktör dediğin nedir ki?..

Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz o boş kubbede, bir hoş seda olarak kalır. Bir zaman sonra unutulur gider.

Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız...

Görooorum hepiniz gardroba koşmaya hazırlanorsunuz.

Birazdan teatro bomboş kalacak.

Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar...

Çünkü Sarenik’in bir şarkısı şu perdelerden birine takılı kalmıştır.

Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir...

Hiranuş’la Virjinya’nın bir diyaloğu eski kostümlerin birinin yırtığına sığınmıştır...

İşte bu hatıralar, o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde yine sahneye dökülürler...

Artık kendimiz yoğuz...

Seyircilerimiz de kalmadı...

Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar...

Gün ağırır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır...

PERDE!...”

05.01.2018

Doğruluğun, dürüstlüğün, cesaretin, bilginin ve erdemin gücünü ispatladığın için en küçüğümüzden en büyüğümüze aşıladığın için Teşekkürler!!

Aydın Abi seni unuttum zannetme..Işığın eksik olmasın..

"Camekanlı arabasıyla Samatya sokaklarında İstanbul’ un en lezzetli lakerdasını satan Tekfur Usta, kendisinden iki kilo lakerda isteyen kişiye 100 gr lakerda sarıp başından sepetler. Soranlara, "Bu ayı iki kilo lakerdayı evine götürür, tavasını ızgarasını yapmaya çalışır. Ziyan edemem lakerdayı.” diyecektir. Alıntı: Aydın Boysan/İstanbul'un kuytu köşeleri.

Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.
ÖMER HAYYAM

Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var, dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal, makal, dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam' ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.

Üstün insan neyin hak olduğunu; alçak insan da neyi satacağını bilir. Konfüçyus

Alıntı: Yazan Av.Ufuk Bozoğlu Üstün insan neyin hak olduğunu; alçak insan da neyi satacağını bilir. Konfüçyus

Birincisi, dalgaların maziyi dahi çizemediği en sert kaya; ikincisi ise esfeli safilin.
Saygılarımla...

Artık o kadar ortadaydı ki durum; konuşmaktan korkmuyor çekinmiyorlardı..Ama bu yine samimiyet değildi. Sadece neden böyle düşündün sorusuyla muhatap olmayacaklardı. Veya şunu diyeceklerdi: Daha başka ne düşünecektim ki?

Kadın bu dünyaya lafzıyla ve ruhuyla hayat verendir. Dünyanın dönmesine izin veriliyorsa emektar kadınların yüzü hürmetinedir.

Her birimize çocuk olma şansı veren kadınlarımıza onurlu yaşama hakkı tanıyalım.

Saygılarımla,

Alıntı: Yazan Av.Ufuk Bozoğlu Kadın bu dünyaya lafzıyla ve ruhuyla hayat verendir. Dünyanın dönmesine izin veriliyorsa emektar kadınların yüzü hürmetinedir. Her birimize çocuk olma şansı veren kadınlarımıza onurlu yaşama hakkı tanıyalım. Saygılarımla,

Yanı sıra, saçını süpürge etmeyi, yaradılış kanunu olarak bilip, üzerinde hiç düşünmeden yerine getiren, saf, temiz ve asil insanlardır.

Çocukluğuma gitmek isterdim. Ağız dolusu kocaman güldüğüm zamanlara. Sokakta yakantop oynayıp hiç yorulmadığım kalabalığa ait olmak isterdim. Voleybolu nasıl hiç durmadan oynardım. Arkadaşlarımın ne olur bırakalım Ufuk çok yorulduk dediklerini, yalvarır gözlerle baktıklarını anımsıyorum. Sahi neden hiç bıkmazdım ya da yorulmazdım oyun oynarken..Ya da neden en son ben pes ederdim...

O kadar birbirinin aynı ki günler; insan yaşadığından şüphe ediyor?