14-11-2011, 22:16 | #1 |
|
TCK m.6 ile MK m.11'in karşılaştırılması
Arkadaşlar,
Değerli bir üyemiz tarafından THS şerhine eklenen bilgi notu üzerine fikir yürütelim mi ? (Şerh için TIKLAYINIZ) Şimdi TCK. M. 6/1b'ye göre çocuk: ''henüz onsekiz yaşını doldurmamış kişi,'' olarak tanımlanmıştır. MK. m.11 ise ''Erginlik onsekiz yaşın doldurulmasıyla başlar.Evlenme kişiyi ergin kılar.'' demektedir. 17 yaşında evlenip reşit olan ''kişi'' halen ''çocuk mudur'' ? Kanun maddeleri arasında çelişki var mıdır? Üyemizin bilgi notunu nasıl değerlendiriyorsunuz ? Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim |
15-11-2011, 00:43 | #2 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Hadi yürütelim. Sayın Meslektaşım, 1. Ceza hukuku, içinde barındırdığı özel hukuk kavramlarının izahını bu kavramın ait olduğu alana müracaat ile yapar. Yalnız, bu şekilde hareket edilebilmesi için, meselenin ceza kanununda tanımlanmamış veya başka bir mahiyette yer almamış olması gerekir. 2. Kanımca "erginlik" ile "çocuk" kavramını ayırdetmek gerekir. Zira hukumuzda 18 yaşını doldurmadan da "ergin sayılma" halleri mevcuttur. Ceza kanunu çocuğun tanımını 6. maddesinde yapmaktadır. Buna göre,
Denilmektedir. Yine, aynı kanunun bir çok maddesinde çocuk kavramı kullanılmakta, çocuğun yaşının suça göre önem arz ettiği hallerde ise çocuğun yaşına göre bir ayırım (15 yaşı tamamlama gibi) yapılmaktadır. Halbuki, mülga 765 sayılı yasada bu açıdan "rüşt/reşit olma" kavramı kullanılmıştır. 5237 sayılı yasa ise suçun mağduru veya faili çocuk olarak (m.31) "18 yaşını doldurmamış kişi"yi temel almaktadır. 3. Bu bağlamda konu değerlendirilirken, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 3. maddesinde geçen,
hükmü önemle dikkate alınmalıdır. Son olarak mevzuatımızın görünümü, çocuk haklarının önemi, çocuğun yüksek menfaatlari ve bu konudaki uluslararası sözleşmeler ve seyir de dikkate alınarak konuyu ele almak gerekir. 4. Bu çerçevede, Kanaatim: Evlilik yoluyla ergin sayılan kişinin, 18 yaşını doldurmadıkça, ceza hukuku anlamında "çocuk" sayılması gerekeceği, bu kişinin medeni kanundan kaynaklanan hak ve yetkilere ehliyet anlamında ergin olarak görülmesi gerektiği görüşündeyim. Saygılarımla. |
15-11-2011, 09:45 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu durumda ise, evlilik içerisinde cinsel özgürlüğünü -eşinin haklarını ihlal etmeyecek şekilde- yaşayabilme imkanı yasalarla kendisine verilmiş "çocuk" müstehcen öğeler içeren görüntü ve eylemlere, farz edelim 12 yaşındaki halinde olduğu gibi tepki vermeyecek, olumsuz etkilenmeyecek, -af buyurun- "bunların alasını ben uyguluyorum/uygularım/aklımdan geçmişti vs. kardeşim, ne var bunda" diyebilecektir. Müstehcenlik içeren görüntü ve eylemler, kendisi için psikolojik ya da bedensel olarak olumsuz anlamda etkide bulunmayacak olan TCK anlamındaki "çocuk" MK anlamındaki "yetişkin" şahsa yönelik gerçekleştirilebilecek bir eylemin mezkur madde anlamında suç teşkil edip etmemesi gerektiği yeniden gözden geçirilmelidir düşüncesindeyim. Sayın üyenin notunu da bu anlamda yerinde buluyorum. Saygılarımla.. |
18-11-2011, 11:10 | #4 |
|
Ömer Güntay arkadaşımın görüşlerine katılıyorum.Ceza kanunu ve çocuk koruma kanunundaki ''çocuk'' kavramı ile medeni kanundaki ''erginlik'' kavramlarını ayrı değerlendirmek gerekir görüşündeyim.
Saygılarımla. |
14-12-2011, 12:47 | #5 |
|
Yasa metninin de tartışmayı fazla zorlaştırmayacak nitelikte olduğunu düşünmekteyim. Çocuk deyimini ergin olmakla değil yaş sınırıyla açıklayan bir yasamız var.
Bunun dışında çocuğun cinsel istismarında da yaş sınırının yanında anlayabilecek durumda olmasının ayrıca açıklanmasını göz önüne alırsak, kişi evlense de diğer yollardan reşit olsa da, çoğu kişiden daha mantıklı hareket edip yetişkin gibi davransa da yasanın açıklığı karşısında 18 yaşını doldurmadıkça kişi çocuk kabul edilmelidir. Kaldı ki bu düzenleme ceza sorumluluğunu kaldırabileceği veya azaltabileceği için lehe düzenlemedir ve bu şekilde yorumlamak da amaçsal yorum bakımından uygun olacaktır. Hüküm zaten 18 yaşından küçük kişilerin yapacakları hatalara karşı adaletli bir çözüm olması açısından düzenlenmiştir. |
05-01-2012, 22:22 | #6 |
|
Ceza hukukunda 'çocuk' kavramı düzenlenirken kişinin fizyolojik durumu, yani vücudunun gelişmişlik hali esas alınmakta ve önem arzetmektedir.
Medeni Hukuktaki 'erginlik' kavramında ise vücudun yapısal durumundan daha fazla evlilik müessesesenin ihtiyaçlarının karşılanmasında 17 yaşında evlenen kişiye,aile birliğinin sevk ve idaresinde karşılışılacak işlemler ve ihtiyaçların karşılanması açısından erginlik yetkileri tanınmıştır. Bu amaçlar altında ergin olanın, 18 yaşını doldurmuş bir kişi addolunması,ceza tertibinin bu kabule göre gerçekleştirilmesi doğru değildir. Ceza hukuku açısından, fizyolojik,yapısal,buna uygun olan evlenmeden önceki kaydi yaşının esas alınması gerektiğiri düşünmekteyim. Saygılarımla. Av. Abdulhalik Oğuz |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
6100 Sayılı Kanunun 10.Maddesi ile 1086 Sayılı Kanunun 10. Maddesinin Karşılaştırılması | tiryakim | Meslektaşların Soruları | 15 | 10-10-2011 22:25 |
6570 Sayılı kanun ve KİK e göre kiralanan taşınmazların tahliye yönünden karşılaştırılması | erkanaga | Hukuk Soruları | 5 | 08-12-2010 11:54 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |